CALINMIŞ BİR HAYAT YAŞAMAK yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI
Geçenler de hatırlayamadığım bir lise arkadaşımla karşılaştım. Kendisi bana beni lise yıllarında aklında kalanlarla anlattı. Benim hakkımda anlattıkları doğru değildi demeyi çok isterdim.
Zor yıllardı. Ezgin ve bezgin yıllar. İlkokul da okurken pek bir iyi bir öğrenci olabilmeyi başaramamıştım. Matematik konusunda biraz tecrübeliydim. Ama hepsi o kadar. Üzerim de emeği olanları inkâr etmem mümkün değil. Ama anasız ve babasız geçen yılların hesabının da benden sorulması vicdansızlık olacaktır.
Kavgacıydım. Sinirli bir yapı! Öğretmen bana sordu; Baban ne iş yapar? Ne baba ne ana bildim. Yola devam. Yarı aç yarı tok geçen yıllar da bitlenmek benim en yakın arkadaşım oluvermişti. Yola devam.
Kötü alışkanlıklar içerisin de evveliyatını dahi bilmediğim kişilerle dostluklar kurmuştum. Velhasıl anlatmaya dahi değer teşkil etmeyen olaylar. Bir oradan bir buraya savrulan hayatlar. Belki de sırf bu yüzden Ezilenler, Suç ve Ceza, Uçurumdakiler, Tutunamayanlar, Sefiller gibi kitap başlığı olarak hatırladığım kelimeler bana hep daha cazip görülmüştür.
Geçmişi pek parlak birisi olabilmeyi başarabilmiş değilim. Lise yıllarından sonra şans biraz bana güler gibi gözüktü. Ve belki de güldü de. Sonrasında Yüce Kudret “Yürü dedi” ve ben kendimce koşmaya başladım. Derken Üniversite bitti. Aynı Kudret Yalnız, tek başına “Yol al” dedi. Aynen de öyle yaptım.
Şimdiler de dıştan bakıldığında durumum süper. Sormayın ah dostlar sormayın gitsin. İçi beni dışı sizleri yakar. Ama gene de dıştan bakıldığında süper. Hele bir de yıllar öncesinden hesaba oturacak olursanız. O vakit Süpermen dahi benim yanımda bebek gibi kalır.
Şimdiler de çalışıyorum. Melankoli yaşamamak tek düşüm. Birde Siyasete bulaşmamış olsaydım. Siyasetçi olabilmem mümkün değil. İçimde kin ve nefret duygularını taşımamaktayım. Her bir şeye karşı yakınım bir o kadar da uzak. Kendimden olmayanı bile kabullenmişim. Olanı tartıyor biçiyorum.
Zaman geçiyor veya aralıklı da olsa geçmek bilmiyor. Ben hangi benim haberim bile yok. Eski ben, ben miydim? bilmiyorum. Her suçun cezası var mıdır? Anlamıyorum. Kanun Devleti beni rahatsız ediyor. Mesleklere, seçilmiş bulunulan işe göre, maneviyatının uygun olmayan kişilerin atanması gibi bir şeydir kanun devleti. Acımasızdır. Kesindir. Biliyorum ve anlamaktayım ki kanun devletin de ya da vicdanlar da yer bulmayan hareketlere cezalar kesilecek olsa hiç kimse şu anda oturduğu yerde oturamaz. Hop oturup hop kalkan bir medeniyeti kimse istemez.
Şimdiler de düşünmekteyim. Yok, yere kanı akıtılan düşünürleri. Güçlünün yanında olmayan ilericileri! Haksızlığa uğrayan halkın içerisinde var olmuş isimsiz kahramanları. Yüreğinde yer alan sevgiyi yaşadığı olumsuzluklarla öfkeye dönüştüren bizleri. Ve gerçekte Kader Kurbanı olan insanları! Olmayabilirdiler. Başarılabilirdi. Toplumun gereksizlikleri yüzünden gereksiz yerlere sürüldüler. Şans verilebilirdi. Verilmedi. Sorulmadı halleri. Kişinin hapsolması demek demir parmaklık içerisine atılması demek değildir.
MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI
--Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin