28 Ekim 2011
Mehmet Bedri Gültekin
“Ezilen Milletlerin Şehidi”
NATO uçaklarının tam 40 gün süren yoğun bombardımanının ardından, Libya Devlet Başkanı Kaddafi’yi ve oğlu Mutassım’ı yakalayan çapulcuların ne yaptıklarını bütün dünya gördü.
Aslında, Libya’da neyin yıkıldığı ve yerine neyin konmakta olduğu, televizyon ekranlarına yansıyan o sahnelerden çarpıcı bir şekilde gösterilmiş oldu.
O işkencenin, lincin, yargısız infazın bir numaralı sorumlusu, cep telefonuna gelen Kaddafi’nin yakalandığı (veya öldürüldüğü) mesajını görünce gazetecilerin önünde sevinç çığlığı atan, “ABD” adındaki “terörist” ve “haydut” devletin Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’dur.
Elbette ki, Hilary Clinton bir simgedir sadece. O atılan sevinç çığlığında, bütün bir emperyalist sistemin sefaleti ve sorumluluğu bulunuyor.
HARAMİLER VE ÇAPULCULAR
Her “sistem” (veya bunu her sistemin başında bulunan ve sistemi belirleyen “Hâkim sınıf” olarak da ifade edebiliriz) savaşırken, barış yaparken, yönetirken, “adalet” dağıtırken, “üretim”de bulunurken, kısacası hayatın her alanında faaliyet gösterirken, kendi karakterine uygun davranışlar gösterir.
Bugün kapitalist-emperyalist sistemin başında, insanlığın bugüne kadar yarattığı olumlu anlamda ne varsa, onlarla ilişkilerini koparmış bir Gladyo-Mafya-Tarikat zümresi bulunuyor.
Yalan, ikiyüzlülük, yargısız infaz, kendi aşağılık menfaatleri uğruna milyonlarca mazlumu öldürmek, bu kesimin olağan politika yöntemleridir.
“Kitle imha silahı var” yalanını söyler, Irak’ı işgal eder ve 2 milyona yakın Iraklıyı katleder. Amaç, Irak’ın petrolüne konmaktır.
“İkiz kuleleri Taleban yıktı” der, Afganistan’ı işgal eder, yüz binlerce Afganlıyı öldürür. Amaç, Çin ile Rusya’nın yanı başında stratejik bir üs ele geçirmek ve yıllık trilyonlarca dolarlık uyuşturucu pazarına hâkim olmaktır.
Libya’da cebine para koyup, eline silah vererek NATO bombalarının korumasında ileri sürdüğü çapulcuları kullanarak yarattığı kaosta; bugüne kadar 50 bin mazlumu katleder. Ve böylece sözümona “diktatörlüğe karşı mücadele eder”.
İşte bu fiillerin sahibi olan bir sistem, insanı “insan” yapan bütün değerlere kaçınılmaz olarak düşman olur. İnsanlık, tarih içinde sadece olumlu değerler üretmedi. Düşünen, planlama yapan ve üreten bir varlık olarak insan en yüce değerleri ürettiği gibi, en aşağılık değerlerin de sahibi olmuştur.
Libya’da, emperyalistler ve uşakları, insanı insan olmaktan utandıran o aşağılık eylemlerine bir yenisini eklediler.
İNSANLIK MÜSVEDDESİ HAİNLER
Kaddafi’yi ve oğlu Mutassım’ı işkenceyle infaz edenler hakkında fazla bir söz söylemeye gerek yok.
Her toplumda üç kuruşa anasının ipini satacak, düşmanla işbirliği yaparak kardeşini boğazlayacak insan müsveddeleri bulunur.
Kurtuluş Savaşımızda böylelerini gördük. Günümüz Türkiyesinde yaşanan gelişmeler içinde de varlıklarına tanık oluyoruz.
Libya gibi, 21. yüzyılda haramilerin egemen olduğu bir dünyada, Ortaçağ ilişkilerinden kendisini kurtaramayan bir ülkede bu tiplerin varlığı da anlaşılır.
Ama bunların basit piyonlar olduğu gerçeğini unutmamak lazım.
TÜRKİYE’YE YANSIMALAR
Kaddafi’nin öldürülmesinden bu yana geçen bir haftalık süre içinde, Türkiye basınında yazılıp çizilenlere bakıyoruz. Malum basın yayın organları, caniliği alkışlıyor. Hatta “Kaddafi’nin sonu”na işaret ederek, Beşar Esad’a tehditler savuruyorlar.
Uşaklık ve uşaklığa özgü olan, gözü kapalı efendinin her yaptığına alkış tutmak evrenseldir. Onlar ellerine fırsat geçtiği zaman aynı vahşeti bu topraklarda da sergilemek isteyeceklerdir.
1930 yılında Menemen’de yapılan farklı bir şey değildi.
Ama bir de, “Evet Kaddafi bir diktatördü, ama bu şekilde katledilmesi doğru değil” diyenler var. Bunlar emperyalizmin Libya’ya karşı gerçekleştirdiği alçakça saldırıya boyun eğen, onaylayan, ama Kaddafi’nin vahşice öldürülüşünü oradaki üç-beş çapulcuya yıkarak oradaki asıl suçluları gizleyenlerdir.
İşbirlikçiler ve korkaklar, her gelişme karşısında aynı tavrı alıyorlar.
“Ama Saddam da zalimdi…”
“Ama Esad da halkına diktatörlük uyguluyor…”
“Ama Ergenekon’da suçlular da var…”
Bütün bu gerçeklerle, emperyalizmin gerçekleştirdiği bir saldırıya karşı, sözümona tavır belirleyenler, sonuç olarak o alçaklığın suç ortağı olmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar.
KADDAFİ
Kaddafi’ye gelince;
Aslında günümüz dünyasında, başlı başına Amerikan emperyalizminin hedefi olmak bile; bir kişi, bir parti veya bir iktidar hakkında değerlendirme yapmak için yeter de artar bile.
Kaddafi’nin saldırıya uğramasının tek nedeni, uyguladığı “bağımsızlık” politikalarıdır. Libya’nın petrollerini Libya halkı için değerlendirmesidir. Halkına parasız eğitim, parasız sağlık ve herkese konut olanağı sağlamasıdır.
Bütün bu kazanımları savunacak güçte bir Milli Ordu’nun olmaması, ekonomik kriz içinde debelenen Batılı haydutların Libya’yı yutma iştahını kabartmıştır.
Olay bundan ibarettir.
Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya gibi Batı emperyalizminin karşısında yükselmekte olan ülkeler ise, bu saldırıyı seyretmişlerdir. Deyim yerindeyse, Libya’yı saldırgana yem olarak vermiş, böylece kendileri için daha elverişli bir dünya elde edeceklerini sanmışlardır.
Kaddafi, bu koşullarda emperyalist saldırıya direndi. En başında da söylediği gibi, kendi vatanında emperyalist haydutlara karşı savaşarak öldü.
Ömer Muhtar gibi; şanla, şerefle…
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in dediği gibi “Kaddafi emperyalizme karşı savaşan halkların şehididir.”
Emperyalizmin uşakları ise şimdi onun ölümünden korkuyorlar. Bilinmeyen bir yere gömerek, onun ölüsünden kurtulacaklarını düşünüyorlar.
Alçaklar, aptallar ve zavallılar!...
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin