23 Eylül 2010 Perşembe

((slayt izle)) Ruzgar nereden esiyor? // Bülent ESİNOĞLU




 Bülent Esinoğlu bulentesinoglu@gmail.com
 23 Eylül 2010 18:44


Rüzgâr Nereden Esiyor?

Bülent ESİNOĞLU

Rüzgârın nereden estiğini anlamak istiyorsanız, ya güneşe bakarsınız, ya da yanan kömürün dumanına.

21. yüz yılda Çin’e bakmanız yetiyor. Zaten Washington tüm kaygıları ile Çin’i izliyor. Amerika’da en basit basın yayın organı bile, küresel gücün değiştiğinden bahsediyor. Siz bakmayın, bizim medyanın Allah ile Amerika’yı eşdeğer gösterdiğine.

Uluslar arası Enerji Kurumu 20 Haziran 2010 tarihinde, Çin’in enerji tüketimi açısından Amerika’yı geçtiğini açıkladı.

Bu gelişme birçok şekilde yorumlanabilir. Kimisi der ki, bu miktardaki enerji sanayide kullanılıyor. Diğeri diyebilir ki, sanayide kullanılmıyor nüfuz çok, kişi başına kullanılan enerji yüksek. Aslında evde kullanılan sanayi ürünleri de sanayi işaret eder.

Nasıl yorumlarsanız yorumlayın, Çin, gelecekte dünyaya nasıl bir şekil verileceğinde, temel bir faktör durumundadır.

Küresel ekonomi enerji bağımlısı olduğundan fosil yakıtların paylaşımında Çin mutlaka söz sahibi olmak isteyecektir. Batı Asya’da süren savaşlar zaten bu sebeptendir.

Amerika’nın dünyada üretilen enerjinin %28’ini tükettiğini biliyoruz. Çin bu miktarı geçtiğine göre, dünyada üretilen toplam enerji miktarının %56’sını bu iki ülke tüketmektedir.

Küresel Üstünlük Nedir?

Amerika kendi iç savaşından önce, sadece kömür kullanıyordu. 1859 Pensilvanya’da bulunan büyük petrol rezervleri, 20 yy başından itibaren refahın temel unsuru olmuştur. Ekonominin büyümesi ve dev şirketlerin ortaya çıkması petrolden sonra olmuştur. Standart Oil Company’in 1911 yılında ortaya çıkması da bundandır.

Keza petrol, Amerika’nın askeri bakımdan büyük güç olmasını sağlayan ana unsurdur.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında petrol satıcısı olarak Amerika’yı görürüz.

Gene bir hatırlatma yapalım. Dünya savaşında Amerika hem kendine yetecek petrolü vardı. Hem de savaşın petrolünü sağlıyordu. Hâlbuki savaşın mağlubu Almanya ve Japonya’nın petrolü yoktu.

Yani İkinci Dünya Savaşını kazanan atom bombası değil, petroldür.

Yaratılan ekonomi ve kurulan askeri güç petrole dayanıyordu. İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru, Amerikan petrol rezervleri daralmaya başladı.

Amerika bu tarihten sonra, var olan ekonomisini ve askeri gücünü ayakta tutmak için dış kaynaklara yöneldi.

Önceleri, Askeri gemilerinin “dolum istasyonu”  olarak Suudi Arabistan tayin edildi. O gün, bu gündür, Amerika’nın petrol dolum istasyonu Ortaçağ anlayışı ile yönetilen Suudi Arabistan’dır. Projenin adı ise, önce Truman Doktrini idi. Sonra, Eisenhower, Nixson, Carter, doktrinleri adını aldı.

Amerika’da tüm strateji birimleri, Dolum İstasyonun güvenliği ve koruması üzerine çalışırlar. Ve gelecekte hangi ülkenin yönetimine el konulacak onun hesapları ile meşguller.

Amerika hem kendi krizini petrol üreten ülkelerin üzerine boca etmek, hem de ileride çıkacak büyük petrol savaşının hazırlıklarını yapmak üzere, 125 milyar dolarlık silah satımını Körfez ülkeleri nezdinde gerçekleştiriyor.

Çin ve kömür nedir?

Mademki Çin’in enerji ihtiyacı çok artmıştır. Bundan sonra enerji temini için ne yapacaktır?

Yazının başında bir hatırlatma yapmıştım. Amerika süper güç olmadan önce, enerji bakımından, hep kömür kaynaklarına dayanıyordu. Çin de, bu güne dek, büyük ölçüde(%62) kömür kaynaklarına dayanarak geldi. Hem kömür rezervleri sona dayandı, hem de kömür kullanmasından dolayı çevre kirliliği ve hastalıklar arttı. Öte yandan tüm dünya ülkeleri dünya kirlenmesinden Çin’i sorumlu tutmaya başladı.

Sözün kısası, Çin’inde Amerika’nın tarihte gittiği yoldan gitmesi gerekiyor. Yani, dış kaynak.

Çinli strateji uzmanları da tıpkı Amerikalı strateji uzmanlarının yaptığı gibi enerji tedarik yolları arıyor.2020 yılında, Çin’in enerji tüketimi bu günkü ihtiyacının %133 üzerinde olacak. Bu büyüklükte bir eneri tüketimi miktarı, tüm Avrupa ve Ortadoğu’nun enerji ihtiyaçları toplamına eşit olacak.

Çin’in enerji alanlarına ulaşmasının önündeki temel engel Amerika’dır. Zaten Ortadoğu da süren savaşlar, Çin’in enerji kaynaklarına barışçıl bir şekilde ulaşmasını engellemek içindir.

Çin’in muhtemel bir savaşı erteleyerek bu güne kadar gelmesinin, bir başka değişle zamanı satın alarak barış ile yoluna devam etmesinin bundan sonra pekte mümkün olmadığı görülüyor.

Eğer Amerika’nın gittiği yoldan giderse, yolda karşısına ilk çıkacak devlet Amerika olacaktır.

Amerika’nın İran sorununun, İran olduğunu sananlar büyük yanılgı içindedirler. Amerika’nın İran sorunu aslında Çin ve onun İran’dan tedarik ettiği enerji sorunudur.

Yeniden kurulacak yenidünya dengelerinde, Amerika’nın yanında yer alacak Türkiye’nin ateşin içindeki bir Türkiye olacağını hesaplamak zorundayız.

Amerika’ya tapan yöneticilerimizle başımız belada demektir.

Bu gün Dünya savaşı, dünden daha yakındır.

23.9.2010, bulentesinoglu@gmail.com

 

 

 

 

 

 

 


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin