27 Ekim 2011 Perşembe

((slayt izle)) Mehmet Bedri Gültekin: Yüzde beş için savaşılır mı?



26 Ekim 2011 

 

Mehmet Bedri Gültekin

 

Yüzde beş için savaşılır mı?

 

 

         MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Oslo’da PKK temsilcilerine; “Tayyip Erdoğan’ın görüşleriyle, Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü konusundaki görüşlerinin, yüzde 90-95 oranında örtüştüğünü” söylemişti.

            Demek ki Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan arasındaki görüş ayrılığı yüzde 5’tir.

            Peki, herhangi bir sorunda, karşı karşıya gelen iki taraf yüzde 95 anlaştıktan sonra, geriye kalan yüzde 5 için yeniden savaşa tutuşur mu?

            Açıktır ki, bundan dolayı savaş olmaz. Nitekim Abdullah Öcalan da buradan hareketle, seçimlerin hemen ertesinde “artık silaha gerek kalmadı” açıklamasını yapmıştı.

            Peki ne oldu da, neredeyse tamamen antlaşma noktasına geldikten sonra silahlar yeniden patladı ve hükümet cenahından; PKK’ya “boyun eğdirmek”, “bileğini bükmek” sedaları yükseliyor?

 

HALKI İKNA ETMEK

            PKK’nın talepleri belli: Özerk yönetim, anadilde eğitim, Anayasa’dan “Türk ulusu” ve “Ulusal devlet” ile ilgili maddelerin ayıklanması, süreç içinde de Abdullah Öcalan’a özgürlük.

            Hakan Fidan’ın Oslo’daki “samimi” açıklamalarından da bir kez daha öğrendik ki, AKP bütün bunlara “Evet” diyor.

            “Evet” diyor ama, onların “evet” demesi sorunu çözmeye yetmiyor. Asıl milletin “evet” demesi lazım. Bütün sorun buradadır ve Temmuz ayından bu yana yaşamakta olduğumuz gelişmeleri açıklayan biricik neden budur.

 

PLANIN “BAŞKA ÇARE YOK”U KANITLAMA BÖLÜMÜ

            Terör konusunda AKP’ye yöneltilen temel eleştiri şudur:

            Bu parti iktidar olduğu zaman terör sıfır düzeyindeydi. Bugün ise, PKK, tarihinin en güçlü dönemini yaşamaktadır.

            Bu iktidar zamanında tek bir sınır ötesi harekât yapılmadı. 2008 yılında yapılan tek harekât ise, AKP’ye rağmen yapıldı ve ABD ile AKP’nin elbirliğiyle karşı çıkmaları sonucu hedefine ulaşamadan yarıda bıraktırıldı. Ordu hiçbir hedefine ulaşamadan geri döndü.

            Son dönemlerde PKK saldırıları karşısında, Ordunun karakollara ve karargâhlarına çekilmiş haldeki pasif konumu gözden kaçmamaktadır.

            Dolayısı ile Tayyip Erdoğanların kamuoyunu o “yüzde 95 anlaştık” dedikleri çözüme ikna etmeleri için, “bakın kardeşim, masaya oturmak dışında bütün yolları denedik” diyebilecekleri bir noktaya getirmeleri gerekmektedir.

            İşte şimdi planın;  “askeri güçle alınacak bir sonuç yok” kısmı uygulanmaktadır.

 

MEDYA’NIN ROLÜ

            Şimdi yandaş basın, verilen görev gereği ikiye ayrılmış durumda ve kamuoyunu hedefledikleri yere getirmek için olağanüstü bir çaba içine girmiş bulunuyorlar.

            Başını “Zaman” gazetesinin çektiği bir grup, “PKK’ya boyun eğdireceğiz”, “bileğini bükeceğiz” ve ondan sonra “Bizim istediğimiz koşullarda çözüm olacak” diyorlar.

            “Bizim istediğimiz koşullar” dedikleri PKK’nın dört maddede özetlediğimiz talepleri.

            Başını “Taraf”ın çektiği diğer kısım ise, “Boşuna uğraşılıyor. Silahla alınacak bir sonuç yok. Onun için hemen masaya oturulmalı” diyorlar.

            Onlar da “Oturulsun” dedikleri masada, PKK’nın meşhur dört talebinin olduğunu söylüyorlar.

            Şimdi bir yandan oyunun “yapılması gereken her şeyi yapıyoruz” bölümü hükümet tarafından sahnelenirken; yandaş ve teslim alınmış basın yayın organlarının halkı hazırlama görevini icra etmelerine şahit oluyoruz.

 

ORDU SONUÇ ALIR MI?

            Vatan savunması görevini canla başla yapmaya çalışan askerin büyük bir fedakârlıkla hareket ettiğinden hiçbir kuşku yok.

            Ama düşünün ki, ABD’nin hâkimiyet alanında üslenmiş ve bu ülkeden her türlü lojistik ve eğitim desteği aldığı bilinen PKK gerçeği orta yerde dururken, AKP Suriye’yi suçluyor. Yani gerçek düşmanı değil, o düşmanın işaret ettiği mazlum komşuyu düşman olarak görüyor.

            Düşünün ki, bu iktidar, yaptığı yasal değişiklikle Ordunun alandan istihbarat toplamasını yasaklamış.

            Düşünün ki, bu iktidar, Hasdal ve Silivri cezaevlerini, Ordu’nun PKK ile mücadele eden komutanları ile doldurmuş. Bütün yurtsever komutanların ensesine, “bakalım ne zaman tutuklanacağım” endişesini dayamış.

            Düşün ki, askeri birliklerin her türlü harekâtı, valilikten alınacak izne bağlanmış. Valiler ise, merkezden izin vermeme talimatı almış. Saha hâkimiyeti böylece PKK’ya kaptırılmış.

            Düşünün ki, iktidar, izlediği politika ile hemen hemen bütün komşularımızı Türkiye ile hasım durumuna getirmiş.

            İşte bu koşullarda, ateşe sürülen Mehmetçikten sonuç alması bekleniyor.

 

OYUNUN SONU

            Ne olacağını söyleyelim:

            Bu harekâttan alınabilecek hiçbir sonuç yoktur. Her şeyi bir yana bırakın. Sadece esas düşmanın gözlenmesi ve yanlış hedef gösterilmesi bile yeter bunu görebilmek için.

            Aylar geçecek, onlarca ve yüzlerce şehit gelecek Anadolu’nun dört bir tarafına.

            Ve iktidar halka dönüp; “Görüyorsunuz her yolu denedik. Masaya oturalım, acıları dindirelim” diyecek.

            Tabii, halkımız bu oyunun oynanmasına müsaade ederse!

                                                                                   mbgultekin@ip.org.tr 




--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin