Haber Grupları Maden MTA işletme maden ruhsatı iş güvenliği: 2013

31 Aralık 2013 Salı

((slayt izle)) ÇETKODER' İN 2013 YILI TÜKETİCİ ŞİKAYETLERİ DEĞERNELDİRMESİ

31.ARALIK.2013 - BASIN BÜLTENİ

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) GENEL MERKEZİ

Kısa adı ÇETKODER olan Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, 2013 yılı Tüketicilerin YURT GENELİ yaptığı şikâyet ve istekleri açıkladı.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Genel Merkezimize yurt geneli 81 il ve illere bağlı ilçelerimizden 2013 yılı içinde bize yapılan müracaat ve şikâyetlerin değerlendirilmesinde ortaya bir tablo çıkmıştır. Bu müracaatların çoğunluğu ise bizlere elektronik posta vasıtası ile yapılmıştır” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “En çok şikâyet ve istekler içinde birinci sırayı ülkemizde tüketilen akaryakıtın pahalılığı ve akaryakıtta uygulanan vergilerin oranlarının yüksek oluşu, bu oranların indirilmesi ve Akaryakıtın ucuzlaması için yapılan şikâyet ve taleplerdir. Bu taleplerin tamamı 16876 dır” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Şikâyet ve taleplerde ikinci sırada cep telefonlarından alınan iletişim vergisi ve cep telefonlarındaki diğer vergilerin adaletsizliği ve bunun giderilmesi için yapılan başvuru ise 10102’dir” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Şikâyet ve taleplerde üçüncü sırada ise elektrik de alınan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli gibi anlamsız bedellerin alınmaması ve iadesi hususunda 6325 başvuru olmuştur” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Şikâyet ve taleplerde dördüncü sırada yine Bankalar yer aldı. Bankalar kredi kartı aidatı uygulamasına türlü çeşitli yöntemlerle devam ediyorlar ve bu hususta tüketici genel merkezimize şikâyet ve talep için 4213 müracaat olmuştur” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Şikâyet ve taleplerde beşinci sırada ise Meslek odalarına kayıt zorunluluğu ve oda aidatlarının yüksekliği sebebiyle yapılan uygulamalardır. Her biri birer tüketici durumunda olan meslek erbapları artık oda aidatı vermek istemiyoruz, mecburi kayıt olmak istemiyoruz. Bize yardam edin, derdimize derman olun şeklinde başvurularda bulunmuştur. Yurt geneli bu şekilde 3274 başvuru olmuştur” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Dershane, okul, özel hoca üçgeninden şikâyetçi olan ve bu eğitim şekline son verilmesini isteyen, çocuklarının birer yarış atı gibi oradan oraya sınavdan sınava koşmasından bıkan veliler ve öğrencilerin yaptığı şikayet ve başvuru ise, 2321’ dir” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Tüketicilerimizin Şikâyet ve başvuru hakkını kullanan illerimize baktığımız zaman ilk 15 ilimiz içine; 1-İstanbul, 2- İzmir, 3- Eskişehir, 4- Bursa, 5- Antalya, 6-Gaziantep, 7- Hatay, 8- Niğde, 9- Çanakkale, 10- Trabzon, 11- Rize, 12- Bolu, 13- Kastamonu, 14- Mersin, 15- Şanlıurfa illerimiz girmektedir” dedi.

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “2013 yılı içinde Toplam Olarak Yurt geneli Genel Merkezimize yapılan şikayet ve talepler neticesi 43111 başvuru olmuştur. Bu da gösteriyor ki, Tüketici bilinci halkımızda giderek artmaktadır. İnsanlarımız artık yasalardan doğan haklarını sonuna kadar aramaktadırlar. Ancak bu uyuşmazlıkların ve işin köklü çözümü kesin ifadeler içeren yasal tedbirlerdir. Bununla ilgili de 2014 yılı içinde uygulamaya geçecek olan Tüketici yasasındaki yeni maddelerdir. Artık aldatan, kandıran üreticiler, satıcı ve sağlayıcılar gereken cezalardan kurtulamayacaklardır. Bu duygu ve düşüncelerimizle 2014 yılının barış, huzur, mutluluk getirmesini diler, saygılar sunarım” dedi.

Önemli NOT: Bizler yaptığımız hizmetler karşılığında her hangi bir ücret almıyoruz. Biz gönüllü, ücretsiz hizmet veren bir kuruluşuz. Siz tüketicilere her zaman Yardıma hazırız. Yeter ki bize ulaşın. Bize, cetkoder@gmail.com adresinden elektronik posta yolu ile ulaşabilir dert ve sıkıntınızı, şikâyetinizi aktarıp bilgi alabilirsiniz. Ayrıca çok sıkışırsanız bizi mesai saatleri içinde 0.535.475.70.06 nolu dernek telefonumuzdan arayabilirsiniz.. Sizlere Teknik, hukuki, yasal bilgiyi ücretsiz vermeye hazırız. Tüketiciler karşılaştıkları yanlışlar ve usulsüzlükler karşısında nasıl hareket edecekler, nereye başvuracaklar, gerekirse dilekçeleri, usul hakkında her tür bilgiyi ücretsiz olarak sunarız. Ayrıca Tüketiciler Bize İnternet ortamından da ulaşabilirler. Google arama motorunda bize ait olan http://groups.google.com.tr/group/cetkoder grubuna girip yazışma ve bilgi verme grubumuza kaydolabilir ve oradan da bizimle yazışabilirler. ÇETKODER FACEBOOK BASINA BİLGİ VE KAMUYA BİLGİ VERME SAYFASI: https://www.facebook.com/groups/CETKODER/ GENEL BAŞKAN MUSTAFA GÖKTAŞ GSM: 0.532. 282 29 91 / SAYGILAR…

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com

kaliteli slayt grubu

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "pınarslayt" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz ziyaret edin.

30 Aralık 2013 Pazartesi

((slayt izle)) Fwd: KUTU GİBİ YOLSUZLUK ..! ( Kamuoyunun dikkat ve takdirlerine saygıyla sunulur. )

Bu avukat iki belediyenin kabusu oldu!

Gaziosmanpaşa ve Sultangazi belediyelerini yolsuzlukla suçlayan Avukat Ahmet Ömer Kibar'ın kişisel çabası iki belediyenin kabusu oldu...

Yerel yönetimleri hedef alan yolsuzluk iddialarıyla dikkat çeken Avukat Ahmet Ömer Kibar'ın yolsuzlukla mücadele amaçlı kişisel çabası ilginç sonuçlara sahne oluyor.

ARKASINDA GAZETE YA DA TV YOK TEK SİLAHI İNTERNET!

Kibar'ın arkasında bir medya gücü yok. Ne bir gazete ne bir televizyon var elinin altında. Ancak Kibar yeni dönemin en büyük medya gücü olan interneti kullanarak gazete ve TV kanallarına sanıldığı kadar ihtiyaç olmadığını da kanıtladı. Gaziosmanpaşa ve Sultangazi belediyelerine dönük hayli ciddi bazı yolsuzluk iddialarını sosyal medya ve mail zinciri yoluyla gündeme taşıyan Kibar iki belediyenin de kabusu haline geldi.

MAİL MANYAĞI YAPIYOR, DAVA AÇIYOR, VAZGEÇMİYOR!
Mail zinciri yoluyla milyonlarca insana ulaşan ve sosyal medyayı aktif şekilde kullanan Avukat Ahmet Ömer Kibar, İstanbul'daki Gaziosmanpaşa ve Sultangazi belediyelerinde olan bitene dikkat çeken çıkışlarıyla gündemde. Sınırlı imkanlarıyla iddialarını gündeme taşımayı başaran Avukat Ahmet Ömer Kibar, İstanbul'da özellikle iki belediyeye odaklanmış durumda.

GAZİOSMANPAŞA VE SULTANGAZİ BELEDİYELERİNİN KABUSU OLDU
Gaziosmanpaşa ve Sultangazi belediyelerinde ciddi yolsuzlukların yaşandığını savunan Kibar iddialarını adeta bir kampanya konusu yaparak iki belediyenin de kapısına dayanmış durumda. İddialarının yanısıra paylaştığı belge ve tanıklıklarla her iki belediye başkanını hayli zor durumda bırakan Kibar "İddia konusu yolsuzluk, sahtecilik suçları sözle, kelime oyunlarıyla geçiştirilip örtbas edilemez." derken sonuç alana kadar durmayacağını vurguluyor.

İKİ BELEDİYEYE ÇOK AĞIR YOLSUZLUK SUÇLAMALARI
İki belediyede de "Arsa Alım- Satımı, İhaleler, Ödemeler ve Tahsilatlarla ilgili İmar Yolsuzlukları, Zimmet, İrtikap ve İhaleye Fesat Karıştırmak" suçlarının oluşumuna dair ciddi bulgular olduğunu iddia eden Kibar "suç var ama suçlu yok" diyerek sorumluların hesap vermediğini vurguladı. Gaziosmanpaşa ve bu belediyeden ayrılarak kurulan Sultangazi Belediyesi'nde yolsuzlukların ayyuka çıktığını kaydeden Kibar bu iddiaların sonucunda 5 kişinin tutuklandığını biri Belediye Başkanı olmak üzere 10 kişinin de 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığını hatırlattı. "Belediyenin çaycısında, şoföründe bile sahte kâşeler var!" diyerek yozlaşmanın her kademeye yaıyldığını savunan Kibar yolsuzluğun mahkeme ve bilirkişiler üzerinde de kendini örgütlediğini kaydetti.

"BİRİLERİNİN NERESİ AÇIK KALACAK MERAK EDİYORUM"
İddialarının peşini bırakmayacağını ve sonuna kadar gideceğini açıklayan Kibar "Sultangazi Belediyesi'nce zincirleme şekilde üretildiği iddia olunan, içerik itibariyle gerçeğe aykırı "sahte resmi belgeler" ve bizzat imzalayanlar tek tek, detaylı ve izahlı bir şekilde, kamuoyunda yayınlandığında; birilerinin (!) neresi açıkta kalacak" diye düşünmek bile istemiyorum!" dedi.

http://www.internethaber.com/bu-avukat-iki-belediyenin-kabusu-oldu-597605h.htm

Hayatta küçümseme hiçbir kimseyi & NOKTA' da küçüktür ama BİTİRİR cümleyi

Not : Lütfen şayet içeriği bizim gibi onaylıyorsanız, bu metni tüm önemli sitelere ve ülkede düşüncesi ne olursa olsun NAMUSLU her insanın mailine ulaştırın

29 Aralık 2013 Pazar

((slayt izle)) ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) ' İN 2014 YILBAŞI KUTLAMASI VE UYARILARI

29.Aralık.2013 BASIN AÇIKLAMASIDIR

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) GENEL MERKEZİ

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, 2014 yılı için yılbaşı kutlamaları ve 2014 yılı için yapılacak harcamalar için bir dizi uyarıda bulundu.

“Lüzumsuz ve israfa kaçan harcamalara yönelmeyin”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, “Her yıl bu günlerde bir telaş alıyor gidiyor. Neyi neden niçin tükettiğini sorgulamayan insanımız yılbaşı gecesi için akıl almaz masraflara yöneliyor. Oysa insan durumuna göre hareket eder. Eğer insanın imkan ve olanaklarını zorluyorsa, o tasarruflarda bulunmamak gerekir. Ancak ileriyi görmeden ve düşünmeden yapılan harcamalar insanların mutluluklarını elinden çalıyor. Huzurlarını bozuyor, sağlıklarını bozuyor. Sonunu düşünmeden hiçbir harcamaya ve borçlanmaya yönelmeyin” dedi.

BANKALARIN SUNDUĞU HİZMETLERE DİKKAT EDİN

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, “Bankalar yine türlü çeşitli reklam ve duyurular ile aklınızı çeliyor. Sakın ola olmayan parayı harcamaya yönelmeyin. Kredi diyorlar. Şöyle cazip, böyle cazip diyorlar. Kanmayın. Onların işi para ile para kazanmak. Seni kazandıracak ise, niye parasını sana sunsun? Süslü laflar ve aldatmacalı reklamlar ile gereksiz kredilere yönelmeyin. Canınız yanar. BDDK yeni yönetmelik çıkardı. Yaptıkları her iş ve işlemin karşılığında alınacak ücret belli ve bunu size bildirmek zorundalar. Yine yapılan her sözleşme, imzaladığınız her belgeden sizlere suret vermek zorundalar. İmzalamadan önce iyi okuyun. En ufak bir hata ömür boyu telafisi güç maddi ve manevi zararlar doğurur. Bu bağlamda kredi kartı harcamalarınıza kısıtlama getirin. Mümkün ise hiç kullanmayın” dedi.

ÇAM KESMEYİN, ÇAM DİKİN

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, “Ağaç bir canlıdır. Senin benim gibi onun da yaşamaya hakkı var. Ayrıca Ağaç doğanın en temel taşıdır. Ağacı kesmek doğayı yok etmektir. Doğayı yok etmek kendi yaşamımızı geleceğimizi yok etmektir. Yılbaşı gecesi kutlayacağız diye çam fidelerini ve çam ağaçlarını lütfen kesmeyin. Kestirmeyin. İlla kutlama yapacaksanız hazır plastik çamlar var onlar ile yapın. Bu arada her yıl yılbaşında ÇETKODER olarak yaptığımız bir uygulamayı sizlere sunuyorum. Biz, 2006 yılından bu yana her yılbaşı gecesi tüm gönüllülerimiz ile yurdun her yerinde 2 adet çam fidesini toprakla buluşturuyoruz. Yurt geneli 694 bin gönüllümüz var. Bunun ancak 125 bini bu çalışmaya katılabiliyor. Lütfen sizde en yakın çiçek serasına uğrayıp bir fide alıp toprakla buluşturun. Eğer çiçek serası bulamıyorsanız çevre ve orman bakanlığı müdürlüklerini bu günden itibaren başvurup onların ücretsiz fidanlardan faydalanın. Ağaçlar kuşların evidir. Aynı zamanda evcil hayvanların barınağıdır. Onları da yurtsuz yuvasız bırakmayalım” dedi.

2014 SEVGİ- SAYGI- BARIŞ YILI OLSUN

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, “Dünya gündemi belli. Orta doğudaki sinsi hesaplar belli. Ülkemizde yaşananlar ise apayrı bir konu. Ulus olarak, millet olarak, çok zor günlerden geçiyoruz. İçte ve dıştaki siyasi, ekonomik gelişmeleri birlikte yaşıyoruz. İnsanlarımızın arasında sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, vicdansızlık ve merhametsizlik almış başını gidiyor. 2014 yılının sevgi- saygı-barış yılı olmasını temenni ediyoruz. Bu nedenle Yılbaşı gecesi toprak ile buluşturacağımız her çam fidesini BARIŞ ADINA, SEVGİ ADINA, SAYGI ADINA, VİCDAN ADINA, MERHAMET ADINA, HOŞGÖRÜ ADINA dikeceğiz. Gün gelecek onlar büyüyecek ve gelecek nesillerin üzerine BARIŞ- SEVGİ- SAYGI- HOŞGÖRÜ- VİCDAN- MERHAMET gölgeleri olarak düşecek. Bu duygu ve düşünceler ile 2014 yılını kutlarız” dedi.

26 Aralık 2013 Perşembe

((slayt izle)) Fwd: E. Kazancı makale

2013/12/26
E. Kazancı makale

( 25 Aralık 2013 günü Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanmıştır.)

İsmet İnönü Gerçeği…

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

25 Aralık 1973 tarihinde aramızdan ayrılan İnönü, Atatürk’e saldıramayanların hedefidir. Onların yükselttikleri Cumhuriyet değerleri, karşıdevrimin alt etmeye çalıştığı amaçlardır. Ülke ve ulus olmanın onurunu yaşatan Kemal Atatürk’e ve ‘her büyük işin yetenekli yapıcısı’ olarak nitelediği İsmet İnönü’ye saygılarımız vardır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertuğrul KAZANCI Eğitimci/Hukukçu

28 Eylül 1930 günlü “Cumhuriyet” gazetesinin Başbakanlıktan istifa eden İnönü’ye ilişkin haberinde; “Başbakan, devlet yönetiminin başkaları tarafından üstlenilmesine fırsat vermek için yeniden görev istememiş, Atatürk’ün ısrarına karşın direndikten sonra kabul etmiştir” denilmektedir. İnönü’nün tavrını açıklayan Atatürk: “İktidar mevkiinin başka bir deneyime dayanıklılığı yoktur. Eğer İnönü, hükümet kurmaktan kesinlikle kaçınsaydı, Başbakanlığı bizzat üstlenmekten başka çare kalmazdı. Ya ben, ya o” demiştir”.

İlk Cumhurbaşkanı ve ilk Başbakanın halkçı-devletçi yönetiminde ekonomik büyüme hızı % 9 ‘a erişir. Tam bağımsız bir ülke saygıyla karşılanır. Ama ayrılıkçı, feodal ve teokratik kalkışmalarla dolu eylemler başlatılır. Karşıdevrimciler, belgelenmiş dış bağlantılar içindedirler. O zaman da Cumhuriyet ve devrim, elde ettiği kazanımları çiğnetmemek için hukuk çerçevesinde kendisini savunur.

Siyaset bilimci Duverger: “Totaliter bir yapıdan uzak ve demokratik yaşam için fırsatlar yaratan” rejimi kaydeder. İşte o rejim, “Şef’ler” olarak nitelenen süreçlerdir.1925 ve 1930’larda “Terakkiperver Cumhuriyet” ve “Serbest Fırka’lar yok mudur? Karşıdevrimin; iç isyan, suikast ve kargaşalı yolundan hukuken çevrilen veya kendini feshederek pusuya çekilen siyasetleri, bunlar değiller midir?1930’lardan 1945’lerdeki“Milli Kalkınma” ve “Demokrat” Partilere kadar uzanan devrede parti kurulmasını önleyen yasal engeller var mıdır?

İftiralar dizisi:

Demokrasiye yeniden öncülükle 1945’te talihsiz bir dönemeç başlatılır. İnönü; “Bırakınız bütün ret ve inkârlar dönemi üzerimde yaşansın” diyerek yola çıkar.14 Mayıs 1950 tarihinde: “En büyük zaferim, en büyük yenilgimdir” demesini de bilir. Tedavüldeki parasal miktarın karşılığı olan 127 ton altını DP hükümetine devreder. O iktidarsa,1953’de altınları sandıklarla İngiltere’ye rehin verir.

“İnönü savaşlarının birincisi yok, ikicisi cılızdır” savı, yaman bir iftiradır. İnönü’nün esir aldığı Yunan Başkomutanı General Trikupis’e ait kaynaklar açıktır. Birinci savaşta;6.000 askere karşı 18.000 kişilik Yunan ordusu saf tutmuştur. Trikupis’e göre zayiat 2.000’dir. İkincisinde İnönü’nün emrinde 15.000 kişilik bir güç varken karşı kuvvet 30.000’dir. Toplam zayiat 8.000 kişiyi aşmıştır. Bu savaşlarla ilgili olarak; Nâzım Hikmet’in “Kuvây-ı milliye” destanı ve Batı basınının; “yeni bir devlet doğuyor” haberleri okunmalıdır.

“Nutuk’ta Atatürk: “Ciddi ve dikkatli çalışma istediğinden Batı cephesini, Genelkurmay Başkanı İnönü’ye ek görev olarak vermek, en seri ve uygun önlem olacaktı” der. Eğer İnönü savaşları yitirilseydi, emperyalizme Ankara yolu açılacak, kurtuluş mücadelesi darbe alacaktı. Atatürk: “Dünya tarihinde sizin, İnönü meydan savaşlarında üzerine aldığınız kadar ağır bir görev yüklenen komutanlar enderdir. Orada ulusun ters dönmüş alınyazısını da yendiniz” sözüyle, değerbilmezlere de seslenmemiş midir? İsmet İnönü;“Mudanya” ateşkes antlaşmasıyla Anadolu, “Lozan” antlaşmasıyla da Birinci dünya savaşını bitiren imzaların sahibidir.

Para ve pullarla ilgili düzenleme;30 Aralık 1925 tarihli 701 sayılı yasa ve 16 Mart 1926 tarihli 3322 sayılı kararnameyledir. Atatürk’ün imzasıyla yürürlüğe girmiştir. Buna göre: “Para ve pullarda Cumhurbaşkanı resmi olacaktır”.1937 yılındaki 2. emisyon para basımında Atatürk ve İnönü’nün resimleri birliktedir. Cumhurbaşkanı İnönü ; “yasanın gereğini” ifade etmiştir.

“İnönü camileri ahır yaptı” yersiz bir suçlamadır. İkinci dünya savaşında askerin, kışla yetmezliğinden camilerde barınması, İnönü’nün bilgi ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Çakmak’ın emriyledir. “Halka süpürge tohumu yedirdi” sözüne karşı İnönü:“Buğday ordu için silolardaydı. Çocukları da babasız bırakmadım” der.

1942’de uygulanan “Varlık vergisi” imtiyazsız bir mali disiplindi. İkinci dünya savaşı sürüyordu.120 kişilik bir bölük, günde 17 somun paylaşıyordu 1939’daki 390 milyon liralık savunma gideri,1942’de 900 milyon liraya çıktı . Vergiyle toplanan 314 milyon liranın;154 milyonu müslüm yurttaşlardandı. Ekonominin %87 payını elde tutarak vergi kaçıranlardan; yabancı uyruklular 130 milyon, azınlıklar da 30 milyon TL. ödediler. Kaçınanlar, kısa süreli çalıştırıldılar. Köylülerimiz ise 220 milyon hayvan, 227 milyon ürün ve 7 milyon TL. yol vergi desteğini esirgemediler. İmeceyle de çalıştılar.%10 ürün bedelsiz “tekalifi milliye” hükmündeydi. Ama CHP devri ‘İstanbul Defterdarı’ Faik Ökten’in, 1951 baskılı, DP iktidarına yarayan ve İnönü’yü karalayan “Varlık vergisi gerçeği” kitabı çıktı. İlginçtir ki Ökten’in;“ Bir azınlığın hacizli evini ele geçirme” şaibesi kanıtlandı (*).

‘İnönü; Köy Enstitülerini açtı sonra kapattı” denir.17 Nisan 1940 tarihinde açan İnönü’dür. 1946’da başta TBMM Başkanı Karabekir olmak üzere kamuoyunu etkileyenler, tepki çeken yönetsel değişikliklere neden olurlar. Sürdürülen Enstitüleri, 1954’te DP’nin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri kapatır.

DP döneminde İnönü’nün başına taşlar atılıp, linç girişimlerinde bulunulur.“27 Mayıs 1960’ın tertipçisidir” diyenler, Org. Gürsel’in: “İnönü’ye sorsaydık karşı çıkardı” dediğini bilmelidirler. Eski iktidarı sehpalardan kurtarmanın içten uğraşısı yine İnönü’ye aittir. Hukuk cinayeti olan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına verilen cezalara şiddetle karşı çıkan da İnönü’dür.

Sahteciliklerle karşılaşan İnönü, Sovyetlerle ilişkilerde tuzağa düşürülür. Araştırmalar, üs ve toprak isteklerinin olmadığını gösterir. Aktör,1945’de Moskova Elçisi olan Selim Sarper’dir. Ankara’yı telgrafla yanıltan Sarper’in düzmece savlarını, “has adamı” olduğu ABD’nin belgeleri bile doğrulamaz(**). 27 Mayısçılara ; “Nato ve Cento’ya” bağlılık sunduran Sarper, Elçi Warren’in önerisiyle Dışişleri Bakanı da olur.

1963 yılındaki Ankara Antlaşmasıyla gündeme gelen ‘AET’nin bürüneceği ‘AB’ hedefli emperyalist amaç, Lozan yapıcısı Başbakana sezdirilmemiştir. F.Cemal Erkin, Dışişleri Bakanıdır. İnönü 1964’te: “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye o dünya içinde yerini bulur” sözüyle çığır açar açmaz, ABD destekli iç yandaşlarca iktidardan düşürülür. Erkin de tutucu bir partiye geçiverir.

İnönü’nün “Orta’nın Solu” açılımı, toplumcu yanıdır. “Toprak işleyene aittir” ilkesini dile getirip 1945’te yasalaştırmaya girişmiştir. Bu arada; CHP Genel Başkanlığından ayrıldığı 1972 kurultayındaki divanın, iki kez ve işaretle yaptığı oylamalarda yarattığı hukuksal tartışmaların netleşmediğini de dile getirmek gerekmektedir.

Sonuç:

İnönü;“Bir devrim için ölüm darbesi, her şeyden emin ve her şeyin kazanıldığının sanıldığı andır” düşüncesindedir. İ.H.Tökin’in tanımıyla: “İnönü’nün kişiliğine özgü üslûp ve renkle, devrime ses kattığını görmemek olanaksızdır”.

-------------------------------

(*) Bilgi: Varlık V.Kayra-2011

(**) Açıklanan ABD Arşv.-1945

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

25 Aralık 2013 Çarşamba

((slayt izle)) Fwd: ANLADINIZ MI ÖZEL PAŞA

Rifat Serdaroglu <rifatserdaroglu@gmail.com>
25 Aralık 2013 06:46

Saygılarımla

ANLADINIZ MI ÖZEL PAŞA

Nasıl lider olunurmuş, nasıl komutan olunurmuş, nasıl adam olunurmuş şimdi anladınız mı?
Hala anlamadıysanız, son kez anlatayım. Önce okuyun, sonra yine mahkemeye başvurun. Sizinle ve Avukatlarınızla, yargılama esnasında yapacağımız konuşmalar inanıyorum ki, sizden sonra göreve gelecek gerçek komutanlar tarafından Harp Okullarında “ders” olarak okutulacaktır.

*İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı, İstanbul Emniyetinde görevli bir memuru “Şüpheli” olarak ifadesini almak için davet ediyor.
İstanbul Emniyet Müdürü, “Ne sebepten çağırdığınızı anlayamadık, göndermiyoruz” diyerek memurunu, Savcıya göndermiyor!

*PKK Narko-Terör Örgütünün kaç can aldığını, Türkiye’ye ne büyük zararlar verdiğini en iyi sizin bilmeniz gerekir. Buna rağmen ne örgütü onu bırakıyor,
ne de o örgütünü. Bebek Katili, cezasını çektiği İmralı’dan verdiği bir emirle Türkiye’yi karıştırabiliyor. Tabii ki, Siyasi İktidarın ve Güvenlik Güçlerimizin tepesindekilerin beceriksizliği ve ihanete varan tutumları yüzünden!

*Fethullah Gülen. Kendi adına kurduğu “İllegal Cemiyet” elemanlarını, yıllardır devletin en hassas birimlerine yerleştirdi. Erdoğan ile yaptıkları anlaşma gereği, bu elemanlarını (CIA desteğiyle) Türk Ordusunun Komuta Heyetinin zindanlara atılması için, sahte dijital delil üretiminde kullandılar.
Menfaat ilişkileri bozulup Erdoğan, Cemaatin adamlarını temizlemeye başlayınca, Gülen’in bir din adamı kisvesinden sıyrılıp, bir örgüt lideri gibi tüm gücüyle ve elindeki medya organlarıyla Erdoğan’a nasıl saldırdığını ve adamlarına sahip çıktığını herkes gördü.

*Başbakan Erdoğan, önce Fethullah Gülen’i kullandı. Askeri Vesayeti bitiriyorum diye, polis ve yargıdaki tüm pis işlerini cemaatin elemanlarına yaptırdı. Cemaat daha fazla güç isteyip alamayınca Erdoğan’ın ve adamlarının açıklarını ortaya çıkarmaya başladı. Erdoğan, yolsuzluk yaptıkları
“Ayakkabı Kutularından” ayan beyan belli olan adamlarına sahip çıktı!
Hem de “Anayasayı İhlal Etmek” suçunu göze alarak sahip çıktı. Tıpkı, Avrupa’da “Asrın Yardım Yolsuzluğu” denen Deniz Feneri e.V ye ve bu ekibin Türkiye’deki uzantılarına, suç işlemek pahasına sahip çıktığı gibi…

Gelelim size Özel Paşa;
Çeşitli isimlerle düzenlenen çakma operasyonlarla ve sahte düzmece dijital delillere AKP-Cemaat işbirliği ile zindana atılan, sizi yetiştirmiş emekli Komutanlarınızdan- astlarınızdan;
“İllegal Örgüt Üyesi” , “Hırsızlık-Yolsuzluk” yapmış, “Devletin ve Türk Milletinin parasını yemiş” , “Görevini kötüye kullanmış”, “Vatanına ihanet etmiş” bir tek kişi gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz.

Her biri pırıl-pırıl olan, yürekleri vatan sevgisi ile dolu evlâtlarımız için siz ne yaptınız? Kimse size “darbe yap”, “güç kullan” , “yasaları çiğne” demiyor.
En azından İstanbul Emniyet Müdürü kadar cesur olamadınız mı?
Aynı Savcıya, bir Emniyet Müdürü rest çekip kapıyı gösteriyor, siz TSK’ nın eski Genelkurmay Başkanını “Terör Örgütü Lideri” olarak teslim ediyorsunuz!
Türk Ordusunun değerli Komutanlarının suçlandığı delillerin sahte olduğunu siz ortaya çıkarıp Türk Milleti ile paylaşamadınız mı? Arkadaşlarınıza “Hukuki Destek” verecek organizasyonu yapamaz mıydınız? Maaşları kesilen, geçim sıkıntısına düşen “Tutuklu Ailelerine” sahip çıkmak çok mu zordu?
Türk Milletine ve Türk Ordusuna canları pahasına hizmet etmiş kahramanların emanetleri olan çocuklara niçin kol kanat germediniz, korumaya almadınız?
Bu çocukların, Bakanların rüşvetçi çocukları kadar kıymetleri yok muydu?

Eyy Özel Paşa;
Bu kadarını bile düşünemediyseniz veya düşündüğünüz halde korktuğunuz için yapamadıysanız, sizden hiçbir şey olmaz.
Ben şu an asker olsam, sizin emrinizle bir adım bile atmazdım.
Bakın, Salı günü Atatürk’ün Evi olan Çankaya Köşkünde ülkenin Cumhurbaşkanı,
Türkiye’ye “Şerefsizlerin Memleketi” diyen bir Kürtçü-Bölücüye ödül verdi.
Atatürk’ün Milli Ordusunun eski Genelkurmay Başkanı ise “Terör Örgütü Lideri” diye zindanda tutuluyor! Şimdi anladınız mı Özel Paşa?
Kendi ocağına sahip çıkmayan adama, bizde “Komutan” demezler…
Haydi, şimdi Milli Güvenlik Kurulu Toplantısına girin ve sıkı bir topuk selamı çakın. Size de bu yakışır…

Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Aralık 2013
Rifat Serdaroğlu

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

24 Aralık 2013 Salı

((slayt izle)) Rüşvetçilerin Son Çırpınışları Diye Yazmak Zor Geliyor Benim İçin...Mersin İçel Burak Canlı

RÜŞVETÇİLERİN SON ÇIRPINIŞLARI DİYE YAZMAK ZOR GELİYOR BENİM İÇİN…

İşin doğrusu o kadar alıştık ki rüşvetçilere!

Rüşvetçi ve yolsuzların kaba ve saba davranışların çok özleyeceğiz!

Halkı kutuplaştırmasını! Ve arkası kesilmeyen Tomaları!

Rüşvetçi olmakta zor işmiş kardeşim! Alın teri! Alnının AKıyla adamlar rüşvet almışlar!

Anlayacağınız çalışmışlar!

Anlayacağınız bu yolda beraber rüşvetleşmişler!

Anlayacağınız adamlar birlikte götürmüşler!

Sene 2002 AKP’nin iktidar olmasını istemedim mi zannedersiniz?

Sene 2009 halen AKP’ye karşı olumlu idim!

Sonrasını ne sen sor! Ne ben söyleyeyim!

Şafak Operasyonları ve arkası kesilmeyen bin bir çeşidi bulunan haksızlık ile başlayan hukuksuzluklar!

Hani nerede Hukuk Devleti?

Hani nerede Gizli olmayan Derin olmayan Devlet anlayışı?

AKP gitmesine gidiverecek de ama acılı ama acısız?

Bugün hala rüşvetçileri korumaya çalışan!

Bugün hala yolsuzları müdafaaya kalkışanlara sesleniyorum!

Biz Hak Yolunda bulunanların kaybedecek değil kazanacakları Şehitlik Mertebesi bulunmaktadır!

Hak Emretmiştir! Oku! Hak Emretmiştir Çalış! Hak emretmiştir Doğru Ahlak!

Bunlar Cami yıkmaya kadar ilerleyen terörlerini Cami de içki içildi yalanına kadar ilerletmiş ve Yuna’na yapılmayacak zulmü kendi gençlerine Taksim Gezi Parkı Olaylarında yapmamış mıdır?

Rüşvetçiyle, yolsuzla, uğursuzla, casusla devlet yönetilmez! Buna Devlet değil buna zalimlik! Buna zulüm denir…

Korkmayınız gene yarın düşen bu adamları demir parmaklık arkasında savunan ben olacağım! Çünkü Hak ne olursa olsun hiç bir kimsenin Haksızlığa ve zulme uğramasını istemez… Mersin İçel Burak Canlı

23 Aralık 2013 Pazartesi

((slayt izle)) Fwd: NURGENEKON

feyzi yurdagul <feyziyurdagul@gmail.com>
23 Aralık 2013 22:33
NURGENEKON

__._,_.___

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Genç Kemalistler" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için genc-kemalistler+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba kayıt göndermek için genc-kemalistler@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/genc-kemalistler adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz ziyaret edin.

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

((slayt izle)) Fwd: ALLAH HERKESİ GÜLDÜRSÜN

feyzi yurdagul <feyziyurdagul@gmail.com>
23 Aralık 2013 21:48
ALLAH HERKESİ GÜLDÜRSÜN
:

TIKLA DA GÖR VE BİRAZ GÜL... BEN ÇOK GÜLDÜM...F.Y.

http://www.sosyalme.com/yolsuzluk-ihale-ve-rusvet-operasyonu-sosyal-medya-paylasimlari/

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

((slayt izle)) Fwd: KUTU GİBİ YOLSUZLUK ..! ( Kamuoyunun dikkat ve takdirlerine saygıyla sunulur. )

Bu avukat iki belediyenin kabusu oldu!

Gaziosmanpaşa ve Sultangazi belediyelerini yolsuzlukla suçlayan Avukat Ahmet Ömer Kibar'ın kişisel çabası iki belediyenin kabusu oldu...

Yerel yönetimleri hedef alan yolsuzluk iddialarıyla dikkat çeken Avukat Ahmet Ömer Kibar'ın yolsuzlukla mücadele amaçlı kişisel çabası ilginç sonuçlara sahne oluyor.

ARKASINDA GAZETE YA DA TV YOK TEK SİLAHI İNTERNET!

http://www.internethaber.com/bu-avukat-iki-belediyenin-kabusu-oldu-597605h.htm

Hayatta küçümseme hiçbir kimseyi & NOKTA' da küçüktür ama BİTİRİR cümleyi

Not : Lütfen şayet içeriği bizim gibi onaylıyorsanız, bu metni tüm önemli sitelere ve ülkede düşüncesi ne olursa olsun NAMUSLU her insanın mailine ulaştırın

22 Aralık 2013 Pazar

((slayt izle)) Fwd: GÖTÜRENLER

Suay Karaman <suaykaraman1@gmail.com>
23 Aralık 2013 00:18

GÖTÜRENLER

İlk Kurşun Gazetesi'nde yayınlanan yazımı iletiyorum.
http://www.ilk-kursun.com/haber/164555
-------------------

GÖTÜRENLER

Suay Karaman

Ülkemiz, 17 Aralık Salı gününden itibaren tarihinde gördüğü en büyük rüşvet ve yolsuzluk haberleriyle çalkalanmaktadır. Bakanlar, çocukları, belediye başkanları, bürokratlar, banka genel müdürleri, iş adamlarının karıştığı rüşvet ve vurgun, bilinen ancak bu kadar büyük olduğu tahmin edilmeyen yolsuzluğu gözler önüne sermiştir.

Fettullah Gülen ile 1995 yılı Hoşgörü Ödülü’nü O’nun elinden alan Recep Tayyip Erdoğan, devleti ele geçirmek adına önceleri birlikte çalışmışlardı. Ancak geçen süreç içinde her iki grup da palazlandıkça ayrı hareket etmek istediler. Siyasi iktidar ile Fettullah Gülen cemaati arasındaki gerginlik uzunca bir süredir bilinmekteydi. Dershane krizinde iyice alevlenen bu gerginlik, 17 Aralık günü yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla en üst seviyeye çıktı. Fettullah Gülen cemaati, resmi kurumlar içinde yasadışı yollardan örgütlenen dinci bir çıkar örgütüdür. Bu dinci çıkar örgütü ülkemizde son yıllarda AKP eliyle beslenmiştir. Tüm dünyada ve özellikle İslam ülkelerinde ABD‘nin taşeronluğunu yapmıştır. Zaten Fettullah Gülen cemaatinin, FBI adına çalıştığı açıklanmıştı.

Bir yandan siyasi iktidar, diğer yandan Gülen cemaati ülkemizi elbirliğiyle sömürüp, iflasa sürükleyip, varlıklarımızı götürürken, aradaki çıkar çatışması sonucunda tüm pislikler ortalığa saçılmıştır. Bu aşamada siyasi iktidar yine hukuk dışı yollara saparak, istemediği soruşturmaların yapılamayacağı bir ortam hazırlamak için yönetmelik değişikliğine gitmiştir. Yapılan yönetmelik değişikliği ile hükümet kendisine yönelik bilgi akışını sağlamayı ve soruşturmaların kendi istediği biçimde yürütülmesini amaçlamaktadır.

Yapılan bu soruşturmalarla ilişkilendirilen bakanların hemen istifa etmesi gerekmektedir, hatta hükümetin de istifa etmesi gerekmektedir. Ancak istifa olayı akıllarına gelmediği gibi yapılan soruşturmaya etki edilmeye çalışılması, soruşturma yapanların görevlerinden alınması gibi hukuk dışı müdahalelerde bulunan siyasi iktidar, toplumda zaten var olmayan güvenilirliğini iyice tüketmiştir.

Ayakkabı kutularındaki milyonlarca para ile tarihe geçen siyasi iktidar, parayı çok kolay buluyormuş. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a, Fırat Üniversitesi tarafından TOKİ Başkanı olduğu dönemde 2010 yılının bürokratı ödülü verilmişti. Erdoğan Bayraktar 28 Mayıs 2010 tarihindeki ödül töreninde konuşma yapmış ve şunları söylemişti: “Bize inanın, bak samimi söylüyorum belki burada söylemem doğru değil ama inanın bize Allah gönderiyor parayı. Çok samimi söylüyorum. Bağışlayın beni.” Sayın bakan, sizin ve ekibinizin bağışlanacak durumu yok. İnsanları açlığa, işsizliğe ve yokluğa mahkum eden iktidarınız, yolun sonuna gelmiştir. Hukuk herkese lazımdır; yargılanma sırası sizlere gelmiştir.

Geçmişte özel yetkili mahkemeler eliyle cumhuriyet başsavcıları, rektörler, Genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, subaylar, akademisyenler, gazeteciler gözaltına alınıp tutuklanırken, haklarında gerçek olmayan karalamalar yapılırken siyasi iktidar kulaklarını kapatmıştı. Ancak şimdi sıra kendilerine gelince soruşturmanın gizliliğinden, masumiyet ilkesinden, adil yargılamayı etkilemekten, yargıya talimat verilemeyeceğinden, insanları karalamamaktan, delilsiz kimsenin suçlanamayacağından, hukukun herkese lazım olduğundan söz eden siyasi iktidar, artık tükenmiştir. Bundan önceki tüm siyasi davaların da, bir kurgu olduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır.

Alman makamlarının yüzyılın soygunu adı verdikleri Deniz Feneri davasında, Alman makamlarınca hazırlanan iddianamede; muhtaç insanlara yardım adı altında birçok gurbetçiden 40 milyon Euro’nun üzerinde para toplandığı açıklanmıştır. Bu toplanan paraların AKP’ye yakın kişilerce kurulmuş şirketler tarafından çalındığı belgeleriyle kanıtlanmıştır. 220 sayfadan oluşan iddianamede, sanıklardan birinin toplanan paraların bir kısmını, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na teslim ettiği yer almıştır. 17 Eylül 2008 tarihinde Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde görülen “Deniz Feneri e.V” davasında açıklanan karara göre; dolandırıcılık suçundan yargılanan dernek yöneticileri çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır. Alman savcı Kerstin Lotz, asıl faillerin Türkiye’de bulunduğunu belirtmiştir. Bütün bunlara karşılık ülkemizde Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılara, önce davadan el çektirilmiş, sonra da savcılar sanık durumuna düşürülmüştür. İşte bu AKP’nin ileri demokrasi hukukudur.

Bu aşamadan sonra, siyasi iktidarın işlemekte olan yargısal sürece müdahale niteliğindeki her türlü söz ve eylemden kaçınması gerekmektedir. Aksi takdirde yapılan müdahalelerle yargı önünde kendilerini aklasalar bile hem ülkemiz, hem de uluslararası kamuoyu önünde artık aklanmaları mümkün değildir.

Ülkemizde büyük boyutlara ulaşan hukuksuzluklara, eşitsizliklere sesiniz çıkmayacak, deniz feneri davasındaki her türlü kirli ilişkilere aldırmayacaksınız, sahte belgelerle yurtsever insanlarımıza cezaevinde zulüm yaparken yüzünüz kızarmayacak, terörü önleme bahanesiyle, terör örgütü ile görüşmeler yapmaya utanmayacaksınız, Türkiye’nin tarihinde gördüğü en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalının da üstünü örtmeye çalışacaksınız. İlle de türban türban diye tutturanların, türbanla yolsuzlukları, rüşvetleri, vurgunları örttüğü anlaşılmaktadır. Türban türban diyenlerin, türbanla götürdükleri milletin parasının hesabını verecekleri günler yakındır.

İlk Kurşun Gazetesi, 23 Aralık 2013.

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr