BEN NASIL VE NE ZAMAN DÖNERİM… PEKİ, YA ONLAR?
Ben dönmem demeyim… Okuyun… Bakalım ve biraz da felsefe…
Örnek… İsrail Devleti… Ve ona karşı bulunan Örgütler… Örgüt bombalar… O bombaladıkça… İsrail Devletine bahane ve İsrail Devleti devamlı olarak bir adım öne doğru atar…
Bir adım… Bir adım… Bir adım… Bugünkü malum durum… Tabi ne sizlerin ne de benim bugünkü durumdan haberimiz bulunmamakta… İnternete yazın Filistin Devleti… Bakalım harita da neresi çıkacak… Filistin ne hale gelmiş…
Koca bir A-4 kâğıdı beyaz kâğıt düşünün… Üzerine bir birinden ayrık ve uzak üç dört tane nokta vurun… İşte orası Filistin Devleti… A-4 kâğıdı ise İsrail Devleti…
Bu kadar basit…
Beyazın yanında siyah… Siyaha hizmet eden beyaz… Düşmanını besleyen Düşman Ülke…
Konuyu iyice anlayabildiyseniz… Kavramak zor fakat… Bir adam bilmem ne Partisinden… Bilmem ne düşüncenin savunucusu… Fakat gerçekte bilmem kimlere hizmet etmekte… Mecbur… Yoksa yoksalar da nece varlar bulunmakta… İki dakika da çizerler…
Çizilmek önemli değil diyebilirsiniz… O halde iskambilden ev dahi yapabilecek herhangi bir konuma gelmeniz zaten mümkün değildir…
Elerler… Tartarlar… Gramınızı ölçerler… Değerlendirirler… Binlerce de kontrolden sonra seçerler… Onlar hataya düşmez… Onlar Hollywood filmlerinde dahi henüz konusu geçmemiş çok deneyimlerden geçmişlerdir…
İşte dedim ya… Senden ve benden yeter ki istesinler… Kim korur bizleri? Kime sığınabiliriz? Arayacak herhangi bir makam var mıdır? Un ufak ederler… Gık demeden götürürler…
İster onlarla anlaş… İstersen sadece boyun eğ… Teslim olmak zorundasındır… Mecbursundur… Vatan dersen… Millet dersen… Ne Vatan seni umursar… Ne de Millet… Yaşadığını dahi hatırlamazlar… Büyük ve hâkim gücün karşısında tek bir kişinin hiçbir hükmü olmadığı içinde Örgüt denen olgunun olabilme ihtimalinin dahi peşine düşerler… Her örgüt olma aşamasında ajanlar, çift taraflılar ve daha da fazlası bulunmamakta mı sanırsınız?
Oyunu bizler kurmadık… Oyun yüz yıllardır oynanmakta… Devlet Başkanı dahi olabiliriz… Merdivenleri tırmanabiliriz… Ama piyon olmaktan ve bize biçilen rolden tek bir adım öteye gitmemiz mümkün değildir deyip pes etmek mi gerekmektedir?
İşte mesele ölümün hediye gerisinin işkence olduğunu bilerek kapı çalıp da o an geldiğin de tetiğe saniye bile düşünmeden kısacası kendi kafana daha da iyisi çenenin altından boynuna sıkmayı kabullenerek yaşamaktır… Yoksa gerisi işkence gerisi fırıldak gibi dönerek yaşamaktır… Ben de bu cesaret yok siz de var mı? Mersin İçel Burak Canlı
--Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin