1 Kasım 2011
Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
Depremdeki “yağma”lar neyi gösteriyor?
Van-Erciş Depremi ile birlikte Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Türkiye’nin çeşitli illerinden ve çeşitli kuruluşlar tarafından gönderilen yardım malzemesi yüklü araçların önü yolda oldukça kalabalık gruplar tarafından kesildi, yağma edildi.
Türkiye çok daha büyük felaketler yaşadı. 12 yıl önce 20 bin yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan Adapazarı ve Kocaeli Depremi’ndeki yıkım, Van-Erciş ile kıyaslanmayacak boyuttaydı. Yaşanan mağduriyetler de hiç şüphe yok, çok daha büyük boyutlardaydı.
Buna rağmen tek bir yağma olayı yaşanmadı.
Bundan 35 yıl önce Erciş’in tam yanıbaşında olan Çaldıran’da büyük bir deprem yaşandı. Can kaybı 3 binin üzerindeydi. Yani Erciş’te yaşanandan çok daha büyük bir felaket. Ama o zaman da tek bir yağma olayı olmadı.
1939 Erzincan Depremi; 40 bin yurttaşımız hayatını kaybetti. 1967 Varto, 1975 Lice Depremleri ve diğer doğal afetler. Hiç birinde yağma olayı yok.
Demek ki felaket anlarında yağmacılık yapmak, bu toprakların insanlarının tipik bir davranış biçimi değil. Hatta sadece Van ve Erciş’te görülmesinden hareketle bu davranışın anormal bir durum olduğunu söyleyebiliriz.
Van ve Erciş’te depremin üç ve dördüncü gününden itibaren tanık olduğumuz yağma olayları, son derece önemlidir ve üzerinde durulmalıdır.
Bir felaket bölgesindeki mağdurların tümüne gönderilmiş olan malzemenin bazı kişiler tarafından yağmalanması ile ilgili söylenecek ilk şey, o insanlar açısından toplum bilincinin bulanmış olduğudur.
Nedenleri üzerinde duracağız ama bu olayda “tasada ve sevinçte ortak olmak” diye ifade edebileceğimiz duygu birliği yok olmuştur.
Yağma eylemine katılan kişi, kendini düşünmektedir. Kendisinden daha mağdur, daha fazla yardıma muhtaç insanların olabileceğini umursamamaktadır.
Oysa aynı insanlar, 5 sene, 10 sene, 30 sene önce yaşadıkları benzeri felaketlerde farklı davranışlar göstermişlerdi.
Değişen nedir?
AKP POLİTİKASININ SONUCU
Değişen, AKP iktidarının izlediği politikalarla toplumumuzu getirdiği yerdir.
İktidar, toplumun bir kesimini “kendi insanı” olarak görmekte, kendisinden olmayanı ise yok saymaktadır. AKP, toplumumuzu inançlarına göre bölmekte, siyasal düşüncesine göre bölmekte, kendisine tâbi olup olmadığına bakmakta ve ona göre harekat etmektedir.
Üniversite sınavı veya kamuya personel alımı için sınav yapılmakta ve ortaya çıkmaktadır ki AKP soruları yandaşlarına önceden ulaştırmıştır.
Yargılama, AKP karşıtlarının tasfiye edilmesi faaliyetinin adı olmuştur.
Ülkenin kaynakları yandaşlara pervasızca aktarılıyor ve bir eski bakanın deyişiyle “AKP zenginlerinin malvarlığı açıklansa, TÜSİAD patronlarının orta halli kalacağı görülecektir”.
Bu listeyi aklınıza gelebilecek her konuyu söz konusu ederek uyarlayabilirsiniz. Kısaca AKP “tasada ve sevinçte ortak insan topluluğu olan Millet”i bölmüştür ve “benden olanlar ve olmayanlar” ayrımı artık her yerdedir.
Böyle olduğu içindir ki insanlarımızın, ortak bir kadere sahip oldukları ve ancak beraber hareket ederlerse daha iyi bir geleceğe sahip olacakları duygusu tahrip edilmektedir.
Ve herkes deyim yerindeyse “başının çaresine bakmaktadır.”
DEPREMDE BÖLÜCÜLÜK
AKP bölücü politikasını Van Depremi’nde de sergilemiştir.
Deprem olmuş, yüzlerce insanımız ölmüş, yüzlercesi enkaz altında, ama Bölge’ye giden Hükümet yetkilileri başta olmak üzere İlin Valisi, diğer yetkilileri BDP’li belediye başkanı ile görüşmemektedirler.
Hiçbir basın yayın organı AKP’nin korkusundan bu Parti’den olan yerel yöneticilerin görüşünü, taleplerini yansıtmaya cesaret edemiyor.
Yani AKP burada da bölücülük yapıyor.
Van ve Erciş’te hemen hemen herkes, AKP’nin 9 yıllık iktidar pratiğine bakarak ve depremden sonraki 3-4 günlük çalışmaları da izleyerek bu iktidarın kendilerini “görmediği” kanaatine varıyor.
İşte yağma eylemini doğuran düşünce budur.
ETNİK SİYASET DE BÖLÜYOR
“Millet” bilincinin bulunmaması, toplumumuzun çeşitli nedenlerle kendini ortak milli varlığın bir parçası olarak değil, daha farklı toplumsal-siyasal toplulukların bir parçası olarak görme bilinci, BDP’nin davranışında da kendini ortaya koymuştur.
BDP’li Van Belediyesi internet sitesinde, Van’a gönderilen yardımlardan bahsederken, “İstanbul, Adana, İzmir ve diğer illerdeki Kürtlerin yaptığı yardımlar”dan bahsediyor.
Oysa Van için bütün millet seferber oldu. Türk ve Kürdüyle.
Ama “Ortak Millet” bilincinin tahrip olması, BDP’nin de sadece Kürt yurttaşı görmesine yolaçmış durumda.
ASIL DEPREM
Van-Erciş Depremi, “yağma” boyutuyla, karşı karşıya olduğumuz asıl felaketin habercisidir. Jeolojik depremin yolaçtığı zarar giderilir, yaralar sarılır, acılar zamanla unutulur.
Ama Milletin bölünmesinin yolaçacağı “Deprem” kesinlikle çok daha büyüktür ve telafisi olanaksız kayıplara yol açacaktır.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin