18 Ağustos 2011 Perşembe

((slayt izle)) Özgür Ve Bağımsız Düşüncenin Esarette Geçirdiği On Yıl Mersin İçel Burak Canlı

ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ DÜŞÜNCENİN ESARETTE GEÇİRDİĞİ ON YIL

Çok ama çok güzel bir hikâye yazdım. Tarih 18.08.2011

Birlikte çalıştığımız emekçi kardeşime hikâyeyi okudum. Emekçi Kardeşim sessiz bir çığlık dedi. Yani bunu yayınlayacak olursanız sade siz değil ben sade ben değil tüm Yoldaşlarımızı bitirirler dedi.

Ama dedim bu bir hikâye. Sadece bir masal! Böyle hikâye böyle masal olmaz dedi. Bunlar gerçekler dedi. Mutlaka yazıyı beğenen ve sessiz bir şekil de takdir edecekler olacaktır dedi. Fakat beğenmeyenler de iki kat dedi.

Düşündüm. Terör ve onun yamuk ilişkileri. Haklıydı. Beğenmeyen daha fazla olacaktı. Yapabilecek herhangi bir şey bulunmamaktaydı. Özgür ve bağımsız düşünce esaret altındaydı. Muhalefet bitirilmişti.

Ama gene de ben umutla yazının çıktısını aldım. Maille falan göndermeye de açıkçası cesaret edemedim. Yazıyı ilgili kader ortaklığı yaptığımız arkadaşıma göstereceğim. Kader Ortaklığı yaptığımız kişi yayınla ben seni seneler geçse de bekleyeceğim. Yayınla ben seninle birlikte ölmek pahasına olsa da birlikteyim diyecek olursa yayınlayacağım.

Ne var ki benim sürgünlüğüm birlikte çalıştığımız emekçi Yoldaşa göre de başka kardeşlerimizin sürgünlüğüne sebep olacak.

Şartlar ortadadır. Bu şartlar altında siyaset yapmak Rus Ruletini tek kurşunla değil en az üç kurşunla oynamaya benzemekte. Ve bu oyunda tek sıkan sensin.

Şart ve söz konusu durum altında Memleketi terk edip bir başka yere yerleşmek. Şart ve söz konusu durum altında akıtılacak bir damla kan dahi olsa o kanı Kuzey Kafkaslar da akıtmak. Şart ve söz konusu durum altında susmak, kulakları tıkamak, gözleri bağlamak! Şart ve söz konusu durum altında dünya gerçeklerini kabullenip böyle gelmiş böyle gidecek demek. Şart ve söz konusu durum altında dünya gerçeklerini olmasını istediğimiz gibi değil de gerçekte var olduğu gibi kabullenmek.

Düşünmek bizim neyimize. Önümüzde bir ekmek parçası! Özgürlük bizim neyimize. Her yer prangalar her bir yer demir parmaklıklar. Bağımsızlık bizim neyimize. Dünya kuşatma altında.

Siyaseti bırakmam lazım. Ve belki de yazmayı da. Çünkü ben bir yerlere gelmek değil siste mi değiştirmek istemekteyim. Çünkü ben insanların gerçekten de bilmediği ve hatta ona şüphe ve korku içerisinde baktıkları gerçek özgürlüğü ve bağımsızlığı dilemekteyim.

Ben içki içmem. Keşke içseydim. Keşke unutabilmek ve yaşanan gerçek kâbusları görmeyebilseydim. Ben uyuşturucu kullanmam. Keşke kullansaydım. O zaman belki de altın bir vuruşla bir hülya da bir rüya da bitiverirdi.

Bir hikâye yazıp o hikâye suç olur mu? Kanunlar da gerçekte olmazsa dahi beni bunun için kaç yıl tutarlar benimle birlikte kimler zarar görür gibi düşünceler içerisinde vur babam vurabildiğin kadar vur! Sen vur ki bir ölelim. Bir ölelim. Bir ölelim. Bir ölelim. Bir ölelim. Ve umut ederek binler doğmayı bekleyelim. Demek ki bir ölünce bin doğulmakta. Demek ki bir ölmeden bin doğulmamakta. O zaman ne mutlu bir ölümün üzerine bin doğabilene. Mersin İçel Burak Canlı

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin