19 Nisan 2010
Olmak ya a Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
Soykırım yalanı ve Alman Devleti
8 Nisan akşamı Alman devletinin birinci kanalı ARD, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili olarak bir haber yaptı. Artık klişe haline gelmiş olan malum yalanlar tekrarlandı. Bu arada İşçi Partisi’nin son yıllarda soykırım yalanına karşı yürüttüğü mücadeleye saldırı da ihmal edilmedi.
ARD’ ye göre İşçi Partisi, “ırkçı” bir Parti idi.
Ertesi gün aynı Televizyon, konu ile ilgili olarak hazırladığı bir buçuk saatlik bir film gösterdi. 13 Nisan günü aynı film, bir kez daha bu kez yorumlar eşliğinde izleyiciye sunuldu.
ARD rastgele bir televizyon değil. Bu kanalda yayınlanan programların sonuç olarak Alman Devletinin görüşlerini yansıttığını söyleyebiliriz.
DEĞİŞEN POLİTİKA
Bu yayının, Almanya’nın Türkiye yönelik politikasında çok önemli bir değişikliğin habercisi olduğunu söylemek çok abartı olmayacaktır.
Bugüne kadar birçok Batılı devlet, ABD tarafından imal edilen sözde soykırım kararını Meclisinden geçirdiği halde Almanya bu girişime hep uzak durdu.
Ama ABD Temsilciler Meclisi’nin Alt Komisyonu’nda ve İsveç’te soykırımım kabul edilmesinden sonra Almanya’nın devlet televizyonundan bu girişimlere destek vermesi anlamlıdır.
Program’da ısrarla söylenen, Türklerin “soykırım” yaptığıdır. Jöntürkler suçlanmakta, ama sadece Jöntürkler değil, tıpkı Amerika’nın yaptığı gibi Türklerin Kurtuluş Savaşı hedef alınmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Osmanlı Devleti ile müttefik olduğunu da dikkate alan yayıncı, Alman Devletini eleştirmeyi de ihmal etmiyor. “bakın biz kendi kusurumuzu da görüyoruz” havasında…
Önemli soru şudur:
Ne oldu da Alman devleti, ülkesindeki 3 milyonu aşkın Türkü ve Türkiye Cumhuriyeti ile olan önemli ekonomik ilişkilerini bir yana bırakarak “sözde soykırım” konusundaki Haçlı Seferi’ne dahil oldu?
TALAT PAŞA KOMİTESİ
Bu sorunun cevabını Türkiye’nin son sekiz yıl, ama özellikle son üç yıl içinde yaşadığı gelişmelerde aramak gerekir.
2005 yılında Batı’da soykırım yalanlarının daha yüksek perdeden dile getirilmesine cevap olarak Türkiye’de Talat Paşa Komitesi adı verilen bir inisiyatif altında çeşitli kurumlardan, Partilerden ve çevrelerden binlerce yurtsever bir araya geldi ve bir dizi etkinlik örgütledi.
22 – 24 Temmuz 2005 tarihlerinde İsviçre’de Lozan’da yapılan etkinliğe 5 bin yurttaşımız katıldı.
Mart 2006’da Berlin’de gene Talat Paşa Komitesi’nin önderliğinde yapılan yürüyüşe 10 bin yurttaşımız katıldı.
2007 yılında da aynı şekilde Lozan ve Paris’te benzer etkinlikler organize edildi.
Yani Batı’nın soykırım yalanına karşı, yurttaşlarımızı ayağa kaldırarak Batı’nın başkentlerinde son derece önemli bir mücadele verildi.
Talat Paşa Komitesi, Moskova’da Rus Devlet arşivlerinde bulunan Ermeni belgelerine ulaştı ve bu belgeleri 10’dan fazla kitap olarak yayınladı.
Bu kitaplar aynı zamanda başta İngilizce, Fransızca ve Almanca olmak üzere çeşitli yabancı dillere çevrildi ve olanaklar ölçüsünde Batı kamuoyunu aydınlatmak amacıyla dağıtıldı.
Yani emperyalist yalanlara karşı Türkiye’nin yurtseverleri, 2005 yılından 2008 yılına kadar Batılı başkentlerde son derece başarılı bir mücadele verdiler.
Bu tablo 2008 yılından itibaren değişti.
SALDIRI
2008 yılı başında Talat Paşa Komitesi üyesi Doğu Perinçek ile aynı Komitenin Genel Sekreteri Ferit İlsever’in Ergenekon davası kapsamında tutuklanması, soykırım yalanlarına karşı verilen mücadelede bir dönüm noktasıdır.
Silivri’de süren yargılamalarda Talat Paşa Komitesi’nin faaliyetleri suç kanıtı olarak ele alınmıştır.
Kısacası Türkiye’yi yönetenler, bugün soykırım yalanına karşı mücadele eden yurtseverlere saldırmış, Türkiye’yi savunmak suç haline gelmiştir.
Emperyalistler açısından bu durum, ele geçmez bir fırsatın ayaklarına gelmesi olarak değerlendirilmiştir.
Nitekim 2008 yılından sonra emperyalist küstahlık azgınlaşmış, İngilizlerin ünlü yalan propaganda broşürü Mavi kitap Türkçe olarak yayınlanmış, Ankara’da 2009 yılında bir Otel’de Ermeni Soykırımı üzerine sempozyum düzenlenmiştir.
Yani Türk yurtseverlerinin Batılı başkentlerinde daha önceki yıllarda vatanlarını savunmak amacıyla yaptıklarının tam zıddı eylemlere tanık olduk. Emperyalistler ve uşakları Türkiye’ye yönelik emperyalist niyetlerini Türkiye’nin başkentinde seslendirmek cüretini gösterebildiler.
İşte Almanya’nın değişen politikasını bu koşullar içinde düşünmek gerekiyor.
EMPERYALİST NİYETLER
Bütün bu gelişmelerin ve Almanya’nın değişen politikasının sorumlusunun AKP iktidarı olduğundan en ufak bir şüphe yoktur.
“Ermeni açılımı” adı altında, emperyalist dayatmalara boyun eğen, “Ermeni Soykırımı tarihsel ve emperyalist bir yalandır” diyen yurtseverleri suçlayan ve hapse atan AKP, yaşadığımız tablodan sorumludur.
Almanya, AKP’nin Ankarasına bakmakta ve teslim olan bir Türkiye görmektedir.
Bu durumda Bölgenin ve Türkiye’nin siyasi coğrafyasının yeniden şekilleneceğini düşünmekte ve buna göre vaziyet almaktadır.
Ama unuttukları bir gerçek var:
AKP, Türkiye değildir.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
