12 Ekim 2016 Çarşamba

((slayt izle)) Dansözler orkestrası Bekir Hazar

Yine Önce Yazıdan bir kesit. Sonra yazının kısa yolu ve sonrada yazı.
A.D.Şimşek
Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum...
2014'te İngiliz vatandaşlığından çıktığını açıkladı. Ancak Londra'dan atanan Vali ile yönetilen Kanada pasaportuna sahip. Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve şimdiki danışmanı Ayad Allavi... O da İngiliz vatandaşı! Irak Başbakanı Başdansöz İbadi, 10 yıl Londra'da Kraliçe'den maaş aldı ve hala İngiliz vatandaşı... Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Petrol Bakanı Adil Abdülmehdi... O da İngiliz vatandaşı...
Irak Ticaret Bakanı Milas Abdülkerim Kesnezani... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Maliye Bakanı, Başbakan yardımcısı ve şimdilerde İbadi'nin danışmanı Hoşyar Zebari... Maalesef o da İngiliz vatandaşı....

Dansözler orkestrası  Bekir Hazar

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak hükümetini suçladı dün. "Onlarla anlaşarak Başika'da üs kurduk. Bunun kayıtları var, ekranlarda izleyeceksiniz? Şimdi neden başka konuşuyorlar" diye sert çıktı. Evet Bağdat'takiler neden döne döne raks ediyor? Neden Yeni Zelanda dahil 63 ülke Musul operasyonuna hazırlanırken, Bağdat sadece "Türk askeri istemeyiz" şarkısı eşliğinde kıvırıyor? Hadi gelin başdansöz Başbakan İbadi'nin piste fırladığı Bağdat'a yolculuk yapalım. Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum...
2014'te İngiliz vatandaşlığından çıktığını açıkladı. Ancak Londra'dan atanan Vali ile yönetilen Kanada pasaportuna sahip. Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve şimdiki danışmanı Ayad Allavi... O da İngiliz vatandaşı! Irak Başbakanı Başdansöz İbadi, 10 yıl Londra'da Kraliçe'den maaş aldı ve hala İngiliz vatandaşı... Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Petrol Bakanı Adil Abdülmehdi... O da İngiliz vatandaşı...
Irak Ticaret Bakanı Milas Abdülkerim Kesnezani... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Maliye Bakanı, Başbakan yardımcısı ve şimdilerde İbadi'nin danışmanı Hoşyar Zebari... Maalesef o da İngiliz vatandaşı...
Irak başbakanı İbadi'nin bir diğer danışmanı Bahaa Al Araji... Evet evet o da İngiliz vatandaşı! Say say bitmez... İster inanın ister araştırın, Irak Kabinesi'nde yer alan 35 bakandan 18'i İngiliz vatandaşı... Hepsini yazmaya kalksak bize laf söyleyecek alan kalmaz. İngiliz Times'ın yazdığını burada aktarmıştım size. "Musul operasyonunda biz varız" diye çığlık atıyordu. Irak istihbaratı Times'a açıklama yapıyor, "İngiliz SAS komandoları ABD dahil tüm ülkelerden daha etkili burada, iyi ki varlar" diyordu, minnet duyuyordu... Şimdi Musul operasyona saatler kaldı. Belki biz bu akşam uykudayken operasyon başlayacak. Irak'ta 5 büyük rafineri bulunuyor. Ancak bu en büyük beş rafinerinin tamamı tam 3 yıldır ABD'nin kurduğu terör örgütü DEAŞ'ın elinde. Ve hepsi de DEAŞ öncesi İngiliz petrol şirketlerine aitti.
Londra'nın ödü patlıyor. Daha önce bizden çalınan Musul'daki operasyonda yer alırsak, şehre girdikten sonra acaba kuyulardan hak iddia eder miyiz diye. Çünkü İngiliz kafası hep böyle yapıyor. Nereye uçakları ve askerleri ile girdiyse, barıştan sonra savaş tazminatı olarak petrolü alıyor. Bunu da savaşa girmeden önce masada anlaşarak hallediyor. Ondan sonra giriyor. Şimdi İngiliz vatandaşı kaynayan bir Irak hükümetinde Londra adama etek giydirip, piste çıkarıp, dans ettirmez mi?
Bakın İngiliz İstihbaratı MI6'nın 2009-2014 döneminde başkanı olan John Sawers diye bir adam var. İstihbaratın başından ayrıldıktan sonra Birleşmiş Milletler'de İngiliz elçi yapıldı. Ardından Irak'ta İngiltere özel temsilciliğine getirildi. Orası o kadar İngiliz vatandaşı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakan kaynıyorsa tabii ki vatandaşlarına sahip (!) çıkacaksın ki orada at da oynatasın, dansöz de... Devam edelim... O MI6 eski başkanı John Sawers şimdi İngiliz petrol devi British Petrol'un yönetim kurulu üyeliğine terfi etti. Adamlar istihbaratın başkanını bile petrol şirketine tahterevan ile taşıyor. Çünkü o istihbaratın başına adamı getirenler de petrol şirketleri. Guardian, Financial Times ve Independent 14 Mayıs 2015'te aynı haberi manşetlere taşıyorlardı. "British Petrol'de şu an 40 MI 6 ajanı üst düzey görevlerde çalışıyor." diye... Savaş tazminatı olarak petrol kuyularını alarak girdiğin Irak'ta devleti yöneten kabinenin yarısı ve Başbakan ile Cumhurbaşkanı İngiliz vatandaşı ise ne yapacaksın? 40 MI6 ajanı bile yetmez onları idare etmek ve korumak için. Sayıları oldukça kalabalık vatandaşlar asıl vatanlarını korumak için dans ediyorsa, onlara arkadan müzik verecek dev bir orkestraya ihtiyaç var. Finans baronlarının New York'una bağlı finans merkezi Londra Kraliçesi gittiği her yerde böyle orkestralar kuruyor ve dans ettiriyor. Biz "İbadi kıvırması" olarak görüyoruz. Aslında kareografi Buckingham Sarayı imzasını taşıyor. Yoksa İbadiler nereden bilecek raks etmeyi? Biz oynayana değil, oynatana bakalım... Ve nerede, kimleri nasıl ve niçin oynattıklarını çok iyi analiz ederek gardımızı alalım... Asıl mesele bu!
Dünyada önümüzdeki 10 yıl boyunca hisse senetleri yükselip tavan yapacak şirketler açıklandı. Birinci sırada Silah şirketleri var.
İkinci sıra ise finans şirketleri ve bankaların...
Hepsi petrol şirketlerinin patronlarına ait.
New York ve Londra'ya para yağacak...
Dansözlerin beline de takarlar birkaç dolar herhalde!
İkinci yazı

Sonunda bize geldiler... Ekrem Kızıltaş

Ülkemizde ve bölgede yaşanan karışıklıklarla alakalı olarak Doğu Akdeniz doğalgazı üzerinden bir değerlendirme yapmaya başlamıştık.
Doğu Akdeniz doğalgazı derken, Türkiye'nin tespit ettiği rakamlara göre 15 trilyon metreküplük bir rezervden bahsediyoruz.
Bunun maddi karşılığı da, az buz değil:
5 trilyon dolar... Tabii ki rezervlerle alakalı olarak çok daha büyük rakamları telaffuz edenler de var.
Söz konusu rezervlerin tespit edilebilenleri, ağırlıklı olarak Filistin-İsrail ve Güney Kıbrıs açıklarında bulunuyor.
BM kuralları gereği de, bunlar üzerinde Filistin, İsrail, Mısır, GKRY, KKTC ve tabii ki Türkiye söz sahibi. Ancak konu tartışılıyor ve belli ki daha uzun süre tartışılacak.
Tam da bu aşamada Doğu Akdeniz doğalgazının çıkarıldıktan sonra ne olacağı sorusu akla geliyor.
Doğalgaz, çıkaracak ülkelerin ihtiyaçlarından fazla olduğu ve bu iş için epey yatırım da yapmak gerektiğinden, satılması zorunlu.
Kimlere satılacağı ve onlara nasıl ulaştırılacağı, yani transferi gündeme geldiğinde de devreye Türkiye giriyor.
Kıbrıs etrafında yoğunlaşan doğalgaz rezervlerinden gaz çıkarılmaya başlandığında, Akdeniz üzerinden Yunanistan'a aktarılıp oradan da Avrupa'ya pazarlanması, özellikle de Türkiye'yi devre dışı bırakabilmek açısından cazip bir fikir gibi. Ancak Akdeniz'in altından böyle bir operasyonun yapılması teknik olarak imkansız.
İsrail'in Araplar üzerinden doğalgaz pazarlama şansı da olmadığı için, bakışlar kaçınılmaz olarak Türkiye'ye döndü. Etrafta epey dolaşıp durdular, ama 'sonunda bize geldiler'...
Doğu Akdeniz'den çıkarılacak gazın, doğrudan ya da Lübnan- Suriye üzerinden Türkiye'ye, buradan da Yunanistan'a ve Avrupa'ya transferi, akla en yakın formül.
Ortağı da olduğumuz trilyonlarca dolarlık doğalgazın Türkiye üzerinden transfer edilmesinin ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkılar, bazıları açısından can sıkıcı.
Ama esas can sıkıcı olan, Türkiye'nin kendi hakkı başta olmak üzere Doğu Akdeniz doğalgazı üzerinde Mısır, Filistin, Lübnan, Suriye, GKRY ve KK TC'nin haklarını da sonuna kadar savunacak olması belki de.

Sözünü dinleten Türkiye...

Doğu Akdeniz doğalgazının hikayesi 1999'da başlamış ve 2010'a gelindiğinde çok ciddi bir anlam kazanmıştı. Trilyonlarca metreküp doğalgaz gerçeğinin, başta küresel şirketler olmak üzere, birilerinde trilyonlarca doları başkalarıyla paylaşmama veya diğerlerine mümkün olduğu kadar az verme hevesi uyandırdığını söylemek, çok da iddialı olmaz.
Doğalgazın kullanıcı ülkelere transferini sağlayacak olan Türkiye'nin, gelir paylaşımı konusunda da adalet isteyeceği, malum.
Dolayısıyla, birilerinin neden mümkünse işgal edilmiş ya da en azından son derecede zayıflatılmış bir Türkiye için uğraştıklarını anlamak kolaylaşıyor.
Tam da burada, 15 Temmuz gecesi TRT'de silah zoruyla okutulan meşhur korsan bildirinin maddelerinden birisinin 'uluslararası sistemle uyumlu, söz dinleyen bir Türkiye' olduğunu hatırlamak gerek.
23. Dünya Enerji Kongresi vesilesiyle Türkiye açısından oldukça güzel adımlar atıldı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere yöneticilerimizin dik duruşu ve konusunu iyi bilen Enerji Bakanımız Berat Albayrak sayesinde, benzer adımların bundan böyle süreceğini de, biliyoruz.
.

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.