29 Kasım 2016 Salı

((slayt izle)) 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Etkinliğine Davet.

3 Aralık Dünya Engelliler günü. Engellilerin Eğitimden istihdama Sosyal hayata katılımdan Erişilebilirliğe kadar birçok sorunu var. 3 Aralık ve 10- 16 Mayıs Engelliler haftalarında biz Engelliler ve Aileleri toplanıyor. Sorunlarımızı tartışıyor ve Basın açıklamaları yapıyoruz. Yasalar değişiyor ancak zihniyetler değişmiyor. Bizler Türkiye Beyazay Ailesi olarak toplumun birbirini yeterince tanımadığı ve o yüzden ön yargıların güçlü olduğunu düşünüyoruz. Bu 3 Aralık'ta farklı şubelerimiz ve İzmir şubemiz olarak Engelli ve Engelsizlerin Birlikte bir 3 Aralık etkinliği düzenlemesini istiyoruz.Türkiye Beyazay Derneği İzmir şubesi olarak Pazaryeri Mahallesi 943 Sokak. No. 65 Adresinde bulunan Derneğimizde Engelli ve Engelsizlerin  birlikte zaman geçireceği bir Program yapacağız. Bir engelli ve Engelsiz eşleştirilecek ve o etkinlik boyunca birlikte sohbet edeceğiz. Eğer Grup uygun görürse ileri dönemlerde birlikte yürüyüş sanat etkinlikleri tiyatroya gitme yaz döneminde piknik ve geziler düzenlemek istiyoruz. Sizlerde bu etkinliğe katılmak istiyorsanız belirtilen adreste 3 Aralık Cumartesi günü Saat 12.00'da dernekte olmanız gerekir. Sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Türkiye Beyazay Derneği İzmir  şubesi yönetimi. Tel:0506 514 96 93

 


--

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

27 Kasım 2016 Pazar

((slayt izle)) ABD ve AB de: Üst Siyasiler ve ünlülerin Pedofili ya da sübyancılık, hastalığı. Skandalın adı: Pizzagate Mağdur: Çocuklar

Batılılaşma ha. Batılılaşmak! Batılıların hangi ahlaki, dini, sömürgeci, kanlı ve katliamcı, insanları birbirlerine kırdırarak soyma oyunlarında mafyacı, siyasette yalancı ve sözünden dönmekte utanmayan aşağılık kültür ortaklığında uzman değerlerine bakarak batılılaşanlar dan kurtulmaya çalışmak yerine hala batılılaşmak çabalarında olanların derdi artık erkeklerin ve kadınların kendi aralarında nikah kıyıp evlenmesi ve çocuklara da cezai ehliyetleri olmadığı için kendi aralarında cezasız seks özgürlüğü verilmesi değil midir? Kendi çocuklarına sahip çıkmaya çalışan ailelerin, çocuklarının özgürlüğüne mani olmaktan cezalandırılıp çocukları ellerinden alınıp eş cinsel birbirleri ile evli Lezbiyenlere ve ya Homolara evlatlık verilmesi ahlaksızlıkta, şerefsizlik de, pislik işlerde ve haram kazançta ayrıcada sözünde durmayan ihanetler siyasetinde muasırlaşma-ya, kimler bu derece heveslenmek-tedir. Türkiye de nadiren olan olayları sürekli yazan Müstemleke medyası, ABDde ve başta Belçika olmak üzer AB de çok yaygın olan ve ve devletlilerin başındakiler tarafından grup halinde icra edilen, Türkçe bir deyimde geçen İmam yellenir (gaz çıkarırsa) ise cemaat kakasını yapar deyiminin en aşırı uygulayıcıları batılılara ve bizdekiler tarafından medeniyet diye sahte ad ile anlatılan deniyyet-e (aşağılıklaşmaya) yönelik batılılaşma ve muasır medeniyete ulaşma politikaları artık sadece sanayi gibi konuları kapsayacak şekilde değiştirilmelidir. Batılılar artık pisliğin taaa dibinde yaşamaya mahkum durumdalar.
Dünyaya Ahlak desi verilecek ise ancan Milletimizin kendi kimliğini yeniden ihya etmesi sonrası bizim milletimiz tarafından verilebilir. 
Buna da İslami değerleri yıllarca taşımış ve hala da taşımakta olan geleneksel olarak Türk olarak adlandırılan kardeş halklar ile ortak toplam değerleri dikkate alınarak. Namuslu ve şerefli Batılılar tarafından Türkileşmek adı verilirse hiç şaşırmayacağım.
Selam üzere kalınız
A.D.Şimşek

Skandalın adı: Pizzagate Mağdur: Çocuklar

  • Giriş Tarihi: 27.11.2016

ABD, seçimin gölgesinde kalan ve ana akım medyanın görmemek için karartma uyguladığı derin bir skandalla çalkalanıyor. Skandalın ardında öyle isimler var ki insan dehşete düşüyor. Skandalın adı Pizzagate. Batı medyası sessizliğe bürünmüş durumda. Skandala karışan ünlüler ise üç maymunu oynuyor...

ABD ve Avrupa'da adeta yer yerinden oynuyor. ABD seçimlerinin gölgesinde kalan skandal yavaş yavaş gündemin ilk sıralarına tırmanıyor. Özellikle ABD'de ana akım medyanın üstünü örtmeye çalıştığı skandal, sosyal medya aracılığı ile ülke genelinde dalga dalga yayılıyor. Fakat buna rağmen Pizzagate ana akım medyada yer bulamıyor. Ortaya atılan iddialar çok ciddi. Skandalın kapısını Belçika'da kaybolan kız çocuklarıyla ilgili şikayetler araladı. Her şey, sosyal paylaşım sitesi Reddit'in pedofili organizasyonuna ilişkin belgeleri internette Trump Subreddit sayfasında servis etmesiyle başladı. ABD ve Avrupa'yı sarsan belgelere göre pedofili organizasyonunun fitilini ateşleyen, ABD Başkanlığı için yarışan Hillary Clinton'un kampanya danışmanı olan John Podesta'ydı. Wikileaks ise Podesta'nın ticaret ve yüksek bürokrasi çevresinden kimselerle Comet Ping Pong adında bir pizzacıda düzenlenecek pedofili organizasyonuna ilişkin maillerini yayınladı. Comet Ping Pong adlı pizzacının sahibi James Alefantis, bu organizasyonlarının odağındaki isimdi. Ve Alefantis'in, Clinton'un medya danışmanı John Podesta'nın kardeşi Tony Podesta ve George Soros gibi birçok ünlü politikacı ve sermaye sahibiyle bağlantısı vardı. Soros'un en büyük bağışçısı olduğu American Bridge Pac, Comet Ping Pong ile maddi ilişki içindeydi. Pizzagate diye adlandırılan, dalga dalga büyüyen skandalı aydınlatacak, yanıt bekleyen iddialar ise şöyle:
 Eski ABD Başkanı Barack Obama, geçmişte pizzacıya bağışta bulundu. Pizzacıya yollanan bir e-postada Obama, özel bir parti için, Chicago'dan Washington'a 65 bin dolarlık pizza sipariş etti.
 ABD Eski Başkanı Bill Clinton'ın, pedofiliyle yargılanmış Jeffrey Epstein'in sahibi olduğu Little St James Adası'na 26 kez gittiği ortaya çıktı. Seyahatlerinde Epstein'in The Lolita Express adlı uçağını kullandı.
 E-postalara göre; Clintonlar, performans sanatçısı Marina Abramovic'e 10 bin dolar hibe etti. Abramovic John Podesta ile Hillary Clinton'ı, Spirit Cooking adını verdiği bir etkinliğe davet etti. Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların yoğun eleştirisine neden olan sızdırmayla ilgili ne adli mercilerden ne de emniyetten bir açıklama yapılmadı. Skandala adı karışan ünlülerse adeta üç maymunu oynuyor. Tüm dünya bu büyük skandala gözlerini dikmiş, bundan sonra olacakları merakla bekliyor. Bütün bu işaretlere rağmen ünlü oyuncu ve siyasilerin özellikle Afrika ve mültecilerle ilgili projelerde yer almalarına geniş yer ayıran Avrupa veya ABD'deki büyük yayın kuruluşları, gazeteler veya sivil toplum örgütleri Pizzagate'e karşı sessizliğe büründü. Ne büyük TV kanalları ne de insan hakları savunucuları henüz bu konuda fikir bildirmedi. Dünya yine Batı ve ABD söz konusu olduğunda bir çifte standartla karşı karşıya. Söz konusu Müslümanlar olduğunda dünyayı ayağa kaldıran Batı medyası Pizzagate skandalında sessizliğini koruyor. Amerika'da, sadece Müslüman olduğu için yaptığı icadı bomba zannedilen öğrenci Ahmed Muhammed'in başına gelenleri hatırlayalım. Ya da arama motorlarında 'ISIS' diye arama yaptığında polisin evini bastığı meraklı insanları. Ancak bütün sansüre rağmen skandal özellikle internet üzerinden yazılıp, tartışılıyor. Wikileaks belgeleri, Panama belgeleri, şimdi de Pizzagate skandalı... Bakalım önümüzdeki günler ne getirecek!

PİZZA KODUYLA ÇOCUK SİPARİŞİ
Henüz iddiadan ibaret olan skandalda ilk göze çarpan, iddiaların resmi kuruluşlarca örtbas edilmesi. Skandala adı karışanların aralarındaki ödeme trafiği komplo teorisinden daha ciddi bir olayla karşı karşıya olunduğu hissini uyandırıyor. Ayrıca adı geçen ünlülerin sosyal medya paylaşımları da yozlaşmanın hangi boyutlara ulaştığının işaretlerini veriyor. Sistem çok gizli bir şekilde işliyor. Yazışmalarında pizza kodları kullanılıyor. Ünlüler de parti verecekleri zaman yüksek meblağlar ödeyip peynirli pizza gibi terimlerle bu pizzacıdan maille sipariş veriyor ve iddialara göre bu çocuklar adreslere teslim ediliyor.
 Hotdog: Erkek çocuk
 Pizza: Kız çocuk
 Peynir: Küçük kız
 Makarna: Küçük erkek çocuk
 Dondurma: Hayat kadını
 Fındık, fıstık: İstenen kişinin ten rengi

MÜLTECİ ÇOCUKLAR KURBAN MI?
BBC, CNN, New York Times, The Guardian veya Independent gibi yüksek tirajlı gazetelerin sessizliği aslında skandalın boyutlarını ve önemini ortaya koyan bir işaret fişeği niteliği taşıyor. Peki, bu skandalla ilgili ABD yargısı hukuki süreç başlattı mı? Hayır. Avrupa'da sadece kayıp mülteci çocuk sayısı 9-10 bin. Bu da önemli bir işaret sayılıyor. Ancak ABD ve Avrupa'daki medya, ünlü oyuncu ve siyasetçilerin özellikle Afrika ve mültecilerle ilgili projelerde yer almalarına geniş yer ayırırken, skandala karşı sessiz kalıyor.

SABAH İSTİHBARAT SERVİSİ

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

((slayt izle)) Büyük yolculuk: İbni, ibni

İsmail Kılıçarslan
Musul'u hayal meyal, hatta tam olarak bir hayal gibi hatırlıyorum. Çöl görmeyi beklerken yemyeşil bir ormanda durup neredeyse piknik benzeri bir mola vermiştik ve soğuktu çok.
Sene 90, yaş on dört ve yolculuk kalbin şehrine, Mekke'ye doğru… Amcamın sürdüğü otobüsün en küçük yolcusu olarak aklım Kâbe'de değil henüz. O kadar öyle ki bu 'aklım Kâbe'de değil' diyorum. Aklın hiç öneminin olmadığını, Kâbe'nin bir kor ateş gibi kalbimi kırk yerinden dağlamasıyla öğrenmeme on gün var daha. Ve hayır, işin o kısmını sana anlatacak değilim sevgili okur. O benimle Kâbe arasında. Onu anlatmak çok ayıp…
Aklım nerede peki? Almayı planladığım süper hızlı bir uzaktan kumandalı arabada. Bir de tabii, otobüsün zulalarından birine saklayabilirsem Commodere 64'te. Yeni modeli o yıl çıkmış ki vay yavrum vay. Cybernoid, Last Ninja, Barbarian… Rüyama giriyor.
Musul'da Nebi Yunus Camii'ne gittik. Aslında kıssada anlatılan Ninova şehrinin sınırları içerisinde yer aldığımızı da, oranın türbe değil makam olduğunu da öğrenmeme çok vardı elbette. 2014'te IŞİD, o makamı yerle bir ettiğinde çocukluğumun bir parçası da havaya uçtu toza toprağa karışıp. Bu böyledir: Çocukluğumuzu, yaşanmışlığımızı almak isterler elimizden en çok.
Bizimle, '-r'leri düşmüş, '-h'leri hırıltılı, çok seri; yani neredeyse anlayamadığımız bir Türkçe'yle konuşup durmaksızın başımızı okşayan birçok insan fotoğrafı var zihnimde Musul'a dair. Ek kullanmadan soru soruyorlardı ve hep gülümsüyorlardı. Çok sonraları adını 'Türkmen gülümsemesi' koydum o gülümsemenin. Bitmez çilelerini, yaşadıkları acıları da sonradan öğrendim.
Zihnimi zorluyorum fakat Bağdat'a Tikrit üzerinden mi, Kerkük üzerinden mi gittiğimizi bir türlü hatırlayamıyorum. Harita da bir şey söylemiyor bana. Zira hem Tikrit kenarından hem de Kerkük üzerinden gitmek mümkün Musul'dan Bağdat'a. Yine de Tikrit üzerinden gitmiş olmayı, yani Felluce ve Ebu Gureyb'i uzaktan da olsa görmüş olmayı umut ediyorum. İki şehir de acımızın adıyla çağrılır. Felluce, işgalci Amerikan emperyalizmine direnişin adıdır, Ebu Gureyb ise barındırdığı aşağılık hapishane ve zihnimizde yer eden iğrenç karelerle öfkemizin.
Ve Bağdat… Beytül Hikme'nin, İmam-ı Azam'ın, Abdülkadir Geylani'nin, Sühreverdi'nin, Cili'nin, Ahmed bin Hanbel'in, Bişr-i Hafi'nin, İbn Cevzi'nin şehri. En çok Cüneyd'in ve Hallac'ın şehri. Aşkın ve sırla sırlanmanın, ilmin ve çözülmüş sırların şehri. Arapça'dan yapılan şehir. Rüyanın ve aruzun, kanunun ve tefin şehri…
Şehirden etkilendiğimi, çok etkilendiğimi, aşırı etkilendiğimi hatırlıyorum. Bir çeşit serap… Olabilir. Bir rüya… Elbette mümkün.
Otobüsü çektiğimiz otoparkın hemen yanında kocaman bir afiş ilişti gözüme. Yazıları harekesiz olduğu için okuyamıyorum ama işte şurada kesin olarak 'Köroğlu' yazıyordur, çünkü ben Cüneyt Arkın ve Fatma Girik'in oynadığı bu filmi izlemiştim. Bir garip oldum. Afişe doğru yürüdüm. İnceden bir şarkı çalınıyor kulağıma: İnsanları anlamak insanları tanımak / gerçek seveni bulmak onunla mutlu olmak / öylesine zor öylesine zor ki…
Hani Irak yabancı bir ülke, Bağdat çok uzak bir şehirdi yahu. En nihayet dura kalka 7-8 saatte geldik işte ve başımızın Türkçe okşandığı, sinemasında Cüneyt Arkın filmlerinin oynadığı, dükkânlarında İbrahim Tatlıses şarkılarının çalındığı bir yerdeyiz. Ne kadar uzak olabilir ki burası bize?
Tam olarak 'olamaz elbette' diye düşündüğüm yerdeyim şimdi. Bir avludayım. Yüzüm yapayaşlı bir kadının kurumuş, çekilmiş ellerinin arasında. Nedense ağlıyor ve nedense sürekli 'ibni, ibni' diyor. Anlamıyorum ama zaten hafiften özlemeye başladığım annemin kokusuna benzetiyorum duyduğum bu kokuyu. Öyledir. Ümmetin anneleri ümmetin çocuklarına böyle cennet gibi kokarlar hep.
Abdülkadir Geylani türbesindeki o kadının hikâyesi şöyle mi olsa: İki yıl önce Irak-İran Savaşı'ndan biricik oğlunun tabutu gelmiş. O günden beri her sabah namazında bu türbeye gelip, yatsıdan sonra ayrılıyor buradan. Acısına ancak Geylani merhem oluyor. Ve bazı günler bazı çocukları kendi oğulcuğuna benzetip sarılıyor onlara. Yaralanmış bir anne geyik olarak ceylanının kokusunu, tebessümünü, bakışlarını arıyor.
Kadıncağız, yüzümden ellerini indirdiğinde -nedendir bilmiyorum- ağlamaya başladım. Acı da bulaşıcıymış meğer. Bunu o gün oracıkta, Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin türbesinde öğrendim.
Sonraki yıllarda o kadını sık sık düşündüm. Irak'ı ve Bağdat'ı öyle yerle bir ettiler ki… O kadın yaşıyorsa inşallah o türbenin avlusunda sarılacağı 'ikame oğullar' bulmayı başarıyordur kendine. Ve bugün Bağdat'ta öldürülen bir oğlumuz, zalimlerin dünya üzerinde öldürmeyi başardığı son oğlumuz olur inşallah.

--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

26 Kasım 2016 Cumartesi

((slayt izle)) Tokat, Niksar komanda birliğinden Ağrıya gönderilen komando birlikleri Niksara döndüler

Tokat, Niksar komanda birliğinden Ağrıya gönderilen komando birlikleri 16 ay Ağrıda görev yaptıktan sonra Niksar'daki ana karargahlarına döndüler.
Doğuda artık Milli birlik sağlandıkça ve terör ortadan kalktıkça, Komando ihtiyacının da azalmaya başladığı anlaşılıyor.
Aşağıdaki kısa yoldan habere ve davullu zurnalı karşılama tör
eni videosuna ulaşabilirsiniz.
A. D. Şimşek
Kısa yolu tıklayınız.

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

((slayt izle)) 1) Yakından kumandalı bomba 2) Paranın saltanatı Ergün Diler

Yakından kumandalı bomba Ergün Diler

Türkiye hep söylediğim gibi asla ve kat'a kendi haline bırakılmaz! Bırakmak istemezler. Her türlü oyunla, kumpasla, tezgahla gelirler. Dün de geldiler, bugün de gelecekler, yarın da... Bu değişmez. Ama neden geldiklerini anlamak da şart! Türkiye, içinde büyüyen FETÖ'ye, PKK'ya ve diğer örgütlere karşı temizlik harekatı başlattı.
Tutuklamalar, gözaltılar, işten el çektirmeler, soruşturmalar, incelemeler peş peşe geldi... Gelecek de... Tabii bunlardan birileri rahatsız olacaktır.
Bakın AVRUPA'ya, ALMANYA'ya...
15 Temmuz'a karışan darbeci askerler RAMSTEIN ÜSSÜ'ne sığınmak istedi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin II. Dünya Savaşı'ndan sonra RHEINLANDPFALZ eyaletinde kurduğu havaalanına yani! Burada görev yapan çok sayıda Türk askeri Almanya'dan sığınma talep etti. NATO da "Bakarız!" dedi.
Kaçan diğer örgüt mensupları Almanya'ya gitti mi? GİTTİ! Almanya "Türk Devleti ile sorun yaşayan herkesi bekliyoruz!" çağrısı yaptı mı?
YAPTI!
Can Dündar, Zekeriya Öz, Celal Kara ve ismini sayamayacağımız pek çok İMAM buralara sığındı mı? SIĞINDI!
Demek ki 15 TEMMUZ'un içinde NATO vardı! Almanya var mıydı?
Elbette! Hillary Clinton-Merkel çizgisi tamamen destekti! Dün de bugün de...
Peki bunların içimizde TARAFTARI, gönül vereni var mıydı? Hem de ÇOOOK!
Avrupa-Amerika arasında bir HAT baştan beri Erdoğanlı Türkiye'den kurtulmak istiyor. Tek dertleri ERDOĞAN! Giderse dünyalar onların olacak... Yakın geçmişi bir hatırlayın!
İstihbarattan, polisten, savcıdan, askerden geldiler! Şimdi de PARADAN gelmek istiyorlar.
17-25 Aralık, Oslo, 7 Şubat, Gezi ve 15 Temmuz!
Devleti devlet yapan bütün enstrümanlar buralarda kullanıldı. Bazen polisle bazen savcı ile bazen de tankla tüfekle geldiler.
YIKAMADILAR!
Yıkamayınca iyiden iyiye açığa çıktılar. Artık SAKLANMA, GİZLENME gereği duymadılar. Bir de Hillary Clinton kaybedince çıldırdılar.
DÜN NE OLDU?
Adana Valiliği'nin otoparkında sabah saat 08.05'te, valilik makam girişine yakın yerde bırakılan bomba yüklü araç bir kadın terörist tarafından patlatıldı.
Hain saldırıda 2 vatandaş yaşamını yitirdi, 33 kişi yaralandı. Vali kıl payı kurtuldu! Peki neden ADANA hedef seçilmişti?
Acaba ENERJİ ZİRVESİ ORADA TOPLANDIĞI İÇİN OLABİLİR Mİ!
Kesinlikle evet!
Türk Silahlı Kuvvetleri FIRAT KALKANI operasyonunda rejim güçlerine ait uçaklar tarafından vuruldu!
Saldırıda üç askerimiz şehit düştü.
Saldırı, RUS UÇAĞININ Suriye sınırında düşürülmesinin yıldönümünde gerçekleşiyordu! Birileri bu kez sınırın öteki tarafından gelerek TÜRK-RUS gerginliği istiyordu. Düzelen ilişkilerden rahatsızlık duyuyordu! Olabilir mi? Kesinlikle evet!
Bir yandan bunlar yaşanırken TÜRK DEVLETİ DÖVİZ üzerinden gelenlere faiz silahıyla karşılık veriyordu. Durması, dinmesi gereken saldırı daha da artıyordu! AVRUPA PARLAMENTOSU Türkiye'siz bir AVRUPA için ellerini kaldırıyordu.
Çoğunluk "ANKARA OLMADAN GİDELİM" diyordu! Bu mümkün değildi. Anlamı ERDOĞAN'ı devirip öyle ilerleyelim demekti! Oylama ne zaman değerlendirmeye alınacaktı?
Aralık'ta! AB LİDERLER ZİRVESİNDE!
Bir soru! Türkiye ne zaman ÜYELİK MÜZAKERELERİNE BAŞLAMIŞTI?
O da Aralık 2004'te! Peki Türkiye'yi saf dışı bırakıp Erdoğan ve ailesini almayı düşünenler ne zaman harekete geçmişti?
Evet! 17-25 Aralık'ta... Yeni yıl girmeden birileri devamlı bir şeyler yapmak istiyordu! Peki o darbeyi yapamayanlar nereye kaçıyordu?
Almanya'ya...
OYLAMA ile Türk ekonomisini sarsmak istiyorlardı! Zaten DOLAR da EURO da yükselen bir grafikle yoluna devam etmek ister bir tablo çiziyordu!
Saldırı EKONOMİK değil SİYASİYDİ!
Biraz daha açalım... Bizim üzerimize gelseler de olay sandığımızdan çok daha büyük!
Amerika'ya TRUMP'ın BAŞKAN olmasından sonra dünya yeni bir rotaya oturacak! Bu yolun TRUMP'la ilgisi yok!
O, karar verildikten sonra önü açılan ve gelmesi gereken biri! Trump sadece planın eksiksiz işlediğinin göstergesi...
8 Kasım'da ABD yeni Başkanını seçti.
Sonraki 12 gün içinde, yani 20 Kasım'a kadar, İSVİÇRE'den 570 milyar dolar, Avrupa ve Asya'dan 1.6 trilyon dolar transfer etti. Dahası vardı! Burası oldukça ilginçti! Apple, Microsoft, Coca Cola, Google, Oracle, General Motors gibi dev şirketler de Nevada Reno'ya 'OK' dedi. Yani TRUMP'tan önce paranın karargahı olarak bilinen merkezlere PARA yağıyordu! Bu, paranın anavatanına dönüşünü hızlandıracaktı!
Trump'ın BÜYÜK POLİTİK DEHA olmadığı ortada. Ancak PARADAN iyi anlardı. Apple, Microsoft, Coca Cola, Google, Oracle, General Motors artık Amerika'nın en fakir bölgelerinde yatırımlara başlayacak. Zor bir değişim olsa da bunun startı verildi. Başlarda dünya acı çekecek. Bu net! Ancak 2017 içinde ABD'ye 5 trilyon doların üzerinde bir akış olacak. Öngörülen miktar bu...
Böylesine büyük bir hamle DOLARIN Avrupa ve Asya'da yüzde 40 civarında değer kazanmasına yol açacak. Zaten FED de faizleri artıracak! Ne zaman?
ARALIK'ta!
Bu planla, Avrupalı ve Uzakdoğulu şirketlerin de ABD'ye gelmesi sağlanacak. Özellikle Japon ve Güney Koreli şirketler, parasını Nevada Reno'da değerlendirecek. Onun karşılığında Amerikan devleti o ülkelere belli ölçülerde dolar akışı sağlayacak.
Trump, seçim sürecinde verdiği bir mülakatta, "Başkan seçilirsem Apple'a, bilgisayarlarını ve diğer ürünlerini bu ülkede ürettireceğim" dedi. Bunu nasıl yapacağı sorusuna ise "Tim Cook'un üzerine öyle bir çökerim ki Silikon Vadisi'ne gidene kadar kendine gelemez" cevabını verdi.
Yeni dönemde EKONOMİNİN DÜMENİ WASHINGTON'da olacak.
O belli! Çin, ABD ile anlaşma yolunu seçti. Açıklamalara dikkat ederseniz, Trump'a Çin'den büyük destek var.
Trump'ın 2 akıl hocası var. İkisinin de Çinli olması tesadüf değil!
Trump'ın parayla ilgili kitaplara giren bir sözü vardır: "Para benim için hiç bir zaman motivasyon kaynağı olmamıştır, sadece kendimi takip etmem için bir yoldur. Asıl heyecan oyunu oynamaktır." Bunun anlamı şudur:
"Parayı yönetmek her şeyi yönetmektir!" Şirketlerin Amerika'nın içinden çıkıp dünyayı yönettiği bir sistemin yerine Washington'ın arkasından iş çevrilemeyen bir dünyaya doğru gidiyoruz... Şirketler kalacak ama son sözü Washington söyleyecek...
İşte bu iklimde PARA anavatanına giderken, Hillary ile Merkel arasındaki HAT büyük zarar görmüşken AVRUPA Türkiye'ye bu kaosta bir yumruk daha atmak istiyor... Ankara'yı köşeye sıkıştırıp kendileri için bir NEFES BORUSU inşa etmek peşindeler. Bu nedenle de ERDOĞAN GİTMELİ!
Peki nasıl? EKONOMİK TÜRBÜLANSLA! İşte bu metodla geleceklerdir.
Gelmeye devam edeceklerdir. Çünkü FETÖ'den tutuklananların sözleri; Hürriyet'in GİZLİ MANŞETLERİ hep AK PARTİ'yi BÖLMEYE yönelik! Bilerek ya da bilmeyerek bunu yapıyorlar! Ama içerideki FETÖ'cüler son derece bilinçli bir hamle ile geliyorlar. Para gücünü artırırsa AK PARTİ içindeki PARANIN temsilcileri kesinlikle ve kesinlikle ortaya çıkacaktır. Bunun için uzun zamandır fırsat kolladıkları da aşikar! Hatta Erdoğan'a destek olan MHP de risk altında!
Devlet Bey de bu saldırılardan payına düşeni alacaktır. Çünkü partisinin çatısı altında Hillary ile yan yana gelmeye hazır bekleyen çok isim vardı!
Dönelim başa! Türkiye kendi geleceği için "ŞANGHAY" diyor ve saldırılar hemen tavan yapıyor! Döviz fırlıyor, uçaklar vuruyor, içeride bombalar patlıyor...
Saldıranlar KRİZİ TAVAN yaptırarak GENİŞ BİR KOALİSYON İSTİYOR!
Erdoğansız tabii!
Bunu unutmayın!
Canımızı yakan gelişmelere bir de böyle bakın! Bakın ki oyunu anlayın!
http://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2016/11/25/yakindan-kumandali-bomba

Paranın saltanatı Ergün Diler

Trump'ın gelişi hem dünyayı hem de bizi etkileyecek. Bu kesin ve net... Dünya medyasının gönülden desteklediği Hillary kaybedince gözle görülür değişiklikler olacağı aşikar... Hatırlayın, Aydın Bey'in gazeteleri iş yaptıkları TRUMP 'ı değil de Hillary'yi desteklemişti.
"TAŞRA OYLARINDA YANILDIK!" diyerek Hillary'yi BAŞKAN seçen de Aydın Bey'in gazeteleriydi! Demek ki Trump'ın gelmesinin, Hillary'nin yenilmesinin içeride bir takım rüzgarlara neden olacağını gösteriyordu...
İşareti kendileri veriyordu. Aydın Bey'in gazetelerini İSTANBUL SERMAYESİ diye okumakta büyük fayda var. İstanbul sermayesi de kendini ülkenin sahibi gören anlayışı temsil eder.
Tayyip Erdoğan geldiğinden beri bu sermaye ve bu sermayenin medyası saldırdı. Görünür ya da az görünür bir şekilde... Saldırırken de en iyi bildikleri yöntemi kullandılar. Ülkedeki çatışmanın nedenini farklı ideolojilere bağladılar.
HAYAT ŞEKİLLERİ yüzünden içeride kavga çıkıyordu! Böyle diyorlardı... Açıkça LAİK DÜZENİ SAVUNANLARLA DİNİ ESASLARA DAYANAN BİR DÜZENİ İSTEYENLERİN KAVGASI OLARAK SUNUYORLARDI ÇATIŞMAYI!
Sıradan insanları böyle kandırıyorlardı!
Eğer bunlar gerçek ise neden hem kendileri hem medyaları AK PARTİ içindeki pek çok isimle YALILARDA KÖŞKLERDE oturup kalktılar!
Kalkmaktalar... Demek ki arada bizlerin ıskaladığı başka bir gerçek vardı! Bu gerçek Hillary gelemedi diye üzülenlerin yüzünden de okunuyordu!
AÇALIM BİRAZ...
Trump'ın Hillary'yi yenmesi aynı zamanda PARAYA darbe indirmesiydi.
Bizler çocukluğumuzu NÜKLEER SİLAHLARIN GÖLGESİNDE GEÇİRDİK. Her ajans her gün onlarca kez "SOVYETLER BİRLİĞİ ABD'yi tehdit etti" ya da "ABD Sovyetler'i yeryüzünden sileriz!" çıkışı yaptı haberleri arasında geçti... Aslında o günkü koşullar DÜNYANIN ÜZERİNE KURULDUĞU DÜZENİ anlatıyordu.
İki süper güç birbirine aralıksız olarak EL KALDIRIYOR, ancak kimse şamarı indirmiyordu. Hep savaş gölgesinde yaşıyor, ancak savaşı görmüyorduk.
Bu iki büyük dünya savaşının çıktığı AVRUPA'yı kontrol için icat edilmiş bir oyundu. İKİ SÜPER GÜÇ çekişiyor, geri kalan herkes nefesini tutarak olacakları izliyordu. DENGE BUYDU!
Şimdi Trump geldi... Yeni bir sayfa açılacak... Artık dünya ekonomik bir BÜTÜN olarak hareket edemeyecek.
Paranın ve ekonomilerin yönetimi FİNANS SİSTEMİNDEN geri alınacak.
Bu KULE yıkılacak. Devlet geri gelecek ve gücünü gösterecek. Ekonomiyi ve parayı yönetenler ele geçirdikleri SİYASİ gücü de devredecekler. İŞTE KAVGANIN ÇIKTIĞI YER TAM DA BURASI... Parayı elinde tutanlar ABD'de Hillary'yi, Rusya'da Medvedev'i, Türkiye'de ise onlarca siyasiyi kontrol ediyordu. AK Parti içinde de dışında da çok sayıda isim bu sistemin oyuncusuydu... Bu kavgayı göstermek istemeyenler bize LAİKLERLE DİNDARLARIN ÇATIŞTIĞI TEZİNİ satmaya çalışıyorlardı! Gerçek bambaşkaydı. Yazan çizen yoktu!
Yeni dönemde elbette KAPİTALİZM bitmeyecek, silinmeyecek ama kontrol Washington'ın eline geçecek... Soros'un, Rockefeller'ın, Rothschildler'in tedirginliği neyse İSTANBUL SERMAYESİNİN tedirginliği de o! AYNI KAMP HEPSİ!
Peki önceden silahların gölgesinde yaşarken sesimiz çıkmıyordu. Soros ekolü geldi demokrasi, insan hakları, eşcinsel evlilikler, çevre, küreselleşme gibi konular hayatımızın merkezine oturdu. Bu gelişme SOVYETLER'in yıkılmasından sonra ortaya çıkan YENİ OLUŞACAK DENGE'nin işaretleriydi. İşte 1990'dan beri üzerinde özenle çalışılan yeni sistem 15 TEMMUZ'da İstanbul BOĞAZ KÖPRÜSÜ'nde çöktü. Zaten köprünün ismi daha sonra 15 Temmuz Şehitler Köprüsü oldu! Bu bile sistemin değişeceğinin en büyük işaretiydi!
Sistem silahların gölgesinde giderken kullanılan DİL ile SOROSGİLLER'in egemenliğindeyken kullanılan DİL birbirinden farklıdır. Sovyetler yıkılınca manşetler de üniversiteler de hocalar da okullar da siyaset de değişti. Sonuç olarak insanlar da! İşte şimdi Trump'ı getiren güç yeni bir dil, yeni bir dünya, yeni bir ÇEKİŞME alanı meydana getirecek.
Trump'ın etrafındaki isimlerin ASKER KÖKENLİ olması ne anlama geliyor yakında anlayacağız. Dünya kurulan bu dengeler üzerinden gider ve her ülke etkilenir. Dışında kimse kalamaz.
Komünizmle Mücadele dernekleri FETÖ'nün yeşerdiği alanlardı! O gün öyleydi. Şimdi komünizm kalmadığı gibi onunla mücadele eden FETÖ de kalmadı, kalmayacak... DENGELER ülkeleri, siyaseti, ekonomiyi ve insanları değiştirir...
Trump ve kendisini getiren güç AVRUPA'yı merkeze koymuyor. Silahlara bulaşmadan Avrupa Birliği'nin dağılmasını istiyorlar. Dengede önemli olan Rusya ve Türkiye'nin yanlarında olması. Bir de Ortadoğu tabii...
Bizim bilmediğimiz masalarda sanki birileri buna razı olmuş gibi... Şu rakamlara iyi bakın!
* Çin-400 milyar dolar
* Japonya-380 milyar dolar
* Arabistan-300 milyar dolar
* Cayman Adaları-750 milyar dolar
* Brezilya -300 milyar dolar
* İsviçre-600 milyar dolar
* İngiltere-450 milyar dolar
Bunlar 2017'de ABD'ye gönderilecek paralar...
Trump'ın BREXIT taraftarı olduğunu düşününce oyun sanki biraz daha anlaşılıyor... Paranın gittiği yer Washington'ın kontrolünde olacaksa tek kutuplu çok sesli bir DENGE geliyor demektir. Biz Türkiye olarak elbette burada söz sahibi oluruz...
Trump, Moskova ve Ankara ile kavga etmeyi değil, çıkarlarını paylaştıkları bir politikayı hayata geçirecek. Kissenger da Trump'ın akıl hocalarından biri... "İlk ziyaretlerini Rusya ile Türkiye'ye yap!" dedi... Bu arada Pensilvanya Trump'a mektup göndererek "Beni burada istemiyorsanız sessizce söyleyin, hemen KANADA'ya geçeyim..." teklifinde bulundu!
KÜRESELLEŞME sona erince dünyanın çeşitli bölgelerinde operasyon yapacak FETÖ'ye de gerek kalmayacaktı... Cemaatler de küreselleşmenin bir çocuğuydu! Şimdi hem evlilik bitti, hem de ortak gelecek arayışı... Ancak bu tarihi kavganın yani PARA ile DEVLET arasındaki kavganın bittiği anlamına gelmiyor. Bu sonsuza kadar sürecek...
Paranın yönettiği sistem AVRUPA kökenli... Avrupa'dan çıkıp Amerika'da yayıldılar. Ve bunlar son 3 asırdır bizim topraklarımıza göz dikti. Geldiler ve o gün bugün çıkmayanlar var! Biz bilmiyoruz sadece... Trump'ın getireceği sisteme karşı çıkması gereken iki kutup var!
Avrupa ve Çin! Sonuçları en çok buraları etkileyecek. Bu nedenle bu iki güç birleşerek ya da ayrı ayrı buralarda kendi politikalarını oluşturmak isteyeceklerdir.
Bu mücadelenin en doğal sonucu!
Türkiye gibi en önemli KALENİN ellerinde olmasını isteyeceklerdir.
Kavga büyüyecektir. Özellikle Türkiye merkezinde! Daha önce Hillary'nin geleceğine kesin gözüyle bakıyorlar ve kontrollü saldırıyorlardı. Şimdi ise bütün güçleriyle geleceklerdir... Siyasette ve ekonomide bunu göreceğiz... Tek dertleri ERDOĞAN'ı devredışı bırakarak yürümek. Hatta kendi aralarında "Erdoğan'ı tasfiye etsek, yerine AK PARTİ içinden başka bir ekibe geçit versek ve sonra da dönüp 'Gördünüz mü bizim Türkiye ile AK Parti ile bir sorununuz yok! Problem Erdoğan'dı. O da gitti' desek" senaryosunu tartışıyorlar...
İçeride de dışarısıyla iş tutmaya hazır çok isim var. Kavga bu! Saldıranlar belli. Kimse SIR değil! Sadece daha da sertleşecek...
Kazanacağız ama bilelim... PARANIN yanında saf tutanları saymakla bitiremeyiz. Ama hazırlık içinde olan çok kişiyi duyuyorum... Bazıları ise ANKARA'nın ortasında bunu gizlemeden yapıyor! Özellikle Pensilvanya ile özel hat kuranlar...
İzliyoruz... Bakacağız...

NOT: Karşımızdaki ekip SOVYETLER BİRLİĞİ'ni yıktığı için kendilerine aşırı güvenleri var. Kavga bu! Her yerden geleceklerdir! Bu kez Türkiye'ye hiç olmadıkları kadar ihtiyaçları
http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2016/11/26/paranin-saltanati

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

25 Kasım 2016 Cuma

((slayt izle)) Allah'ın Resullerinden birisinin dahi İsminin yanlış yerde kullanılmasının verdiği rahatsızlığa cevap

Cevaba Cevap

Sayın Gürbüz Bey

Bu yazınıza cevap ve yorumlarım yazınızın satır aralarında mavi eğik yazı ile yazılarak verilmiştir.

Bu suret ile yazıda geçen konular bir birlerinden kopmadan daha anlaşılabilir olabilir. ...

 

25 Kasım 2016 07:32 tarihinde Grbuz Guvendag yazdı:

Bataklığı Kurutmadan Sivrisinekleri  öldürmeye calısmak,

Sayın Ahmet Bey,

Bu Ergün Diler,de komplonun içinde.

Amac kafa karıştırmak.

Bataklığın devam edip,sivrisineklerle uğraşıp,TC yi yıkmak istiyen ekibin içindedir.

Bir kere

 

Sizde de Kohenlik (Kahinlik. Yahudi kehaneti) var galiba. Nasılda bu kadar rahat ve kesin hüküm verebiliyorsunuz. Bu fakir bunca zamandır okurlarımı komplike düşündürebilmek ve tek düze öküzün trene baktığı gibi bakmaları terk edip bu yazıda veya yazarında kaç tane komplo ve ya gerçek uyarı vardır acaba diye düşünmek gibi ne bir entelektüel nede şarkın mütefekkir-liğini göremiyorum. Biliyorum. Bu tip yazılardan hiç bir şey anlamadığınız gibi tekdüze bakmanın rahatlığını doya doya yaşıyorsunuz. Bu sizin söyledikleriniz benim aklımdan çok daha detaylı geçmez mi zannediyorsunuz. 

Eğer sizin sıradan insanlara has bakışınız ve gördükleriniz gerçek olsa idi dahi ben bu yazıyı yine gönderirdim. Çünkü yazı her türlü ihtimalleri ve yansımaları ile ne amaca matuf yazıldığını muhatabın yabancı olmasının amacının ne olduğunun anlamaya açık bir zihinle irdelenmesini gerektirdiğini düşünür, anlama yeteneği yeterli olmayanların öfkesine aldırmadan anlama yeteneği olan az sayıda kişiye ulaştırmak isterdim. Nitekim. ortada pek görünmeyen okurlarımdan artık benim aktarmama gerek kalmayacak şekilde bizzat kendileri kaynağından okuyorlar ve eğer Türk istihbaratı görevlendirmedi ise dahi pek çok istihbaratçı da gidip kendisinden daha fazlasını alıyorlardır. Üstelik yabancı muhatapların kimle olduğunu da gayet iyi takip ediyorlardır. 

Bu konuda son bir Not daha. İstihbaratı veren yabancılar ile dünyanın siyasi ve coğrafi merkezi sayılan Türkiye deki vatan severler arasında ortak noktalar ne olabilir diyede kendi kendinize sorgulamanız lazımdır. Çünkü iki taraf da kendi ülkesi ve halkına mı ihanet ediyor yoksa beynelmilel siyaset senyörleri diktatörlüğüne karşı ortak hareket etmek zorunda olduklarının tam anlamı ile bilinci içindemi hareket ediyor. Dünyadaki savaşlar hala ülkeler arasında mı devam ediyor, yoksa insanlar ile insanları köleleştirmek de ısrarla devam edenler arasında mı devam ediyor. Bu savaş sadece bizde mi yoksa bizi esir almış ülkelerinde kendi içlerinde mi devam ediyor? 

 

Kovboyistan ın  nasıl yönetildiğinden bahsetmiyor.

Kovboyistan,Hür Mahfilci,Kapital sahiplerinin kontrolündedir.

 

 Siz alemi ahmak ve hiç bir şey anlamazlar dan olanlar dışında bu bahis ettiğiniz konulardan habersiz mi sanıyorsunuz. Adam bu konuları fazlası ile bilen okuyuculara hitaben yazıyor.

 

Bu,Hür mahfilci Kapitalistlerin arkasında ,Tapınak Rahipleri vardır.

Hinduizm den gelen,sonra Mısırda ortaya çıkan ve Oradan da Filistine gelen

Rahip sülaleleri ,Davudi toplumunda hakimdir.

 

 Siz hizmetkarları patronlar mı zannediyorsunuz? Mertliği dürüstlüğü adaleti Hak'tan asla sapmaması, Allah tarafından Kendisine verilmiş artık orijinali bulunamayan Kutsak kitap Zebur'u ve ilahi Kitapları kendisi ile birlikte dağların, taşlarında birlikte okuduğu, Allah'ın kendisine Kuranda Ey Davut bir seni yeryüzünde halife kıldık dediği, İnsanlara ve hatta dağlara taşlara bile halife gönderilen Hz. Davut (A:S)'ı bu dünyada sadece Müslümanlardan Salih ve mert kullar ile İsrail oğullarından da Hristiyanlardan da Adil Salih ve mert olan Allah katında değerli insanlardan başka kimleri ve hangi dünya perest çıkarcıları kast edip de hepsini bir birinden tefrik edecek ilmin sende zerresi bulunmadığından tevazu ile boynunu Büküp Hz. Davut Aleyhis selam demek yerine eşkıyaların reisi gibi takdim etmeye devam edebiliyorsun. Kendine dikkat etsen iyi olur. Ateşe doğru kendi keyfine uyduğun için gidiyorsun. Bize de elimizden buna mani olacak bir şey gelmediği için sadece üzülmek zorunda kalıyoruz. Kusura bakma ama Allah karşı dahi haddini bilmiyor ve onun Resullerine gereken hürmeti göstermemek ile Allah'a da göstermemiş oluyorsun.

 

Kabalayı,Talmutu  yazan,okuyan ve anlıyan sülalerdir

 

 Olabilir de olmaya bilir de. İnsanlık kaç defa kimler ile melezleşti ve hangi savaşlara da kimler kimlerin tecavüzü ile veya evlenerek meşru ve gayri meşru çocuklar doğurdu, bilmeden konuşmak akla da ahlaka da hakikate de uygun düşmez.

 

Bunların içinden Peygamberler çıkmıştır.

 

Peygamberler sadece İl insan ve İlk peygamber Ademin neslinden gelen Allah'ın seçtiği bir soydan geliyorlar. Ama gelirken de o soydan gelen çürükler ve fıtratı bozuklar Peygamber olana karşı kibirlenip kabul etmemek ile süzülüp damıtılıyor ve damıtılan soydan gönderiliyorlar. Hz Muhammed Mustafa (Sav) de İbrahim'in geldiği Peygamberlik soyundan Hz. İbrahim'in (As)ın oğlu İsmail (As)ın soyundan geliyor ama aynı Soydan gelen damıtılma dışında kalan safradan da Amcası Ebu Cehil ve Ebu Lehep gibi kafirlerde çıkıp ölene kadar Allahın resulüne karşı Allah ile savaşıyorlar. Sözlerinizde ilmi gerçekliklerden pek bir şey göremiyorum. Mektep okumayı öğretir ama cehaleti gerçek anlamı ile ömür boyu okumak dahi gideremez.

 

I.dünya savasından önce Protkolleri yazmışlardır.

Rusya da ,Kominist bir sistem kurup,Davudi egemeliğini kurmak istemisler,basarılı olamamışlar fakat Ortadoğuda  Davudistan ı kurmuşlardır.

 

Siz bazı doğru kaynaklardan başlayınca neden doğrulukta kalamıyorsunuz. Davudiler ve Museviler hala dünyanın bir çok köşesinde Siyonistlere ve İsrail'e karşı gösteriler yaparak bunların Musevi ve Davudi değil Doğrudan altın buzağıdan böğüren put yapıp, halkını, Peygamberin kırk günlük Tur dağına vahiy almaya gittiği dönemde halkın çoğuna sizin taptığınız ilah işte budur. Musa size Rabbinizi gösteremiyor ama işte ben gösteriyorum diyerek altından, maharetle, zekayla, kurnazlıkla ve hünerle yapmayı becerdiği altın buzağıya tapan putperestlere döndüren kafirler müşrikler ve putperestlere çeviren Samiri adlı kişinin başlattığı aşağıdaki insana has bazı hünerler ile yaptığı değerlerine tapmaya devam eden mevcut Siyonistler ve harami paradorların hala taptığı aynı amaçlara tapmaya yönlendiriyorlar. Sen ise Davut Aleyhisselam-ı hiç utanmadan ve Allah'tan da korkmadan aynı kili putperestler arasına atıyorsun. Bunu hesabını eğer tövbe etmeden ölürsen ancak Allah verirsin ve korkarım faturası da Cehennem ahalisine karışıp ölemeden sürünmek azabına uğrasın. Allah CC cümlemize hidayet nasip etsin. Hüküm Allah'ındır. Bizimki bildiklerimizi beyandan ibarettir.

 

Bunların ,gizli calısan bazı örgütleri vardır ve buralara ulaşmak cok zordur.

Bunların ve Kovboyistan daki büyük sirketlerin kurduğu,vakıflar tek dünya

düzeni için  projeler ,üniversitelerde araştırma  çalışması yaparlar.

Bu projeleri de,Kovboyistan Istihbaratı uygular.

 

Dünyada kızıl-deriler yok edildi, Kovboylar da bir birlerini vurup kendi nesillerini Kızılderililerin ahına çarpılıp cezasını çekmek üzere ya vurarak yada hapislerde çürüyerek ortadan kalktı. Büyük boy besiciler hayvanları görmeden tutukları uşaklara işçilere ırgatlara silah falan da vermeden baktırıyorlar. Şuna Adam gibi ABD ve ya Amerika gibi herkesin bildiği isimler ile bahis etsen de kendine özellik diye kibir devşirmek için çalışırken ciddiye alınmaktan kaybet mesen olmaz mı?

 

Türkiye de  sıtma yapan sivrisinekler de,sıtmanın sadece Tarikatcı olmıyan  lara yayılması için uğraşanlar da aynı  sudan besleniyorlar.

 

Tarikatın gerçeğini bilse idin sahtelerine bakıp sadece sahte tarikatlar var diye Allahın seçkin kullarının da bulunduğu insanlara hakaret edip saldırmazdın. Bir şeyin aslı olmasa sahtesi üretilmez. Daha önce Bir Yahudi Diplomat hanımın sorusundan alıp kulağıma taktığım küpe şu sözdür. Bana sen hiç sahte onbeş liralık gördün mü? Bende Onbeşliralık bir para yok ki dedim. O Diplomat hanım da, zaten bende bunu anlatmaya çalışıyorum. Aslı olmayanın sahtesi üretilmez diye cevap vermişti. Bulunduğumuz yerler sadece düşman karşısında dik durup halkımıza karşı tevazu ile hareket etmektir. Bunu arifler edep olarak kabul ederler.  

 

Iki güc çarpıştırılıp,TC zayıflatılıyor.

Oyun büyük.

Sıtma yapan  gizli  imam sinekleri nin ,ekonomik yönüne darbe vurulmaya  calısıldı.

Global Davudi Sermaye nin kontrolüne cıkıldıgı,TC de bazı ekonomik gelişmeler

yapılmaya başlandığı zaman ,kafaya vururlar.

Üretmiyeceksin,yurt dışına mal satmayacaksın,hep Davudi Kapitalistlere çalışacaksın.Onların kölesi olacaksın ve sadece tüketeceksin.

Demirel,12 Martta ondan devrildi.

Özal ,ondan gitti.

Ecevit,çökertildi.

TC ye  24 subat kararlarının  uygulatılması,Kemal dervişle sağlandı.

MHP ,hic bir zaman üreticiden yana tavır alamadı.

Basta bulunan lidere ,hakaretler yağdırıp,onların koltuğunun altına girdiler.

Kominizmin ortaya cıkısı nı anlamadan ,dünya  olayları anasılmaz.

Kovboyistan,Rusya ,Cin silahlanıyor.Kazanan ,Davuid kapitalistler oluyor.

Gur-Buz

 

Şunu açıkça yapa bileceğimiz hiç bir şey yok. Kümesteki tavuklar gibi kesilme vaktimizi beklerken birbirimizin yumurtladığı yumurtaları kümeslerinden yürütüp yiyerek geçineceğiz deseniz bu yazının sonuna daha çok yakışırdı. 

Bizler İslam dünyasında, Allah'ın yeryüzündeki askerleri olarak anılan bir milletiz. Kullar daralmadıkça Hızır gibi bizi ortaya sürmez yaratan. Biz Ali Aslan Beyin dediği gibi Şeytanilerin İnsanlık alemi ile oynadığı Satranç 'ın Şeytanın bütün taşlarını devirip İnsanın şeytanı mat edeceği ilahi satranç taşıyız.

Dünya dönerken nasıl gece ve gündüz oluyor ise Küfür ile İman cepheleri de manevi dünyanın kafirler zalimler ahlaksızlar namertler, gecesinde ve İman ehli Mertler dürüstler Hakk'ı koruyup zulme karşı hiç tereddüt etmeden ölümüne savaşan da sabaha yaklaşırken uyandırılıp gündüzde ortaya çıkarlar. Hak ehlini savunur haksızları zalimleri kırarız. İsten inanır isteyen inanmaz zafer bizden olanlar ile birlikte milletimizin-dir. 

Sürçi lisan etti isek af ola

Selam hidayete tabi olanların cümlesinin üzerine olsun

A. D. Şimşek 

 

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

24 Kasım 2016 Perşembe

((slayt izle)) Asıl şifre 2 dolar Ergün Diler

Önemli bilgiler içeriyor. Açık istihbarattan istifade etmeyi bilenler için ayrıca değerli puzle (Yap-Boz) parçalarını büyük resime doğru tamamlamakta yararlı olabilir.
A.D.Şimşek

Asıl şifre 2 dolar  Ergün Diler

Bir günlük aradan sonra yine AMERİKALI DOSTUMUN söyledikleriyle devam edelim... İlk yazıdan sonra pek çok soru geldi!
Özellikle "Hillary Clinton BAŞKAN seçilseydi İSTANBUL'da kimlerle toplanacaktı?" ve "15 TEMMUZ sonrası kurulacak KABİNEDE kimler yer alacaktı?" cevap bekleyen soruların tepesinde yer alıyordu. Türkiye'nin içinden geçtiği dönemde bunları açık açık yazmak ŞİMDİLİK doğru değil diye erteliyorum. Yoksa günü geldiğinde eskiden beri kenarda köşede tuttuğum öyle şeyler var ki hepsini paylaşacağım. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Görevimiz yazmak. Ama şunu da görüyorum ki Türkiye'de bilinmeyen GİZLİ KAMPLARININ ortaya çıkmasında hatırı sayılır bir katkım var!
Hele yazamadıklarımda bu kamplara ait isimleri gördüğümde sevinmek yerine üzülüyorum. "Keşke haklı çıkmasaydım!" dediğim çok oluyor...
Şu kadarını söylemek istiyorum, AK Parti, CHP ve MHP'de EKONOMİK olarak aynı eksene düşen insanlar Hillary'yi kırmızı halı ile karşılayacaktı.
Tabii bir de bu isimlerin üzerinde bulunan etkili siyasiler! Herkesin tanıdığı isimler! İşte buraya girmek istemiyorum...
Neyse...
Gelelim dostuma... Yine çok ilginç detaylar paylaştı. Yine sadece ve sadece bir bölümünü sizlerle paylaşacağım...
Bakalım okuyunca yine sorularınız, şaşıracağınız yerler olacak mı?
Bilemiyorum... Bu arada dostum, Trump'ın çok iyi derecede TÜRKÇE bilen 3 danışmanıyla ilgili yakında çok özel bilgiler vereceğini söyledi. Çok özel temaslardan, çok özel raporlardan söz etti. "Zamanı değil" diye ısrar etmedim. Sanırım önümüzdeki günlerde bu ÜÇLÜ çok konuşulacak.
Bakalım neler olacak?..
Kaldığımız yerden devam edelim...
Siz de biliyorsunuz ki Türkiye'de yakın zamanda herkes BYLOCK isimli FETÖ'nün yazılımını konuşur oldu. Oysa siz bana 15 Temmuz'dan aylar önce Silent Circle isimli bir yazılımdan söz etmiştiniz. Ve bunun için Londra ile Santa Monica'da eğitim verildiğini anlatmıştınız.
BYLOCK nedir? Bu olayı nasıl okumalıyız?
BYLOCK, önemli bir program. Orada konuşulduğunu da biliyorum ve izliyorum... Ama bilgi eksik olduğu için yanlış tartışmaların içindesiniz. BYLOCK üzerinden operasyonları anlıyorum ama eksik!
Nasıl yani?
Sana sözünü ettiğim Silent Circle bu programların MONA LİSA'sıdır!
Yani HAYALET PROGRAMDIR!
Görüntülü konuşma sağlar. Ve kaydı yoktur. Kendini yok eden bir yazılıma sahiptir. İstediğin kadar uğraş çabala bunu yakalamak mümkün değildir.
Konuşma bittikten sonra temas da görüntü de söz de yok olur gider...
Yani?
İşte sana aylar önce sözünü ettiğim Silent Circle'ı FETÖ örgütünün en üst düzey isimleri kullanıyor. Aralarındaki hiyerarşiye göre (CIA BELİRLEMİŞTİR BUNU) belli sayıdaki en tepe isimler bu programla iletişim sağlar. BYLOCK bir alt seviyedir... Demek istediğim ÇATI KADRO Silent Circle ile görüşür... Ve bu ekibi buradan yakalama şansınız sıfır bile değil... YOKLAR çünkü...
Peki burada en çok merak edilen bir başka soru da DARBECİLERİN kullandığı 1 DOLAR'lık banknotlar... Nedir buradaki şifre? Neden 1 dolar?
Sanırım burada da bir yanılgı içindesiniz. Medyanın köpürttüğü alanda ilerliyorsunuz. 1 DOLAR'ların pek bir şifre özelliği yoktur!
İyi de pek çok darbecinin cüzdanında 1 DOLAR çıktı. Bu nedir peki?
Bizde bir kural vardır! Çok özel ajanlar CIA'da 2 dolar'lık banknot kullanır... Siz 1 ile meşgulsünüz! Kaçırdığınız nokta burası... Orada 2 DOLAR'LIK banknotu olanları bilen var mı? Pek sanmıyorum...
Kimde var bunlardan?
2 dolarlık banknot, dünyada çok az bulunur. CIA ajanlarının cüzdanındaki 2 dolarlık banknotlar çok etkindir. Bu prosedür çok önemlidir.
Tamam ama burada kimlerde vardı?
Türkiye'de GÜLEN'in bel bağladığı ve herkesten sakladığı birkaç GENERALDE bu 2 DOLARLIK banknotlardan vardı...
Sahteydi bunlar! Kimlik kartı yerine geçiyordu. 2 DOLARI olan özel görevli cüzdanını açarak karşısındakine bu banknotu gösterir ve işleyiş başlardı. 15 Temmuz'dan sonra bunca operasyon yapıldı, cebinden 2 DOLAR çıkan tek bir kişi görmedim, duymadım!
Peki neden bulanamadı?
Bulunamayacak da ondan! Kimse cüzdanında 2 doları olan birini elleyemez! Çıkmadı, çıkmayacak da...
1 doları olanlar ele geçirilirken 2 doları olanlara kimse dokunamayacak...
Böyledir bu işler! Aklıma bir şey geldi, konuyla ilgili değil ama altını çizmek istiyorum...
Evet!
Bir süre önce David Kohen'in İstanbul'a gelip Boğaz'da çok özel bir teknede, çok özel insanlarla toplantı yaptığını söylemiştim. Sen de isimleri yazmamıştın! O teknenin sahibi ile ilgili sana öyle şeyler vereceğim ki şaşırıp kalacaksın. Burada kara parayı yöneten KOHEN'in oradaki işbirlikçilerinin bilinmeyen yanlarını paylaşacağım... Bu teknenin sahibi kimdi biliyor musun?
Muhtar Kent'in en yakın arkadaşı olan bir TÜRK! Neyse... Zamanı gelince konuşuruz!
ABD Genelkurmay Başkanı Dunford çok sık geldi buralara! Ne istiyor, neyin peşinde?
NATO'da ABD'nin sistemi değişecek.
General Dunford bunu konuşmak için Türkiye'ye gitti. Yeni düzende NATO, Türkiye ile farklı bir sistemde çalışmak istiyor. Öyle farklı bir denge göreceğiz ki Türkiye Suriye'de Rusya, Irak'ta ABD ile karar almak zorunda. PYD veya YPG konusunda ABD ile ortak bir noktaya geleceğiniz kesin. Çünkü Trump sisteminde bu öngörülüyor. Herkesin aksine Türkiye, ABD ile yakın çalışacak.
Siz bakmayın şimdiden söylenen sözlere... Yakında bir takım olaylar peş peşe yaşanır ve işler yoluna girer! ABD Türkiye'siz yapmak istemeyecektir!
Graham Fuller ve kızının ismi 15 TEMMUZ için buralarda çok sık gündeme geldi! Ne dersiniz?
Graham'ın akrabası olan birçok kişi CIA için çalışır. Samantha'nın ne yaptığı konusunda bir bilgim yok. Baktırmadım!
Ancak babasının olduğu yerde pek sessiz duracağını da düşünmüyorum.
Samantha'nın babasından daha zeki olduğu CIA kayıtlarında da mevcuttur.
Bunu aile bilir!
ABD'de herkes FBI ile CIA'nın kavga ettiğini düşünüyor! Ne dersiniz, böyle bir kavga var mı gerçekten?
CIA, FBI, NSA, NGA, MCIA, TFI...
Bunların hepsi istihbarat örgütleridir ve hepsi birbiriyle savaş halindedir. Bu aslında bir negatif durum gibi görünse de ülke çıkarlarına ters bir adımın atılmaması için müthiş bir yöntemdir.
Çünkü Amerikan çıkarlarına karşı atılan en küçük adım, bu rekabet nedeniyle hemen ortaya çıkar. Gülen konusunda FBI ve CIA karşı karşıya.
Çünkü FBI, Türkiye'nin ABD çıkarları için daha önemli bir pozisyonda olduğunu düşünüyor. CIA ise uzun yıllar sonrasında oluşturulan bu gücü yok etmek istemiyor. CIA kendi operasyonuna sahip çıkıyor, FBI ise ABD'ye... Bu nedenle Türkiye gerçeği FBI için çok önemli... Rıza Sarraf olayı da böyledir...
Nasıl yani?
Sarraf operasyonunda yer alan isimlerin hepsi CIA için çalışır. Bu tutuklama olayında adı geçen FBI ajanları da aslında CIA'ye çalışan köstebeklerdir. Trump'ın başkanlığında Sarraf'ın deport edilmesi de güçlü bir ihtimal. Aynı şekilde Gülen ve ekibi için de deport işlemleri Ocak ayından itibaren masaya gelecek. Bunların bazıları kendi isteğiyle ülkeden ayrılmış olarak gösterilecek. Çünkü CIA bu konuda zarar görmemeli. Bunu için yoğun bir çalışma var!
Avrupa ile sürtüşme halindeyiz. Neler oluyor?
Hillary'nin başkan olamaması, Merkel'in de siyasi hayatının bittiği anlamına gelmektedir. Çünkü Merkel, Hillary'nin Yeni Dünya Düzeni'nde çok önemli bir noktadaydı. Avrupa Birliği dağılacak! Bunun için karar verildi.
Hillary de gelseydi Avrupa Birliği için bir şey değişmeyecekti. Britanya'nın ayrıldığı bir topluluğun ayakta kalması büyük sürpriz olur.
Avrupa Birliği içinde en büyük zorluğu yaşayacak ülke kuşkusuz Fransa olacak.
Fransa, tarihinin en olaylı dönemine giriyor. Öyle büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak ki Afrika'yı terk edecek.
15 Temmuz'a karışan generaller için ne söylersiniz? İltica etmek isteyenler için?
NATO'ya bağlı çalışan ve 15 Temmuz'dan sonra Washington'a yerleşen generallerin hepsi Türkiye'nin Suriye operasyonuyla ilgili rapor yazdı.
Hepsi de Türkiye'nin 400'ün üzerinde asker kaybedeceğini yazdı. O generaller için bu büyük bir eksi olarak yazıldı.
Çünkü hepsi o kadar Amerikalı gibi düşünmeye başladı ki Türk ordusunun taktiksel adımlarının hiçbirinin farkına varamadı. Sadece 3 önemli general, ABD'deki savunma kuruluşlarında işe başlayacak. Diğerleri için hayat pek kolay olmayacak.
Bir de 15 Temmuz'un burada faturasını ödeyenler de vardı!
Kimler?
15 Temmuz itibariyle büyük bir değişimin yaşandığı başka bir nokta da STRATFOR oldu. Birçok Türkiye uzmanın işine son verildi. STRATFOR için de yeni yapılanma süreci başlatıldı.
O strateji uzmanlarının bundan sonra iş bulması da imkansız. Hatalı öngörünün ABD'de bir bedeli olur.
http://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2016/11/24/asil-sifre-2-dolar

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

18 Kasım 2016 Cuma

((slayt izle)) Her ilimiz Türkiye’den ayrılıp tek başına AB’ye girebilir mi?

MEHMET BARLAS
CHP'li iki İzmir milletvekili Özcan Purcu ve Ali Yiğit, Denizli Milletvekili Melike Basmacı ile Kayseri Milletvekili Çetin Arık partilerinin İzmir il binası önünde "Gerekirse İzmir Türkiye'den ayrılıp, tek başına Avrupa Birliği'ne girsin" çağrısını seslendirmişler.

Tek başına Avrupalı...
Örneğin milletvekillerinden Ali Yiğit, şöyle konuşmuş:
"- Cumhurbaşkanı, Başbakan kafa tutuyor, Dışişleri kafa tutuyor. 'AB'yi istemiyoruz' diyorlar. 57 yıl bu kapıda bekledik. AB'ye girmek için kanun değişiklikleri yaptık yüzlerce. Biz Avrupalı olmaya hazırız. Hele İzmirliler bu işe çok hazır. Orası demokrasiye açılan, Avrupa'ya açılan bir kapı gibidir. Biz bazen diyoruz ki 'Gerekirse de İzmir ayrılsın' yani biz istemeyiz, bu şartlarda bunlarla yaşamayı. Biz Avrupalı olmaya çalışıyoruz. Türkiye'de yaşayan demokrat, aydın, çağdaş insanlar Avrupalı olmaya hazır."

İskoçya gibi mi?
Bu haberi herhalde bazılarımız gülümseyerek okumuşuzdur... Bazılarımız da İngiltere referandumla AB'den çıkmaya karar verince, İskoçya'nın İngiltere'den ayrılıp tek başına AB'ye girmeye çalışmasını hatırlamışızdır.
CHP milletvekilinin "İzmirliler Avrupalı olmaya hazırlar" şeklindeki ifadesine, bakalım diğer kentlerimizden "Biz de hazırız" tepkisi gelecek mi? Ya da mesela İzmir gibi, İstanbul da, Ankara da, Edirne de, Kars da Diyarbakır da, Muğla da Türkiye'den ayrılıp tek başlarına AB'ye girmeye karar verirlerse, acaba AB bunu nasıl karşılayacaktır?

Türkiyeli olmak 
Bu açıklamadaki "İzmirliler" söylemi sanki "Türkiyeliler"den çok farklı bir topluluğu ifade etmiyor mu? Sanki diğer kentlerde yaşayanlar demokrasiyi istemeyen ve aydın ya da çağdaş olmayan insanlardır.
İzmirli ya da başka bir kentli olan Türkiyelileri, mesela Nâzım Hikmet şöyle anlatır:
"...Topraktan öğrenip kitapsız bilendir /Hoca Nasreddin gibi ağlayan/ Bayburtlu Zihni gibi gülendir/ Ferhad'dır/ Kerem'dir"

Ben neyim?
Ama eğer kafanız bu açıklamayı yapan milletvekillerinin kafaları gibi karışıksa Aşık Mahzuni'nin "Ben Neyim" şiirinde kendinizi bulmayı deneyebilirsiniz:
"Dünya kâinattan kopup gelirken/ Adem miyim hayvan mıyım, ben neyim?/ Adem ile Havva vücut bulurken/ Cennet miyim, Şeytan mıyım/ Ben neyim?/ Döküldü gazelim çürüdü bağım/ Yıllar evvel göçmüş köyüm bucağım/ Bugün doğdum varım, yarın da yoğum/ Aradaki yalan mıyım, ben neyim?/ Şaşkınım, düşkünüm, perişanım, ne haldeyim/ Arıyorum, soruyorum kendimi,/ Ben kimim, ben neyim?"

-- 

--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.