25 Kasım 2011 Cuma

((slayt izle)) Mehmet Bedri Gültekin: Dersim üzerinden vurulan kim?


 

  

 Mehmet Bedri Gültekin

 25 Kasım 2011

 

Dersim üzerinden vurulan kim?

 

            En açık sözlüleri Amberin Zaman oldu. 21 Kasım tarihinde HaberTürk gazetesindeki köşesinde; “Atatürk’ün sorgulanacağı yegane konu Dersim’dir. Diktatörlüğü filan değil” diye yazdı.

            İzleyenler hatırlayacaklardır. Başını Taraf ve Zaman gazetelerinin çektiği bütün basın organlarında, Ekim ayı boyunca “Atatürk’ün diktatörlüğü” üzerine düzinelerce köşe yazısı, makale yayınlandı. 10 Kasım’a doğru bu yayınlar iyice yoğunlaştı.

            Bir yandan doğrudan doğruya CIA’dan ve Batı emperyalizminden çeşitli fonlardan, öte yandan İktidardan ve F Tipi Gladyo’dan yemlenenlerin bütün bu saldırılarına halkımız 10 Kasım günü tokat gibi bir yanıt verdi.

            Türkiye’nin dört bir yanında milyonlar saat dokuzu beş geçe saygıyla ayağa kalktılar. Televizyon ekranlarından ve gazete sayfalarından kin kusanların çığlıklarına “sinek vızıltısı” olarak baktıklarını ortaya koydular.

            İşte bu noktada Atatürk’ün Kurduğu Parti’den milletvekili olmuş Hüseyin Aygün imdatlarına yetişti. “1938 yılında Dersim’de yapılan katliamdan CHP sorumludur. Atatürk’ün de bu katliamdan haberi olmaması düşünülemez” dedi.

            O günden bu yana tam 15 gün geçti. Ne kadar Türkiye düşmanı, Atatürk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı ve hatta “Alevi düşmanı” varsa bu ülkede, hepsi bayram ediyorlar.

            Hüseyin Aygün şimdi onların “kahramanı”. Sadece bu kadarı bile fazlasıyla uyarıcıdır. Çok değil bundan altı ay önce Çorum’da seçim konuşmasında Tayyip Erdoğan; “Alevilerin katli vaciptir” fetvası veren “Ebussuud efendi ile gurur duyuyoruz” demişti.

            Aynı Tayyip Erdoğan şimdi Dersim’de “Alevilerin katledildiğini” söyleyip gözyaşı döküyor!

 

AMAÇ: FAŞİZMİN ANAYASASI

            Türkiye faşizmin ve bölünmenin Anayasasına doğru götürülürken en büyük engel Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile başardıkları, bütün saldırılara rağmen yok edilemeyen Atatürk’tür.

            Atatürk’ün bu millete kazandırdıkları, milletin bilincinde yaşamaya devam ettiği müddetçe onlar açısından her zaman tehlike vardır. 2007 Cumhuriyet Mitinglerinde bir ay içerisinde 10 milyon insanı ayağa kaldıran güç her an yeniden gündeme gelebilir ve özellikle şu son dört yılının zulüm politikalarının hesabını sorabilir.

            İşte onun için Atatürk’ün diktatörlüğünün üzerine yazıp duruyorlar.

            Hepsinin iplerini elinde tutan merkez “yazın” demiştir.

            İşte onun için Hüseyin Aygün’ü baştacı etmişlerdir. Hüseyin Aygün; hem Dersimli, hem Alevi, hem de Atatürk’ün partisinden milletvekilidir.

            Atatürk’ü yok etmek isteyenlerin hedeflerine varabilmeleri için mutlaka kendi yanlarına çekmek istediği adresleri temsil ediyor.

            Fethullah Gülen’in Türkiye’deki sözcüsü olduğu söylenen Hüseyin Gülerce, 23 Kasım günü Zaman gazetesindeki köşesinden özetle şunları yazdı:

            “Vesayet rejimi bugüne kadar Alevileri hep kullandı. Maraş ve Çorum katliamları da, Alevileri kullanmak için tertiplenmiş olaylardır.”

            Aynı gazetede aynı gün, Hüseyin Gülerce’nin sütun komşusu Mehmet Kamış ise; “Aleviler maalesef Dersim’deki katliamların arkasındaki güce ulaşmak için hiç gayret göstermediler. Dersim’le yüzleşirlerse görecekler ki, onların en büyük düşmanı Sünniler değil, Madımak’ın da, Maraş’ın da arkasında zannettiklerinden başkaları var” diye yazıyordu.

            Hiçbir Alevi bugüne kadar Sünnileri düşman olarak görmedi. Yukarıdaki ifadeler her şeyden önce, halkı Alevi ve Sünni diye bölen bir zihniyetin ürünüdür.

            Ama daha önemli olan şu: Hüseyin Gülerceler şimdi Cumhuriyet’e karşı yürüttükleri saldırıda, Alevileri kendi yanına çekmek veya en azından kafalarını karıştırıp tarafsız hale getirmek istiyorlar.

            Hüseyin Aygün’e düzülen methiyelerin ve “Dersim katliamı” üzerine dökülen timsah gözyaşlarının nedeni budur.

 

KLASİK GLADYO YÖNTEMİ

            Hüseyin Gülerce, yazısının sonunda baklayı ağzından çıkartıyor: “Ergenekon davası Alevi camiasını sarstı. Ama Alevi kurumları, kendilerine yakışacak duruşu sergileyemediler.”

            Gladyo’nun 70 yıla yaklaşan karanlık pratiği içinde dünyanın çok sayıda ülkesinde hayata geçirdiği bir yöntemdir: En kirli oyunları oynar, en büyük cinayetleri işler, sonra da döner, işlediği o suçları yok etmeye çalıştığı muhaliflerin, hatta o suçun mağdurlarının üzerine atar. Böylece bir taşla birkaç kuş vurmuş olur.

            Bir yandan kendini “temize” çıkarırken, öte yandan muhaliflerinden kurtulmuş olur.

            Gladyo son yarım yüzyılda Çorum, Maraş, Sivas’ta Alevilere yönelik katliamlar gerçekleştirdi.

            Şimdi ise Hüseyin Aygünlerin yardımıyla o suçlarını bu ülkenin yurtsever devrimcilerinin üzerine atmak istiyor.

            Dersim’de yaşanan acılar ise bu meşum planın örtüsü olarak kullanılıyor.

 

                                                                                              mbgultekin@ip.org.tr



--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin