1 Mart 2010 Pazartesi

((slayt izle)) Kitap Yazmayı Düşünmüyor Değilim yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

KİTAP YAZMAYI DÜŞÜNMÜYOR DEĞİLİM yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

Geçenler de Mersin’de yeni açılmış bir kitapçının misafiri oldum. Gördüm ki yazan yazana. Her birey bir kitap yazmış. Yazsınlar. Sevindim. Öncesinde de bu konuya ilişkin yazılar okumamış değildim. Yazarların, okuyanların sayısı artsın.

 

Aslında öncesinde de ben bir kitap çalışmasında bulunmuştum. Yazdım ama yazdığımı okuyacak zaman bulamadım. Nerden bakılsa beş bin sayfa. Ciltler halinde basılması gerekmekte. Bunu düzenlemek için şimdi başlasam altı yedi ay gibi bir zaman dilimini bulur. İyisi mi o kalsın da ben şöyle hafif bir şeyler yazayım diyorum. O kitabı düzenlemek pek bir işime gelmiyor. Yoğunlaşmam gerek. O zamana kadar atı alan Üsküdar’ı geçer. İyisi mi ben kolay yoldan basit dilli, anlaşılır, mizahı içinde barındıran ve basılma konusunda zorluk çekmeyeceğim bir edebiyat eseri olmayacak kitap yazayım.

 

Zaten böylesi satılır. Böylesi alınır. Rağbet görür. Diğer türlüsünün alıcısı da okuyucusu da zor bulunur. Aşılacak. Bu yollardan geçilecek. Yazanların okuyanların sayısı arttıkça kitaba verilen değer sadece okul sıralarında kalmayacak.

 

Kitapçıda ki bazı kitapları inceleme fırsatı buldum. İthal edilmiş kitaplar bulunmakta. Bu söz konusu kitaplar bugün başlasam yazmaya yarın bitirebileceğim kadar rahat tarzdalar. Diyorum ki bunlar ithal. Dışarıdan getirilip çevrilmiş ve basıma dağıtılmış. Bu halde daha yararlı daha usturuplu kitap getirtilebilirdi. Bu halde de pazarlama da zorluklarla karşılanacaktı. Hiç kuşkusuz ki kitap kitaptır. Buna karşın kitaplarında bir takım şartları bulunmalıdır. Neyse okuyalım da. Alalım da. Gerisine şimdilik bir çizik çizelim.

 

Toplumumuz neleri bilmemektedir. Şaşarsınız. O kadar çok değerli ve her bir kimse tarafından bilinmesi gereken bilgiler bilinmemektedir. Bunların bugüne kadar aşılmış olması gerekmez miydi? Belki gerekirdi belki de gerekmezdi. İstenilse yapılabilirdi. Veyahut yapılamazdı. Tüm bunları bir kenara bırakıp toplumumuzu yakından ilgilendiren bilgilerle donatmak için elbirliği içerisinde hareket etmemiz gerekmektedir. Elbirliği ile yapılacak bilgi paylaşımına her bireyin gönüllü iştirakinin yanında sivil toplum kuruluşları ile atanmış ve seçilmişlere de büyük görevler düşmektedir.

 

İlmi bilimi yakalayabilmenin yolu toplumsal bilgi düzeyinin yukarı düzeylere çekilebilmesinde bulunmaktadır. İsteyerek bunu başarabilmemiz mümkündür. İstemek gerçekten istemek! Bu yolda bu uğurda bir şeylerden vazgeçebilmek! Toplumsal gelişmeyi sadece fabrikalarla, okullarla, sanayiyle yakalamamız mümkün değildir. Bunların yanında kendimizden bir şeyleri de toplum adına toplumun talebi olmadan kimse bunu bizden istemeden yapmamız gerekmektedir.

 

Tüm bunların dışında bilgilendirme çabalarının sadece konferanslar yoluyla da yapılması yetersizidir. Kuruluşlar ve gönüllü bireyler bunun için kahvelere, köylere, kasabalara, gençlerin gittiği yerlere inmelidir. Oralarda anlatmalıdırlar. Orada paylaşmalıdırlar. Burada ki toplulukların konferanslara gelmesi beklemek hata olacaktır. Basın kuruluşları da büyük adamların yanlarından ayrılıp bu tip yerlere gitmeli ve halkın nabzını tutmalıdır. Halktan kopuk ve onların ihtiyaçlarına cevap vermeyen basın kuruluşu kâğıt üzerinde kalacak ve halkın desteğini diğer Sivil toplum Kuruluşları gibi alamayacaktır.

 

                                                                      MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin