20 Şubat 2017 Pazartesi

((slayt izle)) Bir eski dosta yazılan Evet, Hayır yazısı ve Erdoğan politikası

Bir eski dosta yazılan Evet, Hayır yazısı ve Erdoğan politikası

Muhterem Münir Bey

Herkesin Kainat-ı kendi batığı yerden görebildiği ve araştırmaları ile yaşarken öğrendikleri, yorumlaya bildikleri ile sınırlıdır.

Buna benzer bir durumda dünyadaki siyasi ve sıcak savaşlar, anlaşmalar, uzlaşmalar, çıkarlar, duygular, öfkeler, dini inançlar ve ya inançsızlıklar, çocukluğundan beri beynine programlanmış olan gerçekler ile gerçek diye yüklenen yalanlar gibi daha pek çok şeyler ile sınırlıdır. Bu yüzden herkes kendisini sınırlayan şeyleri kolayca bir kenara atıp salt gerçeği aramak yerine kendisinde oluşan gerçek fikri ile sınırlı düşünmeye takılıp kalır.

İstisnalar kaideyi bozmaz tabii ki. Hele bizler için bir de kader inancı vardır ki, bütün bunlardan farklı olarak matematik gerçeklerin kesin olacağına hükmedilen bölümleri dahi matematik gerçekleri de alınması gereken sonuçlardan çok daha farklı sonuçlara bir kişinin son anlardaki önerisi ile götürebilir. 

Türkiye de devlet düzeni Türkiye'nin ve halkının kendi ortak amaçlarının ortalamasına göre değil. Türkiye'yi kuran galip ülkelerin ilerideki (bazen bir bazı birkaç asırlık) amaçlarına göre şekillendirilmiştir. Türkiye'deki ve Osmanlıdan bölünüp bir birleri geçinmelerine ve birleşmelerine izin verilmeyen ülkelerin durumu da bundan farklı değildir. İdare sistemlerimiz. İç anlaşmazlıklar ve asla uzlaşamayacağımız bazı planlar üzerine kuruludur.

Türkiye ne zaman kendi durumunu toparlamaya çalışsa ve bunda ilerleme kaydetse. Üzerimizdeki hakim ve etkili ülkeler veya o ülkeleri de yöneten beynelmilel siyaset senyörleri, iç karışıklar çıkarıp, iç kavgalar terör gibi unsurları kullanıp bir birimize düşürüp sonrada, kendilerine bağlı Ordumuz MİT gibi kurumları kendi karargahlarından ve istihbarat merkezlerinden yönlendirip Türkiye istedikleri çökme kıvamına gelince harekete geçirilip, ihtilal yaptırılır.

Ondan sonra Türkiye'nin soyularak yeniden veresiyeci dükkanı gibi kendilerinin verdiği taksitli ve yüksek faizli paradan bir kısmı ile geçinmeye ve Anayasaya da Türk devlet kurumları ile halkını zincire vurup daha sıkı bir şekilde bağlayıp kendilerinin esiri olduğumuz  mesajı verilerek ülkemiz çıktığı kalkınma basamaklarından geri itilip kafamız kolumuz yeniden kırılır kendi sıkıntılarımıza batıp kendi içimizde bazen siyasilerimizi, bazen de birbirilerimizi suçlayarak havanda su dövmeye devam ederiz. O arada ekonomide günlük faiz beş bin liraları da aşar ve sürekli batmaya devam ederiz. IMF gelir asla kalkınma güçlenme, silahlanma planlarına para vermediği gibi verdiği parayı da çarçur ettirecek kişileri de etkili noktalarda görmek isteyerek sürekli artacak ve hiç bitmeyecek borçlar verir ve buradan da başka bir bağ ile bağlanırız.

B,O,P, Projesine gelince Başına Erdoğan geçirilmiştir. Amaç bütün bölge ülkelerini parçalayıp küçücük şehir devletlerine bölmek ve bir birleri ile geçinemeyecekleri bazı problemli alanları da aralarına yerleştirip batılı ülkeler herkesin beni komşumdan koru diye yalvardığı bir düzen kurmakta Erdoğan'ı kullanıp sonrada vatana ihanetten öldürmek veya asmak veya her hangi bir şekilde ortadan kaldırmakta kullanılmak amaçlanıyordu.

Ama Batının planları, Erdoğan tarafından tam tersine uygulandı. B.O.P. projesi iflas etti. ABD ordusu Irak'a güney doğumuzdan girecekti ve Güney doğuya da İncirlikten den çok daha etkili olarak yerleşip işgal edecekti. Uyanmış olan Ordumuz Hükumet bilir dedi. Bu NATO'ya bağlı hatta mahkum ordumuzdan beklemedikleri bir oyundu. Parlamento da çoğunluk AK Parti milletvekilleri  üzerinde grup kararı alınmadı ve grup bilinçli olarak ikiye bölünmüş oldu. Tezkerenin geçeceğinden emin olan CHP İçinde ABD vatandaşı  Mr. Kemal Derviş kişiler olmasına rağmen, sonradan bölünmenin sorumluluğunu Erdoğan'ın üzerine yıkmak amaçlı nasılsa eşek gibi tezkereyi geçirmek zorunda diye düşünerek grup kararını Hayır demek üzere aldılar. 

Gerçi Erdoğan Tezkere geçmediği için Kuzey Irak'a girilmemiş olmasını kendi hatası olarak itiraf etti. Belki de öyledir ama yine kendisinin sözü ile kaderin üzerinde de göklerden gelen bir kader vardır sözü de gerçekleşmiş olabilir.  CNN hemen ABD ye tezkere geçti diye müjdeyi verdi. Ama hesap etmedikleri bir şeyi AK Partinin içindeki hayırcılar çoktan hesap etmişti. 

Tezkerenin geçmesi için meclisteki  Mart 2003 ayına gelindiğinde, Meclis'te iki parti vardı; AKP'nin sandalye sayısı 361, CHP'ninki 178'di.Oylamaya 533 milletvekili katıldı. 264 kabul oyuna karşılık, 250 ret oyu çıktı. Anayasa'nın 96. Maddesinde öngörülen 268 salt çoğunluk sağlanamadığı için tezkere dört oy farkla reddedildi.

Erdoğan BOP planını benim şahsi görüşüm ile uygulamadı. Ama belki de uygulayamadı. Ama her ne olursa olsun uygulanmamış olması parçalanmadan bir arada kalmamızı sağladı.

Sonuç:

Erdoğan Türkiye'ye zarar verecek hiç bir şey yapmadı. Yaptığı her şeye karşı çıkan kesimler Türkiye'nin bir adım bile ileri gitmesine izin vermeyen yabancı ülkelerin nefsani hırslarından sömürge medyası ve CHP üzerinden Peyda edilen bir Erdoğan düşmanlığını bulaşıcı hastalık şeklinde yayarak bulaştırdığı her şeye istemezükçü kesimler kullanılarak karşı çıkmaları sokakları yakıp yıkmaları sağlandı. Kalkışmalar ile yatırımlar durdurulup Türkiye'nin yeniden Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Ecevit'in yüzüne anayasa kitapçığı fırlatması ile gecelik faizin 7500 e kadar fırladığı ekonomik çöküntüler ve iflaslar, CHP'ye ve FETÖ örgütünün devleti ele geçirmesine rağmen atlatıla bildi.

Mevcut Cumhur başkanının yetkileri sürekli askerler yada Necdet Sezer gibiler getirilecek var sayımı ile Anayasaya konuldu ce hiç bir sınırlaması olmayan bir diktatörlük makamı haline getirilen Cumhur başkanlığı 16 Nisan oylaması ile makul sınırlar içine çekilirken. Türkiye'nin iki başlı yönetimi de tek başlı hükümet ve barajın düşürülmesi ile çok partili bir meclis Yasama organı kurulmuş oluyor. 

Erdoğan bunu neden yapmaya çalışıyor? Çünkü mahkeme Kadı ya (Yargıca) mülk değildir ata sözümüz gibi bulunduğu makamda kendisi de dahil kimseye mülk değildir.

Kuvvetler ayrılığı şimdiye kadar hiç olmadı. Varsayım olarak kaldı. Hükumetler ister tek parti isterse çoklu koalisyon olarak kurulsun daima meclis çoğunluğunu ellerinde tuttuklarından ve tutamadıkların da, düştüklerinden. Meclisteki çoğunluklarına istedikleri yasaları çıkarttırmayı başardılar. 

Bu yüzden parlamento hükumetleri mutfakları olarak kullana bildi ve yasama bir tür hükümetin emrine girmiş duruma düşüyordu. Şimdi ise Hükümet tek başlı olacak ve baraj da çok düşeceğinden parlamentoda bağımsız yasama haline dönecektir.

Selam ve Saygılarımla

Ahmet Doğan Şimşek

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.