1 Temmuz 2012 Pazar

(MADENCİYİZTR) 102 yıllık madenci şarap ve zeytinyağı ile dünyaya açılıyor

102 yıllık madenci şarap ve zeytinyağı ile dünyaya açılıyor

Elif Ergu - eergu@gazetevatan.com

102 yıllık madenci olan Atay Ailesi, 10 yıl önce maden sahalarını
rehabilite etti, bu sahalara incir, zeytin, akasya ağaçları ekti ve
bağ kurdu. Şimdi zeytinyağı ve şarap üretimiyle ödüle doymuyor.
Ailenin 4'üncü kuşak temsilcisi Mehmet Atay, "Maden alanlarını
rehabilite ettik. Zeytin ağaçları ve bağları değerlendirdik. Şimdi
Japonlara zeytinyağı veriyoruz. Şaraplarımız en iyi şarap ödülleri
alıyor" dedi.

Atay Ailesi 102 yıldır madencilikle uğraşıyor. Kavala'dan göç eden
aile, 1870 yılında başlamış madenciliğe. 1910 yılında Sultan Reşat'ın
mührüyle Aydın'daki kömür madenlerini işletmeye başlamışlar. Halen
Aydın Linyit Kömürleri özel sektörün en büyüklerinden biri. Mehmet
Atay ailenin 4'üncü kuşak temsilcilerinden. Onlar işi şimdilerde başka
bir boyuta taşıdılar. Maden sahalarını rehabilite ettiler ve bundan 10
yıl önce bu sahalara incir, zeytin, akasya ağaçları ektiler, bağ
kurdular. Bu girişimleri sayesinde de şimdilerde Atay Holding'in adını
daha çok duymaya başladık. Çünkü ürettikleri zeytinyağları ve
şaraplarla çok sayıda ödül aldılar. Öyle ki şaraplarının ve
zeytinyağlarının ünü Türkiye sınırlarını hızla aştı. Japonya'dan ve
Kanada'dan özel istek aldılar. Tüm bunlar tesadüf değil elbette.
Mehmet Atay her şeyi doğru yaptıklarını, teknolojiyi kullandıklarını,
damlama su yöntemini tercih ettiklerini, toprağı incelediklerini, işin
uzmanlarına başvurduklarını anlatıyor. Bir Egeli olduğu için
genlerinde zeytinyağı kültürü var, İsviçre'de okuduğu dönemde de şarap
virüsünü kapmış. Mehmet Atay, "Yemek yapamam ama yemek yemekten çok
zevk alırım" diyor.

Hobi diye başladıkları iş şimdilerde yeni bir iş kolları olmuş
durumda. "102 yıldır madencilikle uğraşan bir aileyiz, kimseler
bilmezdi, şimdilerde Prodom ve Savrandere sayesinde bilinir olduk"
diyen Mehmet Atay'la sohbet ettik.

- 4'üncü kuşak temsilcisisiniz şirketinizin. Atay Holding'in 102
yıllık geçmişi var. Siz işlerin içine nasıl girdiniz, işinizle ilgili
ilk anınız?

Ben İsviçre'de Uluslararası İşletme okudum. 1989 yılında dönüp aile
şirketimizde işe başladım. İlk finansman ve mali işlerle ilgilendim.
İşe ilk başladığımda sabah erkenden işe geliyordum, bakıyorum kimse
yok. Herkes 9.30- 10.00 gibi işe geliyor. Başlarda bana garip geldi
ama sonra ben de o saatlerde işe gelmeye başladım. İzmir'de hayat
farklı akıyor. İşe başladıktan bir süre sonra havacılıkla uğraştık. O
işlerle de ilgilendim. Madencilik geçmişimiz çok eskilere dayanıyor. O
işin içinde büyüdük.

- Kaç kardeşsiniz? İş bölümünü nasıl yapıyorsunuz?

3 kardeşiz. 1994 yılında kurumsallaşmayı başlattık. İşleri
profesyonellere devrettik, biz gözcü durumuna girdik. Yeni yatırımlar
ve stratejilere karar veriyoruz. Babam ve 3 kardeş yönetimdeyiz.

- Aile Anayasanız var mı? 102 yıllık bir şirketsiniz, devamlılık için
ne yapıyorsunuz?

Bunu çok önemsiyoruz. Aile genişliyor. Hepimizin görevi yeni gelenlere
aile işlerini anlatmak. Aile üyeleri üniversiteyi bitirdikten sonra 4
yıl başka bir şirkette çalıştıktan sonra kendi şirketimize
gelebilirler.

- Maden sahalarınızı rehabilite etmeye nasıl karar verdiniz? Tarım
yapma fikri nasıl oluştu?

Çevreye olumlu bir etkimiz olsun istedik. İlk başta uzmanlara
danıştık. Biz yeşillendirmek istedik özünde maden sahalarımızın olduğu
yerleri. Türkiye'den de Fransa'dan da danıştıklarımız oldu. Biz önce
deneme bahçesi yaptık. Uzmanların önerileriyle akasya, zeytin, incir
ektik. 10 yıl önce başladık bunlara. Ağaçlar şu anda 7-8 yaşında.
Ürünleri almaya başladık. Üzüm bağları kurduk.

- Ne kadarlık bir büyüklükten söz ediyorsunuz?

55 bin zeytin ağacı, 1.100 incir ağacı, 150 bin akasya diktik, bağ
kurduk. Hepsinden çok iyi verim aldık.

- Kısa zamanda hem zeytinyağlarınızla hem de şaraplarınızla ödüller aldınız.

Evet, bu bizi çok memnun etti. Yağımız Japonya'da altın madalya aldı.
Şaraplarımız da Türkiye'de birincilik, üçüncülük aldı. Los Angeles'ta,
Çin'de de zeytinyağlarımız ve şaraplarımızla ödüller aldık. Ödüller
sayesinde markamız duyuldu. Fuarlara da katılıyoruz.

- 10 yıllık bir geçmişiniz var oysa. Şarapçılık zaman ister...

Öyle doğru söylüyorsunuz. Toprağı gözlemlemek çok keyifli. İyi
baktığınızda neler olabileceğini gördük. İyi bakınca sonuç iyi oluyor.

- Nelere çok özen gösterdiniz?

Makineli tarıma uygun mu değil mi, toprak kalitesi, damlama sulama..
Maden sahasının bir avantajı oldu, dağlarda değiliz.

- Yani?

Ürünleri toplamamız kolay oluyor. Titanyum alaşımlı makinelerle zeytin
topluyoruz.

Japonlar yağ istedi

- Bu ne gibi bir avantaj getiriyor?

Hiç beklemiyor. En taze haliyle 9 saat içinde dalından alıp zeytinleri
fabrikaya getirip 27 derece sıcaklıkta taze taze sıkıyoruz. Krom
tanklarda azot basarak koruyoruz. Özenle yapılıyor her şey. Erken
hasat yapıp yere düşenleri içine koymazsanız randıman düştüğü için
maliyetler artıyor o yüzden tercih edilmiyor. O yüzden de yurtdışında
dikkat çekiyor.

- İhracatınız da oldu...

Biz Japonya'ya gönderiyoruz. Onlar talep ettiler. Yarışmada derece
aldık, altın madalya aldı zeytinyağlarımız. Japonlar 1 yıl gezdiler
araziyi. Japonlar'a ürün satmak hiç kolay değil. Sık sık gelip
gittiler, her şeyi incelediler. Sonra talepler geldi.

- Sizden güllü zeytinyağı istemişler...

Evet. Portakallı, güllü çeşitler yaptık. Çok beğendiler. Prodom
markalı zeytinyağlarımızı kupon ürün olarak üretiyoruz.

- İç piyasada, Türkiye'de nerede bulunuyor zeytinyağlarınız?

Delce markasıyla Kipa ve Real marketlere girdik.

- Yurtdışına başka markayla mı çıkıyorsunuz?

Evet. Attika markasıyla yurtdışına zeytinyağı satıyoruz. Savrandere ve
Prodom zeytinyağlarımız var.

- Üretim kapasitemiz ne kadar?

Zeytinyağı olarak şu anda 1.000 ton. 1.000 ton da Delce markasıyla
zeytin satışımız var.

- Fason üretim de yapıyor musunuz?

Kupon ürünler için Japonlar'a çalışıyoruz. Ancak az miktarda.

- Şarapta da çok ödül geldi. 2006'da Master OF Wine Syrah+Petit
Verdot+Cabarnet Frank en iyi kırmızı şarap seçildi. 2010-2011'de de
dereceler aldı şaraplarınız...

İlk senelerde ödül geldi. Çok memnun olduk. Damlama sulama yaptık. İyi
baktık. İnorganik bir topraktı maden sahası. Hastalıklar da yoktu. Biz
oraya iyi toprağı getirdik ve damlama sulama yaptık. Gübreleme yaptık.
Kömür partikülleriyle ilgili üniversitede bir çalışma yaptık. Tozunu
gübre olarak da kullanabiliyoruz.

- Şarapta üretim kapasiteniz ne kadar oldu?

100 bin şişe kapasitemiz var şarapta. Prodom, Tellus ve Barudi markalarımız.

- Şişe tasarımlarını Türkiye'de mi yaptırdınız?

İtalyan tasarımları. Şişenin içi Aydın'dan, şişe İtalya'dan,
mantarları Portekiz'den geliyor.

***


YELKEN YAPIYOR UÇUYOR

- İş dışında neler yaparsınız? İşe dönüşmemiş hobileriniz var mı?

Eşim yelken yapıyor. Çok iyi bir yelkenci. Kızlarımızı da eşim
yelkenci yaptı. Hep birlikte yelken yapıyoruz. Küçük kızımla tenis
oynuyorum.

- Sportmen bir kişiliğiniz var...

Aynı zamanda en keyif aldığım hobim uçmak. Eğitimler aldım. Uçuyorum.
Türkiye hava rallisinde derecelerim var.

- Adrenalini seviyorsunuz...

Sanırım. Su kayağı, kar kayağı da yaparım.

***


Şarapcılık hobi gibi başladı, sonucu sevindirici oldu

- Hedefiniz neydi?

Güzel bir şarap yapmak istedim. Hobi gibi başladı. Ciddiye de aldık.
Sonuç sevindirici oldu. Yurtdışında daha çok bilinmesini isterim.

- Şarapçılıkla uğraşmaya başlayanlar için hep, "Bu iş ancak torunlar
için yapılır" derler...

İlk 7 sene çok rahat geçti! Önümüzdeki 43 yıl daha rahat olacak
inşallah. Biz şarapçı olalım diye başlamadık. Öyle geldi, umarım iyi
de devam eder.

- Maden işiniz çok büyük. Atay Holding'in cirosunda zeytinyağı-şarap
işi ne kadarlık bir büyüklükte?

Çok ama çok küçük. Yüzde 1 gibidir. Maden alanımız 4.000 dönüm. İçinde
tarım sahalarımız da oldu.

- Kaç çalışanınız var?

600.

- İhracatınızı artırmayı planlıyor musunuz?

Kanada'ya göndereceğiz. Kör tadım yapanlar sayesinde adımız duyuluyor.
Talepler var.

***


Balıkesir'den Van'a kadar her yere kömür satıyoruz

- Kömür çıkarıyor ve Türkiye'nin her yerine satıyorsunuz yıllardır.
Özel sektörde sorunlar var, çok şirket kapandı... Siz ne durumdasınız?

Biz kömür çıkartıp satıyoruz. Ayrıca Rusya'dan Sibirya'dan kömür
alıyoruz. Trabzon'da yerimiz var. Orada sahalarımız var. Samsun ve
Fatsa'da ortaklar var. Aliağa'da ve Isparta'da tesislerimiz var. Biz
kömürü getirip fınfık, ceviz, limon parça olarak ayırıp paketleyip,
eleyip Balıkesir'den Van'a Antalya'ya kadar çok yere ulaşıyoruz.
Türkiye'de çoğu yere ulaşıyoruz.


--
Abdullah AKÖZEL
Maden Yük.Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı
İşyeri hekimi ve İş Güvenliği uzman Eğiticisi
İşyeri hekimi ve İş Güvenliği uzman Eğitimi ve hizmetleri
www.anadoluakademi.com.tr
www.isgdem.com
www.madenilan.com
0506 427 42 22 aakozel@gmail.com

--
www.madenilan.com (Aracısız ve ücretsiz madencilik ilan portalı)
Grubun sahibiyle iletişim:Maden Yük.Müh. Abdullah AKÖZEL. aakozel@gmail.com 0506 427 42 22
Bu mesajı Google Grupları "MADENCİYİZTR" grubu.na üye olduğunuzdan aldınız.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : madenciyiztr@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin:
madenciyiztr+unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com.tr/group/madenciyiztr?hl=tr adresinde bu grubu
ziyaret ediniz.