9 Aralık 2010 Perşembe

((slayt izle)) Olmak ya da Olmamak / Mehmet Bedri Gültekin: Osmanlı rüyası kimin rüyası?



                   9 Aralık 2010

 

 

Olmak ya da Olmamak

                                   Mehmet Bedri Gültekin

 

Osmanlı rüyası kimin rüyası?

 

 

           Wikileaks sitesi tarafından sızdırılan Amerika’nın diplomatları arasındaki “samimi” yazışmalarda; (“samimi” ifadesi Amerikan Dışişlerine ait) Ahmet Davutoğlu hakkında, “paranoyak”, “deli” vb. ifadeler kullanılıyor.  

Ama aynı Amerika’nın derin devletinin yayın organlarından Foreign Policy ise Davutoğlu’nu “Dünyanın yaşayan 100 büyük düşünürü” arasında gösterdi ve geçenlerde çağırıp ödül verdi.

            Bütün sömürücüler ve zalimler ikiyüzlüdür. Sırtını sıvazlayıp yüzüne karşı övgüler düzdüklerinin arkasından en büyük hakaretleri yapmaları onların doğalarının gereğidir.

            Foreign Policy’nin “100 büyük düşünür” tiyatrosunu bir yana bırakalım. Amerika’nın gerçek düşüncesi Wikileaks belgelerinde ifade ediliyor.

            Ama Wikileaks belgelerini okumak için, asgari düzeyde de olsa “birikim” gerekiyor. Ortalığa saçılan bütün bu gerçeklerin ardından bile Davutoğlu,  üstelik Washington’dan; bir yandan “Paranoyak”, “deli” olarak adlandırılmasına, diğer yandan da sırtının sıvazlanmasına neden olan görüşlerini büyük bir pişkinlikle tekrarlamış.

Davutoğlu, bu ülkeye yaptığı ziyaret sırasında Washington Post gazetesinden Jackson Diehl’e Türkiye’nin önderliğinde “Osmanlı Milletler Topluluğunu” oluşturmaktan bahsediyor.

 

AMERİKAN PROJESİ

Öncelikle ve açıklıkla şu gerçeğin altını çizmek gerekir: Davutoğlu’nun zaman zaman sözünü ettiği Osmanlı Milletler Topluluğu projesi, Amerika’nın dünya hâkimiyetine ilişkin büyük projesinin bir parçası olarak ve bu ülke adına dillendirilen bir görüştür.

AKP’nin en büyük iktidar ortağı Fethullah Gülen bu gerçeği; “Amerika, önümüzdeki 40 yıl boyunca dünyanın en büyük gücü olarak kalmaya devam edecek. Akıllı bir Müslüman’ın yapması gereken, bu 40 yıl boyunca Amerika ile birlikte hareket etmektir” diye ifade etmişti. (Nevval Sevindi ile röportaj, 2004)

Ahmet Davutoğlu’nun da benzer görüşleri biliniyor. Davutoğlu, 20 Mart 2009 günü, gene Washington’da yaptığı açıklamada; “Türkiye küresel yeni düzene, çevresinde bölgesel alt düzenleri yeniden kurarak katkıda bulunacaktır” diyordu.

Gerek Fethullah Gülen, gerekse Ahmet Davutoğlu aynı görüşü dillendiriyorlar. “Amerika ile birlikte hareket edelim, Amerikan projeleri içinde yer alalım.”

Tayyip Erdoğan da bilindiği üzere bu gerçeği “Ben Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi içinde eşbaşkanlık görevi üstlendim” diyerek ifade etmişti.

Kısacası Davutoğlu’nun Osmanlı Milletler Topluluğu, Amerika’nın “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”dir.

 

EFENDİ YIKILINCA…

AKP, iktidarını Amerika’ya borçludur. Herkesin bildiği bu gerçeği yeni baştan anlatmaya gerek yok.

Onun için AKP, içerde ve dışarıda attığı bütün önemli adımları ABD ile uyumlu olarak atmak zorundadır. Tayyip Erdoğan’ın Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak’la kurmak istediği yakın ilişkiler de, bu çerçevede anlam kazanmaktadır.

Bu büyük gerçeği unutmamakla birlikte özelikle son zamanlarda AKP cephesinden yüksek perdeden duyulmaya başlanan “Bölgesel güç” ve hatta zaman zaman kendilerini tutamayarak sarf ettikleri “küresel güç olmak” sözlerini nasıl değerlendirmek gerekiyor?

Dünyanın en büyük hegemonik gücü olarak ABD, büyük bir hızla baş aşağı gidiyor. En büyük ekonomi koltuğunu terk etmesine sayılı yıllar kaldı.

O muhteşem askeri gücü ise Afganistan’da yerlerde sürünüyor.

Fethullah Gülen’in 2004 yılında sarf ettiği “önümüzdeki 40 yıl boyunca Amerika dünyanın en büyük gücü olarak kalacak” sözünü; aradan 6 yıl geçtikten sonra artık dillendiren hiç kimse kalmamıştır.

Bu koşullarda bugüne kadar ABD ile birlikte hareket etmiş olan güçlerin deyim yerindeyse “başlarının çaresine bakması” doğaldır.

Başka bir deyişle “batan gemiyi önce fareler terk eder.”

Gerçi Türkiye ve AKP iktidarı açısından günümüzün gelişmelerinin tam da böyle olduğunu söylemek için vakit henüz erkendir.

AKP iktidarını hala Amerika’ya borçludur. İktidarını sürdürebilmesi de Atlantik ötesinden gelen desteğe bağlıdır.

Ama bununla birlikte, ABD’nin çöküşünün derinleşmesi en sadık işbirlikçilerin kendi başına hareket etmek olarak nitelendirilebilecek davranışlar içine girmesine yol alabilir.

 

DAVUTOĞLU’NUN HAYALİ

Ama bir de AKP’den bağımsız olarak Türkiye’nin nesnel çıkarları ve yönelimi vardır. Türkiye, batmakta olan Amerika ve Batı dünyası ile birlikte batmak ya da yükselmekte olan Asya ile ilişkilerini sıkılaştırarak kendini kurtarmak seçenekleri ile karşı karşıyadır.

ABD ve AKP’nin bütün çabalarına rağmen Türkiye’nin Batı Asya başta olmak üzere Asya ile ilişkileri gelişmektedir ve gelişmeye devam edecektir.

Amerika önleyemediği bu gelişmenin kendi kontrolü altında olmasını doğal olarak ister.

İşte AKP’nin “Yeni Osmanlı” rüyalarını bu istek çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Davutoğlu’nun deyişiyle kendilerine “küresel yeni düzenin alt bölgesel birliklerini oluşturmak” görevi verilmiştir.

Olmayacak bir şey ama en azından Davutoğlu’nun hayalleri içinde bulunan Osmanlı Milletler Topluluğu, bu “Küresel yeni düzenin alt bölgesel birliği”nin adıdır.

                                                                                              mbgultekin@ip.org.tr


--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin