4 Kasım 2012 Pazar

((slayt izle)) PROF. ÖZER OZANKAYA İLE TARTIŞMA // Haluk TARCAN




 Haluk TARCAN haluktarcan@haluktarcan.com
 4 Kasım 2012 12:25

PROF. ÖZER OZANKAYA İLE TARTIŞMA
Saygılarla sunarım
Halûk tarcan

SAYIN PROF. ÖZER OZANKAYA’nın CEVABININ BİLİMSEL SÜZGEÇTEN GEÇİRİLMESİ

 

“…30 Kasım 2012 günü Ulusal Kanal’da Sayın Mustafa Pamukoğlu’nun hazırladığı  ve benim de katıldığım “Ekonomi ve İş Dünyası” programının  asıl konusu, Atatürk Önderliğindeki Türk Devriminin neden  Batı da içinde olmak üzere tüm uygar insanlık için örnek olacak bir UYGARLIK TASARIMI değerinde olduğunu açıklamak olmuştur…”  diye başlayan izahatınızda  Anadolu Türk tarihi konusunda bilimsel gerçeklerle ters düşen iki açıklamanız olmuştu: .Anadolu’nun Türkleşmesinin Selçuklarca gerçekleştirilmiş olmas

 .  1453 İstanbul’un fethi

 Verdiğim cevapta  Anadolu’ya M.Ö.13binde geldiğimizi, 1453’ün İstanbul’un geri alınış tarihi olduğunu yazmıştım.

 Bu iki gerçeği bilmenize imkân yoktur. Bu nedenle gerçeği itiraf edip

·         “Bu konuda hiçbir bilgim yoktur” diyemez mi idiniz?

 Bu iki gerçeği bilemezsiniz,  çünkü Resmî Tarihimiz Batı tarafından,  Batı’nın çıkarlarına göre yazılmıştır.

1.      İslâmiyet öncesi tarih yok sayılmış, SEVR’in  uygulanabilmesi  için Anadolu’ya geliş, 1071 tarihine yükseltilmiştir

2.      Evrensel Uygarlıkların kökeninde yer alan  Orta Asya’da doğmuş olan Türk Tarihi  bilinmezden gelinmiş ve bunda ısrar edilmiştir

Kısacası

·         BATI MERKEZLİ TARİH kabullenilmiş ve bu konuda kemikleşmiş olan Resmî Tarih böyle olunca sizin

·         M.Ö.13binleri ve 1453 öncesini bilmenize imkân yoktur

Eğer bu gerçeği itiraf etseydiniz, Batı Merkezli Tarih’te direnen  akademisyenlerimizin gerçeği kabullenmeleri için büyük bir adım atmış  ve SEVR’e, yâni 1071’e dayanarak Anadolu’yu bölmek isteyenlere de ilk cevabı vermiş olacaktınız

 Cevaplarınıza gelelim;  hiç birinin bilimsellikle ilgisi yoktur:

·         “idare-i maslahat “seviyesinde kalmakta  ve bir “boomerang” gibi size dönmektedir

 

“…Sayın Tarcan e-yazısındaki “eleştiri”yi,  bu programın başlangıç bölümünü   kaçırmış olduğu için yapmış olsa gerektir…”

Cevap: Başlangıçla hiçbir ilgisi olamaz, saat 18.15’te Selçuklar  konusundaki sözleriniz  kat’i ve sarihtir.

 “..Çünkü ben öncelikle bir tarihçi olmadığımı belirttikten sonra…”

·         İnsanî  ilimlerin, sosyoloji, etnoloji vb…hareket noktası, tarihtir. İncelenen konunun tarihini  en doğru şekilde bilmeden, zaman ve mekândaki pek çok gerçekler yok olur.. İncelenen  halkın  âdet, gelenek, davranışları, dil ve düşüncenin, konu  olan zaman ve mekândaki değeri havada kalır.

Bu tekerleksiz bir arabayı yürütmeye benzer.

Bunu siz aşağıdaki paragrafta zaten itiraf ediyorsunuz:  

 , “konumuz bakımından Anadolu tarihinin binlerce yıl öncesinin  bugünkü “ulus”lardan hangisiyle ne ölçüde ilişkilendirilebileceği konusu belki tartışmalı olabilir…”. Neymiş:

·         Anadolu tarihi  tartışmalı olabilir imiş; söz konusu ilişkilendirmeyi görelim:

Bu tarih 13binde Ön-Atalarımızla başlamış ve Anadolu’ya yazı  ve dilleriyle gelerek

·         DİP KÜLTÜRÜ oluşturmuşlardır

Bundan sonra

·       Urartular, Hurlar, İskitler, Mitanniler, Turkiler (Prof. E. Memiş) Hattiler, Hititler, Doğu’dan Persler, Güney Doğu’dan Asur, sonra Yunan, Roma…Bunlar Ön-Türk dip kültürü üzerinde birbirlerini etkileyen tabakalar oluşturmuşlar…Ve bugün bu tabakaları kazıp aşağıya indikçe

·         Kaya resimleri ve yazıtlarla, Dip Kültür, Ön-Türk Kültürü çıkmaktadır

İşte bu muazzam ve çapraşık Kültür tabakaları Sosyologlar için büyük sorunlar arzetmektedirler; eğer tarihe sırtlarını dönmezlerse…

Soruyorum:

·         Sosyolog olarak, bir Ateş Kültü, Gök Kültü,  Güneş Kültürünün varlığını biliyor musunuz?...Bilmiş olamazsınız çünkü siz Kısıtlı Resmî tarih çerçevesinde kalıyorsunuz.

 Resmî tarih sizlere eksik, kökensiz bilgi verdiğine göre, kendi tarihi gerçeklerinden, kendi dil ve kültüründen  yola çıkmış bir  Türk Sosyolojisi oluşturamazsınız. Bu durumda

·         Batı’nın kendi  tarihi ve kültürel gerçeklerine göre koyduğu tarifler ve prensipler,  Türk Sosyolojisi için inceleme sistemi olmaktadır.

Ve  sonuçta

“…Selçuklularla birlikte Anadolu’nun Türkleşmesinin tamamlandığını  Batılı tarihçilerin de sergilediğinibelirttim diyorsunuz. Yâni, Batı’nın “OKEY’ini”  alıyorsunuz.

Orta Asya Türk tarih ve kültürünü, Dil ve Düşüncesini bilmeyen ya da bunları tercüme yoluyla öğrenen Batı’nın  “okey”ine ne dereceye kadar güvenilir?

Bu ancak, Batı karşısında geleneksel hâle gelmiş Avrupa aşağılık duygusuyla açıklanabilir.

 Batılı tarihçilerin “Okeylediği” Selçukların Anadolu’yu Türkleştirmelerine gelelim:

Bu arada

…Nitekim Sayın Tarcan da Selçuklularca Anadolu’nun “sonuncu kez” Türkleştirildiğini söylüyor..” diye  araya sıkıştırdığınız bir cümle ile beni yanılgılarınıza iştirak ettiriyorsunuz. Bu  cümleyi nerede gördünüz, ne zaman söyledim? Lûtfen iftira seviyesine inmeyiniz.

 Artık esas konuya girelim:

Anadolu’nun Selçuklar tarafından Türkleştirildiği iddiası gerçeklerin tam tersidir:

·         Selçuklular Anadolu’yu Türkleştirmemişler

·          Türk Dil ve Kültürü’nün geri kalmasına neden olmuşlardır

1.      Selçuklar’ ın bilim dili,  Arapça

2.      San’at,  edebiyat dili Farsça’dır

 Her iki dil de Devlet’in resmî dilidir. Yönetim ve yüksek sosyete bu iki dille anlaşırlar.

 Hükümdarların adları

·         Keyhüsrev, Keykubat vb.. ve bizzat hükümdar kelimesi Farsça, … Alaettin( Alâ-üd-din) ise Arapça’dır.

·         Bu Arap / Acem karışığı kültür, Türk kültürünün üstünü örtmüş Türkçe’nin gelişmesine engel olmuş , dilimize yeni kelimler ve kavramlar kazandırmamıştır

·         Türk Kültürü, Selçuklar’ın  geliş tarihleri olan 9/10’uncu yüzyıllarda kalmıştır

Buna kısaca, Anadolu’nun Türksüzleştirilmesi diyebiliriz.

·         Anadolu’nun Hıristiyanlaşmasının yanında,  buna bir da Selçukların katkısı olmuştur

 

 Fakat tek tesellimiz,  Türk halkının dil ve kültüründen vazgeçmemiş olmasıdır:

·         Halk oyunları, türküler, şiir ve müzikleriyle ozanlar, halk hikâyeleri, masallar..  Taaa binlerce ve binlerce yıl Orta Asya’daki köken kültürlerini ve beraberinde Orta Asya’da var olan heykel san’atını ufak bir san’atçı grubu devam ettirebilmiştir.

 Selçuklar’da başlayan Arapça ve Farsça  geleneği Osmanlılar’da aynen süregelmiştir; Orta Asya’dan gelip Selçuklar’da Uçbeyi olarak Söğüt kasabasına yerleştirilmiş olan

·         OTMAN BEY ise adını OSMAN’a dönüştürmüştür; Batılılar Osmanlı İmparatorluğu yerine “Empire Ottoman” derler

·         Osmanlı döneminde, şair Ahmet Haşim’in Arap ve Acem sözlüklerinin kıyısında, kenarında kalmış, artık itibar edilmeyen kelimeleri şiirlerinde kullanmasıyla

·         Türkçe en düşük noktasına gelmiş, Türklük ve Türk Kültürü yok olma noktasına inmiştir; sanırım Türkçe kelimeler 40binlerde kalmıştır. Ayni dönemde İngilizce 120 bin kelimeyle konuşulmaktadır..

Fakat Türk halkı

·         Dil, oyun, müzik, kısacası binlerce yıllık öz kültüründen vazgeçmemiştir. Sonuçta

·         Halk edebiyatı

·         Divan edebiyatı ikilemesi oluşmuştur

 

Bilimsel gerçek şudur ki

ANADOLU’NUN KENDİ ÖZ KÜLTÜRÜNE DÖNÜŞÜ

·         TÜRKLÜĞÜ’NE  kavuşması

·         1923 Anadolu İhtilâliyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gerçekleşmiştir

 Sonuç:

Muhterem Profesör, tarihi hafife alarak  “ben zaten tarihçi değilim” mazeretine sığınamazsınız.

 1453’te Hıristiyan bilim ve sanat adamlarının Avrupa’ya geçip Rönesans’a neden oldukları doğrudur, Onu tartışmıyorum. Fakat bu kişilerin sanat ve ilim bilgilerinin kökeni araştırılmaya değerdir,  bu  da başka bir konudur.

 Muhterem beyefendi, büyüklük gösterip

·         “Evet, benim Tarcan’ın  vermiş olduğu bilgilerden haberim yoktu, liseden bu eksik bilgilerle gelmişiz” demek  büyüklüğünü hâlâ gösterebilirsiniz.  Bu itiraf sizi küçültmez,  bilâkis yükseltir ve pek çok profesörün kendi bilgisinden üstün bilgi olamaz ifadelerinin gülünç olduğunu ortaya çıkarmış olursunuz.

 

 Saygılarımın kabûlünü rica ederim.

 Halûk Tarcan   Bilimsel Araştırmacı(CNRS-Paris)

 

 

 





--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin