22 Aralık 2011 Perşembe

((slayt izle)) EĞER SİZ... // ŞEBNEM ÖZBEK



 sebnem ozbek <ssebnemenator@gmail.com>
22 Aralık 2011 16:07

 EĞER SİZ...
 



"Parayı veren düdüğü çalar."

"Kar edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız."

"Stratejik yer imiş. Ne stratejisi, önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelsin, pijamayla çıkarım karşılarına. Seviyorum bu işleri arkadaş."

Bir çoğunuz bu sözlerin; Kemal Unakıtan tarafından özelleştirilecek "Milli Değerlerimiz" için söylediğini biliyorsunuzdur. AKP Hükümetinin ve özellikle de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın özelleştirme adı altında ülkemize yabancı sermayenin girmesi için ne çok çaba harcadığını da.(Bu arada Unakıtan bu dönem milletvekili değil. Yani artık dokunulmazlığı yok. Ancak ne hikmetse hakkında açılan ve dokunulmazlık zırhının ardına bürünüp yargılanmadığı davalarla ilgili tek bir gelişme yok.)

Konumuza dönecek olursak; gelin hep birlikte 2008 yılının Ağustos ayında yapılan bir özelleştirmeyi hatırlayalım:

Türkiye'nin 3. büyük doğalgaz dağıtım şirketi olan İzmit Gaz Dağıtım A.Ş. (İZGAZ) ihale usulü ile ancak; yasalara aykırı bir şekilde özelleştirildi. (Yasalara aykırı satış konumuz dışı olduğundan ayrıntılara girmiyorum) Sonuçlanan ihalede açık arttırma; 231 milyon dolarla başlamış ve 232 milyon dolara satış gerçekleşmiş, alan firma İZGAZ'ın 25 yıllık lisans devrine de sahip olmuştu.

Gelelim bu özelleştirmenin konumuzla ilgisine. Özelleştirmeyi kazanan şirket Fransız "Gaz de France SUEZ" şirketiydi.

Eğer kendine ve milletine saygısı olan bir hükümet tarafından yönetiliyor olsaydık; bizi yapmadığımız bir soykırımla suçlayarak; Ermeni Soykırımını parlamentolarında onaylayan, bununla da yetinmeyip 12 Mart 2006’da 19 “hayır”a karşılık 106 “evet” oyu ile kabul edilen “soykırımı reddetmenin suç sayılmasını” içeren yasa tasarısını bugün onaylayan Fransa; İZGAZ İhalesini bırakın kazanmayı davet bile edilmezdi.

Eğer başımızda dün söylediğini bugün inkâr eden, dış politikasında devamlılık ve kararlılık ilkelerine sahip, kırmızı çizgilerimizi önemseyen bir iktidar olsaydı; Fransa bu tasarıyı bugün gündeme getiremezdi.

Bugün Başbakan Erdoğan Fransa’ya karşı bir takım yaptırımlarda bulunulacağına dair demeçler verdi. Gelin isterseniz AKP iktidarının aynı konuyla ilgili daha önce vermiş olduğu diğer beyanlara bir bakalım:

O gün Dışişleri Bakanı olan Gül: "Şu anda Türk ve Fransız ilişkileri ne yazık ki çok derin yara almıştır. Bu yara; ekonomik, siyasi ve güvenlik alanında ortaya çıkacaktır. Ümit ediyorum ki Fransa bunun farkına varır.” (evet, ekonomik anlamda ihalelerde Fransa’ya yer vererek, siyasi anlamda da NATO’nun askeri kanadına girmesine onay vererek Fransa’ya ne denli yara verdiğimizi gördük!)

 

28 Fransız kökenli firmayı Başbakanlığa davet eden Erdoğan ise: “Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı teklifi telafisiz darbe olur. Bu konu bizim için çok önemli. Biz de vatandaşlarımız da böyle bir karardan ciddi manada rencide oluruz. Bundan hepimiz, siz de, biz de zarar görürüz. Davamızı Fransa'da anlatın. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı Fransa`ya gittiğinde ¨Ermeni soykırımı yok¨ dediği zaman alıp içeriye mi atacaksınız" demişti. (Başbakan Erdoğan’da ne kadar rencide olduğunu Kıbrıs harekâtında bizi destekleyen tek ülke olan Libya’ya karşı Fransızlarla işbirliği içine girerek gösterdi!)

 

Eğer siz Fransa ile ilgili yaptığınız Mart 2006 yılına ait açıklamaların üzerinden bir yıl bile geçmeden; Ocak 2007 yılında, "MARMARAY" projesi gibi devasa bir projeye Fransız Alstom şirketini dahil ederseniz, Ağustos 2008 yılında da"İZGAZ" ihalesini yasalara aykırı bir şekilde verirseniz sizin güvenilirliğinizden, saygınlığınızdan ve ciddiyetinizden eser kalmaz.

 

Güçlü, köklü, devlet anlayışına sahip bir ülkenin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı (bugün Cumhurbaşkanı) iseniz; boş konuşamazsınız. Sözlerinizin arkasında olursunuz. Yerine getiremeyeceğiniz sözler sarf edemezsiniz. Eğer böyle yaparsanız o ülke yöneticisi Cumhurbaşkanı Gül’ün telefonlarına çıkma tenezzülünde bile bulunmaz.

 

Eğer siz sözde Ermeni soykırımı gibi; bizim için çok önemli olan bir konuyu, iç politika malzemesi yaparak; "Ey halkım; bakın biz de sizin gibi düşünüyoruz, bu durumdan memnun değiliz, politik girişimlerimizin yanı sıra ekonomik ambargolarımız da olacaktır" tarzında beyanlar verip; ardından da bunun tam tersi icraatlara yönelirseniz Fransızlar da sizi ciddiye almaz ve parlamentolarında soykırım yapılmamıştır demeyi suç olarak kabul eder.

 

Eğer siz, hiçbir gerekçe gösterilmeden Ermenilerin soykırım konusunda; tüm dünyaya yalan söylediğini, sadece bizim değil onların belgelerine de dayanarak ispatlayan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu’nu görevden alırsanız, etnik milliyetçiğin önünü açan "Türkiyelilik" kavramını dilimize sokarsanız, O. Pamuk gibi Türkler Ermenileri katletti diyen birini ilkokul kitaplarına dâhil ederseniz, Ermeni soykırımının sahteliğine yönelik çalışmalar yapan “Talatpaşa komitesi”ne destek değil köstek olursanız yani iğneyi başkasına çuvaldızı kendinize batırmazsanız; Fransızlara ve dünyaya 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceğini kabul ettiremezsiniz!

ŞEBNEM ÖZBEK

22.12.2011


--
YA YOLUNDA YÜRÜRÜZ..
YA BU UĞURDA ÖLÜRÜZ..
 
 
ŞEBNEM ÖZBEK
 
 


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin