1 Kasım 2010
Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
Çözümü tartışmak (9)
TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜMÜ
Şimdiye kadar yayınladığımız sekiz yazıda, bugünün koşullarında, Federasyon veya Bölgesel Özerklik gibi çözümlerin Türkiye için neden uygun çözümler olmadığını açıklamaya çalıştık. Sorunu, çözümü üniter yapıyı koruma temelinde bulmak gerekiyor. Bu nasıl olabilir?
Önce şu temel soruya cevap verelim: Son otuz yılda yaşanan gelişmeler, Irak’ın kuzeyinde fiilen kurulmuş olan devlet, Türklerle ayrı ayrı yollara gitmeyi hareket noktası olarak alan Kürt milliyetçiliğinin bugün Bölgenin en büyük siyasal gücü haline gelmesi, Amerika’nın Bölgedeki askeri varlığı, Türkiye’nin AB kapısına bağlı olması ve işbaşında AKP gibi emperyalist projelerde roller üstlenmiş bir iktidarın bulunması… Bütün bu etkenlerle birlikte düşünüldüğünde, Türkler ve Kürtlerin, hala tek bir Millet olarak yollarına devam etmesi mümkün müdür?
Evet, mümkündür.
Ama bu “mümkün”, ancak yeni bir “Devrim” ile söz konusu olabilecektir. Yani yeniden 1920’lerin ölçülerinde bir Devrim, Türk ile Kürt’ü yeniden, daha önce olduğundan daha güçlü bir şekilde bir araya getirebilir.
Devrim yaparsak birliğimizi muhafaza edebiliriz.
Devrim yapamazsak bölünürüz.
Devrim’in olmaması yani Amerika’nın kazanması durumunda ne olacağı bellidir.
Bu sorunun da cevabı açıktır. İşte o zaman bin yıldır bir arada olan ve son yüzyıl içinde iki büyük devrime ortaklaşa sahiplik ederek tek bir millet olma yolunda önemli bir mesafe alan Türkler ve Kürtler, bundan sonra ayrı ayrı milletler olarak yollarına devam edeceklerdir.
Bu ihtimal şimdi ciddi olarak önümüzde duruyor.
Elbette böyle bir gelişme, Bölge halkları arasında ve tabi ki en başta Türkler ve Kürtler arasında sonu gelmez çatışmalar anlamına gelecektir.
DEVRİM KAÇINILMAZDIR
Yeniden 1920’ler ölçeğinde bir antiemperyalist ve antifeodal devrim gerçekçi midir? Evet, gerçekçi olmanın ötesinde, böyle bir devrim kaçınılmazdır.
Amerika kaybediyor. Batı emperyalizmi tarihinin en büyük bunalımını yaşıyor ve bulabileceği bir çözüm de yok. Amerika yaşadığı çöküşten kurtulmak için bütün gücüyle Bölgemize ve özellikle Türkiye’ye abanmış durumda.
Amerika’nın “Kürt uzmanı” CIA görevlisi Henry Barkey, son olarak yazdığı makalede Amerikan yönetiminden Kürt sorununun istedikleri şekilde çözümünü sağlamak için Türkiye’nin “içişlerine müdahale edilmesini” istedi.
Henry Barkeyler son zamanlarda alevlenen federasyon ve özerklik tartışmalarının gerçek sahipleridir.
Ama Amerika’nın, bu niyetini gerçekleştirebilmesine olanak yok.
Ne ekonomik durumu, ne askeri gücü, ne de Amerikan toplumunun içinde bulunduğu ruh hali, bu mücadeleden başarıyla çıkmasına olanak veriyor.
Amerikan toplumu, bütün kapitalist toplumlar gibi büyük bir çürüme içindedir ve geleceğe ilişkin iddiasını kaybetmiştir.
Amerika kaybedecek ve Amerika’nın başarısına endekslenen bütün projeler de başarısızlığa uğrayacaktır.
Kürtleri, Türklerden ayırma projesi de bir Amerikan projesidir ve başarısı Amerika’nın başarısına bağlıdır.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ
Amerika’nın çözümü gerçekleşmeyecek ama Türkiye, Kürt sorununda, yeniden 1920’lerin çözümüne olduğu gibi dönemez. Yani Kürtlerin varlığını ve etnik farklılıktan kaynaklanan demokratik haklarını kabul etmeyen bir zorla asimilasyon politikasını bundan sonra artık hiç kimse düşünemez.
Kürtlerin etnik farlılıktan kaynaklanan demokratik haklarının hemen hemen tamamı, bugün esas olarak gerçekleşmiş durumdadır. 1960’lardan bu yana verilen mücadelelerin sonucunda bütün bu demokratik haklar fiilen kazanılmıştır. Kazanılan hakların çok önemli bir kısmı yasal güvencelere kavuşturulmuştur.
Artık bundan sonra geriye dönülemez.
Kürtçe radyo televizyon yayını, Kürtçe öğrenim kurumlarının açılabilmesi, Kürt kültür kurumlarının serbestçe örgütlenebilmesi ve faaliyeti, Kürtçe dergi ve gazete yayını; bunlar esas olarak bugün kazanılmış haklar durumundadır.
Kürt yurttaşların istekleri göz önüne alınarak eksik kalan başka ne varsa saptanabilir ve bunlar da gerçekleştirilir.
Kritik nokta bütün bu düzenlemelerin üniter yapı içinde ve kendi inisiyatifimizle gerçekleştirmemizdir.
Özellikle 2000’li yıllarda yapılan kimi düzenlemelerin, Türkiye’nin inisiyatifi ile gerçekleştiğini söylemek mümkün değildir.
Böyle olduğu içindir ki bu düzenlemeler sonuç olarak Türk ile Kürdü birbirinden ayıran, Kürt yurttaşların bakışlarını Ankara’dan Brüksel ve Vaşhington’a çevirmelerine yol açan sonuçları olmuştur.
Üniter yapıyı koruyarak ve kendi inisiyatifimizle üreteceğimiz çözüm. İşte bu, ancak bir Devrim’le olabilir.
PROGRAM
Bir Devrim’le işbaşına gelecek Milli Hükümet çözüm programını hayata geçirebilir. Bu Programın belli başlı maddeleri şunlardır.
1. Tam bağımsızlık. AB’ne üyelik başvurusunun geri çekilmesi, NATO’dan çıkılması ve BOP gibi emperyalist dayatmalara tavır.
Antiemperyalizm ve Ortaçağ gericiliğine karşı tavır temelinde, etnik kökeni ne olursa olsun bütün yurttaşları “büyük millet” anlayışı temelinde kucaklamak.
2. Kürt yurttaşların etnik farklılıktan kaynaklanan tüm demokratik haklarının yasal güvenceye kavuşturulması.
3. Etnik temelde örgütlenmeye hayır. Batı destekli bölücülüğe karşı kararlı tavır.
4. Toprak ağalığının ve diğer feodal kalıntıların tasfiyesi. Kürt yoksullarını toprak ve özgürlükle buluşturmak.
Planlı ve halkçı kamu ekonomisiyle Bölgeler arası dengesizliği gidermek.
5. Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan arasında Batı Asya Birliğini gerçekleştirmek.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin