9 Aralık 2016 Cuma

((slayt izle)) 1) 15 Temmuz’da Yeşilköy Kavşağı 2) Pro!

Olayları anlayabilmekte çok yararlı yazılar.
A.D.Şimşek

15 Temmuz'da Yeşilköy Kavşağı Bülent Erandaç

15 Temmuz, Aziz Türk milletinin 'hıyanet nedir, hainlik nedir, satılmışlık nedir' hepsini yaşadığı bir gecedir. En unutulmaz tarafı da, 'şahadet nedir, adamlık, kahramanlık nedir, güçlü liderlik nedir' sorularının cevap bulduğu gecenin-günün adıdır. O gece güçlü lider Tayyip Erdoğan'ı taşıyan uçak, Amerika'nın gizli CIA'si Strafor'un verdiği koordinatları takip ederek, kendisini takip eden hainlerin arasından sıyrılarak 15 Temmuz'da Atatürk havalimanına indiği anda, uçağın kapısında kendisini bekleyen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'le göz göze gelmişti.
O gecedeki heyecanını, ruh halini Metin Külünk, TAKVİM okurları için bir kez daha anlattı: "15 Temmuz gecesi büyük işgal girişiminin kimyasını bozan iki şeyi, Erdoğan'ın yüz hatlarında gördüm.
1) Milletin gücünü,
2) Tayyip Erdoğan'ın çakmak çakmak gözlerindeki Allah'a-peygambere inanıştı.
O gün bu iki güç ayağa kalktı. O gece Aziz Millet, 200 yıllık geleceğinin imzasını attı." AK Parti İstanbul Milletvekili, o günden bu yana hemen hemen birkaç günde bir Türkiye'yi dolaşıyor. Panellere katılıyor. O gece, İstanbul Atatürk Havaalanı'na inen Erdoğan'ın kararlılığını topluma mal etmek için dolaşıyor. Metin Külünk'le konuştum.
O gece uçağa yaklaşan merdivende Erdoğan'a dokunarak yaşadıklarını bir kez daha anlattıktan sonra, bir sözü var ki, Aziz Milletimizin ruhunu işaretliyor:
"Doğum gününü bırakıp, 3 çocuğunu bırakıp sahaya koşan tereddütsüz haine namluyu doğrultup 30 kurşunla şahadete hoş geldin sefa geldin diyen Ömer Halisdemirlerin ruhu ve Kazan'da milletin üzerine bomba yağdırmak için kalkan uçakları engellemek için tarlasını yakan güç aslında bir darbeyi engellemedi.
Gelecek yüzyıllık kaderimizi de belirledi." Külünk "15 Temmuz'un arkasındaki akıl Sevr'i dayatan akıldır" dedikten sonra, stratejik değerlendirmeler yaptı:
"İçinde bulunduğumuz coğrafya dünyanın merkezdir. Coğrafyayı anlamadan dünümüzü de yarınımızı da anlayamayız.
Bu coğrafya İnsanlığın geçiş noktasıdır. Üç din bu topraklarda doğdu. Bu coğrafyada insanlık medeniyet ile tanıştı. İslam bu topraklarda ikram edildi. Dünyanın en önemli kaynaklarından biri olan enerjinin bulunduğu topraklardayız."
UYUMUYORLAR: Metin Külünk ayrıca ciddi uyarıda bulundu: "Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın oynanmak istenen oyunları bozdu. Fakat 15 Temmuzlar bitmedi. Tarihin seyrini değiştirecek olan bilgiye ulaştığımız zaman, bunu ürettiğimiz zaman 15 Temmuzlar olmayacaktır. 10 yıldır sürekli 15 Temmuzlar yaşıyoruz. Danıştay cinayeti, 17 Nisan e-muhtıra, AK Parti kapatma davası, Hırant Dink cinayeti, Uludere olayı, İlker Başbuğ'un tutuklanması, 7 Şubat, Gezi olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz işgal girişimi..." Vatandaşlarımızın sıklıkla dile getirdiği '15 Temmuz başarılı olsaydı, neler olurdu' sorusunu Külünk'e yönelttim, cevapladı: "İç savaş çıkartacaklardı. PKK koridoru oluşturup ülkemizi paramparça edeceklerdi. Devleti çökertip, mandacı bir Ankara oluşturacaklardı. İdare edilen bir Türkiye, yeni haritalara hayır diyemeyen, Müslüman dünya ile arasına konacak tamponlara, kantonlara itiraz edemeyen, bir Türkiye formatlayacaklardı." Metin Külünk'ün son cümleleri ise düşündürücü: "ABD yeni bir Lozan istiyor. Cumhurbaşkanımız Lozan üzerinden Misak-ı Milli'yi ifade ederek Batı'ya rest çekmiştir. Erdoğan bu torakların milli tapusudur. 15 Temmuz'un doğrudan hedefi Sayın Erdoğan'dı. 15 Temmuz'un arkasındaki kirli akılı sadece FETÖ'ye bakarak göremeyiz. Dolar hareketliliği de bunun bir örneğidir. 15 Temmuz'u unutturmak istiyorlar. Yükseliş mücadelemizde birlik beraberlik içinde olmalıyız."

SONUÇ: Görünüyor ki CHP, 15 Temmuz'un kirli aklını devralmış bir pozisyonda. Türkiyemizi parlamenter sistemin arkasına gizlenmiş otoriter yöneticiler üzerinden şekillendirmek isteyen oyunlara hizmet ediyor. İnşallah, 15 Temmuz'un parlamenter sisteminin arkasına sığınan KİRLİ AKLI-ŞEYTAN AKLI-ÜST AKLI Aziz Milletimiz Mayıs- 2017'de de paçavraya çevirecektir.


İkinci yazı

Pro! Bekir Hazar

CHP'nin HDP'leşeceğini ilk yazan kişiyim. Bir Amerikalı bunu söylediğinde"CHP ulusalcıdır.
Mümkün değil" demiştim. O Amerikalı "Washington'dan biri geldi Kemal Bey'e... CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak. Görevi CHP'yi HDP'leştirmek. Bu bir proje" diyordu. "CHP HDP'ye dönüşecek" diye yazdığımda bazıları maille, kimi de twitter'den mesaj yağdırıyordu.
Küfürle gelenler, dalga geçenler gırla gidiyordu. O bahsedilen CHP Genel Başkan Yardımcısı "Seçimde ailece HDP'ye oy verdik" deyince bana küfür edenler, dalga geçenler sanki yer yarıldı da yerin dibine girdiler. Bugün "Partimiz birgün HDP, bir gün FETÖ ile kolkola" diye isyan eden CHP milletvekilleri ve Kemal Bey'in kardeşiyle tanışıyoruz. Ve artık şaşıran, dalga geçen yok. CHP tüm icraatları ile adeta "PROJE PARTİSİYİM" diye bağırarak, ilkelerinden göç ediyor. CHP'nin HDP ile yakınlaşmasını bazıları "Bütünleşme olursa Kandil CHP'den eleman toplar" diye tehlikeli bulsa da, ben projeyi normal karşılıyorum. Hiçbir mimar kar etmeyeceği bir pojeye imza atmaz. Nasıl partiyi HDP'leştirmek üzere Washingon'dan Genel Başkan Yardımcısı olarak biri CHP'ye atanıyorsa, geçmişte de benzer projelere tanık olduk. Yine yıllarca ve defalarca CHP Genel Sekreterliği yapan Kasım Gülek'in, Pentagon'daki istihbaratçı albay baldızı aracılığı ile FETÖ lideri Gülen'i nasıl ABD'ye taşıyıp kefil olduğunu dün uzun uzun yazdık. Üç dini tek din altında toplayan Moon Tapınakçıları ve Rockfeller Vakfı üyesi Kasım Gülek yıllarca CHP Genel Sekreterliği yapıyor, FETÖ'yü ABD'de CIA ile buluşturuyor ve cenaze namazını Gülen kıldırıyor ancak bunu bu ülkede kimse sorgulamıyordu. "Kasım Gülek gibi bir CHP Genel Başkan Yardımcısı neden cenazemi FETÖ liderine emanet ediniz dedi?" sorusu niçin kimsenin aklına gelmezdi. Gülen Vatikan'a gittiğinde kendisini Roma havalanında Türk büyükelçisi karşılamıştı. O dönemin kudretli Generali öfkeyle adeta Başbakanlığa baskın düzenleyip "Hiçbir resmi hüviyeti olmayan bir vaizi nasıl büyükelçi karşılar? Alın Roma'daki büyükelçiyi görevden" diye bağırarak koridorları inletiyordu. Ecevit "O büyükelçiyi karşılamaya ben gönderdim" diye rest çekiyordu. Gülen'in "Deccal, gözleri şehla bakıyor, işe yaramaz" diye hakaretler yağdırdığı Ecevit, yıllarca CHP Genel Başkanlığı yapıyor ama FETÖ lideri için Generallere kafa tutuyordu. "Deccal" diye tanımlananla, "Deccal" teşhisi koyanı yan yana getiren GÜÇ kim diye de sorgulayan çıkmadı bu ülkede. "FETÖ liderine YEŞİL PASAPORTU verenlerin arkasında Ecevit ve CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'in kızı Devlet Bakanı Tayyibe Gülek vardı" diye kimse manşetlerine taşımadı. CHP üst düzey yöneticisinin FETÖ liderini taşıdığı Pentagon'dan NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'na atanan Orgeneral Curtis Scaparotti de Financial Times'a demeç veriyor. "NATO'da görevli Türk subaylar büyük hizmet verdi. Darbe suçlamasına muhatap olunca zayıfladık.
Darbeye katıldıklarını düşünmüyorum" diyerek adeta FETÖCÜLERE sahip çıktı. Başkomutana darbe girişimi oluyor.
Başkomutan darbe sonrası NATO'daki subayları Türkiye'ye çağırıyor. O subaylar gelmediği gibi bir de iltica talebinde bulunuyor.
Türkiye'nin güvenliğini sağlamakla görevli NATO'nun tepesindeki General "Yahu Başkomutanının geri dönün çağrısına uymayan, başka ülkelere sığınan asker vatan hainidir. NATO'nun vatan hainleri ile işi olmazBeni komutanım çağırsa ben de gitmesem HAİNİM" diyeceğine yetkisi dışına çıkıp ihanetçileri sahipleniyor. Bu çıkışı ile "Darbenin içinde NATO var" iddialarına çanak tutup, adeta "Ben de gidiciyim" diyor. Diğer yandan 20 Ocak'ta yenilenecek ABD kongresindeki FETÖ'den milyon dolarlar alan senatörler, Pensilvanya sözcüsünü giderayak kongreye davet ediyor. ABD'nin yeni başkanına Ulusal Güvenlik Danışmanı olan emekli General "El Kaide neyse FETÖ odur" diyor. Birileri de o El Kaide ile aynı teraziye koyduklarını NATO'dan sahiplenip, Kongreden kucak açarak, yeni Başkan döneminde ABD-Türkiye arasına yeni nifak tohumları sokmak için oyun kuruyor, adeta birbiriyle yarışıyor. Biz fotoğraflarda yer alanlara hep FOTOJENİK mi diye bakarız. Arkasındaki FETOJENİK hareketleri göremeyiz. Çünkü prototip olarak 200 yıldır promosyoncu ve provokasyoncu PROJELERLE bizi prodüksiyonlayan profesyonel prodüktörlerin projeksiyonunda programlanmanın profesörü olmuş profillerle doldurulmuş şişman bir ülkeyiz. Mücadelemiz PROtein fazlalığına karşı!
http://www.takvim.com.tr/yazarlar/bekirhazar/2016/12/09/pro

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.