1 Eylül 2010 Çarşamba

((slayt izle)) Gizli örgütü belgeleyen 13 kanıt


İşçi Partisi Genel Başkanı, Ergenekon Ana Davasının 156. duruşmasında Fethullahçı örgütlenmeyi kanıtlarıyla ortaya koydu. Perinçek'in Mahkeme'de yaptığı ve Aydınlık dergisinin son sayısında yayımlanan bu açıklamaları aşağıda sunuyoruz.

FETHULLAHÇI ÖRGÜTLENMENİN KANITLARI


Artık bütün açıklığıyla ortaya çıkmıştır. ABD güdümlü Gladyo’nun merkezi, 1990 sonrasında adım adım Polisin içine kaydırılmıştır.


Fethullahçı Gladyo diye anılan bu gizli örgüt, Polis içinde/ Ordu içinde / Özellikle Beşiktaş’ta savcılık kurumu içinde /Özel mahkemelerde / Devlet kurumlarında bir ağ kurmuştur.

1. TAYYİP ARDOĞAN VE ABDULLAH GÜL İTİRAF ETTİLER
Giizli örgütün Ergenekon tertibinde nasıl kullanıldığını bizzat Tayyip Erdoğan itiraf etmiştir:

“Bu işe ben Emniyet’le başladım. Belirli bir evreye geldikten sonra, bunu savcılığa verdik. Ergenekon soruşturması konusunda yargı ile yakın işbirliği içindeyiz. Bunlar iktidara gelmeden yaptığımız tespitlerdir.” (Tayyip Erdoğan, 18 Şubat 2008 günlü açıklama)

Yine Tayyip Erdoğan, birçok kez ısrarla “Ergenekon davasının savcısı” olduğunu ilan etmiştir.

Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Emniyet ve MİT yöneticilerini toplamış ve şu “açık talimatı” vermiştir: “Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın.” (İsmet Berkan ve Murat Yetkin, Radikal, 4 Temmuz 2008). Bu talimat uyarınca, “Nasıl olduysa savcılar da bulunmuştur” (Aynı yerde).

AKP’nin Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Demokratik Açılım adlı broşüründe, Tayyip Erdoğan bizzat kendi imzasıyla, Silivri’de “özel mahkemeler” kurduklarını itiraf etmiştir.

 

2. SABAH GAZETESİ 2003’TE SOMUT BİLGİLERLE AÇIKLADI

Kıdemli ve güvenilir gazeteci Yavuz Donat, daha Tayyip Erdoğan hükümetinin yeni kurulduğu günlerde, gizli örgütü açıklamıştır. Sabah’ta 17 Temmuz 2003 günü birinci sayfada iri puntolarla “Özel Örgüt” diye yayımlanan tarihi haberde şu somut bilgiler yer alıyor:

Örgüt, doğrudan Başbakana bağlı bir organizasyondur.

İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın bilgileri dahilindedir.

Bütün iç güvenlik birimleri de bu organizasyonun içindedir.

Karargâh gizli tutulmaktadır; TBMM’ye yürüme mesafesindedir.

Çalışmaları da gizlidir.

Operasyonel niteliği yüksektir. (Doğrulandı)

Bu organizasyonun çalışmaları belli bir noktaya geldikten sonra, iki ayrı düğmeye aynı anda basılacak. Bazı kişiler, doğrudan Yargı’ya gönderilecektir (Bu plan da uygulanmıştır).

 

3. E. KORG. ALTAY TOKAT’LA İLGİLİ DİNLEME TUTANAKLARI VE İTİRAF

E. Korg. Altay Tokat ve arkadaşları arasındaki konuşmaların İletişim Tespit Tutanakları, Tayyip Erdoğan’ın Gizli Örgütünün TSK içinde örgütlenmesini ortaya koymaktadır. Bu Tutanaklar 1. Ergenekon Davası dosyasında bulunuyor.

2004 Nisan ayında, “Askerle hükümetin arasının kötü” olduğu açıkça belirtiliyor. Buradan hareketle Orduyu izleyen ve operasyon yapacak bir yasadışı örgütlenmeye girişiliyor (14 Nisan 2004 günlü Dinleme Tutanağı). Orduya karşı darbeyi, Fethullahçı Gladyo örgütlüyor.

AKP yöneticilerinden Cüneyt Zapsu ve kardeşi Aziz Zapsu, 11 Nisan 2004 günü Bolu’da Abant ötelindeki buluşmada, E. Korg. Altay Tokat’a Tayyip Erdoğan adına şu önerilerde bulunuyor:

Türkiye’nin büyük bölgelerinde askeri istihbarat birimi kurması,
Tüm yetkilerle donatılacağı,

Bu ülkenin gelişmesine zarar veren birimlerle (Türk Ordusu) ilgili bilgi toplaması,

Gizli örgütlenmenin başına geçmesi,

Gizli Ödenek’ten (Örtülü Ödenek kastediliyor) 300-500 milyon liranın kontrolünün kendisine verilmesi,

Tayyip Erdoğan’ın E. Korg. Altay Tokat’ı MİT Müsteşarlığına getirmek istediği.

Abant Gizli görüşmesinden sonra, yine İletişim Tutanaklarıyla saptandığı üzere, E. Korg. Altay Tokat, adamlarıyla kendi arasında, Gizli iletişim ağı kuruluyor: Esat Kurucu’ya 5 telefon 5 hat alma görevi veriliyor. “Kırılmayan hat” numaraları verileceği belirtiliyor. Aralarındaki gizli görev konuşmalarını o hatlardan yapacakları belirtiliyor (14.04.2004 günlü Dinleme Tutanağı).

E. Korg. Altay Tokat’a hükümet mensupları, “gayri resmî” benzin ve motorin işi yapma olanakları sağlıyorlar ve rakip 12 firmanın üzerini çizmeye varan yetkiler tanıyorlar. E. Korg. Altay Tokat, yaptıkları işlerin “resmî olmadığını”, başka deyişle yasal olmadığını kendi ağzıyla birkaç kez ifade ediyor.

En önemlisi: E. Korg. Altay Tokat, Recep Tayip Erdoğan ve Abdullah Gül ile Ordu içinde gizli örgütlenme konusunda buluşuyorlar. Görüşmeyi AKP önde gelenlerinden Ömer Dinçer örgütlüyor. (27.04.2004 günlü Dinleme Tutanağı). Dinleme Tutanakları, Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Abdullah Gül’ün Ordu içinde gizli örgütlenme işini bizzat yönettiklerini kanıtlıyor (Tayyip Erdoğan’ı adının geçtiği tutanaklar: 07.04.04 / 09.04.04 / 27.04.04).

E. Korg. Tokat, sınıf arkadaşı E. Org. Çetin Doğan’a, 2004 yılında Tayyip Erdoğan’dan gizli örgütlenmenin başına geçme önerisi aldığını ancak bu öneriye kabul etmediğini, MİT Müsteşarlığı’na hayır demediğini belirtiyor (E. Org. Çetin Doğan ile görüşme, Aydınlık, 22 Ağustos 2010).

 

4. ANKARA’YA YERLEŞEN 35 KİŞİLİK CIA-PENTAGON HEYETİ

Ergenekon operasyonunu yönlendiren 35 kişilik CIA-Pentagon Heyeti, 18 Şubat 2008 günü Ankara’ya indi ve ABD Büyükelçiliği yakınında bir binaya yerleşti. Operasyon Ekibi, Türkiye’deki en üst düzey ABD askeri temsilciliği olan ODC (Office of Defense Cooperation = Savunma İşbirliği Dairesi) bünyesinde çalışıyor. ODC’nin başında ABD’li bir tümgeneral bulunuyor. Heyet, daha sonra yabancı uzmanlar kimliğiyle Emniyet Genel Müdürlüğü binasına alındı. Hükümet, bu yöndeki sorulara cevap veremiyor.

Ergenekon operasyonunun kritik kararları, Ankara’daki CIA-Pentagon ekibi tarafından alınıyor. Tayyip Erdoğan’ın Gizli Örgütü, CIA-Pentagon Heyeti’ne bilgi ve görüş sunuyor, talimat alıyor. AKP yönetimi, bu konudaki soruları suskunlukla karşılıyor.

 

5. GİZLİ ÖRGÜTÜN ULUSALCILIĞI TERÖR KAPSAMINA ALMASI

Emniyet Genel Müdürlüğü brifinginde “Ulusalcılığın terör kapsamına alındığı” gazetelerde açıklandı (Milliyet, 29 Mart 2008) Ancak Emniyet daha sonra bu kararın ve brifing raporunun arkasında duramadı.

Ramazan Akyürek imzasıyla Ergenekon Davası dosyasına gelen cevapta belirtildiğine göre, İstihbarat Dairesi raporunda, ulusalcılarla ilgili tek bir istihbarat operasyonu yapılmadığı belirtilmiş, ancak Emniyet Genel Müdürlüğü buna rağmen “Ulusalcılığı terör kapsamında” gösteren rapor yazmış ve brifing vermiş. Bu bilgi, Emniyet Genel Müdürlüğü’nü yönlendiren gizli örgütlenmenin varlığını gösteren en önemli kanıtlardan biridir. Gizli örgüt, anayasaya rağmen, raporları hiçe sayarak, ulusalcılığı terör kapsamına alabilmektedir.

 

6. ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİN GİZLİ ÖRGÜT İÇİN KULLANILMASI

Özel Örgütlenmenin büyük parasal kaynağı, Başbakanlık Örtülü Ödeneğidir. Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, örtülü ödenek harcamalarının 2006’da 210 milyon dolar ve 2007’de 240 milyon dolar olduğunu belirtmişti. Oysa 2005 yılının Örtülü Ödenek gideri 30 milyon doların altındaydı. Örtülü ödenek giderleri, Özel Örgütlenmenin faaliyetinin genişlemesiyle birlikte, 2005’e göre, 2006’da 7 kat, 2007’de ise 8 kat büyümüştü. Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı Ekren, bu artışı “gizli haber alma giderleri” diye açıklamıştı. (Aydınlık, sayı 1099, 10 Ağustos 2008). Oysa Başbakanlığın gizli haber alma diye ayrı bir harcaması olamaz. Çünkü MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ayrıca örtülü ödenekleri var.

 

7. BEŞİKTAŞ ADLİYESİNDEKİ YASADIŞI ÖRGÜTLENME

Tayyip Erdoğan’ın “yakın işbirliği içindeyiz” dediği yargı içindeki örgütlenme, Cumhuriyet yargısının bir parçası değildir. Çünkü Cumhuriyet yargısı, iktidar sahipleriyle işbirliği içinde olamaz; bağımsızdır. Bu nedenle Beşiktaş Adliyesine, Türk Yargısı giremiyor. Orada Türk Hukuku işlemiyor. Orada geçerli olan, ABD’nin Türkiye’ye dayattığı operasyondur! Beşiktaş Adliyesi, Türkiye’nin egemenlik alanı dışında, gizli örgütün denetimindedir!

Nitekim Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu gibi yüksek yargı kurumları ve yerel düzeydeki Cumhuriyet Mahkemeleri, yargıdaki gizli örgütlenmeye karşı tutumlarını, eylemli olarak ortaya koyuyorlar.

 

8. YASADIŞI TERTİP VE UYGULAMALAR

Gizli örgütlenmenin en önemli kanıtı, yürüttüğü faaliyettir, yani eylemlerdir. Örgüt, bombalar ve silahlar gömmüş, kışkırtıcı ajanlar kullanmış, sahte ihbarcılar örgütlemiş, gizli ve yalancı tanıklar ayarlamış, yoğun diskler ve kağıt parçaları üretmiş, tertipler kurmuş ve basında bir yalan haber mekanizması örgütlemiştir.

 

9. DİNLEME VE İZLEMELER

Gizli Örgüt, siyasal partileri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, Anayasa Mahkemesi’ni, Yargıtay’ı, Danıştay’ı, yargıçları, Emniyet Müdürlerini dinlemektedir. Kamuoyu önünde tertipler düzenlenmekte, tehdit ve şantaj yapmaktadır.

 

10. TSK’NIN SAVAŞ YETENEĞİNİ ZAYIFLATAN EYLEMLER

Tayyip Erdoğan’ın Gizli Örgütü, Ergenekon, Poyrazköy, Kafes, Balyoz, Erzurum Ergenekon’u gibi tertiplerle Türk Ordusu’nun savaş yeteneğini yıpratan uygulamalar yürütmektedir. Bu uygulamaların hepsi artık çok sayıda kanıtla ispatlanmaktadır. Gizli Örgüt, Kozmik odalara girmekte, Türk Ordusu’nun savaş sırlarına el koymakta, bu bilgileri ABD ve İsrail’e servis etmektedir.

 

11. GİZLİ ÖRGÜTÜN DEVLET KURUMLARINA KARŞI PERVASIZLIĞI

Gizli Örgüt elemanları, 15 polisin önünde, “Örgüt Ergenekon olduktan sonra s.kerim hakimini de savcısını da” diyerek, ne kadar pervasız olduklarını ortaya koymuşlardır. (Kamera kayıtları Dava Dosyasında. Ayrıca bkz. Oktay Yıldırım, Ergenekon Bombalarının Sırları, Kaynak Yayınları). Yine aynı elemanlar, gizli örgütten aldıkları güçle, Genelkurmay Başkanı ve kurum olarak Genelkurmay Başkanlığı’na kameralar önünde “O. çocuğu” diye sövebilmektedir. Ümraniye bombalarını, Ümraniye polis merkezinde masaya dizen polisler kendi aralarında, bombaları gecekondu çatısında bulmadıklarını itiraf ederken, yaptıkları kanunsuz operasyonun şifrelerini de açıklamışlardır.

 

12. HANEFİ AVCI’NIN GETİRDİĞİ YENİ KANITLAR

Fethullahçı Gladyo örgütünü ve faaliyetini, en son Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı yeni kanıtlarla belgelemiştir. Emniyet içinde İstihbarat Dairesi başta olmak üzere çok önemli görevlerde bulunmuş olan Hanefi Avcı, Gizli Örgütlenmenin boyutlarını kitabında şöyle özetliyor:

“Olay, bir örgütün, bir cemaatin devlet içindeki elemanları vasıtasıyla yürüttüğü örgütsel bir faaliyettir. Karşımızdaki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgütün, cemaatin elemanlarıdır. Devletin hukukunu değil, cemaatin talimatlarını yerine getirmektedirler.”

 

13. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN AKP HAKKINDAKİ HÜKMÜ

Anayasa Mahkemesi, AKP’nin Cumhuriyet yıkıcısı bir faaliyetin odağı haline geldiğini 30 Temmuz 2008 günü hükme bağlamıştır. Bu faaliyette Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün eylemleriyle sorumlu olduklarını da hükme bağlamıştır. Cumhuriyet yıkıcılığı, iktidarda bulunan bir Parti tarafından yasadışı bir örgütlenmeyle uygulanmaktadır.

www.doguperincek.info


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin