Bir Arkadaşın Tanrı konusunda yazdığı yazıya yorum.
Nefsini bilen Rabbini bilir.
Sayın Mustafa Aksungur Bey
Yazınız hem kişisel hem de ilahi açıdan oldukça gelişmiş ve aynı yolda gelişmeye açık saygı değer bir Zat olduğunuza işaret etmektedir. Her ne kadar bir müminin felsefi açıdan çok gelişmiş olması takdire şayan olsa da Felsefe akla hitap etmekle sınırlı olduğu için İnsanın kendisini ve Rabbini tanımasında yararlı olsa da yeterli değildir.
Lütfen bu fakiri sizin gibi değerli bir düşünüre ders vermeye çalışan, kendini beğenmiş bir kişi zannetmeyiniz.
Kesinlikle bir tartışmaya girmeye niyetim yoktur. İnsanın gerçek kemale ermesi beyin ile mümkün değildir.
Beyin bildiğiniz Bilgisayarların belki insanların hiç bir zaman yapamayacağı ve o küçücük kafa kadar yere sığdıramayacağı kadar büyük hafıza kayıtlarına sahip olsa da, insan aklının elindeki bu içinde yaşadığımız dünyayı ve içindekiler ile birlikte kainatı da beş duyu dediğimiz aygıtlardan akan evrensel internet bilgilerini beyinden kendi ölümsüz hafızasına aktaran bir kişiye özel verilmiş (yani siz Mustafa Bey'e ve Ben Ahmet'e ve her insana verilmiş) nurani bir hayat sahibi canlı ve her alanda çok gelişmiş bir Navigasyon (mekan da yer bulma aygıtı) görevi de gören mihmandar, ve beyinde onun kullandığı bir PC aygıtı gibidir diyebiliriz.
Tarif de aciz ve eksik kaldığımız alanlarda lütfen beni de bağışlayınız.
Akıl bu yüzden baştadır denilir. Bir tür bu zahire yansıyan kainat âleminde kişi vücutta Sultan ve ya bu farklı frekanslardaki farklı kainatlar da dolaşma kabiliyetine sahip vücut gemisinin kaptanı ise Akılda içinde bulunduğumuz frekans kainatında beş duyu danışmanı ile sultanın bilgin veziri ya da Kaptanın danışmanıdır.
Akıl İnsana verilmiş bir ilahi kılavuz olarak. Allah'ın Peygamberlerine gönderdiği Cebrail As, gibidir. Alkın bilimi kapsama alanı kaptanın taleplerinden ulaşıp öğrene bildiği ile sınırlıdır.
Ama İnsan, Allah'ın yaratıp yer yüzü denilen bir akvaryuma kendi halifeleri olarak gönderip, diğer bütün varlıklara Allah'a ait vasıfları, o vasıfların zıtları ile birlikte sahneleyerek Rableri olarak hem o varlıklara hem de insanlar Rububiyetini (mürebbi ligini, öğretmenliğini, kendisini ve her ne var ise her şeyi tanıtıp öğrettiği) uygulamalı bir mektebidir diyebiliriz.
Allah'ın Zatı tam olarak anlatılamaz. Çünkü Allah hem Evvel hem Ahir Hem Zahir hem de Batındır. (ilk odur son odur Görünen odur. Görünmeyen de odur) Burada Zahir yani görünen odur ismi ve tecellisi her ne görüyor duyuyor, his ediyor tadıyor, korkuyor, cesaretle hissedebiliyor iseniz yani mevcut kainatta ne var ise hepsi onun Zahir (görünen) İminin tecellileridir. Biz İnsanlarda on dan geldik ve yine ona döneceğiz. Zahir İsminde Allah'ın diğer isimlerinin tecellileri de bizlere görünüp durmaktadır. Çiçekler açar, güzel kokuları yayılır manzaralar mest eder. Musavvir ismini görürüz. Yanardağ patlar, ya da zalimler mazlumları katleder Kahhar ismini görürüz. Zalimler cezalarını bulur. Müntekim ismini görürüz. Adil mahkemelerde ve kararlarda Adil ismini görürüz. Peygamberler Hadi (hidayete götüren) İsmini, Şeytan ve ya şeytana uyanlardan şeytanda tecelli eden Mudil (Saptıran) İsmini görürüz. Allah İbrahim suresinde,
Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet eder. Buyurmaktadır.
Sözü uzattım ama kusura bakmayınız şimdi sizin Allah konusundaki sondan bir önceki ili paragrafınızı birleştirerek buraya alıp yorumlamaya çalışacağım.
*) Tanrı gerçek bir enerjidir! Ve de, her yerde, her zaman içimizdedir. Onu göremiyorsak, onu yolumuza, yönümüze kılavuz edemiyorsak, bu eksikliği Tanrıda değil, kendi özümüzde, kendi beynimizde aramalıyız.**)
*)Evreleri yaratan Tanrı, ne yerdedir, ne göktedir. Cümle mekanlardan münezzehtir..! O Yücelik, kafatasımızın içindeki beyin kıvrımlarımızda yatmaktadır. Kim O'nu orada göremezse, körlüğü kendi beyninde arasın.
Tanrıdan kastınızın hangi tanrı olduğunu bilmiyorum. Yunan tanrıların Hindu, Budist ve diğer pek çok pagan dinlerde insanların kendi muhayyilelerinde yaratıp şekle döndürdüğü pek çok tanrı dedikleri yani İlah edindikleri şeyler Allah'ın Zahir(Açıkça görünen) isminden parçalar buçuklar vardır.
Ama Allah ne o tanrılar ile nede enerji ile sınırlandırılamaz. Bu konuda başkasından çalmış olmamak için sözün sahibi ile beyan edeyim. Şeyh'ül-Ekber lakaplı Muhyiddin-i Arabi Şöyle der.
Aslında putperestler dahi Allah'ın bir tecellisine taparlar.
Onları Putperest yapan şey, o tecellilerden birine tapmalarından değildir.
Onları Putperest yapan şey, Allah'ın akıl ötesi yüceliğini o taptıkları şey ile sınırlamalarındandır. Mesela Tanrı enerji dersek Allah'ı enerji ile sınırladığımız dan Putperest oluruz. Birinci paragrafın devamında
Onu göremiyorsak, onu yolumuza, yönümüze kılavuz edemiyorsak, bu eksikliği Tanrıda değil, kendi özümüzde, kendi beynimizde aramalıyız.**)
Buradaki kendi özümüzde aramak doğrudur. Ama kendi beynimizde aramak ile bulamayız.
Çünkü beyin sadece çok gelişmiş bir bilgisayardır. Allah'ın varlığına dair pek çok bilgi içerir ama beyindeki biriken bilgileri analiz edip sonunda fikrini o bedende ki halife olarak yaratılmış kişiye izah ve beyan etmek ise insan vücudunda Cebrail ile benzer görev yapan Akla mahsustur. Akıl kendisi de nurani bir varlıktır. Ama sahibine sadece bilgi verir. İkna etmek ister edebilir ise eder.
Gelelim diğer paragrafa.
*)Evreleri yaratan Tanrı, ne yerdedir, ne göktedir. Cümle mekanlardan münezzehtir..! O Yücelik, kafatasımızın içindeki beyin kıvrımlarımızda yatmaktadır. Kim O'nu orada göremezse, körlüğü kendi beyninde arasın
Allah her yerde hazır ve nazırdır. Onun olmadığı hiç bir zaman ve ya mekan kırıntısı dahi yoktur.
Allah Kuranda Kaf suresinde şöyle buyurur.
2) (50/KAF-16: Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.)
Şimdi Sözün sonuna geliyoruz. Allah Vardır diyenler varlığına sonsuz sayılarda deliller bulur gösterir ve Akla ispat ederler.
Allah Yoktur diyenlerde kendilerine göre pek çok gerekçeler ve deliller bulup yok derler.
Bu durumda Allah Var mıdır Yok mudur?
Önce şunu açıkça beyan edelim ki her şeyi sadece Allah yaratmıştır ve yarattıklarını da isimlendirip halife olarak yarattığı İnsanın yanında meleklere sormuştur. Melekler biz senin bize öğrettiklerinden başkasını bilemeyiz diye cevap vermişlerdir ki doğrudur.
O vakit Allah Halife olarak yarattığı Âdeme sormuştur ve o da her şeyin isimlerini Allah'ın Halifesi olan kendisine o anda ona hayat verirken (Ruhundan Üflediğim de ona secde ediniz dediğinde) öğrettiği gibi Âdemde hepsini ve ya ne kadarı gerekiyor ise saymıştır.
Var ve Yok kelimeleri de bu kelimelerin kapsama alanlarını da her şeyi yarattığı gibi Allah yaratmıştır. Bunun anlamı Allah'ın Varlığı ne varlığa nede yokluğa sığdırılamaz. Zatı da Zamandan mekandan var dan da yoktan da münezzehtir ve her zaman kesiti saliselerde de her mekan kesiti zerre ötesi ışık ötesi incelikler âleminde de bütün farklı frekanslarda titreşim alanlarında daima hazır ve nazırdır. Allah'ın İsimlerinden biride Latif-tir Onun bu isminin tecellilerine ulaşa bilmek için Akıl ve bilimle gitmek isteyenler bilerek ve ya bilmeden zaten çalışıp durmaktadır. Mutasavvıflar ki, bilim alanında gidenlerin bazıları ile kendilerini çok bilmiş zanneden bilgili cahiller de ancak vara bildikleri kadar bilmektedirler.
Muhyiddini Arabi derki. O bir peygamber gönderdi. Kendisinden, kendisi ile kendisine.
Sonuç:
Bilim akıl ve beyin deki bilgi birikimini iyi değerlendirmek ile ilerler. Bu yolda ilerleyenlere Bilgin denilir.
İlim, Beyne mahkum olmadan Aklın Allah'a ulaşmaya çalış telkini ile Allah'ın isimlerini zikir, manalarını tefekkür ve Allah dan İman ve ilim istemek ile ilerler.
TA HA Suresi 114. Ayet: 2 - Diyanet İşleri: Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur'an'ı okumakta acele etme. "Rabbim! İlmimi arttır" de.
Sürçü lisan etti isek Af ola.
Selam ve Saygılarımla
Ahmet Doğan Şimşek
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.
