Yavuz bahadıroğlu
Hadi bakalım, aşağıdaki tüm sorulara "evet" deyin de, ondan sonra oturup "insan olmanın anlamı" üzerine kafa patlatalım:
* Zaferi ve hezimeti, galibiyeti ve mağlubiyeti, başarıyı ve başarısızlığı, kârı ve zararı aynı olgunlukla karşılayabiliyor musunuz?
* Yüreğinizde açan her çiçeği sulayabiliyor, yüreğinize gelen her baharı koklayabiliyor, din, dil, ırk, renk ayırımı yapmadan her bayramı kutlayabiliyor, kendi iç mehtabınızda gölgenizi gezdirebiliyor musunuz?
* Hiç ummadığınız bir zamanda, ummadığınız zorluklarla karşılaşmanız halinde de şükredebiliyor musunuz?
* Rotanızı başkasına sorarak, danışarak değil, kendi iç güneşinizin aydınlığında kendi yürek pusulanıza bakarak bulabiliyor musunuz?
* Zindanda özgürlüğü, esarette hürriyeti yaşayabiliyor musunuz?
* İnanıyor, inandığınızı yaşıyor ve her gerektiğinde imanınızın burcunda dirilebiliyor musunuz?
* Yüreğinizi her daim hayata ve tüm sevgilere açık tutuyor musunuz?
* Vehimlerinizden, endişelerinizden, kuşkularınızdan, korkularınızdan, tereddütlerinizden ve nefretinizden örülmüş utanç duvarlarını bir hamlede yıkıp hayatla buluşabiliyor musunuz?
* Kendiniz için istediğinizi başkaları için de isteyebiliyor musunuz?
* Size vermeyene sizde olandan verebiliyor, hem kendinizi, hem malınızı insanlarla paylaşabiliyor musunuz?
* Size acımayana da acıyabiliyor musunuz?
* Size taş atana ekmek sunabiliyor musunuz?
* Diken olup yüreklere batacağınıza, çiçek olup yüreklerde açabiliyor musunuz?
* Hata ettiğiniz zamanlarda hiç yüksünmeden özür dileyebiliyor musunuz?
* Sizden nefret ettiğini bile bile, size nefret besleyeni sevebiliyor musunuz?
* Yaradılış hikmetine uygun bir hayat yaşayabiliyor musunuz?
* Gerektiğinde dünya malından geçebilecek bir insani boyutta kalabiliyor musunuz?
* Sizin inancınızdan, sizin milletinizden, tarikatınızdan, cemaatinizden, partinizden, takımınızdan, ilinizden, ilçenizden, köyünüzden olmayan birine de "kardeş" gözüyle bakabiliyor, hiç karşılık beklemeden sevebiliyor musunuz?
* Size yanlış yapan birine hakkınızı helal edebiliyor musunuz?
* Tanıyın tanımayın, insanları selamlıyor, selamlarken gülümsüyor, karşılık verenlerin halini-hatırını soruyor musunuz?
* Elinizde, avucunuzda var olandan fakirin hakkını ayırıyor musunuz?
* İşyerinizde çalışan, ya da yönettiğiniz insanların aile durumlarıyla ilgileniyor, haklarını eksiksiz veriyor musunuz?
* Akşam yorgun argın geldiğiniz evinizde, size sevdiğiniz bir şeyler hazırlamak için çırpınan eşinize, "eline sağlık" diyor musunuz?
* Annenizi, babanızı memnun ediyor, en azından bu konuda çaba gösteriyor musunuz?
* Hayatı sorgulamak yerine yaşamayı tercih ediyor musunuz?
* Her gününüzü son gününüz gibi yaşamaya çalışıyor, böyle bir hassasiyet içinde bulunuyor musunuz?
* Hakkı-hukuku, haramı-helâlı gözetiyor, "günah" işlememek, "yanlış" yapmamak için uğraşıyor musunuz?
* Tanıyın tanımayın, zora düşmüş insanların elinden tutmayı, ama asla başlarına kakmamayı biliyor musunuz?
* Daima okuyor, yeni şeyler öğrenme çabası içinde oluyor musunuz?
Ne kadar "evet", o kadar "insan!"
Böylece "insan olmanın anlamı nedir?" sorusu da bir cevaba kavuşmuş oldu işte.
--
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
adresine e-posta gönderin.
adresini ziyaret edin.