27 Haziran 2011 Pazartesi

((slayt izle)) BALBAY, HABERAL VE ALAN // sebnem ozbek



sebnem ozbek <ssebnemenator@gmail.com>
27 Haziran 2011 15:36

BALBAY, HABERAL VE ALAN
 


Malum seçimlerde AKP, kendisine yönelik açılan “kapatma davası” süresince Anayasa Mahkemesinin milletin iradesinden üstün olamayacağını söyleyip durdu. AKP bir bakıma haklıydı ancak; "halk iradesini temsil edenlerin kanunlara ve anayasaya uygun hareket etmek zorunda olduğu" gerçeğini görmezden gelmekteydiler. Bugün yaşadığımız milletvekili skandalında CHP ve MHP’nin dillendirdiği milletin iradesinin hiçe sayıldığı olgusu ise yasalarla çelişki arz etmemektedir. Neticede Balbay, Haberal ve Alan’ın kesinleşmiş bir suçları bulunmadığı için milletvekilliklerini engellenememektedir.

 

Buna mukabil aralarında TRT’nin de bulunduğu yandaş medya bu gerçeği görmezden gelimekte ve YSK ile ağır ceza mahkemesinin aldığı karardan ziyade “Hapisteki insanları kaos yaratmak için mi aday gösterdiler” sorusu üzerine yoğunlaşan tartışma programları yayınlamayı tercih etmektedir. Öyle ya yandaş medya için “adam suçlu ki hapise atılmış.” Sade vatandaşın algısı bu şekilde; “hapiste dahi olsa suçu ispatlanana kadar herkes masumdur” karinesi onu ilgilendirmiyor. Hele ki söz konusu medya; ağır ceza mahkemesinin Balbay, Haberal ve Alan hakkında verdiği red kararının gerekçesinde yer alan; “deliller henüz toplanmadı” cümlesinin “o zaman hangi gerekçelerle üç yıldır bu insanları hapiste tutuyorsunuz” sorusu akıllarına dahi getirmez.

 

Ancak halkın algılamasından yola çıkarak ve gerek Balbay gerek Haberal ve gerekse Alan’ın kesinleşmiş bir cezalarının olmadığını hatırlatıp AKP milletvekili Mahmut Esat Güven’den bahsetmekte yarar var. 

 

AKP Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven, 1977’de Hüseyin Uçar isimli bir ülkücü genci öldürmekten 1982 yılında “20 yıl hapis cezası ve ömür boyu kamu hizmetlerinden men” cezası aldı.

 

Yani bırakın milletvekilliğini herhangi bir kamu kuruluşunda hizmetli dahi olamayacağı mahkemece karara bağlanan Güven bir şekilde(!) “sabıka kaydı yoktur” belgesini alıp YSK’ya verince AKP’den geçtiğimiz dönem milletvekili oldu.

 

Sonrasında adli sicil kurumundan alınan “adli sicil kaydı vardır” yazısı ve ömür boyu kamu hizmetlerinden “men” cezası olduğuna dair belge YSK’ya gönderildiği halde, Yüksek Seçim Kurulu seçim öncesi “aday olamaz” kararı verdiği BDP’li vekil adaylarında olduğu gibi “pardon bir hata yapmışım” demedi ve Güven 23. Dönem Kars Milletvekilliğine devam etti.

 

Bu örnek bırakın Balbay, Haberal ve Alan’ı Hatip Dicle’ye bile haksızlık yapıldığını, söz konusu kişilerin AKP’den aday olsalardı bugünki kaosu yaşamayacağımızın delilidir.

 

Netice itibariyle Balbay, Haberal ve Alan’ın herhangi bir mahkumiyetleri söz konusu değil. İşledikleri öne sürülen suçlardan dolayı milletvekili dokunulmazlığına sahip de olamayacaklar. Her ikisi de tanınmış kişiler olmalarının yanı sıra artık milletvekili oldukları için kaçma ihtimalleri de söz konusu olamaz.

 

Delil karartma olayında ise mahkeme; “Deniz Feneri” soygununa ve bu soygunun sanıklarının şirket kapatmaya varıncaya kadar kararttıkları delillere rağmen iddianame bile hazırlanmamış olmasına bakmalı ve adil bir karar verip vermediğini sorgulamalıdır.

 

Bize üniversitede hukuk hocamız ilk derste şunu söylemişti; “Suçsuz bir kişinin hapise girmesindense suçlu bir kişinin serbest kalması evladır. Yani bir kişinin suçlu olup olmadığından kesinlikle emin değilseniz o kişiyi serbest bırakmak hem kanunen hem vicdanen gereklidir.” Ne yazık ki Balbay, Haberal ve Alan ile birlikte diğer tüm Ergenekon ve uzantısı davalarda kanun da vicdan da rafa kaldırılmış görülmektedir. Bu nedenle Balbay, Haberal ve Alan’ın tutukluluklarının devamı kararı tamamen siyasidir.

 

Hatip Dicle olayına dönecek olursak; Dicle’nin terör örgütünü ve terörü öven bir konuşmasından dolayı aldığı mahkumiyet kararının kesinleşmesi nedeniyle milletvekilliğinin düşmesi yönünde YSK’nın aldığı karar doğrudur. Yanlış olan YSK’nın Dicle’nin adaylığına onay vermesidir. Ne yazık ki Erdoğan’ın “Ben yaparım olur” düşüncesi nedeniyle Mahmut Esat Güven’in milletvekili olması BDP’nin elini kuvvetlendirmiştir.

 

Diğer bir taraftan Dicle’nin sarf ettiği sözleri bugün AKP’li vekiller de dahil TV’de söylemeyen kalmamıştır. AKP’nin bir ülkücüyü öldürdüğü gerekçesiyle katil olduğuna mahkemenin hükmettiği vekili Mahmut Esat Güven’den örnek verecek olursak; kendisi Öcalan’ın ev arkadaşı olduğunu, onun sıradan bir insan olmadığını, bir lider olduğunu ve İmralı koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söylemiştir. AKP’den milletvekili adayı olan Türköne; Öcalan’a “paşalık” ünvanı verilmesini önerirken, Mehmet Ali Birand ise “ev hapsi” verilmesi gerektiğini söyleyebilmiştir.

 

Haberal,Balbay ve Alan’ın serbest bırakılmaları için anayasa veya kanun değişikliğine ihtiyaç yoktur. Ancak Dicle için bu değişiklik gereklidir. Bu da bizi anayasa değişikliği için yeterli vekil sayısına ulaşamayan AKP’nin BDP’ye duyduğu ihtiyaç gerçeğine ulaştırmaktadır.

 

Hatırlarsanız Erdoğan seçim dönemi boyunca milliyetçi oyları almak için BDP’lilere karşıt tavır takınmış, hatta CHP’yi BDP’lilerle işbirliği içinde olmakla suçlamıştı. Tüm bu gerçekler ışığında “Acaba anayasa değişikliği için BDP’ye ve halkın onaylayacağı bir zemine ihtiyaç duyan AKP; Dicle olayını kullanıyor mu” diye düşünürsek çok mu paronaya davranmış oluruz?

 

Eğer böyle bir durum söz konusuysa BDP’nin dile getirdiği “Mahmut Esat Güven” hatasını Dicle’de devam ettirmek; bugün “ev hapsi”nin dillendirildiği Öcalan’ın milletvekilliğinin önünü açacak çok daha büyük bir hatayı beraberinde getirecektir.

 

Umalım ki AKP; başta Öcalan olmak üzere tüm PKK’lıların önünü açacak “Genel af” söyleminin kendisine oy vermeyen yüzde 50’nin kabul edeceği bir durum olmadığını bildiği için Balbay, Haberal ve Alan’ın da aralarında bulunduğu Ergenekon sanıklarını da bu aftan yararlandırarak, halkın genelinin onayını alma peşinde olmasın.

 

ŞEBNEM ÖZBEK

27.06.2011



--
YA YOLUNDA YÜRÜRÜZ..
YA BU UĞURDA ÖLÜRÜZ..
 
 
ŞEBNEM ÖZBEK
 
 


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin