İŞLER TOPRAKLARIN BUYUK PARCALAR HALINDE SATIŞINA KALDI…
Ülke toprakları artık karşılıklılık ilkesi kaldırılarak satılıyor
5782 sayılı “Yabancılara Toprak Satışı Yasası”nı Anayasa Mahkemesi, 12.06.2011 günü yeni düzenlenen yapısıyla onaylamış ve bundan sonra iktidar, önünde hiçbir engel kalmamasından dolayı tam hızla ülkenin en değerli rant getiren topraklarını satışa çıkarmayı sürdüreceğini ve “karşılıklılık-mütekabiliyet” koşulunu da kaldıracağını, TOKİ’nin eski patronu yeni şehirlerden sorumlu Bakan tarafından açıklanmış bulunuyor. Aslında karşılıklılık ilkesini hiçbir dönem tanımış olmamasına karşın ve İsrail’e taşınmaz satılmamıştır demesine rağmen resmi kayıtlarda İsrailli gerçek 100 kişinin 136 dekar arazi aldığı Tapu ve Kadastro internet sitesinde yer aldığı halkımız tarafından bilinen bir gerçek. Yine İsrail’in Konya Karapınar köyündeki arazilerinin 40 bin dekarlık bir kısmını organik tarım ve askeri amaçlı hava alanı olarak değerlendirmekte olduğu, ayrıca GAP bölgesinde yerli şirket ortaklıklarıyla binlerce dekar araziyi kullanmakta olduğunu medya açıklamalarında duyulmaktadır. Yine Mersin-Erdemli’deki 4.050 dekarlık Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü 3700 metrelik sahil şeridiyle özelleştirme kapsamında İsrailliler ele geçirmek için MESİAD (Mersinli Sanayici ve İşadamları Derneği)’ın da desteğini alarak turizm ve tarım amaçlı yatırıma hazırlanmaktadırlar.
2 Temmuz 2003 tarihinde çıkartılan 4916 sayılı yasa ve daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra çıkartılan 5444 sayılı yasa ve onun iptalinden sonra çıkartılan 5782 sayılı yasalar ile ülkemizden; ABD, Avusturalya, Avusturya, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Gabon, Malta, İngiltere, Belçika, Bolivya, Bosna –Hersek, Filipinler, Finlandiya, Fransa, Guatemala, Guyana, Gürcüstan Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İngiltere, KKTC, G.Kore, Kuveyt, Libya, Lübnan, Lüksemburg, Mısır, Malezya, Macaristan, Makedonya, Arjantin, Brezilya, Cezayir, Bulgaris- tan, Danimarka, Dominik, Çek Cumhuriyeti, İtalya, İspanya, İrlanda, Kanada, Japonya, Suudi Arabistan, Meksika, Şili, Moldovya, Norveç, İsrail, Pakistan, Ukrayna, Endonezya, Polonya, Porte- kiz, Romanya, Rusya, Peru, Sırbistan-Karadağ, Slovenya, Suriye, Yeni Zelanda, Panama, Orta Afrika, Türkmenistan, Elsalvador gibi 80’den fazla ülke vatandaşı ülkemizden toprak satın almakta idi. Bu alımlar eskiden “Karşılıklılık” ilkesine göre yapılırken şimdi de bunun kaldırılması kamuoyuna Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından açıklamakta… Ayrıca bir ilin imar planının %10’una kadar olan ve 2.5 hektar sınırında olan gerçek kişilere satışın sınırlarını 30 hektara çıkartacaklarını belirtmektedir. Tasarının hazır olduğunu belirtiyor… Yani bir yabancı gerçek kişi isterse imar planlı olarak kat adedi sınırsız bir parseli alabilecektir. Bu da İzmir’de Fuar alanı büyüklüğüne yakındır. Fuar alanı 420 dönümdür. İstanbul’da Taksim Meydanı, Ankara’da Gençlik Parkı büyüklüğünde bir yer. Oysa yabancı ve yerli şirketlere toprak satışlarında hiçbir yüz ölçümü sınırlaması yoktur. Bir yabancı ya da yerli şirket isterse bir kentin tüm topraklarını satın alabilir. Özelleştirmeler nedeniyle alınan SEKA, Et-Balık Kurumu arazileri, İETT’nin İstanbul’daki Arap Şeyhlerine satılan çok değerli arazisi, Karayollarının İstanbul’daki arazisi, Galataport, Kuşadası, İzmir, Samsun, Mersin, Darıca limanı, Trabzon, İzmit gibi limanların en değerli taşınmazları ve arazileri yabancı şirketlerin eline geçmiş, Telekom, Tekel, bankalar, devlet fabrikaları; Sümerbank, Beykoz Deri ve Ayakkabı Fabrikaları, Nazilli Bez Fabrikası, Aydın Tekstil, TARİŞ tesisleri, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, TÜPRAŞ, TÜPRAĞ, barajlar, Manavgat suyu ve sular, Çimento Fabrikaları, meralar, yaylak, otlak, kışlaklar, tarım alanları, Devlet Üretme Çiftlikleri, Atatürk Orman Çiftliği, Ormanlar, 2B arazileri, maden alanları, Dalaman Devlet Çiftliği ve en sonda ülkenin kılcal damarları dereler, akarsular, otoyollar, otobanlar, Boğaz Köprüleri gibi akla gelen ne varsa pazarlanmasından büyük bir övünç duyulmaktadır. Bütün bunlar 3996 sayılı “Yap-İşlet-Devret” yasası, Serbest Bölgeler, Endüstri Bölgeleri, bankalar, maden, meralarla ilgili yasa ve K:H:K’lerle yapılmış ve devam etmektedir.
Ülkemizden en çok gayrimenkul alan yabancılar: İngiltere, Almanya, ABD, Hollanda, İtalya, İspanya, Belçika ve Arap ülkeleri gerçek ve şirketleridir.
Taşınmaz sayısı Kişi Toplam alan
Almanya 11.4 0 3 12.297 7. .037
ABD 969 735 2. 701
Avustralya 111 102 51
Avusturya 914 774 703
Belçika 415 398 147
Danimarka 274 334 135
Fransa 701 752 818
Hollanda 1.710 2.166 613
İngiltere 5.111 6.611 3.001
İran 401 431 266
İrlanda 594 729 187
Ispanya 77 75 32
İsrail 136 100 79
İsveç 183 182 21
Isviçre 145 110 136
Italya 1.003 963 457
Suriye 4.596 2.465 241.429
Suudi A. 83 89 121
Yunanistan 12.544 14. 424 4.175
(68Ülke) Top: 44.215 46.262 270.550 dekar
Zaten şirketler için 5782 sayılı yasada hiçbir kısıtlama mevcut değildi. Daha önce yabancı gerçek kişiler için kentlerin yüzölçümlerinin binde beşi koşulu aranırken bu oranın Hatay %020, Kilis %040, Mardin %20, Antalya %06, Muğla%06, Gaziantep,%05 ve Aydın’da %05’yı aşması nedeniyle bu oran değiştirilmiş kentlerin merkez ilçelerinin yüzde onu oranına çıkarılmıştı. Şirketler ise bu oranlara tabi değillerdi.
Oysa İsrail kendi vatandaşlarına dahi taşınmaz satmamaktadır. AB ülkeleri yabancılara sadece kullanma hakkı vermektedir, ABD de bazı Eyaletler de yine satış yasağı vardır. Bizim yasalarımız da karşılıklılık ilkesi önemli bir yer tutarken, şimdi bunun kaldırılması, ekonominin sıcak parayla artık dönemeyeceğinin göstergesi olarak algılanabilir. Zira ülkenin en değerli sahil kesimleri, meraları, ormanları, sarayları, müzeleri, tarihi ve turistik eserleri, adalar, imar planı değişiklikleri, plân tadilâtları, mevzii imar planları yaparak ve yabancılara “karşılıklılık” ilkesi de kaldırılarak Arap Şeyhlerine, anglo-Amerikan Şirketlerine, İsrail Şirketlerine kolayca pazarlanabilir.
Biryandan 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın yine Anayasa Mahkemesi tarafından onaylanması diğer taraftan özelleştirmeler nedeniyle ülkenin yer altı ve yerüstü varlıklarının yabancıların eline geçmiş olması yetmezmiş gibi şimdi de, 5782 sayılı “Yabancılara Taşınmaz Satışı Yasası”na getirilecek “karşılıklılık” ilkesinin tek taraflı uygulanmasının yolunun açılması, artık yolun sonuna gelindiğini, Atatürk döneminin kazanımlarının, halkın varlıklarının, zenginliklerinin tükenmek üzere olduğunun ortaya çıkması demektir. “Ne Komünist Devletmiş sat sat bitmiyor; ama ben, bitireceğim” diyen, eski Bakanların yerini daha da keskinlerinin aldığı ortada. Bir ülke sıcak para akışını yitirmekteyse, borsası takla atıyorsa, sadece ithalata dayalı ticaret ağırlığı taşıyorsa ve en önemlisi de ülkenin kılcal damarları sayılan akarsuları, dereleri satış tahtasına çıkmışsa, o ülkenin iflâh olması, iflas etmemesi olanaksızdır.
5782 sayılı “Yabancılara Mülk Satışı Yasası”ndaki bir ilin merkez ilçe imar planının %10’ una kadar olan kısmının satışına izin veren hükümleri de İstanbul, İzmir, Muğla, Antalya, Aydın, G.Antep, Kilis, Mardin gibi çok sayıda ilde aşıldığı için değiştirileceği açıklamaları yapılıyor. Da- ha önce 5444 sayılı yasada bu hüküm bir ilin yüz ölçümünün %05 kadar iken bu oran imar planı- nın %10 düzeyine çıkartılmıştı. Bunun da yetmediği anlaşılıyor. Satışlar alan olarak 270 bin dekar dan 800 bin dekarın üstüne, kişi sayısı 46 binden 101 bine çıkmış durumda. %300-400 artış gös termiş ki, bu rakamlar da gerçekleri yansıtmamakta. Bu veriler halka açılmamaktadır. Şirketlerin aldığı rakamlar açıklanmamakta. Özelleştirmelerle kaybedilen tesislerin, fabrikaların, limanların, bankaların, Et-Balık Kurumunun, İETT, Karayolları arazileri Telekom, Tekel, Sümerbank, HES’ lerle kaybedilen derelerin miktarı, otoyollar, hastaneler, okullar gibi daha birçok varlığın hem ara- zilerinin yüz ölçümleri ve hem de tesislerinin yüz ölçümleri bilinememektedir. Bir de karşılıklılık ilkesi kalkınca iş daha vahimleşecek.
Turizm ve sağlık amaçlı tesisler için ormandan yer tahsisi
KHK ile getirilen torba yasa ile turizm ve sağlık amacıyla yapılacak tesisler için Özelleştirme idaresinin onayı ve kurulacak komisyonun oluru ile bizzat ormandan yer tahsisi yapılabilecektir. Bütün bunlar işlerin nerelere geldiğini gösteriyor.
Her şeye karşın yabancı gerçek kişiler eskisi kadar yer satın alamıyorlar, aldıkları taşınmazların ülkelerinden aldıkları mortgage kredilerini ödeyemediklerinden ellerinden çıkarmanın yollarını aramaktadırlar. Bunun örnekleri başta Bodrum, Marmaris, Fethiye, Anamur, Kuşadası, Didim olmak üzere yaşanmakta, emlâk şirketleri bu devir olaylarına yoğunlukla tanık olmaktadır.
Orhan Özkaya