Zahide Uçar yazdı: GLADYO SAVAŞLARI
Haberler - İlk Kurşun
24 Şubat 2012
NATO terör örgütüne girme talebiyle başladı bütün kanlı hikaye. Önce Kore’ye sürdüler bizi. Türkiye açısından sonuç: 741 şehit, 2068 yaralı, 163 kayıp, 244 esir.
2068 yaralı
Nazım Hikmet 25.6.1959’da şöyle sesleniyordu Menderes’e:
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz, iki hayın, ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden
Meclis’e kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki elinizle okşarsınız, iki
tombul, iki ak, vıcık vıcık terli iki elinizle okşarsınız pomadlı
saçlarınızı, dövizlerinizi, ve memelerini metreslerinizin iki
bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki bacağınız taşır geniş
kalçalarınızı, iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower’in, ve bütün
kaygınız iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri halkın tekmesinden korumaktır.
Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, üniversiteli yedek subayı,
Kore’de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan ve ben al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı bacaklarınız sizi arabanıza
bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider, kör gözlerim, kopuk ellerim, kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum Adnan Bey, göze göz, ele el, bacağa bacak, diyetimi istiyorum, alacağım da.
******* ********* ********** *******
Bir daha beli doğrulmadı ülkemin. Gladyo soğuk savaşı bahane edip, Özel Kuvvetler içine çöreklendi önce. Meclis koridorlarından istihbarata kadar her yere girdiler. Hatta o zamanki adıyla MAH olan MİT’i kendi istihbarat örgütü gibi kullandılar. Çünkü MAH’ın maaşını ABD ödüyordu.
Artık GLADYO her yerdeydi. Sivas’ta, K. Maraş’ta, Taksim’de… Türk aydınlarına uzanan tetikte… Ülkeyi kaosa sürükleyen her olayın arkasındaydı. Türk Milletine ışık tutan kim varsa faili meçhule yazıldı.
Sanayileşmemize el kondu. Milli Eğitim politikalarımız onlar tarafından belirlendi. Gerçek tarihimiz saklandı. Değerlerimize savaş açıldı. Türkiye bağımsız politikalarını terk edip AB-D kapısına bağlandı. Dış politikada içe kapalı ve korkak, iç politikada hedefi olmayan bir ülke haline geldik.
Artık GLADYO’nun yerli işbirlikçiler eli ile operasyonlar yaptığı bir ülkeydik.
Birinci körfez savaşında asker Amerika’nın nihai hedefinin Türkiye olduğunu anladı. Hüseyin Kıvrıkoğlu Özel Kuvvetleri milli bir yapıya dönüştürdü. Bu durumda GLADYO’nun kendine yeni bir ortak bulması gerekiyordu. Bulmakta gecikmedi. Altın nesil diye yetiştirilen ve nerede ise her siyasinin el verdiği F Tipi yapı yeni ortağıydı artık.
Erdoğan iktidar oldu ama yetişmiş kadro sorunu vardı. F tipiyle çıkar koalisyonu yapıldı. F tipi gladyo kanser hücresi gibi ülke organlarında metastas yaparken, Erdoğan’ı da kıskaca aldı.
Beraber çok suç işlediler. Erdoğan özel örgütü ve F tipi gladyo… Küresel elit çıkarları doğrultusunda birini diğeri ile kontrol etti.
Şimdi F tipi gladyo ile Erdoğan tipi gladyo çatışıyor. Ve engin görüşlü yorumcular “paylaşım”kavgası diye yorumluyor(!).. Ben de gülüyorum.
F tipi gladyo ile R tipi gladyo’nun hür iradesi mi var ki, paylaşım kavgası yapabilsin. Efendileri ne emrederse onu yapmak zorundalar. Efendilerinin baskısından bunaldıklarında öğrenci, işçi dövüp ezikliklerini hafifletirler. Ya da kin duydukları birinin evini basıp “tatmin” yaşarlar. Tıpkı mafya tetikçilerinin “baba” dedikleri efendilerine iki büklüm olmanın acısını birinin kafasına sıkarak çıkarttıkları gibi…
Erdoğan köşeye sıkıştı. Yalan tükendi. Bu güne kadar barış, din, örtü deyip idare etti. Kaynağı belirsiz paralarla rahat edenler, el atının üzerinde saltanat sürdü. Şimdi fatura çıktı, öde deniyor. Ortadoğu’yu kana kesecek bir ateşin fişeğini ateşleme görevi Erdoğan’a veriliyor.
9 yıldır bir delinin günlüğünü yazan Erdoğan’a Ortadoğu’yu yakacak NERON olma şerefi(!)bahşediliyor. Ve küresel elit karanlık odalarda verilen sözlere sadakat istiyor.
Peki Erdoğan neden tıkandı? Menderes’in misyonunu taşımakla övünen Erdoğan Kore misali ABD adına Suriye ve İran’da neden tetikçi olamıyor?
Çünkü Erdoğan bırakın Ordu’yu ikna etmeyi, kendi tabanını bile ikna edemeyeceğini çok iyi biliyor. Esat’a git derken, evlatları şehit olan AKP’li seçmenin kendini Esat’tan beter duruma düşürebileceğini biliyor. Erdoğan korktukça, küresel elit F Tipi Gladyo’yu Erdoğan’ın başında Demoklas’in kılıcı gibi sallıyor.
Savaşın faturasının Erdoğan’a çıkacağını bilen F tipi gladyo tuzunun kuru olduğunu sanıyor. Oysa operasyon yapana mutlaka operasyon yapılır. F tipi gladyo güç biriktirdiğini zannederken aslında sadece nefret biriktiriyor. Onlar gladyonun sadece tuzak kurucusu, tetikçisi değil; aynı zamanda karanlık misyonerleridir.
Şimdi işlenen günahlar, yapılan bütün ihanetler “şantaj” malzemesi olarak piyasaya sürülüyor.
Allah’ın ne büyük takdiridir ki, ülkeyi şantajla yönetenler şimdi “ŞANTAJ” kıskacında kıvranıyor.
GLADYO’nun yarattığı sahte cennetin oyuncuları şimdi gladyonun cehenneminde kıvrım kıvrım kıvranıyor.
Sözün özü:
“Kötülük bir lastik toptur. Eninde-sonunda sahibine geri döner.”
İLK KURŞUN
--
Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki iletişim ağını kullanabilirsiniz
Saygılarımla
http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin