22 Kasım 2010
Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
“Sıfır sorun” mu? Ateşe sürülmek mi?
Basının “Amiral gemisi” olduğu söylenen Hürriyet gazetesinin 21 Kasım tarihli manşeti “Sarko’ya Gül ayarı” şeklindeydi.
Hürriyet gazetesi, Lizbon’daki NATO zirvesinde kabul edilen füze kalkanı kararında, İran’ın adının geçmeyişinin bir önemi olmadığını söyleyen Sarkozy’nin; “kediye kedi deriz. Tehdit İran’dan geliyor” yollu açıklamasına, Abdullah Gül’ün verdiği sözümona cevabı, manşetinden böyle duyuruyor.
İşte AKP, tam sekiz yıldır Basına operasyonu, bu manşetleri attırmak için yaptı.
Aydın Doğan’a dört milyarlık vergi cezaları, bu manşeti almak için verildi.
Bekir Coşkun, Emin Çölaşan ve Oktay Ekşiler bu manşet için gazetelerinden kovuldu.
Sadece Hürriyet gazetesi ve vergi cezaları benzeri baskı yöntemleri ile teslim alınan diğer Holding basını değil, sayıları bir elin parmağını geçmeyecek sayıda gazete hariç diğer bütün gazeteler AKP’nin Lizbon’da kazandığı “Büyük Zafer”i yazdılar.
Star gazetesi ve Atv televizyonu, Devlet olanakları kullanılarak, son derece uygun koşullarla 750 milyon dolar kredi verilmesi sonucu işte bu günler için yandaşlara aldırılmıştı.
Fethullahçı ve dinci basını saymaya gerek yok. Onlar tam doksan yıldır düşünü gördükleri iktidar nimetinin başına oturmuş durumdalar. Görevlerini yapmaya devam ediyorlar.
Peki, yüz ayrı kanaldan ve gazeteden ve hep bir ağızdan bir yalan propaganda edildiği zaman, o yalan gerçek mi olmuş oluyor?
AMERİKAN ÇUVALI
Yalanı gerçek yapacak bir icadı insanoğlu henüz yapmış değil.
Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin günümüzde son derece modern olanaklarla uyguladıkları psikolojik savaşın Piri Göbels’ten bu yana, bu yöntemle kazanılmış olan bir savaş da yok!
Göbelsin mirasını Amerika devraldı ve tam 65 yıldır dünyanın her tarafında uyguluyor.
Ama Amerika her yerde yenilmekten kurtulamadı.
Psikolojik savaş yöntemleri Vietnam’da, Irak’ta, Afganistan’da giderek daha da geliştirildi ama bütün bu yerlerde alınan sonuçlar gözler önünde.
Amerika, son büyük operasyonunu şimdi Türkiye’de uyguluyor. Yalanı propaganda etmede biraz daha ustalaşmış durumdalar.
Amerika’nın Türkiye’nin başına geçirmeye çalıştığı son çuvalın adı “Füze Kalkanı”dır. Ve binbir yalanla başımızı gönüllü olarak bu çuvala uzatmamızı istiyorlar.
“İRAN HEDEF DEĞİL” YALANI
AKP’nin en büyük yalanı, Türkiye’ye konuşlanacak Füze Kalkanı’nın İran dâhil hiçbir ülkeyi hedef almadığı iddiasıdır.
Madem hiçbir ülkeyi hedef almıyor, “O halde bu kadar gürültüye, bu kadar masrafa ne gerek var?” diye sormazlar mı adama?
Sarkozy’nin “Biz kediye kedi deriz. Avrupa’ya tehdit İran’dan geliyor” sözlerini nereye koyacaksınız? Hürriyet gazetesine manşet attırmak sizi kurtarmaz ve bir gerçeği ortadan kaldırmaz!
Madem İran’ı hedef almıyordu, o halde İran’ın yaptığı açıklamaya ne diyeceksiniz? Öte yandan İran, Türkiye’ye konuşlanacak Füze kalkanının kendisini hedef alacağını açıkladı.
Ve gene İran, “Füze Kalkanı” kararının açıklandığı günün ertesinde, kendi füze kalkanının tatbikatını yaptı. 100 kilometre uzaktaki hedefi kendi ürettiği füze ile vurdu.
GERÇEK AMAÇ
Füze Kalkanı üzerine çok şey söylenebilir. Ama esas amacın Türkiye ile Asya coğrafyası arasına kama sokmak olduğunu söyleyebiliriz.
Söz konusu “Kalkan”; Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Bulgaristan ve Romanya’ya da kurulabilirdi.
Ama Amerika Türkiye’de ısrar etti. Ve AKP sayesinde şimdilik ilk raundu almış görünüyor.
ABD’nin Türkiye ısrarı, Türkiye’nin son yıllarda nesnel olarak içine girdiği yönelimle ilgilidir.
Rusya Türkiye’nin en büyük dış ticaret ortağıdır. Çin ile daha yeni çok sayıda stratejik anlaşma imzalandı. İki ülke arasında işbirliği çeşitli alanlarda hızla gelişiyor.
Türkiye’nin İran ve Suriye başta olmak üzere İslam dünyası ile ilişkileri de Amerika’yı rahatsız edecek ölçüde gelişmektedir.
Asya yükselmekte, Batı ise çökmektedir. İşte bu koşullarda Türkiye’nin 60 yıldır kendisini bağladığı Atlantik ittifakı ile yaptığı işbirliğinin zemini büyük bir hızla kaybolmaktadır.
Türkiye’nin bu koşullarda “saf değiştirmesi” ise dünya dengelerinin alt üst olması, Batı’nın kaçınılmaz çöküşünün yaklaşması demektir.
Onun için Türkiye’nin Asya coğrafyası ile olan yakınlaşmasının dinamitlenmesi gerekmektedir.
Füze Kalkanı Türkiye’ye bunun için kuruluyor.
“KOMŞULARLA SIFIR SORUN” YALANI
Öte yandan bu Füze Kalkanı kararı ile birlikte AKP’nin bir yalanı daha gözler önüne serilmiş oldu.
Hani komşularla sıfır sorun politikası uygulanıyordu.
Bırakın sıfır sorunu, tam 372 yıldır aramızda en ufak bir sorunun olmadığı İran ile, Amerikan çıkarları uğruna karşı karşıya geliyoruz.
Yakın komşuları da bir yana bırakalım. Türkiye konuşlanacak olan “Füze Kalkanı’nın gerçek hedefi Çin Halk Cumhuriyeti’dir ve Rusya Federasyonudur.
Kısacası bırakın “sıfır sorun”u, AKP, Amerikan çıkarları uğruna, Türkiye’yi bütün bir Asya kıtası ile karşı karşıya getirmektedir.
Kısacası Türkiye ateşe atılmaktadır.
Tabii milletimiz buna izin verirse…
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin