2 Mart 2011 Çarşamba

((slayt izle)) Olmak ya da Olmamak / Mehmet Bedri Gültekin: Saldırının nedeni


 

                                                                                                                                21 Şubat 2011

 

 

 

Olmak ya da Olmamak

                                   Mehmet Bedri Gültekin

 

Saldırının nedeni

 

            163 subayın tutuklanması ve Oda tv baskınından sonra şimdi yaygın olarak dillendirilen görüş şudur: Saldıranlar gemi azıya aldı, sıra kimde?

            Bütün muhalif gazeteciler, artık hedefte olduklarını söylemektedirler.

            Bırakın Türkiye’yi, Dünyanın En Büyük Baro’sunun Başkanı, “kendileri için hiçbir hukuk güvencesinin olmadığını” haykırmaktadır.

            Ama Muhalefet Partisi’nin Başkanı, sıranın kendilerine gelmekte olduğunu açıklamaktadır.

            Bu algı gerçektir. Ama gerçeğin tamamı değildir. Hatta esası da değildir.

            Gerçeğin esası tertip merkezinin ve maşalarının çok zor durumda olduğudur.

Başta Amerika ve kaderlerini onunla birleştirenler, büyük bir hızla yolun sonuna yaklaşmaktadırlar.

Bu gerçeği bilmenin, hissetmenin çılgınlığı içindedirler.

 

AMERİKA’NIN ÇARESİZLİĞİ

Türkiye’yi ve Türk milletini hedef alan tertibin arkasındaki esas güç olan Amerika, çaresizleri oynamaktadır.

Bütün Arap dünyasını saran ayaklanmalar, Amerika’nın kurduğu sisteme halkların isyanıdır.

Bu ayaklanmaları Sorosgillerin “renkli devrimleri” ile karıştırmak, sapla samanı karıştırmaktır.

Amerika’nın “on parmağının altında on pire” vardır. Kıpırdayamaz duruma gelmiştir. Tunus, Mısır, Bahreyn, Irak, Yemen, Fas; bütün bu ülkeler Amerika başta olmak üzere Batı ile yakın ilişkilere sahiptiler.

Ve şimdi halkların isyanı ile sarsılıyorlar. Tunus ve Mısır’ın egemenleri yıkıldılar. Diğer ülkelerdeki zorbaların durumu hiç iç açıcı değil.

Bu ülkelerde esas kaybeden ise Amerika’dır. Irak, Afganistan, Lübnan ve Gürcistan’da

yaşanan askeri yenilgilerden sonra meydana gelen bu gelişmeler, Amerika açısından kaçınılmaz sonu yaklaştırmaktan başka bir anlam taşımıyor.

            Ayaklanmalar başladıktan sonra ABD’nin, 32 yıl önce İran’da içine düştüğü duruma düşmemek için ayaklanan halkın içine sızma girişimlerinde bulunması, bu emperyalistin kaybetmekte olduğu gerçeğini değiştirmez.

            İşte bu durumdaki ABD’nin Türkiye gibi bir ülkede yürütmekte olduğu saldırı, gücünden değil, çaresizliğinden kaynaklanmaktadır.

            Deyim yerindeyse ABD Türkiye’de kumar oynamaktadır. Halkımızın meşhur deyimiyle “cami duvarına işemektedir.”

Amerika bu “eyleme” mecburdur.

            F Tipi Çeteyi ise ABD’den ayrı olarak düşünmemek gerekir. Bu Çete, ABD ile birlikte vardır. Daha doğrusu F Tipi Çete, Amerikan Derin Devleti’nin Türkiye’deki uzantısıdır.

            ABD açısından yenilgi anlamına gelen bütün gelişmeler, F Tipi Çete açısından da aynı anlamı taşımaktadır.

            Onun için F Tipi Çete, her türlü çılgınlığa başvurmaktadır.

 

AKP SÜRÜKLENİYOR

          Öncelikle bir gerçeği saptamak gerekiyor:

            Amerika ve bu emperyalistin uzantısı olan F Tipi Çete, tertipler tezgâhlamakta ve kanun dışı saldırıları gerçekleştirmektedir.

            AKP ise, iktidarını bu Tertip Merkezine borçlu olduğu için önüne konan oldubittileri çaresizce kabul etme konumundadır.

            Ama Tayip Erdoğan yüksekten atıp tutuyor. Bütün gelişmelere hakimmiş gibi bir görüntü vermeye özen gösteriyor.

            Gerçek böyle değildir.

            Tayip Erdoğan’ın herhangi bir yere gelirken ve ayrılırken kameraların kaydettiği görüntülere dikkat ettiniz mi?

            Kendisi zırhlı aracın içindeyken arabanın etrafında en az 20 - 30 tane koruma koşmaktadır. Sayıları 200’e yaklaşan bir koruma ordusu tarafından korunma ihtiyacı duymaktadır.

            Bizzat AKP tarafından düzenlenmemiş olan hemen her toplantıda ıslıklanmakta, protesto edilmektedir.

            22 Şubat günü Mersin üniversitesine gitmek isteyen Abdullah Gül, öğrencilerin protestosundan dolayı bu ziyaretini gerçekleştiremedi.

            AKP’liler halk içine çıkamamaktadırlar.

            Günümüzün büyük gerçeği budur.

            Dolaysıyla 163 subayın tutuklanması ile yaşanan gelişmeleri, kendinden emin ve süreci kontrol eden bir gücün hedefine doğru kararlı adımlarla yürümesi olarak değerlendirmek en büyük yanlıştır.

            Doğrusu, AKP de, sırtını dayadığı ABD gibi kaybetmektedir.

            Saldırganlığı bu nesnel durumdan kaynaklanmaktadır.

                                                                                                          mbgultekin@ip.org.tr


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin