10 Kasım 2011 Perşembe

(MADENCİYİZTR) Prof.Dr.Ali KAHRİMAN HOCAMIZIN DEPREM YORUMU

VAN DEPREMİ , İKTİDAR BAŞTA OLMAK ÜZERE  ÜLKE SİYASETİNİN VE HALKIN
SORUMLLUKLARINI BİR KEZ DAHA ACIMASIZCA HATIRLATMIŞTIR

Ulusumuzun son on yılda yaşadığı, yüzyılın en önemli deprem
felaketleri sonrasında; yazılı ve görsel yayın organlarımızda, deprem
oluşum süreci, deprem hasarları, zemin, yerleşim alanları seçimi ve
yapı teknolojisi gibi konularda, uzman olan olmayan pek çok kişinin
görüş ve önerilerini tam bir hayal kırıklığı ve şaşkınlık içinde
izlemekteyiz. Marmara depremlerinin toplum bilincinin
oluşturulmasındaki katkısı hiç yokmuş gibi davranılmakta Özellikle
olabilecek yeni depremlerin yeri ve zamanı konusunda, bilim
adamlarından öngörüde bulunmaları istenirken; yer bilimleri alanında,
yerin karmaşık yapısına ek olarak pek çok değişkenin olması ve
bunların ölçümlerindeki güçlükler dolayısıyla, diğer mühendislik
disiplinlerinden farklı olarak, noktasal çözümlerin olanaklı olmadığı
dikkate alınmadığından, yapılan yorumlara gereğinden fazla anlam
yüklenmek suretiyle daha fazla kafa karışıklıklarına neden
olunmaktadır. Halbuki, oldukça basit bir yaklaşımla sadece son
yıllarda yaşadığmız deprem istatistiklerine ve ulusal kayıplarımıza
bakılmak suretiyle coğrafyamızda depremin kaçınılmaz olduğu ve mevcut
teknolojiyle önceden tahmininin de anlamlı sonuçlar yaratacak şekilde
olanaklı olmadığı açıktır. Esasen konuyla ilgili bilim adamlarının
ifade ettiği de budur. Dolayısıyla da kısa, orta ve uzun vadeli
programlarla, olabilecek deprem hasar etkilerini en aza indirecek
önlemlere konsantre olmak daha gerçekçi olacaktır. Bu kısa
değerlendirmeyle birlikte, uzun zamandan beri patlatmalı kazılar
sırasında oluşan yer sarsıntılarının çevredeki yapı ve tesislere olan
hasar etkilerini deneysel ölçümlerle incelemekte olan bir bilim adamı
olarak, halkımızın, önemli gördüğüm 3 ana konuda bilgilendirilmesi
gerektiğini düşünmekteyim.

1. Van depremi sonrası ne yazıkki daha öncekilerde olduğu gibi,
İstanbul başta olmak üzere, tüm yurtta çeşitli yerleşim birimlerimiz,
bazı kişilerce, ilçe ilçe hatta mahalle mahalle tariflenerek, depreme
karşı dayanıklı veya zayıf zeminlere haiz olarak sınıflandırılmış ve
bazı bölgeler deprem açısından çok riskli, bazı bölgeler ise güvenli
ilan edilmiştir. Kötü zemin koşullarının, yapılara iletilecek sismik
dalgaların genlik ve ivmelerini arttıracağı muhakkaktır. Ancak bu tek
başına hiç bir anlam taşımamaktadır. Çünkü yapıların depremden zarar
görmesine neden olacak en önemli unsurlar, zemin taşıma gücü, zemin
frekansı, yapının öz yapısal frekansı, yapının esnekliği, rijitlik
ekseninin konumu ve deprem dalgasının yönü ile yapının bu dalgayı
karşılama konumu gibi parametrelerdir. Örneğin; sağlam kaya üzerine
kurulu bir binanın, yüksek frekanslı bir deprem dalgasından hasar
görme riski, zayıf zemine kurulu bir binanın düşük frekanslı bir
dalgadan etkilenme riski ile aynı düzeyde olacaktır. Keza, ister
sağlam zemine, isterse zayıf zemine kurulu olsun, deprem dalgasının
geliş yönüne, uzun ekseniyle paralel durumda konumlanmış bir yapı,
kısa ekseniyle konumlanmış olana göre daha çok hasar görecektir. Aynı
şekilde, binanın imalatı sırasında kullanılan malzeme, bina
yüksekliği, yapı tipi ve inşaat teknolojisi gibi unsurlara bağlı
olarak kontrolü mümkün olan bina öz yapısal frekansı, zemin hakim
frekansı ile uyumlu olduğunda, rezonans oluşacağından zeminin
sağlamlığından bağımsız olarak çok daha fazla hasarlara yolaçacaktır.
Bu nedenle yapıların, bu verileri dikkate alarak statik ve dinamik
yüklere dayanıklı olarak projelendirilmesi en önemli deprem güvencesi
olacaktır. Olası depremlerin yönü ve ivme büyüklüklerinin ilgili
uzmanlarca tahmin edilmesi ve şehir plancılarının bu verilere göre
kentlerin hakim bina konumlarını belirlemeleri zorunluluk
arzetmektedir. Özellikle İstanbul başta olmak üzere tüm riskli
merkezlerdeki mevcut yapıların, oluşturulacak deprem senaryoları
dikkate alınarak, deprem güvence düzeyleri, kurumsal uzman
kuruluşlarca belirlenmeli ve gerekli güçlendirme programları,
finansman desteğiyle hızla uygulamaya konulmalıdır. Ülkeyi
yönetenlerin ve yönetim alternatifi olmak isteyenlerin bir an önce tam
ve kapsamlı bir model  bazında projeler üretmeleri  halkın katılımı
ile uygulamalara geçmeleri  gerekmektedir.

2. Bu bağlamda çağdaş halkın katılımını da özendiren, yaratılacak
katma değerleri toplum yararına paylaştıran bir yaklaşımla arazi
kullanımı ve yönetimi modeli oluşturulmalı, bu eksende mevcut
uygulamalar da  gözden geçirilerek kentsel yenileme yada kentsel
dönüşüm politikaları geliştirilmeli ve acilen uygulamaya konulmalıdır.

3.Yapı tasarımlarının gerçekçi olarak yapılması için, bir dizi
jeoteknik test sonucu belirlenmesi gereken zemin emniyet gerilmesi ve
zemin frekansı gibi parametrelerin, konusunda uzmanlaşmış, uygulamalı
zemin ve kaya mekaniği öğrenimini almış, yetkin jeoteknik
mühendislerince (inşaat, maden, jeoloji ve jeofizik)
gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır. Ancak son zamanlarda, önemli
depremlerin hafızamızı canlı tuttuğu bu günlerde dahi ne yazık ki,
zemin mekaniği, Schmidt çekici yada sismograf adını dahi duymamış olan
bir takım insanların çok da mütevazi rakamlarla konuyla ilgili
raporlar hazırlamakta oldukları ve ilgililerce bu tür raporlara itibar
edildiği sıkça duyulmaktadır. Ülkemizde, yukarıda belirtilen
mühendislik disiplinlerine eğitim ve öğretim veren üniversitelerdeki
pek çok akademik kadroların dahi bu tür bir deneysel kapsamlı rapor
hazırlamaktan uzak olduğu dikkate alındığında, durumun vehameti ortaya
çıkmaktadır. Öte yandan bu yöndeki talepler de giderek artmaktadır. O
halde ne yapılmalıdır? Öncelikle bu olanaklara sahip üniversitelerin
hızlı bir organizasyonla, konuyla ilgili elemanlarını biraraya
getirmek suretiyle olabildiğince fazla sayıda ekipler oluşturarak
uygulama veya proje kontrol hizmetlerini arttırmaları gerekmektedir.
Ayrıca bu konuda uzmanlar yetiştirmek için meslek içi eğitim
seminerleri düzenlemelidirler. Meslek odaları; serbest meslek icra
eden üyeleri arasında, bu konuda yetkin ciddi uzman kadrosuna,
laboratuvar olanaklarına  haiz olanları saptayarak, sorumluluk
almalıdırlar. Keza, üniversitelerle işbirliği halinde meslek içi
eğitim seminerleri düzenleyerek yeni uzmanların devreye girmelerini
sağlamalıdırlar.

Olası bir depremden korunma ihtiyacındaki halkımızın da, yukarıda
belirtilen deneysel ekipmanlarla teçhiz edilmiş kurum ve kuruluşları
tercih ederek, yasak savma niteliğindeki raporlar yerine, maliyeti
fazla dahi olsa gerçekçi çözümler peşinde koşması gerekmektedir.

4. Depremden hasar gören binlerce binanın yıkımı da maalesef ayrı bir
trajediye dönüşmüştür. Çağdaş bina yıkım teknolojileri yerine, ilkel
teknikler kullanılması çok daha vahim sonuçlar getirecektir. Nitekim
daha şimdiden pek çok yurttaşımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu tür
yapıların en az çevresel etkiyle ve daha güvenli olarak, istenen yöne
yada alana yıkılmasını mümkün kılan, patlatma tekniğinden daha etkin
bir düzenlemeyle yararlanılması gerekmektedir.

Sonuç olarak ülke yönetiminde bulunan ve de iktidar alternatifi
siyaset unsurlarına çok önemli görevler düşmektedir. DEPREMİN
KAÇINILMAZ OLDUĞU BİR COĞRAFYADA YAŞAMA BİLİNCİYLE SİSTEMATİK BİLGİ
KULLANARAK ÜLKE GENELİNDE ÇOK ACİL ÖNLEMLER ALINMALIDIR

Prof.. Dr. Ali KAHRİMAN

Maden Yüksek Mühendisi

Okan Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyesi

Türkiye Patlayıcı Mühendisliği Derneği Başkanı


--
Bilgi, paylaştıkça çoğalır.
Abdullah AKÖZEL
Maden Yük.Mühendisi
İş Sağ ve Güv.Uzmanı
İşyeri hekimi ve İş Güvenliği uzman  Eğitimcisi
0506 427 42 22   aakozel@gmail.com
Aracısız ve ücretsiz ilan portalı
(Maden Sektörü iş ilanları+Madencilikle ilgili tüm ilanlar)
www.madenilan.com.

--
www.madenilan.com (Aracısız ve ücretsiz madencilik ilan portalı)
Grubun sahibiyle iletişim:Maden Yük.Müh. Abdullah AKÖZEL. aakozel@gmail.com 0506 427 42 22
Bu mesajı Google Grupları "MADENCİYİZTR" grubu.na üye olduğunuzdan aldınız.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : madenciyiztr@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin:
madenciyiztr+unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com.tr/group/madenciyiztr?hl=tr adresinde bu grubu
ziyaret ediniz.