Mehmet Bedri Gültekin
7 Ekim 2011
GAYRİMİLLİ ve POSTKEMALİST ANAYASA
Bir yıl önce AKP hükümeti bilindiği üzere Anayasa değişikliği paketini gündeme getirdi. Anayasa’da değişmesini istediği ne varsa bu pakete koydu. Ve sonra milyonlarca lira harcayarak istediği değişikliği referandum ile halka onaylattı.
Herkes hatırlayacaktır. Referandum kampanyasında AKP, bu değişiklikler olursa; “ileri demokrasiye geçeceğiz” diyordu.
Aradan bir yıl geçmeden AKP şimdi “Yeni Anayasa” diyor.
Peki madem “yeni anayasa” yapılacaktı, o zaman; milletin o kadar parası harcanarak yapılan referanduma ne gerek vardı?
AKP referandumda “Bu değişikliği yapalım. Ondan sonra Yeni Anayasa yapacağız” demedi. Tam tersine referandumla bütün sorunların çözüleceği yalanını söyledi.
Oysa artık herkesin de görebildiği üzere, referandumun tek bir amacı vardır. Atlantik ötesinden kendisine verilen görev gereği; Türkiye Cumhuriyeti’ne “Yeni Anayasa” adı altında son darbeyi vurmadan önce AKP kendisine engel olabilecek son kurumları; Anayasa Mahkemesini, Yargıtay’ı, Danıştay’ı ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu kendi denetimine almak istedi. Hedef; bu kurumlardı ve başardı.
Şimdi, dört yıldır Ergenekon tertibi ile Türk Ordusuna ve Türkiye’nin yurtsever devrimcilerine karşı yürüttüğü saldırının ardından ve referandumla “ayak bağı” olabilecek kurumları da kendisine bağladıktan sonra, son hamlesini yapıyor.
GAYRİMİLLİ ANAYASA
4 Ekim günü Taraf gazetesinden Yasemin Çongar ile Zaman gazetesinden İhsan Dağı, Yeni Anayasa’nın nasıl olması gerektiğini yazdılar. Gerçi yazdıkları, bilinmeyen şeyler değil. Ama yapılan operasyonu olanca açıklığı ile yazdıkları için üzerinde durmaya değer.
Yasemin Çongar, “Türkiye’nin ihtiyacı milli değil, gayrimilli bir Anayasa’dır” diyor. Ve bu “gayrimilli Anayasa”nın da iki boyutunun olduğunu yazıyor.
Birinci boyutu “Anayasa’nın belli bir etnisiteyi kayırmaması”, ikinci boyutu ise 21. yüzyılda “ulusal egemenlik” diye bir kavram olmayacağını, ulusal egemenliğin; “Ulus ötesi normların ve küresel işbirliklerin” bir parçası olması gerektiği şeklinde tarif ediyor.
Emperyalist işbirlikçilerin, Kürtleri savunuyormuş gibi görünmesi sadece büyük bir ikiyüzlülükten ibarettir. Öte yandan Yasemin Çongarlar 10 yıllık AKP iktidarının, Türkiye’ye ait ne varsa ortadan kaldırma yolunda aldığı mesafeden sonra, artık bağlı oldukları merkezlerin gerçek niyetini pervasızca yazıya dökebilmektedirler.
Söyledikleri aslında, “Türkiye Cumhuriyeti gibi milli (ulusal) bir devlete gerek olmadığıdır.
Yasemin Çongar birde “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür şeklindeki 66. maddenin bir “yalan” olduğunu söylüyor ve artık “bu yalandan kurtulalım” diyor.
Fransız milleti, İngiliz milleti, Amerikan milleti için “hak” olan; bizim için “yalan” oluyor. İşbirlikçiliği memuriyet düzeyinde yapanların kafası böyle çalışıyor.
POST KEMALİST ANAYASA
Zaman gazetesinden İhsan Dağı ise “Yeni Anayasa Kemalizmsiz bir Anayasa olmalı” diyor. Aynı zamanda bir üniversitede (ODTÜ) ders veren İhsan Dağı, gerekçesini ise şöyle açıklıyor:
“İdeolojik devletler çağı kapandı. Hem de büyük acılar ve kayıplarla. Halka ne güvenlik, ne refah, ne de özgürlük verebildiler.”
Sanki tam 10 yıldır ülkeyi yöneten AKP değilmiş gibi, sanki AKP bütün kurumları ele geçirip, yasama, yürütme ve yargı tek elde toplayarak Amerikancı bir diktatörlük kurmamış gibi, “Zaman’ın hocası” yazıyor: “Yeni Anayasa” arayışının nedeni bizatihi Kemalizmin krizi. Dolayısıyla yeni Anayasa’nın temel işlevi ülkeyi Kemalist dar elbiseden çıkarmak olmalı.”
İhsan Dağı, Abdullah Gül’ün “Yeni Anayasa ideolojiler dışı olmalı” sözünü de tekrarlıyor.
Kendileri “Kemalizme” karşı ve Post Kemalizmi savunuyorlar. Kemalizm, evet bir ideoloji, peki “Post Kemalizm” ne?
Sakallı Celal boşuna dememiş: “Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür” diye.
Anayasalar devletlerin temel yapısını ve temel stratejilerini belirler. Dolayısıyla hiçbir şey Anayasalar kadar ideolojik olamaz.
BÖLÜNME ve YIKIM ANAYASASI
Çongar ve Dağı’nın yazdıklarını özetlersek;
1- AKP’nin anayasası herşeyden önce, gayrimilli olacaktır. Kurtuluş Savaşı ile elde ettiğimiz kazanımlardan artık, şekil olarak geride kalmış olan unsurlar da temizlenecektir.
2- Anayasa’da “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeler” kalmayacaktır.
3- Türkiye; etnik ve dinsel farklılıklar temelinde yeniden biçimlendirilecektir.
4- Atatürk ve Cumhuriyet Devrimi, toplumsal ve siyasal hayatımızın her alanından kazınıp atılacaktır.
Kısacası milletimizin önüne konan; Bölünme ve yıkım Anayasasıdır.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin