MİLLETVEKİLİ BAŞKANININ MI CEBİNİN Mİ YOKSA KİMİN VEKİLİDİR?
Kusuruma bakmayın. Yazmak zorundayım. Milletvekili Parti Genel Başkanının Vekili midir? Yoksa Cebinin mi?
Haydi, durmayalım övünelim. Biz seçtik. Bizim sayemizde Milletvekili oldular. İşte bu. Övünmeye devam.
Listeye girmek için veya Milletvekili olabilmek için adayın çalışması gerekmekte midir? Diyelim ki seçilebilecek bir Partiden hatta bunu daha da somutlaştırarak İktidar Partisinin birinci sırasından ve bol Milletvekili olan bir şehirden ilk sıralarda aday gösterildiniz.
Havuzlarda yüzmekte ve kimseyi de takmamaktasınız. Ve hatta Ajan olduğunuz dahi belgelendi. Boş ve nafile uğraşlar. Seçildiniz. Peki, sizi kim seçti? Sizi Milletvekili yapan süreç Ankara mı? Nihai karar cebiniz mi? Karizmanız mı? Seçmen mi?
Dediklerimi mutlaka anlıyorsunuzdur. Anlasanız da anlamasanız da boş! Önemi yok. Değirmen dönmeye devam ediyor. Anlasak ne yazar anlamasak ne yazar. Ben sadece diyorum ki Vekilin karşısına çıkıp kasılmanın bir anlamı bulunmamakta. Çizerler adamı. Yeri gelirse istediklerini istedikleri tavda pişirirler.
Yani Vekilleri gerçekte bizler seçmiyoruz. Gerçek bu. Bir zamanlar yapıldığı gibi olsa. Yani seçmeli seçim. İşler değişir. Renk katar. Ama öyle değil.
Diyelim ki bir şehrin Milletvekili sayısı 11 ve diyelim ki Partinin sırasıyla gösterdiği aday sayısı 20 ve diyelim ki seçmen istediğine ve aynı zamanda da ister ise sadece Partisine oy atabilmede özgür. Birinci seçmen kendisine oy istemez. Belki ikinci seçmende! Ya sonrasında ki diğerleri! 20. Sırada ki adam oyu bana atın demez mi?
Dediğim gibi Vekiller seçilmekte. Çünkü şansları var. Birisi aşiret lideri! Birisi Cemaat destekli! Diğeri bilmem kimin koruması bilmem kimin adamı. Yani Genel Başkana yapışıklar bulunmakta. Yani bazılarının da cepleri!
Diyelim ki ben Vekil olmak istiyorum. Bu halde öncelikle Ne olacak bu memleketin hali sorusunu sormayı bırakacağım. Ne olacak benim halim diyeceğim. Ankara’ya oynayacak ve oranın tüm doğru ve yanlış kararlarına itaat edeceğim. Sıralamam doğru ve kazanacağım. Hepsi ve topu budur.
Yok, ben geleyim Mersin İçel de dirsek çürüteyim. Çürüyen dirsek yanıma kar kalır. Kimin umurunda. Kim takar. Atı alan Üsküdar’ı geçer. Dıgıdık. Dıgıdık. Dık.
Bu siyaset dünyasında diğeri diğerini beğenmez. Hep o yanlış ve hatalı ve ben doğru anlayışı. Falan filan diye gider durur. Saygı ve sevgi yüz yüze görüşülünce sonrası hikaye. Vur kır ve ayakta kal.
Millet Vekili olmayı başarabilmiş tüm Vekillerimize saygılarımı iletiyorum. İster işin ucunda şans ister başka bir şey. Netice de her bir şey emek. Yani durumdan yakındığım falan yok. Malzeme bu.
İktidara yakın olmak. İktidar her kimse onun yanında olmak. Muhalefet Partinin dahi İktidarı bulunmakta! Ve bu açıdan İktidarı tek ve tekil olarak değil çoğul olarak görmek gerekmektedir. Bu açıdan akıllı olanları kutlar benim midem kaldırmağı için de beni hayalperest olarak görenlere fakirin miras olarak bırakabileceği Vergisiz tek hayalleri vardır der somurtarak saygılarımı sunmam. Mersin İçel Burak Canlı
--Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin