04 Nisan 2011 10:50
:
ANAYASA
Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri
Anayasa, devletin temel işlevini yerine getirecek organları belirleyen, devletin nasıl yönetileceğine yön veren, kişilerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, devlet ile birey ve birey ile birey arasındaki ilişkileri düzenleyen yazılı ve bütünsel bir belgedir. Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirten devletin temel yasasıdır. Anayasal bir yönetim yasama, yürütme ve yargı organlarından oluşur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine baktığımızda 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları yapılmıştır. Özellikle 1961 Anayasası, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bile en iyi anayasalarından biri olarak kabul edilmektedir, ancak değeri kaldırıldıktan sonra anlaşılmıştır. 1961 Anayasası’nı beğenmeyenler, bol ve lüks bulanlar, özellikle 1978 yılından itibaren anayasa toplantıları düzenleyerek, demokratik rejimin çökertilmesi için öncülük etmişlerdi.
1982 Anayasası’ndan sonra da anayasa tartışmaları devam etmişti. 1992 yılında eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in koordinatörlüğünde, aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un da bulunduğu bir ekiple birlikte Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) öncülüğünde bir anayasa taslak çalışmaları başlatılmıştı. TÜSİAD’ın bu taslağında 1961 ve 1982 Anayasalarında yer alan değiştirilemeyecek maddelerin değişmesi de önerilmişti. Daha sonra 2007 yılında AKP tarafından Ergun Özbudun’a hazırlatılan anayasa taslağı da TÜSİAD’ın hazırladığı taslakla benzerlikler içermektedir. Bu taslaklar “ideolojilerden arınmış, liberal anayasa” olarak adlandırılmıştı. Günümüzde sivil anayasa adı verilen ne olduğu belirsiz toplantılarla, yeni anayasanın nasıl olması konusunda görüşler açıklanmaktadır.
Yıllar önce, Türkiye’nin yönetimini ele geçirmek için bir parti kurdurularak yollara düşürülen genç bir iş adamı, 1923’ün kendisini ilgilendirmediğini söyleyerek, “Atatürk bir fikir adamı değildi” açıklamasında bulunmuştu. Kendi sırça köşklerinden dışarı çıkamayanlar Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşayarak, olayları analiz ederek, düşünerek, tartışarak, savaşarak kurduğunun bilincinde değillerdir. Atatürk’ün Türk halkına Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla bağımsızlığını ve özgürlüğünü, devrimleriyle de kimliğini ve haklarını verdiğini anlayamayanlar, anayasa taslağı çalışmalarıyla verilen görevlerini yapmayı sürdürmektedirler.
12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra siyasi iktidarın hedefi yeni bir anayasa hazırlamaktır. Bugünlerde siyasi iktidar seçimlerde oy kaybına uğramamak için, kendi yerine anayasa değişikliği tartışmalarını TÜSİAD’a yaptırmaktadır. Şimdi TÜSİAD, seçimlere kısa bir süre kala, siyasi iktidara destek vererek, seçim öncesinde bir nabız yoklaması yapmaktadır. Anayasa çalışmalarında bulunan TÜSİAD, siyasi iktidarın isteği doğrultusunda “Türk” ve “Türk Ulusu” kavramlarını çıkarmayı, Kürt kimliğini, ana dilde eğitim hakkını, yerel özerkliğe yer vermeyi, ulusal, üniter, demokratik, sosyal ve laik cumhuriyeti yok etmeyi, Atatürk milliyetçiliğini silmeyi, başkanlık sistemini getirmeyi hedeflemektedir. Kısaca değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez denen anayasanın 2, 3 ve 4. maddelerinin değiştirilmesi gündemdedir.
PKK terör örgütünün arzusu olan iki dille yaşamı Diyarbakır’da halay çekerek kutlayan TÜSİAD Başkanı bayanın eşi de; “Türkiye’nin insanlarının mutluluğu, onuru, haysiyeti, bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir, devletin kendisinden daha önemlidir” demiştir. Getirilen anayasa taslağından kimlerin mutlu olacakları bellidir. İnsanların mutluluğu ve onuru, yoksulluğun yok edilmesinden, ulusal gelirin hakça paylaşılmasından, demokratik ve sosyal devlet uygulamalarının tüm kesimlere eşit olarak yansıtılmasından geçtiğini bilmek istemeyen patronlar örgütü, siyasi iktidarın sözcülüğüne soyunmaktadır.
TÜSİAD, nedense yaklaşık on milyona yakın işsiz insanımız varken, işsizlik konusunda strateji üretmez, kar oranlarını düşürmeyi aklına getirmez, çalışan işçisinin emeğinin sömürülmesine son vermeyi düşünmez, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve kalkınmada bölgeler arasındaki eşitsizlik üzerine çalışmalarda bulunmaz. Ancak anayasa taslakları ve yükseköğretim yasa taslakları hazırlatmakta hep en önde yer almaktadır.
Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi de, yeni anayasa için hazırlıklara başlamış ve bu konuyla ilgili olarak TÜSİAD’ın kıdemli anayasa hazırlayıcılarından Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum çalışmalarda bulunmaktadır. Süheyl Batum, basınla paylaştığı önerilerini şu şekilde sıralamıştır: Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalı, Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı, Türbana üniversitelerde şartlı olarak izin verilmeli, Anadilde öğretim anayasaya girmeli, Kürtçe seçmeli ders olmalı, Anayasadaki Türklük tanımı değiştirilmeli.. Aslında bu önerilerin TÜSİAD’ın açıkladığı önerilerle bir bütünlük içinde olduğu görülmektedir. Kısaca ülkemizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği cumhuriyeti yıkma ve yok etme savaşı, içten ve dıştan, sağdan ve soldan, her yönden devam etmektedir.
Ancak sosyal devleti bitiren, ideolojisi olmayan liberal bir anayasa hazırlayanların unuttuğu bir şey var: Bu topraklardan Mustafa Kemal Atatürk geçmiştir. Atatürk milliyetçiliğinin, ilke ve devrimlerinin anayasadan çıkarılmasını isteyenler, hangi işbirlikçiler adına hareket ederse etsin, amaçlarına ulaşamayacaklardır. 20. yüzyılda emperyalizmin karabasanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün gençleri, bu oyunlara geçit vermeyeceklerdir..
İlk Kurşun Gazetesi, 4 Nisan 2011.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin