6 Ağustos 2012 Pazartesi

((slayt izle)) KANGRENLİ KOL VE DENEY // ŞEBNEM ÖZBEK



sebnem ozbek ssebnemenator@gmail.com
 6 Ağustos 2012 16:12

 

KANGRENLİ KOL!

 

Aydınlık Gazetesi 31 Temmuz tarihli haberinde; Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel’in GATA’da ziyaret ettiği komutana, “Yara kangrenleşti. Artık kangrenli kolu kesmekten başka yapacak şey kalmadı” dediğini yazınca Genelkurmay söz konusu haberi yalanlayan bir açıklama yapmıştı.

 

Haberin devamında “Balyoz” davasından yargılanan tutuklu subayların kendilerinden “Kangren” olarak bahsedilmesine tepki gösterdikleri ve “Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarında Genelkurmay’ın tavrı belli oldu. Bu yargısız infazdır, arkadan hançerleniyoruz” yorumunu yaptığı yazıyordu.

 

Genelkurmay’ın haberi yalanlamasından sadece iki gün sonra Aydınlık Gazetesinin haklılığı ortaya çıktı. Zira tutuklu tüm general ve amiraller YAŞ kararlarıyla emekli edildi.

 

“Özel” Paşanın Genelkurmay Başkanı olarak katıldığı bu ilk YAŞ, uzun zamandır iktidar ile askerin sorunsuz geçirdiği ilk toplantı oldu.

 

Hatırlarsanız bugün “terörist” olduğu suçlamasıyla tutuklu bulunan İlker Başbuğ döneminde yapılan YAŞ; iktidarın tutuklu subayların orduyla ilişkisinin kesilmesini istemesine asker kanadının direnç göstermesi nedeniyle on gün sürmüş, neticede Başbuğ birçok silah arkadaşının emekliye ayrılmasını engellemişti.

 

Ardından yaşanan Işık Koşaner’li YAŞ’da ise asker, iktidarın suçlu olduklarına dair mahkeme kararı olmamasına ve yargılamanın devam ediyor olmasına rağmen tutuklu arkadaşlarının tasfiyesini istemesi karşısında üç kuvvet komutanıyla beraber emekliliğini istemişti.

 

Neticede Koşaner’in istifasıyla Genelkurmay Başkanı olan “Özel” paşanın asker kanadını, Başbakan Erdoğan’ın da siyasi kanadı temsil ettiği 2012 YAŞ’ı; iktidar kanadının yıllardır istediği netice ile sonuçlandı. Balyoz seminerine hiç katılmadığını, hatta o dönemde yurtdışında olduğunu kanıtlayan ancak isimleri herhangi bir belgede tek bir satır olarak geçen, haklarında kesinleşmiş bir ceza bulunmayan subaylar bile YAŞ’ta alınan bu karar nedeniyle TSK’dan tasfiye edildi ve “kangrenli kol” kesilip atıldı!

 

DENEYDEN ÇIKARTILACAK DERS!

 

Deney; 2001 yılı Alman yapımı bir film. İzlemeyenler için kısaca konusunu aktarayım:

 

Psikolojik bir deneye tabi tutulmak üzere 20 kişi gazete ilanı ile seçilir. Bu 20 kişi çeşitli testlerden geçirildikten sonra iki gruba ayrılır.

 

Büyükçe bir yer; hapishaneye çevrilir. Her yere kameralar konur ve 24 saat; 8’i gardiyan 12’si mahkûm olan denekler izlenmeye başlar.

 

Gardiyan olarak seçilen 8 kişi; hayatta pek başarılı olamamış, itilip kakılmış, ezilmiş, silik kişilikli bireylerden seçilmişken; 12 mahkûm onlara nazaran daha iyi bir hayat süren bireylerden oluşturulmuştur.

 

Deneyin 10 gün sürmesi düşünülür. 8 gardiyan kendilerine verilen yetki ve sorumluluğu taşıyacak karakterde olmadıkları için (ki zaten o amaçla seçilmişlerdi) 12 mahkûmdan birini öldürür ve diğerlerine de işkence ederler…

 

Bu filmi izledikten sonra görev ve sorumluluk bilincine sahip olmayan ve o amaçla yetiştirilip eğitim almayan kişilerin, üstesinden gelemeyecekleri görevleri yaparken tıpkı filimdeki gibi nasıl hadlerini aştıklarını düşündüm.

 

Malum cenahın dershanelerinde ellerine sınavda çıkacak soruların verilmesi neticesinde polis olanlar; gözaltına aldıkları insanlara kadın erkek demeden şiddet kullanmaktan çekinmemekte.

 

Trafikte kendisine yol vermeyen sürücüyü eşinin ve çocuklarının gözleri önünde acımasızca döveni mi ararsınız, ailesiyle bir müzikholde eğlenirken gözaltına alınan kadına karakolda yapılan işkenceyi mi, HES’leri veya üniversitelerin paralı olmasını protesto eden vatandaşlara indirilen copları mı? Yoksa sırf Başbakanı protesto ettiği için biber gazı sıkılan ve bu nedenle kalp krizi geçirip ölen emekli öğretmeni mi?

 

Sadece ellerindeki gücü hakkaniyet adına kullanma becerisine sahip olmayan, görev ve sorumluluklarından bihaber polisler güç zehirlenmesine uğramıyor:

 

Aynı güç zehirlenmesine sırtını siyasi iktidara dayayan, aslında adam yerine bile konmaması gereken, bir baltaya sap olamamış kişiler de böyle bir güce sırtını dayayarak kolluk kuvvetlerini duvar önüne sıralayıp “sen benim kim olduğumu biliyor musun” cümlesini kurabilecek kadar uğruyor.

 

Hatta kendisini yönetime getiren market sahibine “oruçluydum” bahanesiyle tekme tokat girişen yerel yöneticiler de aynı güçten zehirlenebiliyor.

 

Eee.. neticede “büyük kalkar küçüğe bakar.” Darbe yapacakları suçlamasıyla haklarında henüz cezai işlem yapılmamış subayların TSK ile ilişkileri kesilirken, işkenceden hakkında birçok suçlama bulunan Emniyet Müdürü terfi ettirilirse polisler de halka kötü muamelede bulunma hakkını kendinde görür. Tıpkı “senin oğlun da işsiz kalsın” veya “ananı da al git” diyen siyasi erkin başı Erdoğan’ı kendine örnek alan partilisinin vatandaşı hastanelik etmesi gibi. 

 

ŞEBNEM ÖZBEK

06-08-2012


--
YA YOLUNDA YÜRÜRÜZ..
YA BU UĞURDA ÖLÜRÜZ..
 
 
ŞEBNEM ÖZBEK
 




--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin