27 Ocak 2011 Perşembe

((slayt izle)) Olmak ya da Olmamak / Mehmet Bedri Gültekin: Kamuda türban



                                                                                                                      27 Ocak 2011

 

 

Olmak ya da Olmamak

                                   Mehmet Bedri Gültekin

 

Kamuda türban

 

            Tayyip Erdoğan Katar gezisi sırasında türban konusunda gelinen aşamada, artık sonuca epeyce yaklaşmış olmanın verdiği güven duygusuyla oldukça açık konuştu: “Kamusal alanda türban haktır. Er geç olacak” dedi.

            Hatırlanacağı üzere Üniversitede türban konusunun gündemde olduğu sıralarda CHP’den gelen “ilköğretim’de türban konusunu gündeme getirmeyeceğin konusunda söz ver” şeklindeki talebe, Tayyip Erdoğan yanıt bile vermemişti.

            Ve gene bilindiği üzere tarikat mensupları şimdi yurdun dört bir yanında ilköğretime giden çocuklarını türbanla okula göndererek bir oldubitti yaratmaya çalışıyorlar. Yedi yaşındaki çocuğunu kapatarak okula gönderen tarikatçı, arkasında Başbakan’ın olduğunu bilmenin verdiği özgüvenle hareket ediyor.

            Erdoğan açısından olaya bakıldığı zaman bir tutarlılık söz konusudur.

            Recep Tayip Erdoğan, Laik Demokratik Cumhuriyet’e karşıdır.  Bunu açıkça söylemiştir. Hatta Tayip Erdoğan türbanı bir siyasal mücadele aracı olarak gördüğünü de bilindiği üzere bir Madrid gezisi sırasında itiraf etmişti.

            Bundan dolayı Tayip Erdoğan’a söylenecek bir söz yok. O, programını uyguluyor. Siz de, laik demokratik Cumhuriyet’ten yana olan halkı örgütler ve ona karşı mücadele edersiniz. Halkı kazanan, mücadeleyi kazanır. Bunun sonucunda Türkiye ya Ortaçağ’ın kör kuyularına yuvarlanır, ya da laik demokratik bir Cumhuriyet olur.

            Ama laik Cumhuriyet adına, “AKP’nin silahlarını AKP’nin elinden alarak mücadele edeceğiz” diyenlere söylenecek sözümüz elbette var.

 

BARAJIN YIKILIŞI

            Evet, Türkiye şimdi ilkokulda ve kamuda türbanı tartışıyor. Ve tartışmanın bu noktaya gelmesinde CHP’nin, Referandum kampanyası döneminde durup dururken, “Türban sorununu biz çözeriz” diye ortaya çıkmasının tayin edici bir payı var.

            CHP bu tutumuyla sadece üniversitede değil, önce kamuda ve daha sonra da hayatın her alanında türbanın zorunlu hale getirilmesinin kapısını aralamıştır.

            Kamuda türbanı serbest bırakmak isteyenler şimdi çok daha güçlü durumdadırlar.

            Bir genç kızın veya kadının üniversiteyi bitirene kadar örtünmesini “dinin gereğidir” diyerek kabul edeceksiniz, genç kız bu şekilde okuyacak, okulunu bitirecek, sonra sıra kamuda bulduğu bir işe girmeye gelince “başını aç” diyeceksiniz.

            Bu tavırda bir mantık yoktur.  Ayrıca “haklılık” da yoktur.

            Onun için çok da uzak olmayan bir gelecekte kamuda türbanın resmen serbest bırakılacağını söyleyebiliriz.

            Resmen diyoruz çünkü gerçekte türban kamuda daha bugünden fiilen serbest hale gelmiş durumdadır. Sonra sıra ilköğretime gelecek. Ondan sonraki aşama türbanın hayatın her alanında zorunlu hale getirilmesidir.

 

HAYATIN HER ALANININDA HÂKİMİYET

            Evet, “inancın gereğidir” diye üniversitede serbest bıraktınız mı bütün bu aşamaların sıra ile geçilmesi kaçınılmazdır.

            “İnancımızın gereğidir” diye türbanı kabul ettiren zihniyet, bir müddet sonra başı açık kadınlara, “bu giyim tarzıyla inancımıza saldırıyor” gerekçesiyle itiraz edecektir. İtiraz, sözde kalmayacak ve fiili saldırılarla hedefine ulaşmak isteyecektir.

            1990’lı yıllarda Hizbullah’ın Güneydoğu’da terör estirdiği günlerde Diyarbakır ve Silvan’da başı açık öğrencilere ve kadınlara, Hizbullah’ın gerçekleştirdiği kezzaplı saldırılar hatırlardadır.

            Ortaçağ ideolojisi, tekçi niteliğinden dolayı, farklı fikri kendine saldırı olarak görür. Bütün toplumu düşünce olarak, yaşam biçimi olarak tek kalıba dökmek, dinci ideolojinin varlığının bir gereğidir ve dolaysıyla egemen olduğu her yerdeki uygulamadır.

Onun içindir ki şeriat kurallarının geçerli olduğu bütün ülkelerde kadınlar, bırakın türbanı, çarşaf içindedirler. İran’da, Suudi Arabistan’da hiçbir kadın başı açık dolaşamaz.

           

RAKİBİN MİNDERİ

            “AKP’nin elinden demokrasi ve özgürlük gibi silahları almak” adına izlenen politikanın ilk sonucu üniversitelere türbanın serbest bırakılması olmuştur.

            Ama bundan dolayı CHP’nin en ufak bir kazancı olmamıştır.

            Bir politikanın asıl sahibi ortada dururken, çeşitli hesaplarla onu taklit edenlere kimse itibar etmez.

            Nitekim CHP’nin türban savunuculuğuna, çarşafa rozet takmasına kimse itibar etmemiştir.

            Tam tersine bütün bu girişimler basit oy avcılığı olarak algılanmış, CHP’ye olan desteği artırmak bir yana tam tersine olan desteğin de azalmasına yol açmıştır.

            Ve gerçek bir kez daha kanıtlanmıştır. Rakibin minderinde güreşmeye kalkan kaybeder. Hayatın her alanı söylenebilecek bu söz, siyaset alanı için özellikle geçerlidir.

                                                                                                          mbgultekin@ip.org.tr

       


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin