İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey:
RTÜK SANSÜR ÜST KURULU MU?
RTÜK SANSÜR ÜST KURULU MU?
• RTÜK: Saltanatı Eleştirmek Suç!
• RTÜK, basına baskı ve sansür kuruluna dönüştürülmüştür.
• Abdullah Gül’ün, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile iki sayfa dokuz madde gizli sözleşme bağıtladığı kendi beyanıyla sabittir.
• Tayyip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde eşbaşkanlık görevini üstlendiğini 34 kez itiraf etmiştir.
• RTÜK, basına baskı ve sansür kuruluna dönüştürülmüştür.
• Abdullah Gül’ün, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile iki sayfa dokuz madde gizli sözleşme bağıtladığı kendi beyanıyla sabittir.
• Tayyip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde eşbaşkanlık görevini üstlendiğini 34 kez itiraf etmiştir.
İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, yaptığı konuşma nedeniyle RTÜK tarafından uyarı cezası verilen CNN Türk Ankara Bürosunu ziyaret etti. CNN Türk Ankara Haber Müdürü Hande Fırat'la görüşen Özbey, uyarı cezasına gerekçe kılınan konuşmasında belirttiği, Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile bağıtladığı “iki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma” ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, BOP Eşbaşkanlığı görevine ilişkin belgeleri içeren bir dosya verdi. Özbey, düzenlenecek bir programda bu gerçekleri kanıtlarıyla kamuoyuna açıklamaya hazır olduklarını bildirdi. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Özbey, özetle şunları söyledi;
Radyo Televizyon Üst Kurulu, CNN Türk televizyonuna uyarı cezası vermiştir.
Kararın gerekçesi, CNN Türk televizyonunda, 2 Ağustos 2010 akşamı yayımlanan “Ne Oluyor?” isimli tartışma programında, katılımcılardan, İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey’in, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, suç tespiti, siyasi değerlendirme ve eleştirileridir.
Bu tespit ve değerlendirmelerin dayanağı, Gül ve Erdoğan’ın, basın ve kamuoyu önünde yaptıkları açıklama ve itiraflarıdır.
GÜL VE ERDOĞAN’IN SUÇ VE İTİRAFLARI
Abdullah Gül, gazeteci Sedat Sertoğlu’na verdiği röportajda şu itirafta bulunmuştur; “ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptım. Ortadoğu’daki tüm rejimler değişecek. Irak’ta yaşananlar bölgeye örnek olsun.” (Vatan gazetesi, 24 Mayıs 2003, manşet)
Tayyip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde alt birim eşbaşkanlık görevini üstlendiğini, kamuoyu önünde 34 kez itiraf etmiştir.
SEKİZ YILDIR AÇIKLIYORUZ
İşçi Partisi, Gül ve Erdoğan’ın itiraflarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerini, 2003 yılından bu yana; milletvekilleriyle paylaşmış, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet konusu yapmıştır.
Yine İşçi Partisi, Gül ve Erdoğan’ın bu fiillerinin kanıtlarını, AKP Davası öncesinde Anayasa Mahkemesi’ne sunmuş ve Yüksek Mahkeme AKP’nin “Cumhuriyet yıkıcılığının odağı haline geldiğini” hükme bağlamıştır. Ayrıca bu hükümde, Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın bu suça bireysel eylemleriyle katıldıklarını da gerekçeli kararında belirtmiştir.
Programda ifade edilen hususlar bunlardır.
Özbey’in açıklamaları, Gül ve Erdoğan’ın itiraflarının kamuoyuyla paylaşılmasıdır.
RTÜK, BASINA BASKI VE SANSÜR KURULUNA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
RTÜK üyeleri, kraldan çok kralcı bir tavırla, Gül ve Erdoğan’ın suçlarının açıklanmasından rahatsız olmuşlardır.
CNN Türk’e verilen ceza, Abdülhamit’e rahmet okutacak bir sansür uygulamasıdır.
Suçların üstü örtülmek, suçun açıklanması engellenmek istenmektedir.
RTÜK’ün kararı, yeni dönemin işaretini vermektedir.
Amaç, bütün medyayı yandaş medya haline getirmek, eleştiriyi yasaklamak, muhalefeti bastırmaktır.
İŞTE ERDOĞANLARIN DEMOKRASİSİ:
YANDAŞ MEDYA – YANDAŞ YARGI
AKP iktidarı, Anayasa değişikliği ve HSYK seçimleri süreciyle, yandaş yargı oluşturarak, yargıyı iktidarın sopası haline getirme yolunda epey mesafe kat etmiştir.
Bunun yanı sıra, baskı, tehdit ve cezalarla, medyanın tamamı yandaş yapılmak istenmektedir.
İŞTE ERDOĞANLARIN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ:
UYMAYANA SİLİVRİ ZİNDANI
Baskı, tehdit ve cezalarla yola getirilemeyenlere ise, Silivri zindanı layık görülmektedir. Saltanatı eleştiren, ülkesinin bağımsızlığını gözeten gazeteciler, hapislere atılmaktadır.
Gül-Erdoğan iktidarının, “demokrasi”si ve “basın özgürlüğü” budur.
YANDAŞ DEĞİL CESUR BASIN
Gül ve Erdoğanların, vatan, millet ve Cumhuriyet karşıtı faaliyetlerini, halka açıklamak İşçi Partisi’nin görevidir.
Bu gerçekleri yayımlamak da, Türk Basınının vazgeçilmez görevi olmalıdır.
Türk basınını, bütün medya kuruluşlarını, iktidarın, baskı, tehdit ve cezalarına boyun eğmeyip kalemlerini kırmadan, sayfalarını ve ekranlarını cesaretle gerçeklere açmaya çağırıyoruz.
Unutmayalım ki, eceli gelen iktidar basına ve yargıya saldırır.
İŞÇİ PARTİSİ GERÇEKLERİ MİLLETE AÇIKLAMAYA DEVAM EDECEKTİR
İşçi Partisi, bu gerçekleri, AKP’nin iktidara oturtulduğu 3 Kasım 2002 gününden bu yana basın açıklamaları, kitap, broşür, bildiri ve CD’lerle sürekli milletimizle paylaşmış, çeşitli televizyon programlarında anlatmış, bu açıklamaları yazılı basında yüzlerce defa yer almıştır.
İşçi Partisi, BOP eşbaşkanlarının, ABD’yle iki sayfa dokuz madde gizli hizmet sözleşmesi bağıtlayanların suçlarını milletimize açıklamaya devam edecektir.
Radyo Televizyon Üst Kurulu, CNN Türk televizyonuna uyarı cezası vermiştir.
Kararın gerekçesi, CNN Türk televizyonunda, 2 Ağustos 2010 akşamı yayımlanan “Ne Oluyor?” isimli tartışma programında, katılımcılardan, İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey’in, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, suç tespiti, siyasi değerlendirme ve eleştirileridir.
Bu tespit ve değerlendirmelerin dayanağı, Gül ve Erdoğan’ın, basın ve kamuoyu önünde yaptıkları açıklama ve itiraflarıdır.
GÜL VE ERDOĞAN’IN SUÇ VE İTİRAFLARI
Abdullah Gül, gazeteci Sedat Sertoğlu’na verdiği röportajda şu itirafta bulunmuştur; “ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptım. Ortadoğu’daki tüm rejimler değişecek. Irak’ta yaşananlar bölgeye örnek olsun.” (Vatan gazetesi, 24 Mayıs 2003, manşet)
Tayyip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde alt birim eşbaşkanlık görevini üstlendiğini, kamuoyu önünde 34 kez itiraf etmiştir.
SEKİZ YILDIR AÇIKLIYORUZ
İşçi Partisi, Gül ve Erdoğan’ın itiraflarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerini, 2003 yılından bu yana; milletvekilleriyle paylaşmış, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet konusu yapmıştır.
Yine İşçi Partisi, Gül ve Erdoğan’ın bu fiillerinin kanıtlarını, AKP Davası öncesinde Anayasa Mahkemesi’ne sunmuş ve Yüksek Mahkeme AKP’nin “Cumhuriyet yıkıcılığının odağı haline geldiğini” hükme bağlamıştır. Ayrıca bu hükümde, Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın bu suça bireysel eylemleriyle katıldıklarını da gerekçeli kararında belirtmiştir.
Programda ifade edilen hususlar bunlardır.
Özbey’in açıklamaları, Gül ve Erdoğan’ın itiraflarının kamuoyuyla paylaşılmasıdır.
RTÜK, BASINA BASKI VE SANSÜR KURULUNA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
RTÜK üyeleri, kraldan çok kralcı bir tavırla, Gül ve Erdoğan’ın suçlarının açıklanmasından rahatsız olmuşlardır.
CNN Türk’e verilen ceza, Abdülhamit’e rahmet okutacak bir sansür uygulamasıdır.
Suçların üstü örtülmek, suçun açıklanması engellenmek istenmektedir.
RTÜK’ün kararı, yeni dönemin işaretini vermektedir.
Amaç, bütün medyayı yandaş medya haline getirmek, eleştiriyi yasaklamak, muhalefeti bastırmaktır.
İŞTE ERDOĞANLARIN DEMOKRASİSİ:
YANDAŞ MEDYA – YANDAŞ YARGI
AKP iktidarı, Anayasa değişikliği ve HSYK seçimleri süreciyle, yandaş yargı oluşturarak, yargıyı iktidarın sopası haline getirme yolunda epey mesafe kat etmiştir.
Bunun yanı sıra, baskı, tehdit ve cezalarla, medyanın tamamı yandaş yapılmak istenmektedir.
İŞTE ERDOĞANLARIN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ:
UYMAYANA SİLİVRİ ZİNDANI
Baskı, tehdit ve cezalarla yola getirilemeyenlere ise, Silivri zindanı layık görülmektedir. Saltanatı eleştiren, ülkesinin bağımsızlığını gözeten gazeteciler, hapislere atılmaktadır.
Gül-Erdoğan iktidarının, “demokrasi”si ve “basın özgürlüğü” budur.
YANDAŞ DEĞİL CESUR BASIN
Gül ve Erdoğanların, vatan, millet ve Cumhuriyet karşıtı faaliyetlerini, halka açıklamak İşçi Partisi’nin görevidir.
Bu gerçekleri yayımlamak da, Türk Basınının vazgeçilmez görevi olmalıdır.
Türk basınını, bütün medya kuruluşlarını, iktidarın, baskı, tehdit ve cezalarına boyun eğmeyip kalemlerini kırmadan, sayfalarını ve ekranlarını cesaretle gerçeklere açmaya çağırıyoruz.
Unutmayalım ki, eceli gelen iktidar basına ve yargıya saldırır.
İŞÇİ PARTİSİ GERÇEKLERİ MİLLETE AÇIKLAMAYA DEVAM EDECEKTİR
İşçi Partisi, bu gerçekleri, AKP’nin iktidara oturtulduğu 3 Kasım 2002 gününden bu yana basın açıklamaları, kitap, broşür, bildiri ve CD’lerle sürekli milletimizle paylaşmış, çeşitli televizyon programlarında anlatmış, bu açıklamaları yazılı basında yüzlerce defa yer almıştır.
İşçi Partisi, BOP eşbaşkanlarının, ABD’yle iki sayfa dokuz madde gizli hizmet sözleşmesi bağıtlayanların suçlarını milletimize açıklamaya devam edecektir.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
kaliteli slayt grubu
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin