Haber Grupları Maden MTA işletme maden ruhsatı iş güvenliği: Mart 2014

31 Mart 2014 Pazartesi

((slayt izle)) Fwd: AİLE BALKONDA

Rifat Serdaroglu <rifatserdaroglu@gmail.com>
31 Mart 2014 07:08
AİLE BALKONDA

Saygılarımla

AİLE BALKONDA

-Erdoğan, Bilal Oğlana evindeki paraları "SIFIRLA" demedi.

-Sümeyye, Ankara'dan Bilal Oğlanın yanına elinde liste ile gitmedi, karşılıklı konuşma trafikleri saat-saat, dakika-dakika, saniye-saniye belirlenmedi.

-Bilal Oğlan aradan 1 gün geçmesine rağmen "SIFIRLAMA" işini tamamlayamadığını, evde 30 MİLYON AVRO daha kaldığını,
"SIFIRLAYACAĞIM İNŞALLAH BABACIĞIM" diyerek açıklamadı.

-Aile fertlerinin İzmir- İstanbul' da ki VİLLALARI hiç olmadı.

-Erdoğan'ın talimatı, Binali'nin organizasyonu ile "milletin a.ına koyacağız" diyen AKP' li haramsever işadamları, DAMAT için 630 MİLYON DOLARLIK "Haram Havuzu" hiç oluşturulmadı.

-Ayakkabı Kutularında, 4,5 MİLYON DOLAR avanta para hiç olmadı.

-Bakan çocuklarının evlerinde MİLYONLARCA AVRO- para kasaları- para sayma makinaları hiç bulunmadı. Bunlar tamamen hayal idi.

-Erdoğan'ın 4 Bakan'ı yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet iddiasıyla istifa etmediler. Bunlar TERTEMİZ Bakanlardı.

-TOKİ' ci Bakan "Ben ne yaptıysam Erdoğan emrettiği için yaptım. O istifa etsin" demedi.

-Siyasal İslamcı olduğunu söyleyen AKP' nin, eskort Bakanı Bağış, Kur'an-ı Kerim ve Ayetleri ile alay etmedi. Tüm AKP'li Müslümanlar "EVLİYA BAKANI" bağrına bastılar.

-Tüm Devlet Güçleri, AKP için seferber edilmedi. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı; "Seçimler Hayırlara Vesile Olur, İnşallah" diyerek açıklama yapmadı…

Veee, Temizgiller sülalesinden, AK AİLE balkona çıktı, Aziz ve Necip Türk Milletini selamladı. Ailenin arkasında duran Egemen Bağış, gazetecilere el işareti yapıp saygısını gösterdi. Vatana, Millete Hayırlı olsun…

Not; Bu seçim çok yerde mahkemede bitecek. Kesin sonuçları alalım, yarın değerlendirme yapacağız. Teşekkürler İzmir, sen her şeye değersin…

Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mart 2014
Rifat Serdaroğlu

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com

kaliteli slayt grubu

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

((slayt izle)) Fwd: 30 MART SEÇİMLERİNDE İŞÇİ PARTİSİ...

Serdar Ant <serdarantserdar@gmail.com>
31 Mart 2014 13:57
:

30 MART SEÇİMLERİNDE İŞÇİ PARTİSİ…

Serdar Ant

30 Mart yerel seçimi sonunda İşçi Partisi, Türkiye genelinde 62 660 oy aldı. İşçi Partisi'nin oy oranı ise yüzde 0,14…

Oysa seçim öncesinde İşçi Partililer, "Atatürk'te birleştik" diyerek propaganda yapmıyorlar mıydı?

Şimdi birileri çıkıp, "işte Atatürk'te birleşenlerin sayısı da gücü de bu kadardır!" derse, ne yanıt vereceksiniz, bir düşünün bakalım!

Atatürk'ün adını düşüncesizce parti propagandasına alet edenler, kime ve neye hizmet ettiklerinin farkına vardılar mı acaba?

19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos gibi ulusal bayramlardaki coşkun kutlamaları, Aydınlık ve Ulusal Kanal'ı kullanarak sanki İşçi Partisi'ne halkın verdiği bir kitlesel destekmiş gibi gösterip milli günler üzerinden partizanca siyaset yapanlar, bugün ortaya çıkan şu yüzde 0,14'lük tabloyu nasıl açıklıyorlar acaba?

Hani 19 Mayıs 2012'de İstanbul'da, İstiklal Caddesi'nde TGB ve İşçi Partisi 240 bin kişi toplamıştı! Hani İstanbul'da İşçi Partisi "öncülüğünde"(!) yüzbinler yürümüştü!

Oysa 30 Mart yerel seçiminde İşçi Partisi'ne bütün İstanbul'da verilen toplam oy sadece 14 393…

Peki, şimdi nerede o 240 bin kişi? Nerede o yüzbinler?

Son iki yıldır 10 Kasımlarda Ankara'da Anıtkabir'i ziyaret eden milyonlarca insanı, sanki kendisine verilen halk desteği gibi gösteren İşçi Partisi'nin 30 Mart'ta Ankara'da aldığı oy ise sadece 459!

İyi de nerede İşçi Partisi'nin sözde "öncülük" yaptığı o milyonlar şimdi?

Silivri'nin duvarlarını yıktığı iddia edilen yüzbinler nerede?

Seçim öncesi Ulusal Kanal ekranlarından "Hatay'da CHP ile İşçi Partisi yarışıyor" şeklinde yalan üreten İşçi Partisi'nin, bu ilimizde aldığı oy ise sadece 172!

Evet, partinin adı İşçi Partisi… Ama "işçi kenti" Zonguldak'ta aldığı oy 119… Diğer bir ifadeyle binde 2…

Örnekler çoğaltılabilir. Ama her bir yeni örnek; yalana, hayale, abartmaya, yönlendirmeye dayalı bir söylemin ve siyasal tutumun, aslında İşçi Partisi'nin kendi kendini rezil etmesinden başka bir şeye hizmet etmediğini kanıtlar, o kadar…

30 Mart seçimlerinde bu partiye temiz duygular ve yurtsever bir duyarlılıkla destek verenler, bu rezaleti bir kere daha yaşadılar ne yazık ki…

İşçi Partisi'nin ve üyelerinin hayal dünyasında gezerek kendilerini avutmalarına ve komik olmalarına karşı bir şey yapamayız. Ama Türkiye gerçeğinden bu derece kopuk olanların, Atatürk'ün ismini ve mirasını kendi çapsızlıklarına maske yapmalarına karşı sessiz kalınmamalıdır.

Kemalizm; Beşar Esat ile cuma namazı kılmayı politika yapmak sanan "materyalist" Doğu Perinçek'in politik hırslarına kurban edilemez!

31.8.2014

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

30 Mart 2014 Pazar

((slayt izle)) Fwd: İletimi dün iletememiştim

Osman türkoğuz <osmanturkoguz@gmail.com>
30 Mart 2014 14:21
İletimi dün iletememiştim

BUGÜN ANCAK CC'DEN İLETMEM MÜMKÜN OLACAKTIR.HA ONBAŞI ADOLF HİTLER HA İMAM BAY RECEP!OKUYUNUZ.

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

29 Mart 2014 Cumartesi

((slayt izle)) AVUKAT BURAK CANLI SON DAKİKA ŞOK AÇIKLAMA DP MERSİN AKDENİZ BELEDİYE BAŞKAN ADAYI

28 Mart 2014 Cuma

((slayt izle)) Canlı mı? Özcan mı? Kocamaz mı? Burak Canlı Yazıyor...Mersin İçel Burak Canlı

CANLI MI? ÖZCAN MI? KOCAMAZ MI? BURAK CANLI YAZIYOR…

Mumtaz Canlı DP Demokrat Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı… Makina Mühendisi…

Kendisi Amcam olur… Saf mı saf… Temiz mi temiz… Ben oyumu Büyükşehir de kendisine vereceğim… Temizlikten yana oyumu kullanacağım… İlk defa bilerek tanıyarak dürüst bir insana oy vereceğimden dolayı da ayrıca sevinçliyim…

Bu arada ben de bildiğiniz üzere Avukat Burak Canlı Mersin Akdeniz DP Demokrat Parti belediye başkan adayı…

29 Mart 2009 tarihinde de Toroslar DP’den Belediye başkan adayı oluvermiştik…

Şimdi MHP Büyükşehir adayı Burhanettin Kocamaz 20 yıldır belediye başkanlığı Tarsus İlçemizde yapmış bulunmakta… Görüleceği üzere Tarsus ilçemizde akşam saat 18.00’de hayat biter… Netice de Tarsus İlçemizi de Avrupa Birliğine almamışlar… Bir de üstüne üstelik geçkin yaşı…

Bir de diğer bir siyasi kanalda bulunan ayakkabı kutuları meselesi bulunmakta… Ayakkabı kutusuna inat tüm kapatmalara inat oy da vermeyeceğim gitmeyeceğim bir kanal…

Diğer birisi 15 yıldır Mersin Büyükşehir adayı… Aday değişseydi ne ala… Değişmedi gitti… Lakin yapacak ne var ki DP Mersin Büyükşehir Adayı Makine Mühendisi Mumtaz Canlı’ya oy atmayacaksınız gene de gidip CHP adayı Macit Özcan’a değilse de ne yapalım ki CHP’ye ayakkabı kutularına inat tüm interneti kapatma uygulamalarına inat gidip atın…

Kendime ait dip not: Yenişehir, Toroslar, Akdeniz, Mezitli, Erdemli’ye ait tüm köyleri gezdim… Anamur, Bozyazı ve Gülnar’daki seçim çalışmalarında bulundum…

İhanet kol gezmekteydi… Ayakkabı kutuları her birimi satın almış ve istifa üstüne istifalar gelirken yanımda tarihe not düşülecek inançlı kardeşlerimizle tehditlerin, baskıların ve gerçeğinde ayakkabı kutularının üzerine yürüdük…

Ve üzerimize düşen görevi üstlendik… Olaya hiçbir zaman oy bölme gibi bir açıdan yaklaşmadık… Biz alternatiftik… Biz umuttuk… Biz umudumuzu umut olmak düşüncesiyle aradık…

İstifalar DP Mersin İlinden ve ilçelerinden geldikçe ortaya Yüreğimizi Koyduk…

Geri adım atmadım… Kaçmadım… Davamda haklıydım… Taksimciyim… Çapulcuyum… Ve halende beş vakitli din simsarı olmayan bir inançlı…

Ve sizlerden oy istiyorum… Öncelikle Mersin Büyükşehirde Amcam Makine Mühendisi Mumtaz Canlı’ya sonra da Akdeniz Belediye Başkanı olan bendeniz Avukat Burak Canlı’ya vermemekteyseniz verin bari Macit Özcan’a…

Tüm çalışma arkadaşlarıma tüm yoldaşlarıma tüm gönüldaşlarıma tüm emeği geçen dostlara ve bilemediğim göremediğim bilmediğim sizlere 31 Mart 2014 veya bir gün hizmet etmek dileğiyle… Mersin İçel Burak Canlı

27 Mart 2014 Perşembe

((slayt izle)) Fwd: Çözüm

Türker Ertürk <erturkturker@gmail.com>
2014-03-27 9:38 GMT+02:00

Çözüm

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

26 Mart 2014 Çarşamba

((slayt izle)) Fwd: MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ'NDEN BİR KOPUŞ DAHA...

Serdar Ant <serdarantserdar@gmail.com>
26 Mart 2014 09:54

MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ'NDEN BİR KOPUŞ DAHA...

Bu sabah, aşağıdaki duyuruyu Facebook'ta gördüm. Noktasına virgülüne dokunmadan hem duyuruyu hem de bu konuda yapılan birkaç yorumu paylaşıyorum. Duyuruyu yapan kişi Cem Yağcıoğlu, şunları söylüyor:

"İlgili Kamuoyuna… (MİB)

23-03-2014 günü Bursa toplantısı ertesinde 'Milli İrade Bildirisi' topluluğundan, belli şartların oluşmadığı gerekçesiyle ayrılmış bulunuyorum.

Niyetim kimseyi suçlamak veya hedef göstermek değildir; şartların oluşmaması veya oluşturulamaması aşamasında, kendi üzerime düşen sorumluluğu da es-geçmeden bu kararı almış bulunmaktayım.

Temel ayrılma nedenim ise; 'ortak akıl' ve 'ortak yöntem' konusunda bir ilerleme sağlayamamış olmamızdır.

Kısa-orta ve uzun vadede haksız çıkmamı diliyorum ve böyle bir durum olduğunda da bunu açık yüreklilikle buradan açıklayacağımı şimdiden ilan ediyorum...

Sağlıkla..

Cem Yağcıoğlu 22-03-2014"

Cem Yağcıoğlu, bu ayrılığın 22 Mart tarihinden gerçekleştiğini belirtmesine rağmen, isminin hâlâ "Milli İrade Bildirisi" imzacıları arasında olması, ayrıca bu bildiriyi imzalamış görünen başka bazı kimselerin de bu hareketle artık fiilen hiçbir ilgilerinin kalmamasına rağmen hâlâ imzacılar listesinde yer alıyor olmaları oldukça düşündürücü bir tablo ortaya koymaktadır. Öte yandan Cem Yağcıoğlu'nun kamuoyuna yaptığı bu duyuruda açık ve somut olan tek nokta, adı geçen kişinin "Milli İrade Bildirisi" adlı girişimden ayrıldığıdır. Bu ayrılık kararının hangi gerekçelerle alındığı konusunda ise "belli şartların oluşmaması", "ortak akıl ve ortak yöntem konusunda bir ilerleme sağlanamaması" gibi, herkes tarafından farklı yorumlanabilecek muğlak ifadeler kullanılmıştır. Bu muğlaklık, Cem Yağcıoğlu'nun bu duyurusu hakkında bazı izleyenlerinin kafasında soru işaretleri oluşturmuş olacak ki İshak Aydın isimli bir kişi aynen şu soruyu yöneltmiştir:

"Önce imza attınız, sonra geri çekildiniz, sonra yine destek verdiniz ve şimdi yine geri çekiliyorsunuz..."

Cem Yağcıoğlu, bu yoruma karşılık şu yanıtı vermektedir:

"Şimdi buradan vereceğim her türlü cevap yanlış anlaşılmalara mahal verir; şunu biliniz ki, kendi adıma sonuna değin inandıklarımın uygulamaya geçmesi için çalıştım. Bu bir mücadele, sonra destek verdim, zira bazı fikirlerimin uygulanabilirliği konusunda ortak fikre vardık, sonra zaman içerisinde olamayacağına tekrar kanaat getirince bu karara varmak zorunda kaldım.. Hiç bir şey dışarıdan görüldüğü gibi değil…"

Cem Yağcıoğlu, kendisine yöneltilen bu isabetli soruya vereceği bir yanıtın "yanlış anlamalara mahal vereceğinden" çekiniyorsa, Milli İrade Bildirisi isimli girişimden çekildiğini, hem de "hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil" şeklinde akıllarda kuşku uyandıracak türden ifadelerle ilan etme gereğini neden duydu acaba? Cem Yağcıoğlu'nun ayrılma gerekçeleri gerçekten yerinde ve milletin yararına olan bir içerikteyse, üstelik Milli İrade Bildirisi hareketi bağlamında "hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil" ise, o zaman her şeyin nasıl göründüğünü herkese açıklamak bir aydın sorumluluğudur.

İshak Aydın isimli kişi de haklı olarak "O zaman bize göremediklerimizi gösterin, bir yanlışlık ya da ihanet varsa bunu biz de bilelim ki ona göre tavır alalım" diye sormaktadır.

Ne var ki Cem Yağcıoğlu ısrarla bu soruya da doyurucu bir yanıt vermemekte, "yol ve yöntem konusunda olan fikir ayrılıklarımız etken olmuştur ayrılığıma" şeklinde yine herkesin istediği tarafa çekebileceği ifadelere sığınmıştır. Söylenenlerden anladığımız şudur ki Cem Yağcıoğlu (artık hangi bağlamda, ne amaçla bilmiyoruz ama) "çok daha hızlı hareket edilebileceğini" savunmuş, ama bu önerisi herhalde kabul edilmemiştir. O da bu hareketle yollarını ayırmıştır. Buna rağmen, "bu benim haklılığımı göstermez" diyebilmektedir!

O zaman "madem haklılığını göstermez, neden ayrıldın peki?" diye sormazlar mı adama? Ya da madem haklılığın konusunda bu hareketle yollarını ayıracak kadar eminsin, o zaman gerçek nedenleri açık ve somut bir şekilde neden ortaya koymuyorsun da "belli şartların oluşmaması", "ortak akıl ve ortak yöntem konusunda bir ilerleme sağlanamaması", "yol ve yöntem konusunda olan fikir ayrılıklarımız" şeklinde içeriği belirsiz tekerlemelerle laf ebeliği yapıyorsun?

"Belli şartların oluşmaması" denilmiş mesela… Nedir o "belli şartlar"? Devlet sırrı mı? Açıklayın da herkes bilsin!

"Ortak akıl ve ortak yöntem konusunda bir ilerleme" sağlanamamış, "yol ve yöntem konusunda fikir ayrılıkları" oluşmuş! Nedir önerdiğini yöntem? Neden kabul görmedi? Herkese açıklayın da insanlar aydınlansın ve Cem Yağcıoğlu'nun ifadesiyle "hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil" şeklinde tanımladığı bu hareket konusunda bir yanılgı içinde olmasın!

Cem Yağcıoğlu'nun iddiası odur ki bu ayrılık "eylemsel bazı konularda erken-geç münakaşalarının neticesidir." Peki, nedir üzerinde anlaşamadığınız şu "eylemsel bazı konular"? Devlet sırrı mı, yasadışı ya da gayrimeşru girişimler mi ki açık ve net bir şekilde ortaya konulmuyor?

Bu hareketi ve adı geçen kişileri tanımayanlar da sözkonusu olan noktaların kozmik odalarda gizlenecek nitelikte ve mahiyette şeyler olduğunu sanır!

Banu Avar'ın geçtiğimiz yıl içinde bir taraftan Milli İrade Bildirisi adı altında "ulusalcılık" ve antiemperyalistlik" taslarken, diğer yandan "Amerikan eğitim modelini uygulamayı" temel ilkelerinden biri olarak ilan etmiş Girne Amerikan Üniversitesi'ne bir arkadaşını sokmak için el altından girişimlerde bulunması (bkz. ekteki "Milli İrade Bildirisi ve Girne Amerikan Üniversitesi" başlıklı yazı) Cem Yağcıoğlu'nu hiç rahatsız etmez ve bu konuda mezar gibi sessizdir.

Milli İrade Bildirisi hareketi hakkında bugüne kadar dile getirilenler konusunda Cem Yağcıoğlu en ufak bir rahatsızlık duymaz ve hiç sesini çıkartmaz. Değişen koşullara göre önce imza atar, sonra imzasını geri çektiğini ilan eder, sonra yine destek verdiği konusunda açıklama yapar, sonra bir bakmışsınız "yol ve yöntem konusunda anlaşamadık" şeklindeki tekerlemelerle yine geri çekilir!

İnsanın başı dönüyor vallahi!

Ama lafa gelince her şey vatan, millet için! Her şey (ne olduğu belli olmayan) bir DAVA için!

Ne var ki Cem Yağcıoğlu'nun da vurguladığı gibi "hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değil." Ama sadece Milli İrade Bildirisi hareketi hakkında değil, parlak sözlerle bu girişimden ayrıldıklarını ilan edenler konusunda da "hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil"!

Türkiye için şu veya bu şekilde mücadele etmek bu kadar hafife alınacak, kişisel hırsların ve gelecek hesaplarının malzemesi yapılacak derecede basit bir konu mu?

Her konuda "şöyle yapınız, böyle davranınız" şeklinde üst perdeden esip gürleyenlerin, aslında ne kadar kararsız ve öngörüsüz oldukları Milli İrade Bildirisi adlı, bu ne olduğu belirsiz girişim konusundaki tavırlarından da belli değil mi?

Cem Yağcıoğlu'ndan şahsi ricam, önümüzdeki birkaç ay içinde Milli İrade Bildirisi hareketine yeniden katılmaya karar verdiğinde bu kararını kamuoyuna yeniden ilan etmesin… Artık böyle bir sululuğu izlemek bile insana acı veriyor!

Serdar Ant

26.3.2014

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

21 Mart 2014 Cuma

((slayt izle)) ÇETKODER, ÇAĞ DIŞI VE HUKUK DIŞI UYGULAMA

21.Mart.2014 - BASIN BÜLTENİ

ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) GENEL MERKEZİ

Kısa adı ÇETKODER olan Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı İktisatçı Mustafa Göktaş, Twitter'ın kapatılması hakkında açıklamasıdır.

ÇAĞ DIŞI VE HUKUK DIŞI UYGULAMA

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Hangi devirdeyiz? Hangi çağdayız? Hangi kafa yapıları ile idare ediliyoruz? Bu nasıl bir utanç verici durumdur ve nasıl bir tuhaf uygulamadır? Bu çağdışı, utanç verici, gerici, bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı uygulamayı şiddetle, esefle kınıyoruz. Bu uygulamanın evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğunu düşünüyor, insan haklarına ve özgürlüklere vurulan darbe olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum ” dedi.

TÜRKİYE BARALOR BİRLİĞİNİN YAPTIĞI SUÇ DUYURUSUNA VE BU KONUDA AÇACAĞI DAVALARA MÜDAHİL OLACAĞIZ

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Dün akşamdan beri biz kendi hesaplarımıza da ulaşamıyoruz. Tamamen Tüketiciyi bilgilendirmek, çevreye duyarlı insan yetişmesini sağlamak, insanlarımızın doğaya, yaşama sahip çıkması yönünde, tüketici hak ve hukukunun aktarılması amacıyla açmış olduğumuz hesaplara bile erişemiyoruz. Biz kimseye küfür etmiyoruz. Hakaret etmiyoruz. Kimsenin özel hayatına, mahremiyetine girmiyoruz. Biz sadece halkımızı bilinçlendirme amacıyla yasal haklarını, hukuki haklarını, kanuni yolları halka aktaran bir hesaba sahibiz. Ve bu hesaptan suç işlemiyor, suç işlenmemesi için insanları uyarıyoruz. Ayrıca toplumsal barış ve toplumsal mutabakata katkı sağlıyoruz. Bizim gibi milyonlarca kişi var. Bir iki yâda on kişinin yaptığı bir suçtan dolayı tüm herkesi ve tüm kullanıcıları cezalandırmak olan bu uygulama, evrensel hukuk kurallarına, insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, fikir yayma özgürlüğüne resmen darbedir. Bir an evvel yanlıştan dönülmesi gerekir. Dönerler dönmezler. TBB nin bu gün itibari ile yapmış olduğu suç duyurusuna katıldığımızı beyan ederiz. Ayrıca bu hususta açmış oldukları veya açacakları her davaya tüm tüketicilerimiz adına müdahil olacağımızı bilmelerini isteriz” dedi.

BU KAFA YAPISI İLE AB’YE GİRİLEBİLİNİR Mİ?

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Görüyorsunuz dünya bu yasaklamayı konuşuyor. Dünya bizi izliyor. 17 Aralık sürecinden beri değişik gözler ve söylemlerle izlendiğimiz yetmiyor, birde böyle ucube yasaklamalar nedeniyle gündeme geliyoruz. Meydanlarda sergilenenleri de bu dünyada yaşayanlar görüyor, gizli kapaklı sanılan işleri de dünya görüyor. Bu kafa yapısıyla, bu uygulamalarla AB’ye girebilmemiz mümkün mü? Nereye gidiyoruz böyle? Gittiğimiz yer belli de, geri dönebilir miyiz işte o karanlık bir nokta. Allah her şeyin hayırlısını nasip etsin. Devletimize, milletimize, vatanımıza zeval vermesin” dedi.

Önemli NOT: Bizler yaptığımız hizmetler karşılığında her hangi bir ücret almıyoruz. Biz gönüllü, ücretsiz hizmet veren bir kuruluşuz. Siz tüketicilere her zaman Yardıma hazırız. Yeter ki bize ulaşın. Bize, cetkoder@gmail.com adresinden elektronik posta yolu ile ulaşabilir dert ve sıkıntınızı, şikâyetinizi aktarıp bilgi alabilirsiniz. Ayrıca çok sıkışırsanız bizi mesai saatleri içinde 0.535.475.70.06 nolu dernek telefonumuzdan arayabilirsiniz.. Sizlere Teknik, hukuki, yasal bilgiyi ücretsiz vermeye hazırız. Tüketiciler karşılaştıkları yanlışlar ve usulsüzlükler karşısında nasıl hareket edecekler, nereye başvuracaklar, gerekirse dilekçeleri, usul hakkında her tür bilgiyi ücretsiz olarak sunarız. Ayrıca Tüketiciler Bize İnternet ortamından da ulaşabilirler. Google arama motorunda bize ait olan http://groups.google.com.tr/group/cetkoder grubuna girip yazışma ve bilgi verme grubumuza kaydolabilir ve oradan da bizimle yazışabilirler.ÇETKODER FACEBOOK BASINA BİLGİ VE KAMUYA BİLGİ VERME SAYFASI: https://www.facebook.com/groups/CETKODER/ GENEL BAŞKAN MUSTAFA GÖKTAŞ GSM: 0.532. 282 29 91 / SAYGILAR

DEĞERLİ ARKADAŞLAR, SİZE RAHATSIZLIK VERİYORSAK ÖZÜR DİLERİZ. BURASI ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER). BASIN AÇIKLAMALARIMIZI GÖNDERİYORUZ.

19 Mart 2014 Çarşamba

((slayt izle)) Fwd: " BAŞBAKAN " BU YOLSUZLUKLARI GÖRMÜYOR ! ( Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.Av.A. Ömer KİBAR )

http://www.dokuzeylulgazetesi.com/haber-3908-%E2%80%9Cbasbakan_%E2%80%9D_bu_yolsuzluklari_gormuyor_.html

Yolsuzlukla mücadele ettiğini söyleyen
" BAŞBAKAN " BU YOLSUZLUKLARI GÖRMÜYOR !

" BİLİRKİŞİ - MAHKEME - AVUKAT - BELEDİYE "

bağlantılı yolsuzluk iddiaları ÖRTBAS mı edilmek isteniyor ?

Sultangazi Belediyesinde meydana geldiği iddia edilen İmar Yolsuzlukları iddiaları ilginç bir boyut kazandı.

ADLİYEDE BİLİRKİŞİ SKANDALI !

BİLİRKİŞİ RAPORLARI DA SAHTE ÇIKTI

Gaziosmanpaşa Belediyesinde başlatılan imar yolsuzlukları iddiaları Sultangazi Belediyesinde devam ediyor. Zincirleme sahtecilik iddialarımıza ilişkin 4 ayrı dosyada,

" BİLİRKİŞİ - MAHKEME - AVUKAT- BELEDİYE " odaklı yolsuzluklar ortaya çıktı. (İddialarımız, her aşamamasıyla 3.000 sayfayı aşan belgeleleriyle tek tek ispatlıdır!)

8 AYRI KEŞIFTE , BILIRKIŞILERIN IMZALARI YOK !

Skandal olaylarla medyada gündemden düşmeyen Gaziosmanpaşa Adliyesinde iddialar ayyuka çıktı.

Şimdi ise; 20 trilyonluk arsalarda, içerik itibariyle sahte ve gerçeğe aykırı raporlar düzenleyen bilirkişiler, Harita ve Kadastro Mühendisi Mehmet K. ile İnşaat Mühendisi E.Hasan B. haklarında MALİYE HAZİNESİNE ve Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu kişilerce düzenlenen diğer dosyaların da geçmişe yönelik olarak müfettiş marifetiyle incelenmesini talep ettik.

" Belediyenin çaycısında, şoförün de bile sahte kâşeler var ! "
Gaziosmanpaşa Belediyesindeki yasadışı işlemler MEDYA' da haber olduğu gibi, sahte imza ve kaşe kullanılarak 253 adet bina projeleri, aynı şekilde iş merkezlerinde sahte uygulamalar, 114adet şaibeli Jeolojik Raporlardaki usulsüzlük ve sahtecilikler, çıkar ilişkileri yapılanmasıyla UCUBE bir sistemle İmar Yolsuzluklarındaki sahtecilikleri daha önceden, delilleriyle ve belgeleriyle KAMUOYUNDA PAYLAŞTIK. ( Haber kaynakları da sunulmuştur)
Oluş şekli ve seyrine göre; bu yolsuzlukların yine Belediye bünyesinden ya da başka kamu birimlerinden, işbirliği içinde gerçekleştiği yönünde bulgular söz konusudur.

Planlı İmar Yolsuzluğu 18 YIL süresince kademe kademe uygulandı !!!

TAMAMLAYICI SAHTECİLİK mi ?

İddia konusu sahte işlemler " Yeni Sahteciliklerle" mi tamamlanıyor ?

Gaziosmanpaşa 'dan ayrılarak kurulan Sultangazi İlçesi Belediye Başkanı Cahit Altunay ve ekibi ;

" Bizler 4 yıllık yeni belediyeyiz, KURUCU İŞLEM DEĞİL TAMAMLAYICI İŞLEM yapıyoruz " şeklinde yazılı cevaplar veriyorlar.

Ayrıca," BOĞAZIMIZDAN HARAM LOKMA GEÇMEDİ " diyerek basına açıklamalar yapan Cahit Altunay 'a soruyoruz :

Temeli zincirleme hile ve sahteciliğe dayanan işlemler, TAMAMLANIR MI ?

YOK HÜKMÜNDEKİ sahteciliğin ve hilenin; kurucusu, tamamlayıcısı mı olur ?

KURUCU sahtecilik mi ?

TAMAMLAYICI sahtecilik mi ?

YARIM KALAN sahte ve hileli işlemler Sultan gazi Belediyesinde hızla artarak devam ediyor.

Adeta yağmurdan kaçarken doluya mı tutulduk ?

Hızla tamamlamaya çalışıyorlar herhalde…. !

ALTUNAY, ISRARLA SUÇ İŞLİYOR !

3.500 m2 Arsa Kaybolur mu ?

36yıldır tapulu maliki olduğu arsaların, Adli ve İdari Yargı kararlarıyla sabit olmasına rağmen, 3.500 m2 'lik kısmı YÜRÜTÜLEN ARAZİ oluyor!!! Yapılan sahteciliklerle haksız imar yoğunluğu ve haksız imar alanı kazanılıp, VAR OLANI YOK, YOK OLANI VAR yaparak istedikleri kişilere hukuk dışı yerler kazandırılıyor.

Sadece Yürütülen değil, UÇAN ARSA mı var ?

Sultan gazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ve ekibine, iddialarımızı konu hile ve sahteciliğe dayanan olaylara ilişkin detaylı bilgi ve belgeleri tek tek sunmamıza rağmen, NEDENSE görmezden geliniyor. Bağımsız mahkemede, yapılan işlemlerin SUÇ teşkil ettiği ve 2005 yılından bugüne kadar devam ettiğine dair KARAR verilmiştir. ( Gaziosmanpaşa 4.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/58 D.İş ) Gaziosmanpaşa Belediyesinde başlayan hukuka aykırı işlemler, 2009 yılından itibaren de Sultan gazi Belediyesinde artarak devam etmektedir.

Kamuoyunu yanlış yönlendirmeye sebebiyet veren bir açıklama belediye basın bürosunca yayınlanmıştır.

"HER İDDİAMIZIN ARKASINDAYIZ !!! " hiçbir kimseye iftira atmıyoruz, tam aksine avukatları olarak bana ve müvekkillerime İFTİRA edilmektedir.

Tüm işlemlerin 2005 yılında tamamlanıp bitmiş gibi gösterilmesi de tamamen saptırmadır.

Yargı kararları olmasına rağmen bizim, müfteri ilan edilmemiz de kamuoyunu yanıltmak suretiyle KENDİNİ AKLAMAK amaçlıdır. Müvekkilim, başından itibaren hazırlanmış hile ve sahteciliğe dayalı bir SENARYO ile mağdur edilmek istenmektedir.Sahteciliğe dayalı işlemlerle müvekkilim " TUZAĞA DÜŞÜRÜLEN AV " misali kandırıldığı gibi şimdi de kamuoyu yanıltılmak istenmektedir.

Adli ve idari yargıda verilen karar gerekçeleri dahi tırpanlanıp, kendi işlerine gelen şekilde bildirimde bulunuyorlar aslında ;

Bizzat avukat olarak sahtecilikleri tespit ettikten sonra derhal MALİYE HAZİNESİ 'ne İHBAR 'da bulunup davalar açtık.Hazine Avukatları dosyalara el koydu

BAHSEDİLEN ARAZİ KİM VEYA KİMLERE MENFAAT SAĞLIYOR?

Mahkeme Kararları da Yok sayılıyor.Mahkemenin "suç var, yargılama yapılması gerekir" kararına rağmen, müvekkilin 20 TRİLYONLUK parselleri, hukuka aykırı, hile ve sahteciliklerle elinden alınmak istenmektedir. BİLİRKİŞİ - MAHKEME - AVUKAT- BELEDİYE odaklı ortaklaşa ve zincirleme kötü niyetle işbirliği halinde gerçekleştirilen " hile ve sahteciliğe " dayanan, iddialarımıza konu olayların tüm aşamaları onlarca somut delil, belge, bilgi, bulgu ve ciddi emareler ile ispatlı olup, bizde oluşan kanı budur.

Gerçekler inatçıdır. Adalet Cesaret ister.Bizler, sadece gerçeğin ve Adaletin peşindeyiz !

İddia konusu mide bulandırıcı "VİDALANMIŞ İŞLER " ayyuka çıkınca; sözünde durup bakalım kimler İSTİFA edecek ?

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur. 03.02.2014 Av.Ömer KİBAR

Hayatta küçümseme hiçbir kimseyi

NOKTA' da küçüktür ama BİTİRİR cümleyi

Not : Lütfen şayet içeriği bizim gibi onaylıyorsanız, bu metni tüm önemli sitelere ve ülkede düşüncesi ne olursa olsun NAMUSLU her insanın mailine ulaştırın

"HARAM LOKMA" meselesini de sizlerin takdirine sunuyorum….

http://www.dokuzeylulgazetesi.com/haber-3908-%E2%80%9Cbasbakan_%E2%80%9D_bu_yolsuzluklari_gormuyor_.html

http://dusunhaber.com/adliyede-bilirkisi-skandali.html

http://www.7-24haberci.com/ozel-haber/adliyede-bilirkisi-skandali-h6595.html

http://www.7-24haberci.com/ozel-haber/kiralik-adliyede-esrarengiz-olaylar-h5117.html

http://www.medyagunebakis.com/haber_detay.asp?id=5667&hadi=Yalansa%20Tekzip%20Et.%20De%F0ilse%20A%E7%FDkla.!.&menuno=43

http://www.ulusalportal.com/bilim-kultur/okurdan/9874-26100305.html

( Kaynak;16/03/2004 tarihli "Sahte mimarlar aranıyor" haberi için http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=109693)

(Kaynak; 21 Ocak 2006 tarihli "Belediye sahte imza kullandı" haberi için http://www.birgun.net/worker_index.php?news_code=1137812581&year=2006&month=01&day=21)

(Kaynak ; JEOLOJİK SAHTECİLİK http://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/2cd33e9c0236a8c_ek.pdf?dergi=HABER%20B%DCLTEN%DD )

18 Mart 2014 Salı

((slayt izle)) DP MERSİN AKDENİZ BELEDİYE BAŞKAN ADAYI AVUKAT BURAK CANLI DAN ŞOK PROJELER...

http://www.haberanaliz.net/news-dp%E2%80%99nin-ilginc-adayi--%C3%96lu-evine-aglayici-dugun-evine-oynayici-ekipler-sunacagiz-24109.html

DP’nin İlginç adayı: Ölü evine ağlayıcı düğün evine oynayıcı ekipler sunacağız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com

kaliteli slayt grubu

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruptan aboneliğinizi kaldırmak ve gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine bir e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

17 Mart 2014 Pazartesi

((slayt izle)) Fwd: Makale

(Cumhuriyet Gazetesi:17 Mart 2014)

Toplumsal Karamsarlık Aşılmalı…

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye'ye çöken karamsarlığı, aydınlıklara doğru çevirmek ulusun iradesindedir. Çünkü 'çivisi çıkmış' bir hâl ve gidişe çare bulmanın anahtarı yine halkın kendisidir. Eğer bu ülkenin insanları, %52.6 oranındaki bir çoğunlukla 'ülkelerinin kötüye gittiğini' teşhis ederek, saptamışlarsa işin demokratik gereğini de yapmalıdırlar.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertuğrul KAZANCI / Eğitimci-Hukukçu

"Cumhuriyet" gazetesinde yayımlanan bir kamuoyu yoklaması, Türkiye gerçeğini ayrıntılı bir şekilde sergilemektedir. Çıkarılan genel sonuca göre halkın çoğunluğu: "Türkiye kötüye gidiyor" kanısındadır. Siyasal iktidarın medyaya müdahale etmesini doğru bulmayanlar %68.4 düzeyindedir. Ortaya çıkan bir diğer gerçek de düşünce ve ifade özgürlüğünün bir önceki yıla kıyasla %48 oranında azaldığına inanılmasıdır.

Sade bir yurttaş için böylesine kötü veriler yansıtan bir ülkede yaşamak zordur. Halk, siyasal iktidar eliyle uygulanan "ceberut" yönetime tepki duymaktadır.1950'lerden bu tarafa, pek kısa koalisyon hükümetleri dışında tek sermayesi; din simsarlığı, bağnazlık ve safsata olan zincirleme bir politik tutum görülmekte ve sezilmektedir.

Toplumsal yaşamı bir karabasan misali ezen öğeler bellidir. Cumhuriyet ve devrim değerlerine saygısız, kapitalizme tutsak, maddesel hırsları öne alan yolsuzluk şebekeleri geçit resmindedirler. Siyasal arenayı bir kan davasına çeviren, temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan, laik ve demokratik hukuk devletini katledenler bellidir. Adil yargı ilkesini dışlayan, teokratik totaliterliğe hevesli çark dönmektedir. İşte halkımızın saptayıp, yakındığı gerçek budur.

Tedirginlik:

"Türkiye, kötüye gidiyor" diyen çoğunluğun kanısı, yakın tarihi ve yaşadığımız günleri bilinçle değerlendirmekten doğmaktadır. Halkımızın düşüncesi odur ki; bu ülke, bağımsızlık ve özgürlük uğruna kendisini ulusuna adayanların canı pahasına kurulmuştur. Yakılıp, yıkılmış yoksulluklara düşürülmüş bir halk "mazlum uluslar" adına emperyalizme karşıt başkaldırıyı gerçekleştirmiştir. "Yoktan yonga çıkararak" %9'luk bir kalkınma hızıyla ekonomik başarılara imza atmış, Osmanlı'nın borçlarını bile ödemiştir. O günlerde Nâzım Hikmet'in sözüyle: "Anadolu'da bahtiyar olmak için toprakta, havada, suda her şey vardı. Her şey hazırdı". İşte halktan yana olarak kurulan devrimci sistem, hazır olan tüm yaşamsal kaynakları toplum için seferber etmiştir.

Demokrasinin vazgeçilmezliğine dair aşamalar; 1925,1930 ve 1945'li yıllarda Atatürk ve İnönü'nün öncülükleriyle somutlaştırılmıştır. İlerici ve toplumcu tüm gelişmeler, hak ve özgürlüklerin gündeme gelmesinin yanı sıra ulusal birliğin doruğa çıkması devrimin özellikleridir. İç ve dış haince bağlantıların yarattığı kargaşalara karşı rejim, Cumhuriyet ve devrim ilkelerini kollayacak hukuksal önlemleri almaktan da geri kalmamıştır. Çünkü: "Her türlü melanetin" hangi kisve ve aldatıcı politikalardan geldiği akıldan çıkarılmamıştır.

Kurtuluş savaşı, İnönü'nün deyişiyle:"yarın ne yapacağı bilinmeyen eşkıya" için kazanılmamıştır. 9 Eylül 1922 günü İzmir'e giren silahlı güç, zaman içinde hangi saldırgan paktların emrine gireceğini de herhalde tasavvur etmemiştir. Çünkü "istiklâl-i tam" ilkesinden asla şaşmayacak bir yurtsever anlayış vardır. "Küçük Amerika" olma uğruna Türkiye'nin onurlu varlığını heder edenlere karşı Nâzım Hikmet'in seslenişi daha kulaklarda çınlamamıştı:"Hiçbir korkuya benzemez,halkını satanların korkusu !.."

Cumhuriyet, kamu iktisadi kuruluşlarını ekonomik anıtlar olarak dikerken, yıllar sonra bunların haramilere peşkeş çekileceğini bilememiştir."Son Sosyalist devleti yıktık" naraları atarak Anayasa'da özelleştirmeye yol açan çokuluslu şirketlerin adamları, %15 oranındaki kamu mallarını talancılara ihale etmişlerdir.

1923-1950 yılları arasında faili meçhul siyasal cinayetler, hırsızlık şaibeleri, devletin katillerle işbirliği yaptığı dönemler var mıdır? Yozlaşma, dikta, polis devleti, hukukun üstünlüğünü dışlama olmuş mudur? Ama şimdi bunların tamamı söz konusudur. İşte yurttaşlarımız, bunlardan tedirgindir.

Halkımız; kamu vicdanını asla rahatlatmayan; "dublaj ve montaj" gibi savunmalarla yönetilen bir devletin ciddiyetinden, şeffaflığından ve dürüstlüğünden kuşku duymaktadır. Yine halkımız, yaşadığı her günün bir öncekine göre daha keyifli, dengeli ve güvenceli olmasını istemektedir.Karmakarışık bir kamu düzensizliği içinde çırpınmaktan bunalmıştır.

Sonuç:

Türkiye Cumhuriyetinin saygın halkı, hak etmediği; siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel bulanıklığı anlaşıldığı kadarıyla çekmeyecektir. Doğası buna elvermemektedir. Önümüzdeki süreç, aklı başında bir çoğunluk eliyle; ilerici ve özgürlükçü demokratik gelişmelere tanık olacaktır.Çünkü karamsarlığın toplumsal bir ivmeyle aşılacağına inanmak için artık çok güçlü nedenler bulunmaktadır.

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr