31 Mayıs 2014 Cumartesi

((slayt izle)) Fwd: EYY KANDİL




Rifat Serdaroglu <rifatserdaroglu@gmail.com>
31 Mayıs 2014 06:27


Saygılarımla

EYY KANDİL

Sizinle kavlimiz böyle miydi Kandil'deki kan kardeşlerim? Oslo'da-İmralı'da-Kandil'de, fidanıma verdiğiniz sözlere ne oldu?
Niçin beni zora sokup, müşterek hedefimize giden yola taş koyuyorsunuz?

Türk Askerini, "Askeri Vesayeti" kaldırıyoruz diye kışlaya tıkan ben değil miyim?
Bölgede "PKK Vesayetini" kurmanıza ben göz yummadım mı?
Türk Ordusunun komuta heyetinin yarısını, terörle mücadelede uzmanlaşmış kadroların tamamını zindana atan kim?
Türk Polisine, karakoldan dışarı çıkmayın, Kürtçü kardeşlerim sizi görünce sinir oluyor, diyen ben değil miyim? Özel Harekât Polislerini bölgeden çeken kim?
Resmi Dairelere bile Türk Bayrağını astırmayan kim, ha kim?

Diyarbakır Belediyesinde kurduğunuz "Güvenlik Şirketine" PKK militanlarını doldurdunuz. Tüm PKK' lı Belediyelerin güvenlik işlerini bu şirkete verdiniz. Binlerce silahlı resmi gücünüz oldu, ses mi çıkardık, yapmayın mı dedik?
Kendi Asayiş gücünüzü kurdunuz, bir şey mi söyledik?
Vergi adı altında resmen haraç topluyorsunuz, sizden Vakfa pay mı istedik?
Kendi mahkemelerinizi kurup, yargılama yapıyorsunuz. Engel mi olduk?

Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını 4 metrekare hücreye tıkmadım mı?
Sizin önderinizi villa gibi evde, özel aşçısı-maç izlenebilen son model tv si olan yerde el üstünde tutan ben değil miyim?
Kimden yana olduğumu görmüyor musunuz? Hala anlamadınız mı?

Zaten Kürtçeyi, eğitim dili yaptınız. Bölgede Türkçe konuşmayı yasakladınız. Kürdoloji Enstitülerini ben kurmadım mı? Gençler buraları tercih etmiyorsa suçlu ben miyim?

Sizin yaptığınızın binde birini, batıda yapan olursa anında cop-biber gazı yer.
Devam ederse, gözaltını tadar. Bu arada ölen, gözleri çıkan, yaralanan binlerce insan olur. Bak, bugün Gezi'de eylem yapacaklarmış! Anında 25 bin polis,
50 Toma, on binlerce plastik mermi hazır. Kafasını kaldıranın kafasını ezeceğiz.
Amerika, Irak'ı 20 bin askerle işgal etti, ben bir parka 25 bin polis gönderiyorum.
Siz, PKK bayrakları, Sayın Öcalan'ın posterleriyle yolları kesip araçları yakıyorsunuz. Bununla da yetinmeyip insan kaçırıyorsunuz. Daha dün şahsımın
özel paşasının Başçavuşunu kaçırmışsınız. Dua edin ki böyle pamuk gibi paşamız var. Peki, biz bu yaptıklarınıza karşı ne yaptık? Hiiiç!
Üzerinize bir tane polis-asker gönderdik mi?

Yahu kardeşlerim,
Türkiye'yi yolgeçen hanına çevirdiniz. Uyuşturucu ticaretini hiç bu kadar rahat yapabildiniz mi?
Türkiye'nin milyarlarca dolar kaybına sebep olan sigara kaçakçılığını haminiz Barzani'ye veren kim? Güneydoğu'da kaçak sigara 1 liradan satılıyor, batıda
aynı sigara 10 lira değil mi?
Elektrik parası ödemiyorsunuz, sizin kullandığınız elektriğin parasını Türk Milleti
ses çıkarmadan ödüyor. Üstelik Kuzey Irak'a elektriği Türk Milletine verdiğimin üçte biri fiyatına vermiyor muyum?
Bölgedeki petrolden, yeraltı-yerüstü madenlerinden pay istediniz.
Karşı çıktım mı?

Yurtdışına çıkacağız dediniz, avluya bile çıkmadınız. Tamam, çıkıyorlar artık analar ağlamayacak diye Türk Milletini uyutan ben değil miyim?
Her tarafı silah deposu haline getirdiniz, otobüslere Molotof attınız, insanları diri-diri yaktınız. Bir taneniz yakalanıp, adalete teslim edildi mi?

Dağa çıkaracak adam kalmayınca 13-15 yaşında çocukları kaçırmaya başladınız. Kaçırılan çocukların anneleri bağırmaya başlayınca, laf olsun diye birkaç söz söylemekten başka ne yaptım?
Benim çocuklarıma dokunmayın da, gerisini ne yaparsanız yapın. Biz boşuna mı
3 çocuk diyoruz? Biz de çocuk bol, öyle kaçırmakla tüketemezsiniz.
Değerli kan kardeşlerim;
Devletin yolunu 6 gündür kapattınız. Ayıptır yahu, savaş zamanı bile bu yollar bir gün bile kapanmadı? Size "Açın şu yolu" dedik mi?

Bunların hepsi tamam da, şu son yaptığınıza ne diyelim?
Hizbullah'ın en has adamını kaçırdınız. Bunu yapmayacaktınız kardeşlerim.
Onu derhal bırakın. Hizbullah'ı bundan böyle ben bile tutamam. Geçmişte binlerce militanınızı, Rus Malı Takarof tabancayla kafalarından tek kurşunla infaz eden Hizbullah'ı kızdırmak akıl işi mi kardeşlerim?

Şunun şurasında az bir zaman kaldı. Ağustos ayında siz oy vereceksiniz, ben de Çankaya'ya çıkacağım. Ondan sonrası, Şam' da kayısı, yesin dağ ayısı!
Siz önce özerkliğinizi sonra kendi devletinizi kurarsınız, ben de İslam Devletinin yeni Halifesi olurum.a
Bir de, hem şahsıma hem de Sayın Öcalan'a "İnsan Hakları ve Barışa katkı" Nobel Ödülünü ayarladık mı, gerisi çok kolay.

Anladınız mı kardeşlerim;
Bana yardımcı olun. Zaten başımda paralel bir bela var, siz bari kenarda durun yahu…
Mektubumu, canım ciğerim fidanım ile elden gönderiyorum. İyice okuyup ezberleyin. Kestane kebap, acele cevap.
Hadi Allah yar ve yardımcınız olsun…

Not; Kandil'den gelen cevabı da haftaya yazarız.
Aziz, Necip Türk Milleti ve değerli muhalefet liderleri;
Sizler uyumaya ve düşünmemeye devam edin iyi mi? Yakında "Din Polisleri"
ellerinde sopalarla, sizleri nasılsa uyandıracaklar…

Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mayıs 2014
Rifat Serdaroğlu



--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

25 Mayıs 2014 Pazar

((slayt izle)) Fwd: Selam alyküm


 Osman türkoğuz <osmanturkoguz@gmail.com>
: 25 Mayıs 2014 17:04
: Selam alyküm



DÜNYAMIZDA BİZDEN BAŞKA YABANCI KELİME HAYRANI BİR ULUS DAHA YOKTUR.BİR DİLE YABANCI BİR KELİME GİRDİMİYDİ ,SONUMUZ SÜMERLER GİBİ OLUR.KAYA KOVUĞUNA GİREN SU,BUZ OLURDA O KAYAYI PATLATIR.OSTÜZÜ.PROFESÖR DR.MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ,SÜMERLİ LÜDİNGİRRA'NIN AN​ILARI​,OKUMADIYSANIZ BU KONUDA SUSMALISINIZ GARİ.
 
T.C. TÜRKER BAYKAL <turkerbaykal@hotmail.com>
25 Ma
yıs 2014 14:10
 Selam alyküm





İBRANİCE OLDUĞUNU DUYMUŞTUM AMA ARAPÇA ZANNEDİYOPRDUM.MEĞER NE FARKLI GÖRÜŞLER VARMIŞ. MESELA ARAPLARIN İSLAMDAN EVVELDEDE BU DEYİMİ KULLANDIKLARI DİKKATA DEĞER BİR OLAY.



'selamın aleyküm'ün islamla ilgisi yok.

Selamun aleyküm'ün aslı ibranice "şalom aleküm"dür ve yahudiler tarafından en az 2500 yıldır kullanılır.

Herhangi bir yahudi internet sitesine girip bakarsanız herkesin bunu kullandığını görürsünüz. İslam ile herhangi bir ilgisi yoktur; araplar semitik akrabaları yahudilerden aldıkları selamun aleyküm'ü müslümanlık var olmadan önce de telâffuz ediyorlardı.

Selamın aleyküm Türkçesi 'selam üzerine olsun'dur. Yani dini bir içerikte taşımamaktadır.
Bay, çüz, hay, bilmemne benim gözümde neyse, selamun aleyküm de odur.
Sonuçta hepsi de Türkçe olmayan, dışarıdan gelme kelimeler.
Kimsenin dinî inancıyla uğraşmıyoruz, sadece bir yanlışı düzeltmeye çalışıyoruz.
İslam birliği taraftarlarının mesele haline getirdikleri konulardan biri de selamlaşma işidir.
Bunlar 'günaydın'ı kabul etmiyorlar. 'Selamünaleyküm' diyorlar ve bunun Müslümanlar arasında manevi bir bağ olduğunu ileri sürüyorlar.

Müslümanlar arasında manevi bağ selamlaşma ile olacaksa bütün Müslümanların Türkçe selamı kabullenmeleri mantık ve ahlak icabıdır. Çünkü islamiyeti koruyan, yaşatan ve yüceltenler en çok Türkler olmuştur.

Ülkemde bazı Türklerin arapça ''selamın aleyküm'' diyerek, veya farsça-kürtçe ''merhaba'' diyerek selamlaşmalarına üzülüyorum.

Türk ülkesinde Türkçe 'den taviz verilmemelidir.
Ümmetçi kişiler ''selamın aleyküm'' demenin islami bir zorunluluk olduğunu savunurlar. Oysa ''selamın aleyküm'' sözü ibraniceden arapçaya geçmiş ve araplaşmış bir selamlaşma şeklidir.

İslam öncesinde araplar yine ''selamın aleyküm'' diyerek konuşmaya başlardı. Bu kelimenin aslı ibranice ''salom aleküm'' idi.
İbraniceden arapçaya, oradan da Türkçeye geçen bu tamlamayı kullanmamalı; yerine ''esenlikler'' dilemeli, ''günaydın'' ''iyi günler'' ''iyi akşamlar'' demeliyiz.
''merhaba'' ise farsçadır. Farsiler ve kürtlerin öz selamıdır.. Bu kelimeyi de kullanmaktan vazgeçmeliyiz.
d






--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

22 Mayıs 2014 Perşembe

((slayt izle)) Fwd: İSRAİL DÖLÜ denen MUSEVİ vatandaşlarından birinin BAŞBAKANA YANITI



 Tuncay Erciyes <tuncayerciyes@gmail.com>
22 Mayıs 2014 18:32

 İSRAİL DÖLÜ denen MUSEVİ vatandaşlarından birinin BAŞBAKANA YANITI
 


İSRAİL DÖLÜ denen TC vatandaşlarından birinin BAŞBAKANA YANITI   

Sayın BAŞBAKAN :
Ben TC vatandaşı yahudi dölü SEMİ LİCHY olarak yaptığın iğrenç İsrail dölü açıklamandan sonra tokat gibi yiyeceğin açıklamaları yapayım.!!.

1- Türkiye'deki tüm ibadethanelerimiz yani SİNAGOG'LARIMIZDA yarın Soma'da ölen tüm vatandaşlarımız için DUA EDİLECEKTİR.

2-Türkiye'de yaşıyan 17.000'cik yahudi vatandaşları Soma'ya yardım için YARDIM KAMPANYASI BAŞLATMIŞ Vakıfbank ile anlaşmış ve hesap açtırmıştır. Gönüllüler ise bu hesaba yardımlarını yapabilecektir..

3- İstanbul'da olan Musevi Lisesi öğrencileri hep beraber toplanıp bugün işçi bereleri ile tüm hayatını kaybeden vatandaşlarımız için SAYGI DURUŞUNDA BULUNMUŞLARDIR

4- Beğenmediğiniz İsrail  Döllerinden oluşan Macabi Tel-aviv basket takımı bugün oynadığı maçtan evvel soma için 1 DAKİKALIK SAYGI DURUŞUNDA BULUNMUŞTUR..

Bizlerin ellerinden gelen budur ve dahası da gelecektir.. PEKİ SEN NE YAPTIN? RABİA İÇİN AĞLADIN,

SOMA'YA GÖZYAŞI BİLE DÖKMEDİN.

 SOMALİ İÇİN 200 MİLYON TL TOPLADIN, SOMA'DAKİ  İŞÇİLERİN KADERİ BUDUR dedin.

SEN VATANDAŞA VURDUN, yalaka danışmanın vatandaşlarımızı TEKMELEDİ ve utanmadan "ben darp gördüm" diye senin doktorundan 1 haftalık rapor aldı.. Ve kinin,öfken,nefretin yetmedi, doymadın, GİTTİN İSRAİL DÖLÜ DEDİN KENDİ TC VATANDAŞINA, bizleri düşünmeden.. Olmadı Sayın Başbakan hiç olmadı, bu sefer gerçekten ağır oldu...BİR DE KENDİ DÖLÜNÜ ARAŞTIRSAN. ??   

 

Semi Lichy

https://www.facebook.com/semi.lichy




--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

20 Mayıs 2014 Salı

((slayt izle)) Fwd: Makale




Cumhuriyet:20 Mayıs 2014

19 Mayıs ve İnkârlar Dizisi…

Cumhuriyet ve devrime yönelik kasıtlı eleştiriler, bir özgürlük sahteciliğidir. 'Mütareke' döneminin 'Hürriyet ve İtilâf' zihniyeti, sanki yaşamsal yazgımız olmuştur. Ayırımcı, feodal, neoliberal ve teokratik eğilimlere göre; '19 Mayıs 1919'da temeli atılan Cumhuriyet ve devrim binası, yıkılmaya yüz tutmuştur'. Ama yanılmaktadırlar. Çünkü bunca 'şakîliğe' karşın Atatürkçü düşünce, değerbilmez inkârcıların üstesinden gelecektir.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertuğrul KAZANCI / Eğitimci-Hukukçu

19 Mayıs 1919 tarihi bu ülke ve halkın onur günüdür. Emperyalist boyundurukta ezilen dünyanın da insanlık hukukunun kazanımına yönelik ilk adımıdır.  Ulusal eksenli antiemperyalist bir isyan, artık Anadolu'nun devrimci geleceğidir. Bu isyan bir yönüyle de halkın egemenlik iradesine yüzyıllarca el koymuş 'saltanat-hilafet' rejimini alaşağı etme hareketidir.

Devrimci ideoloji, toplumun ilerici kıstaslardaki dirlik ve esenliğini öngörür. Ülke toprakları üzerinde tasa ve kıvançta beraberlikle tarihsel derinlikten gelen ideal ve kültür birliği, ulusal bilinci oluşturur.19 Mayıs 1919 işte böylesine bir bilincin temelidir. Ama giderek yoğunlaşan olumsuz hız ve çabalarla 19 Mayıs olgusunun getirdikleri, kimilerince reddedilmektedir.

İnkârcılık:

Bir anekdotu tekrar etmemizde yarar vardır: İzmir'in kurtuluşundan sonra Atatürk ve Halide Edip arasında bir konuşma geçer. "Zafer kazanıldı. Artık bir kenara çekilir, dinlenirsiniz" diyen Adıvar'a verilen yanıt şudur: "Hayır. Bundan sonra birbirimizle didişeceğiz !..". Halide Edip, sadece meraklı bir yazar mı yoksa bir niyet yoklayıcısı mıdır? Aslında tek amaç Atatürk'ün gelecekteki işlevini öğrenmektir. Askeri başarılardan sonra kurulacak devletin niteliği ne olacaktır? Bir halk devleti mi inşa edilecek veya saltanatın sürdürülmesi mi söz konusu edilecektir?

Halide Edip yani Sultanahmet mitinginin o parlak yıldızı, yaşamsal çelişkilerle doludur. Söylevinden sonra Amerikan mandacısı ama ulusal mücadelede cephede onbaşıdır. Ardından da Türkiye'yi terk ederek Britanya sömürgelerinde öğretim üyesi olacaktır. Devrimle uyuşamayan "Türk'ün ateşle imtihanı" yazarı, İngilizlerle uyuşabilmiştir.1950'de de DP milletvekilidir.

Lozan'dan dönen İnönü'yü karşılamamak için Başbakanlıktan bile istifa eden Rauf Orbay'la fikir arkadaşları; Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Adnan Adıvar 'Terakkiperver Cumhuriyet' Partisinde kümeleşmişlerdir. Bu isimler ulusal mücadelenin askeri safhasında önemli uğraşlar verirlerken, ilerisinde niçin başka yerlerdedir? Çünkü Cumhuriyet ve devrim düşüncesine yabancı ama hanedanlık ve hilafete yakındırlar. Atatürk, 'Nutuk' ta şöyle der: "Bu parti, kendine ad olan 'terakki' ve 'Cumhuriyet' sözcüklerinin tam tersi anlamlarla gelişmiştir. Program hain kafaların işidir. Memlekette suikastçıların, gericilerin sığındığı ümitlerin dayanağı oldu".

Sonrası:

19 Mayıs 1919 çıkışının içerik, anlam ve yönünü sindiremeyenleri, düpedüz inkârcı bir kadro izler. Bu süreç,14 Mayıs 1950 günü kıyasıya başlatılır ve günümüze doğru yoğunlaştırılır. Tam bir "yalan rüzgârı" kıvamıyla siyasal, tarihsel ve gerçek dışı ahlaksızlıklara dönüşür.

Atatürk'ün Başbakanlığını yapmış Bayar'ın 1950'ler sonrası tavrı, Atatürk-İnönü dönemlerini hedefleyen:"27 yıl bu ülkede çivi bile çakılmadı" noktasıdır. Bayar, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ecnebi elinden alan, demiryolları döşeyen, kağıt, çay, ağır sanayi, deri, tuz, tekstil başta olmak üzere KİT'leri kuran başarıyı yok saymaktadır. İktisat Bakanı olarak yer aldığı işleri de inkâr etmektedir. İnönü'ye "Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan" sanının verildiği 26 Aralık 1938 tarihli CHP Kurultayını toplantıya çağıran Başbakan Bayar'dır. Önergeyi okuyan divan üyesi de Menderes'tir. Gün gelecek DP'nin üst politikalarını çizen bu isimler, devrim safhaları için:" Sadece halka mal olmuşları saklı tutacağız" veya "İsterseniz Hilafeti bile geri getirilebilirsiniz" ya da: "Kapitalizm, iktisaden geri kalmış bir ülkeyi kalkındıracak en iyi sistemdir" sözleriyle, geçmişi inkâr edeceklerdir.

16 Kasım1938 tarihli 'Cumhuriyet' gazetesindeki yazısında Necip Fazıl, Atatürk'ün vefat töreninden konu açarak: "Osmanlı İmparatorluğunun yarı dünyaya sahip olduğu devirlerde bile böyle bir uğurlanışa hedef olabilmiş hükümdar yoktur " dedikten sonra övgüler yağdırmaktadır. Ama aynı Kısakürek, zamanla: "Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp" diyebilecek ve1960 öncesi Başbakanlık örtülü ödeneğinde adı geçenlerden olacaktır (*).

Önce İnönü'nün ; " Ak saçlarında parıltılar seyrettikten" sonra siyaseten yer değiştiren ve tam100 şiir içeren hiciv kitabı çıkaran şair Orhan Seyfi, örtülü ödeneğin içindedir. "Akbaba" mizah dergisinin DP karşıtı çizgisini birdenbire bırakan sahibi Yusuf Ziya'nın ödenek istek dilekçeleri unutulabilir mi? İlkin sol siyasette yer alıp sonra yön şaşıran yazar Peyami Safa'dan tutunuz da ressam Çallı, hatip Hamdullah Suphi, tarihçi Cemal Kutay, şair Yahya Kemal'lere kadar sıraya girenler, saymakla bitirilemez. Tamamı, 27 yıllık sürecin eleştirisiyle saf tutmuşlardır.

19 Mayısları inkârların başını, Kurtuluş savaşı zaferlerini küçülterek neredeyse yok saymak çeker. Uşak'ta esir düştükten sonra Atina'ya salıverilen General Trikopis yıllarca TC Büyükelçiliğinde Atatürk'e saygılarını kaleme almıştır. Ama "İnönü, Sakarya, Dumlupınar" zaferleriyle, Mudanya ve Lozan'da atılan imzaları görmek istemeyen Sevr'in iç destekçileri, Yunanlı komutanın düzeyine ulaşamamışlardır. "Jenosit" deyimini onaylamayan AİHM kararına karşın: "Ermenileri katlettik" diyenler, "Yunanlılara zulmettik " saptırmasını öne sürenler, gerçekleri tersyüz edenlerdir.

Sonuç:

Anadolu İhtilâli; sömürgecilik, bağımlılık ve bağnazlığa karşı başkaldırıdır. Cumhuriyet ve devrim için, halkçı-devletçi sosyal gelecek adına, ulusalcı ve laik amaçlar uğruna görkemli bir kalkışma, 19 Mayıs 1919'da başlatılmıştır. Devrimci demokratik irade, inkârcılığa ders veren; siyasal, sosyo- ekonomik ve kültürel anlayışıyla 19 Mayıslara mutlaka sahip çıkacaktır.

-----------------------------------

(*)YAD Tutanakları/1961

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

9 Mayıs 2014 Cuma

((slayt izle)) Fwd: ERTUĞRUL KÜRKÇÜ, HAYDİ GEL YÜZLEŞELİM!




Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal Eğitim Dern.
Isparta Şb. Bşk.


 Ulusal Eğitim Isparta <ispartauedsb@gmail.com>
8 Mayıs 2014 23:24
 ERTUĞRUL KÜRKÇÜ, HAYDİ GEL YÜZLEŞELİM!



ERTUĞRUL KÜRKÇÜ, HAYDİ GEL YÜZLEŞELİM!


​Ertuğrul Kürkçü kim?

1948, Bursa doğumlu. Özgeçmişinde sosyalist aktivist, yayıncı ve yazar olduğu yazılıdır.

Dev-Genç'e 1970 yılında genel başkan olmuş.

Mahir Çayan arkadaşlarının 30 Mart 1972 günü öldürüldüğü Kızıldere baskınından sağ kurtulan tek kişi o!

12 Haziran 2011 milletvekili seçimlerinde, terör örgütü PKK'nın desteğiyle Mersin'den milletvekili seçilip TBMM'ne girmiş.

Şimdilerde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı.

Partisinin meclis grubunda 5 Mayıs 2014 günü yaptığı konuşmada Ertuğrul Kürkçü, CHP'ye çağrıda bulundu.

CHP, Dersim ile yüzleşsin diyen Ertuğrul Kürkçü şunları söyledi:

 

"Biliyorum, bugünkü CHP değildi o gün olanları yapan. Ama madem her şeyin mirasçısı

sizsiniz, bu katliamın mirası da sizindir. Dersim halkına yardım etmeniz gerekirken bunun örtbas edilmesi için çaba gösteriyorsunuz."

 

Yöneticileri ve milletvekilleri arasında tek bir Kemalist bulunmayan CHP'den bu çağrıya yanıt gelmemiştir.

Ancak meydan o kadar da boş değil!

Bir Kemalist olarak, Ertuğrul Kürkçü'nün yüzleşme çağrısını kabul ediyorum.

Hemen söylüyorum: Mustafa Kemal Atatürk'ün dönemindeki tüm devrimlerin, tüm eylemlerin, tüm uygulamaların mirasçılarından biriyim.

Hiç kuşkusuz, Dersim Silahlı İsyanı'ın bastırılması sırasındaki uygulamaların da mirasçısıyım.

ABD-AB-PKK desteğiyle horozlanan Ertuğrul Kürkçü, şimdi beni iyi dinle, sana çok kısa, çok özet olarak Dersim'i anlatayım!

 

22 Mart 1937 günü, Dersim'de yani bugünkü adıyla Tunceli'de ayaklanma başladı. Kürt aşiretlerinden oluşan 4.000 (dört bin) kişilik silahlı bir kuvvet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne başkaldırdı.

Silahlı isyancıların başında, Seyit Rıza vardı.

Silahlı isyancılar, Fransızların para ve silah yardımıyla da güçlenerek, köprüler yıktılar, telefon hatlarını kestiler, karakollar bastılar, Türk askerlerini öldürdüler…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı silahlı ayaklanmada başarılı olamayacağını anlayınca, elebaşı Seyit Rıza, İngiltere Dışişleri Bakanı'na, "Dersim Generali Seyit Rıza" imzalı bir mektup gönderdi. Türkler tarafından nasıl ezildiklerini, öldürüldüklerini, göçe zorlandıklarını; yardım ve sadaka dilenen bir dilenci ağzıyla İngilizlere anlattı, Kürt halkının kendilerinden yardım beklediğini en derin saygılarıyla istirham etti. (Bu mektubun orijinali ve çevirisi, Dersim Silahlı İsyanı'nın tüm ayrıntıları, İngiliz gizli belgeleriyle, "Türk Milletine Suikast" adlı kitabımda verilmiştir.)

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmak için İngilizlerden yardım dilenen, onursuz ve şerefsiz Seyit Rıza'nın başını çektiği Dersim Silahlı İsyanı'nı, Türk Silahlı Kuvvetleri kesin bir kararlılıkla bastırdı. Başta Seyit Rıza olmak üzere, 11 elebaşı yakalanıp idam edildi. Elbette, dünyadaki tüm savaşlarda olduğu gibi, bu silahlı isyanın bastırılması sırasında da masum insanlar ölüp gitti.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ya Dersim Silahlı İsyanı'nı askeri gücüyle bastırıp isyancıları yok edecek, ya da isyancıların isteklerine boyun eğip yenilecek, yıkılıp dağılacaktı.

Silahlı Dersim İsyanı'nı şiddetle bastıran Türk Silahlı Kuvvetleri; ulusun birliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü korumuş oldular, görevlerini yaptılar.

 

Her yüzleşme iki taraflı olur.

Şimdi sıra geldi, ABD-AB-PKK destekli Ertuğrul Kürkçü'nün yüzleşmesi gereken gerçeklere.  

 

Ertuğrul Kürkçü, Avrupa Birliği (AB) hibeleriyle "iğfal" edilenlerdendir.[1]

Nasıl mı?

Gelin size bir vakfı tanıtayım:[2]

 

IPS İletişim Vakfı

(IPS'nin açılımı: Inter Press Service. Yani vakfın adının başında İngilizce sözcükler var!)

Yönetim Kurulu:

Başkan: Nadire Mater,

Genel Sekreter: Ertuğrul Kürkçü

Üye: Füsun Özbilgen

Üye: Tuğrul Eryılmaz

Üye: Prof. Dr. Şahika Yüksel

Danışma Kurulu:

İpek Çalışlar, Dr. Mustafa Sütlaş, Füger Uğur, Nilgün Uysal.

Proje Eğitim Danışmanı: Doç. Dr. Sevda Alankuş

Proje Koordinatörü: Ertuğrul Kürkçü

Projenin Adı: Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı (BA2)

Tarih: 17.11.2003

AB'den Alınan Hibe: €809.760 (Sekiz yüz dokuz bin yedi yüz altmış Avro)

 

Özeti: Genel Sekreterliğini ve Proje Koordinatörlüğünü Ertuğrul Kürkçü'nün yaptığı IPS İletişim Vakfı, Avrupa Birliği'nden 809.760 Avro hibe almıştır.

Hibe, karşılıksız para demektir.

Kim kime karşılıksız para verir?

 

AB, hibe vererek Türkiye'de toplam 2.357 kurum ve kuruluşu "iğfal"etmiştir.

"İğfal" edilen Vakfın Genel Sekreteri ve Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'ye soruyorum: 809.760 Avro nereye ve kimlere gitti? Bu paranın hepsi senin cebine girdi, demiyorum. Ama mademki Vakfın yönetim kurulu üyesi, genel sekreteri ve proje koordinatörüsün, öyleyse sen de bu hibenin mirasçılarından birisisin!

Haydi, Ertuğrul Kürkçü, gel yüzleş bu "iğfalle"! Sakın ola örtbas etmeye çabalama, çünkü peşindeyim!

Hem, hepsi bu kadar değil!

Ertuğrul Kürkçü'nün yönetim kurulu üyesi, genel sekreter ve proje koordinatörü olduğu IPS İletişim Vakfı'nın Başkanı Nadire Mater, daha önce yazdığı "Mehmet'in Kitabı" için Mac Arthur Vakfı'ndan$59.000 (Elli dokuz bin Avro) almıştı.

 

Mac Arthur Vakfı kurucu ve üyelerinin CIA ve Küresel Çete'nin başındaki örgüt CFR ile çok yakın ilşkileri bulunmaktadır.

 

Madem ki gerçeklerle yüzleşiyoruz, sormayı sürdürüyorum:

ABD-AB-PKK destekli Ertuğrul Kürkçü, söyle bakalım:

 CIA ile CFR ile ilişkilerin boyutları nedir?

 Bir yandan milyonluk AB hibeleri, bir yandan CIA, CFR bağlantıları…

Yoksa "sosyalist aktivist" demek, bu mu oluyor?

 

Yılmaz Dikbaş

 

7 Mayıs 2014

0532 233 31 52

 

Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal Eğitim Dern.
Isparta Şb. Bşk.




--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

6 Mayıs 2014 Salı

((slayt izle)) Fwd: 6 MAYIS ÖLÜMSÜZLEŞMEYİ ÇAĞRIŞTIRAN TARİH!.. ÜÇ FİDAN BİR ÇINAR!..



 Mehmet Halil ARIK <mhalilarik@gmail.com>
 5 Mayıs 2014 22:59

 6 MAYIS ÖLÜMSÜZLEŞMEYİ ÇAĞRIŞTIRAN TARİH!.. ÜÇ FİDAN BİR ÇINAR!..


6 MAYIS

ÖLÜMSÜZLEŞMEYİ

ÇAĞRIŞTIRAN TARİH!..

ÜÇ FİDAN BİR ÇINAR!..

     

NOT: Bu yazı, ODTÜ yıllarımda ikisini yakından tanıma onuruna eriştiğim  3 fidan için, 5 Mayıs 2010 tarihinde yazılmıştı…

Bugün yine bir 5 Mayıs!...  Yazı yine önümde!..

3 Fidan'ın sonsuzluğa uğurlanışının yıldönümü yarın!..

Bir de ULU BİR ÇINAR eklenmişti 3 fidan'a 5 Mayıs 2011'de…

Bu kez, mahkeme koridorlarında veya, idam sehpası önünde değil, sonsuzluğun ışığında buluşmuştu 3 Fidan, Ağabeyleri o Koca Çınar Halit Çelenk ile!..

Tarihin yarım bıraktırdığı "Tam Bağımsız Türkiye!" destanına birlikte, ışık olacaklar yeniden!... Günler o gündür hala!..

Günler o destana muhtaç!..   

*

Sıradan bir gün değildir 6 Mayıs.

Hem Ölümsüzlüğe; hem ihanetlere milattır o 6 mayıs!..

İntikam uğruna, canice zamansız soldurulan üç kızıl gülün, ölümsüzlük adına; yüreklerde; tazelenerek yeniden açtığı gündür o 6 Mayıs…

Halkın bağımsızlığı ve özgürlüğü uğruna; alkanlara boyananların, darağacında onurluca can verenlerin, geçen 42 yıla rağmen, cellatlara inat; yüreklerde o günlerin tazeliğiyle yaşatıldığı gündür bugün.

Acımasızlığının tüm hünerleriyle yüklendi faşizm gençlerin haklı taleplerine!...

Biliyordu; kaybederse ülkede ebediyyen son bulacaktı kaba kuvvet sürdürdükleri, emperyalizm uşaklığındaki işbirlikçi soygun düzenleri!.. İlk darbeyi Kurtuluş Savaşı'nda almışlardı.

 Ne yazık ki; işbirlikçiler kazandı!..,  Darağaçları kuruldu, faili meçhullere ve işbirlikçi faşist imha timlerine ek olarak!..

Sade gençler değildi darağaçlarında can veren!.. Hukuktu!..

Bu nedenle, bağımsız bir ülke yaratma yürekliğinin, mahkeme kararıyla katledildiği tarihtir 6 Mayıs!..,

O günlerle meşruiyet kazandı; hukukun katli; uzandı bugünlere!.. Balyozlara, Ergenekonlara…    

Ülke servetlerinin ve dahi kalelerinin, limanlarının; bankalarının, topraklarının rahatça satılması için yaratılan ortamın da miladı o 6 mayıs!..

Sevr artıklarının ve işbirlikçilerinin; taşeron eşbaşkanlar görevlendirmek için, kurulacak tezgahların hukuki temellerinin atılması adına, korkutma, sindirme ve gözdağı verme adına darağaçlarının kurulduğu, hukuk cinayetlerinin işlendiği gündür o gün!..

Parmakla çağrılma onursuzluğunun peşinden koşanların cirit attığı ortamların oluşturulması adına kurulan tezgahların da miladı bu sözü edilen gün!..

**

Bir 6 Mayısıdır ki, bu; 1972'nin;  kör gecesinde saat; 01.00'i ile 03.00'ü arasında; yaşanan… Onurlu ve unutulmaz bir drama sahne olmuştur.

Geçen 42 yıllık süre bile, bu 6 Mayıs'ta yaşanan acıyı küllendirmeye yetmemiş, yaşanan onuru gölgeleyememiştir.

     Sehpa önünde sorulan en haksız en acımasız hesabın tarihidir  bu 6 Mayıs!. Aynı zamanda ölümsüzleşmeyi bilmenin!..

     Önce birincisi alınmıştır hücresinden, ayakkabılarının bile bağlanmasına fırsat verilmeden.  Son hazırlıkların tamamlanması bahanesiyle, başgardiyan odasından biraz sonra can vereceği idam sehpası seyrettirilmiştir kendisine.. Ve gecenin gongu 01.00'i vurmaktadır. Vakit tamam denmiştir kendisine.. Bir "hadi eyvallah!" çekmiştir çevresindekilere, vakur adımlarla idam sehpasına yürürken.. Ayakkabılarının düşmemesi için bağlanmasını istemiştir son talep olarak. Çift katlı ilmik boynuna geçirildiğinde haykırmıştır gecenin kör karanlığına doğru, meydan okurcasına kendisini idama mahkum edenlerin suratına;

   "Yaşasın tam bağımsız Türkiye!.. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!.. Yaşasın işçiler köylüler!.. Kahrolsun emperyalizm!.."

     Son tekmeyi kendisi vurmuştur ayaklarının altındaki tabureye.. Masa üzerinde birkaç tur atan tabure, yuvarlanmıştır masadan aşağıya.. Ama ayakları masaya değer vaziyette kalmıştır ipin ucundaki adamın. Masanın çekilmesi emredilmiştir cellada.

     Tam 25 dakika sürmüştür bu işkence ipin ucunda.

     İkincisi getirilmiştir başgardiyan odasına, yukardaki işlemler sürdürülürken.

Bu kez; az sonra can vereceği sehpası yerine, bizzat arkadaşının idamı izlettirilmiştir ikincisine..  Çünkü idam hükmünün altına imza attırılan mahkeme başkanı şahsın  ifadesiyle,"ibret-i müessese"olsun diyedir bu uygulamalar. 

     Aynı kararlılık ve vukurla tırmanmıştır idam sehpasına ikincisi de, tıpkı birincisi gibi.. ilmik bir taraftan boynuna takılırken haykırmıştır idam heyetinin suratlarına tükürür gibi..

    "Ben ülkemin bağımsızlığı ve ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum!.. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz!..Biz halkımızın hizmetindeyiz!.. Sizler Amerikanın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!.."

    Belki daha söyleyecek çok şeyi vardı ama, daha fazlasına tahammülsüzdü idam mangası.

Onlardan önce davranıp bastı tekmeyi ayaklarının altındaki tabureye... Birincisi kadar uzun sürmedi sallanması ipin ucunda.  Cellat tek ilmikle işi bitirdiğini beyan etmişti heyete..

     Ücüncüsü çoktan getirilmişti başgardiyanın seyir odasına, "ibret-i müsseseden" ders alsın diye…. seyrettirildi ikincinin ipe çekilişi saniye saniye..

    Seyircileri kendileriydi ipe çekilenler, bir de heyet!..!.. Sahneler tekrarlanıyordu aktörleri değiştirilerek.. Aynı kararlılık ve aynı onurlu duruşla, sehpadaydı üçünçüsü!.. Haykırdı tarihe, gecenin derinliğinde!. Sanki biraz sonra ebediyyen susacak o değilmiş gib!..

    "Ben hiçbir çıkar gözetmedim!.. Halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım!.. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım!.. Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum!.. Yaşasın işçiler, köylüler, yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!.."

      Saat tam 03.00. Ekip bitirmişti başarıyla işini. Mahkeme heyetinin en yetkilisi, keyifle derin nefesler çekmekteydi sigarasından, sehpaya yakın bir ağaca yaslanıp.

      İçlerinde 35 doktorun da bulunduğu 276 kişilik bir Milli İradenin, histeri çığlıkları ile tempo tutarak "üçe üç-üçe üç" diyerek onay verdiği görev tamamlanmıştı.

*

      İşte böyle bir güne uyandı 6 Mayıs 1972 sabahı yataklarından kalkanlar!.. 3 Eksikle uyandılar!..  Deniz, Yusuf, Hüseyin yoktu!..

      Hayatlarının baharında, henüz 24-25 yaşlarında idam sehpasında 11 yıl öncesinin intikam duygularına kurban edilen, bu geçler birtek kişinin bile canına kıymamıştı. "Ülkemizin bağımsızlığı için Amerikan emperyalizmine karşı bir mücadeleden başka birşey istemedik" demişlerdi savunmalarında!..  Zaten biliyorlardı, kelle istemek için hazırlanmıştı iddiname..

*    

 Pekii!; ya görevini başarıyla(!)  ifa emiş, ağaca yaslanarak keyifle sigarasını tüttüren kimdi dersiniz? Onu da anımsatalım kısaca. O'da , 22 Nisan 2010 tarihinde, yemekte  boğularak ölen, cenazesinde, imamın cemaate; "merhumu nasıl bilirdiniz!?" sorusunu bile sormadığı, intikamın kinini, "idam sehpasında bile komünizm propagandası yaptılar" diyerek yıllar sonra bile ortaya koyan Ali Elverdi!..

    

İnanıyorum ki; ömrünü, haksızlıklara karşı hukuk mücadelesine adamış, Ulu Çınar Halit Çelenk, bir diğer Ulu Çınar, Niyazi Ağırnaslı'yla birlikte, Üç Fidan'ın yarım kalan destanının  hesabını soracaktır Ali Elverdi'lerden!

 

Ve, sorulacak bu hesap; "ibret-i müesses" (etkin ibret)  olmalıdır günümüzün Ali Elverdi'lerine ve onun  hempa(omuzdaş)larına!.. Günler o gündür!..

 

Mehmet Halil Arık

Emekli eğitimci – DENİZLİ

mehmethalilarik@gmail.com

Yeniden güncelleme: 4 Mayıs 2014

 

 




--
Mehmet Halil ARIK
Emekli Eğitimci
Denizli-Türkiye
 
Yazılarıma www.mehmethalilarik.blogcu.com adresinden de ulaşabilirsiniz.
 
             mharik20@gmail.com
             mhalilarik@gmail.com



--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

((slayt izle)) Fwd: 6 MAYIS 1972



Suay Karaman <suaykaraman1@gmail.com>
 2014-05-05 18:19 GMT+03:00

 6 MAYIS 1972




6 MAYIS

 ONLAR,
 KEMALİST İLKELER UĞRUNA,
 TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN,
 HAYATLARINI VERDİLER.
 ANILARI BİZE HERGÜN 
 ÖNDERLİK YAPIYOR,
 IŞIK SAÇIYOR...
                               
                 Suay KARAMAN
                  6 Mayıs 2007. 





--

Görüş, düşünce ve iletileriniz için aşağıdaki haberleşme ağını kullanabilirsiniz

Saygılarımla

kotanlartr@googlegroups.com

 http://groups.google.com.tr/group/kotanlartr?hl=tr

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

4 Mayıs 2014 Pazar

((slayt izle)) Bisiklet Adam Maceralara Doymuyor..Spor Ve Mersin İçel...Mersin İçel Burak Canlı

BİSİKLET ADAM MACERALARA DOYMUYOR…  SPOR VE MERSİN İÇEL…

Yaklaşık olarak hesaplayamamakla beraber en az 25 yıl önceki bir bisiklet ile Mezitli de bulunan evimden çarşıda bulunan büroma ve gene yaklaşık olarak günde 24 km yapmaya başladım…

Öncelikle bu işin ucuz olmadığını vurgulamak istemekteyim. 25 yıllık bisikletin ölen dış lastikleri ile yayları dışarı çıkmış koltuğu için 85,00 TL'nin yanında iki plastik jant ve bir sepetlik derken 30,00 TL Işıkları saymıyorum dahi derken de eldiven için 29,00 TL veriverdim…

Masrafı hiç bitmemekle beraber 13.500,00 TL'ye de nette bisiklet görüverdim…

Neyse bir kat merdiven dahi çıkamayan ben ilk olarak ikinci çevre yolunu deneyiverdim… Tehlikeli… Sonralarında ise direk deniz yolunu denedim… Kalabalık…

Bacaklarım adeta ölmekte… Sızım sızım sızlayan tek yanım değil fakat ne yapalım… Bu yola baş koyduk…15 günü aşkın süredir sürmekteyim…

Büroda iş kıyafeti diyebileceğimiz ürünler bulunmakta…

Bir stadın etrafında koşuşturan, yürüyen veya kapalı bir alanda kendini hırpalayan insanları bir türlü anlayamadım…

Bir amaca yönelik olmalı… Benim amacım büyük… Önce Ankara diyecektim fakat Beyaz Saray'dan White House tutunda tüm Türkiye veya Avrupa neden olmasın… Önce kondisyon… (Erk)

Ve hatta seçimler de bulacaksın 6 kadar can dost… Ve toplamda 7 bisiklet çıkacaksın yollara… Broşür falan filan…

Güç yeter mi acaba? Toplum nasıl karşılar? Bilinmezler ve açmazlar…

Mersin İçel de tek bisiklet yolunu deniz sahiline yapan eski büyükşehir belediye başkanı Macit Özcan ve yeni büyükşehir belediye başkanı Burhanettin Kocamaz… Bakalım 5 yıllık süreçte bisiklet yolları inşa edebilecek mi?

Kendisine hiç şans vermiyorum fakat bu bir tek onun suçumu…

Toplum ve genel siyaset anlayışı bisikletçilere ve hatta motorculara ne gözle bakmakta…

Bugün itibariyle de diyet yapmaya başlayacağım… Önce üç paket çikolatamı yiyeyim… Son kez ölek mi hepten…

Yollar bizim… Yollarda bisikletçilere yaşam olanağı tanınmasa da… Özgürlük bizim ellerde kelepçeler gözler de biber gazları olsa da…

Bir gün umudumuzu yitireceğiz günlerde gelecek… Ki umutlu şu ana kadar kimse kaldıysa getirin o umuttan biraz da bana… Çünkü şu an çok ihtiyaç içerisindeyim… Mersin İçel Burak Canlı

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.