31 Ekim 2016 Pazartesi

((slayt izle)) "Toplu,Ulaşımda,sesli,uyarı,sistemi,istiyoruz

İzmir'de Belediye Otobüslerinin çoğunda nereye geleceğimiz ve nereye geldiğimizi belirten Sesli uyarı sistemi ya yok ya kısılmış oyüzden tüm otobüslerin Görmeyenler okuma yazma bilmeyenler ve şehre misafir olarak gelenler için nereye geldiği ve geleceğini belirten sesli uyarı sistemlerinin çalışmasını istiyoruz.

İşte İmzalamak istersen Kampanya lingi

https://www.change.org/p/izmir-b%C3%BCy%C3%BCk%C5%9Fehir-belediyesi-toplu-ula%C5%9F%C4%B1mda-sesli-uyar%C4%B1-sistemi-istiyoruz?recruiter=45202490&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_for_starters_page&utm_term=des-lg-google-no_msg


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

((slayt izle)) 13 MAKALE YAZISI MERSİN İÇEL BURAK CANLI Savcı Kendini Astı

FAKİRİN EKMEĞİ İNANMAK VE UMUTLANMAK REİSİM…

Fakir adam inanmak ister…

Herhangi bir şeye…

İnanır…

Hatta ölümüne savunur…

Fakirin hele bir de okumamışsa…

Hele bir de fakirliğinin dahi farkında olmadan…

Nerden mi bilmekteyim?

Ben den mutlaka daha fakiri olmuştur…

Ama ben çok ve çok fakirdim… Göremedim benden fakirini…

Ben den mutlaka daha fazla okumamışı olmuştur….

Ama ben çok ve çok okumamıştım… Göremedim benden daha okumamışını…

Fakir adam inanır! Fakir adam sever! Fakir adam hele bir de okumamışsa…

Bilmez dünyayı…

Bilmez ve belki de bilmek istemez…

Görse! Görebilse! Anlayacak ki fakir! Anlayacak ki Okumamış!

Bu yüzden madem fakirliğe çare yok…

Bu yüzden madem okumamışlığa çare yok…

Bırak da inansınlar!

Bırak da sevsinler!

Bırakalım da dünyadan haberleri olmasınlar…

Olacak da ne olacak?

Kapatalım! Ne varsa…

Unutalım! Kim varsa…

Güçlü! Yenilmez! Dünya da bir numara! Ve hatta Dünyanın kaderini tayin eden! Yetmedi mi?

O zaman Jüpiterlilerin dahi örnek aldığı ve bölmek için uğraşı verdiği desek…

Yetmez ama referandum da evet… Ve hatta ve daha fazla ve, ve, ve… Mersin İçel Burak Canlı

---------------------------------------------------------------------------------


TERENİN FAYDALARI

Terenin içeriğinde çokça linolik yağ asitlerinin yanında folik asit, demir, kalsiyum, C, E ve A vitaminleri bulunmaktadır. Tohumlarının içeriğinde ise protein ve folat fazlasıyla bulunmaktadır.

İçeriğindeki mineraller kadınların adet bozukluklarını giderebilir. Bebek emziren anneler için doğumdan sonra tüketim sayesinde içeriğindeki demir ve protein sayesinde süt artışını gözlemlemek mümkündür.

Bağırsak harekelerine katkıda bulunmasıyla sindirim sisteminin temizlenmesini sağlar. Böylece kilo vermeyi kolaylaştırır. Dizanteri hastalığının tedavisinde etkilidir. Kan arındırmasıyla iştah açıcı özelliği ve kabızlık sorunlarını giderme özelliği bulunmaktadır.

Astım hastalığından kaynaklı şiddetli öksürükleri azaltabilirken, tohumu baş ağrısı, astım ve bronşit tedavilerinde çiğnenmesi halinde etkilidir.

Anemi hastalığını kan yapıcı özelliğiyle hafifletebilir. İçeriğinde ki Demir sayesinde hemoglobin düzeyini arttırıp demir eksikliğinden kaynaklı kemik hastalıkları, saç dökülmeleri ve kırılgan tırnak yapılarını ortadan kalmasına katkıda bulunur.

Tere tohumu kansere neden olan serbest radikallere karşı etkili antioksidanlar barındırmaktadır. Kanser hücrelerinin verdiği zararlı ve yıkıcı etkilerini ortadan kaldıramasa da etkilerini azaltabilir.

Tere yağ yakan hücrelerin sağlıklı biçimde çalışmasını destekleyip bağırsakların sağlıklı biçimde çalışmasını sağlamasından dolayı zayıflamayı sağlar.

İçeriğinde ki demir, mineral ve vitaminler sayesinde saçlardaki kırılganlıkları ortadan kaldırıp sağlıklı ve güzel bir görünüm sağlar.

Katarak hastalığı dahil bir çok göz hastalığına içerisindeki A Vitamini göz sağlığını korur.

Tereyi ve-veya tohumunu kaynatarak günde 1-2 bardak içmek sigaranın kaçınılmaz Zaralarının azalmasında yarar göreceğine ilişkin kesin olmasa da araştırmalar bulunmaktadır.

Etkili idrar söktürücü olması yanında böbreklerde yaş oluşmasına izin vermediği için bağırsak kurtlarının dökülmesine sebep olur. Bu açıdan böbrek sağlığı açısından etkilidir.

Tiroid sorunu yaşayanlar doktorlarına başvurmadan azami tüketmemeye dikkat etmeli ve İçeriğinde bulunan hardal yapı sebebi ile bazı kişilerde sindirim sistemi sorunlarına neden olabilmektedir. Mersin İçel Burak Canlı


-------------------------------------------------------------------------------------

NANE, FÜLFÜL, YARPUZUN FAYDALARI

Ülkemizde Nane, Fülfül veya Yarpuz olarak da bilinmektedir.

Nane diş macunları, sakız, şeker, nefes spreylerinde çokça kullanılmaktadır.

Nane sindirim sistemi açısından, mide ağrısı ve bağırsak hareketliliğini arttırarak bağırsakları temizleme özelliği bulunmaktadır.

Nane baş ağrısı sorunlarına iyi gelirken, ferahlatıcı ve rahatlatıcı özelliği bulunmaktadır.

Nane solunum yolları açısından, öksürük, astım, bronşit, göğüste sıkışıklık, nefes darlığı konularında da alternatif olarak faydaları bulunmaktadır. Aşırı tüketimi ise boğazda tahrişe neden olabilir.

Nane emzirme dönemlerinde bulunanların memelerindeki çatlakları ve nedenlerini giderebilir.

Nanenin etkili kokusu sinir sistemi üzerinde faydalı olduğundan dolayı depresyon ve türevlerine karşı koruma sağlar.

Nane suyu cildi yatıştırıp yumuşatabilir. Çok etkili anti septik ve anti kaşıntı olarak bilinir. Bu açıdan kaşıntılara çok etkiliyken akneleri bile temizleme de kullanılabilir.

Nane belleği zinde tutar ve zihnin uyanık kalmasına yardımcı olur.

Nane kilo verme açısından ise, sindirim enzimlerini uyararak yağ yakma etkisini arttırıp, verilmesine yardımcı olur.

Nane diş etleri ve dişler içinde etkili bir mikrop öldürücü olduğundan dolayı hem nefes kokularına hem de mikrop ve bakterilerinin verdiği zararları azaltır.

Nane mevsimsel alerji ve saman nezlesi konusunda da etkili ve faydalıdır. 

Nane kanser tedavisi ve yakalanma riskini azaltması ile de adından bahsettirmektedir.

Nane A Vitamini deposudur. C vitaminini de barındıran nane artı olarak kalsiyum, magnezyum, potasyum, co, su omega-3 yağları, demir ve folatlar içermektedir. Çok faklı bileşenleri de içerisinde barındıran Naneyi kuru ve taze olarak tüketmek mümkündür. Kalp ve Spazm çarpıntı risklerini düşürür. Mersin İçel Burak Canlı

 

------------------------------------------------------------------------------------------------------


MAYDANOZUN YARARLARI

Maydanoz bağışıklık sistemini güçlendirmesi sebebiyle çeşitli hastalıklara karşı vücudu dirençli kılar. A vitamini oldukça fazladır. K ve C vitaminlerini ayrıca içerir.

Kalp sağlığı açısından, İnsanlarda bulunan amino asitleri maydanozun içerisinde bulunan folatlarla mölökürlere dönüştürerek, kalp sağlığının korunmasına yol açarken vücudu inmelere ve koroner krizlere karşı dirençli hale getirir.

Cilt, sindirim sistemi, meme, prostat Kanserlerine yakalanma riskini azaltırken içeriğinde bulunan apeginen maddesi ile güçlü bir antioksidan olup diğer maddeleri yardımıyla da iltihaplara karşı da etkili bir besin kayğanı oluşturur.

Bağışıklık sistemini güçlendirir. Esansiyel yağlar aracılığı ile de kalıcı iltihaplara karşıda oldukça etkilidir.

Maydanoz suyunun astım ataklarının şiddetini azalması ile bronşları açtığını bilinmektedir.

B Vitamini sayesinde amino asitler dengelenir ve damarları amino asidin oluşturacağı risklerden korur. Beta karoten sayesinde kılcal damarlar içinde iyi gelmektedir.

Maydanozun idrar yolu enfeksiyonu için alternatif tedavi yolu olarak ön gören Doktor kontrolünde olmak şartıyla bir takım araştırmalar bulunmaktadır.

Maydanoz serbest radikallere karşı etkilidir. Akne ve sivilce sorunlarında cilt için önemli etkileri bulunmaktadır.

Kemikler için içerdiği C, B12, K ve A vitaminleri hayati önem taşır. Vitaminler sinir sitemi sağlığı için de önem arz eder.

İçerdiği folik asit kalp için faydalıyken kan basıncını düzenler.

İçerdiği esansiyel yağlar saçlar ve kafa derisi için iyi gelir.

Maydanoz böbrekler, romatizma ve eklem ağrılarına , kabızlık ve bağırsak kurdu dökme gibi yararları bulunmaktadır.

Rahat uyku ve yorgunluk giderici özelliği yanında Ruh sağlığı ile sinir sistemini korur.

Fazla tüketmemeye dikkat ederken düşük tansiyonlu kişiler içinse riskleri olabilecek bir bitkidir. Mersin İçel Burak Canlı


----------------------------------------------------------------------------------------


DOMATESİN FAYDALARI 22.07.2016

Sebzeye kırmızı rengini veren ve güçlü bir antioksidan olan "likopen" bileşen domateste bolca bulunmaktadır. Likopen dışında domateste yüksek oranda C Vitamini, Beta Karoten ve E Vitamini bulunmaktadır. likopen kalp ve damarlar için gerekli bulunan antioksidan desteğini sağlarken C ve E vitaminleri ile de kalp ve damar hastalıklarının önünü açan serbest radikallere karşı da hücreleri korur.

Düzenli olarak domates tüketmenin kötü kolesterolü düşürdüğü yönünde araştırma sonuçları bulunmaktaysa da henüz araştırma sonuçları kesinleşmiş değildir. Normal seviyelere inen kolesterol sayesinde damar çeperlerinde biriken kolesterol parçacıklarının birikerek damar tıkanıklığına uğrama riski azalmaktadır.

Domatesin Akciğer ve prostat kanseri riskini içeriğinde bulunan alfa-tomatin (Alpha-tomatine) bileşen sayesinde kansere neden olan hücre üretiminin baskılanmasından ileri geldiği iddia edilmektedir.

Domates vitamin ve mineral desteğini içericiğinde bulunan A,C,E,K,B1,B2,B3,B5,B6 vitaminleri ve potasyum, magnezyum, demir ve fosfor mineralleri sayesinde sağlar.

Zayıflama konusunda vücudumuzun vitamin ve mineral eksikliği çekmemesi için domates suyu içerek hem vücudun ihtiyaç duyduğu suyu hem de keskin ve asitli tadıyla daha uzun tok hissetmemize yol açarak faydalanmamız mümkündür.

Göz sağlığımız açısından da A Vitamini günlük ihtiyacımızın 1 bardak domates suyu ile yüzde yirmisini karşılayabiliriz. A Vitamini sayesinde düşük ışıkta görmemiz mümkün olurken beyaz kan hücresi üretimimize de yardımcı olur.

Geri döndürülemeyen ve önemli bir göz problemi olan "Makula Dejenerasdyonu" riskini düşürdüğünü düzenli domates tüketmenin sağladığına araştırmalar işaret etmektedir.

Cilt sağlığı açısından da 1 bardak domates suyu 44 mg C vitaminini içerdiğinden, C vitamini günlük ihtiyacın yüzde yetmiş beşi karşılanabilmektedir.

C Vitamini cildin ana bileşeni olan "kalojen" üretimini artırarak cildin yenilenmesi ile esnek kalmasına yardımcı olurken ayrıca antioksidan etkisi ile çevresel faktörlerin ve yaşlanmanın cilt üzerinde yarattığı olumsuz etkilere karşı kalkan görevini üstlenir.

Domatesin içerisinde bulunan "chromium" adlı madde kan şekerinin dengelenmesine, A vitamini ise saç köklerini güçlendirirken saça doğal parlaklık verir, iltihap önleyici flavonoidler ve karotenoidler bakımından ise eklem iltihabı ağrılarını da azaltır, içeriğinde bulunan karotenoidler ve flavonidler bakımından da güneşin UV ışınlarına karşıda koruma sağlama mümkün olabilmektedir, yüksek tansiyon ile böbrek ve safra kesesi taşları konusunda iyileştirmeler yaptığı ve kemiklerde faydalı olduğu kesin olmasa da araştırma sonuçlarında bulunmaktadır.

Domates tüketiminde asitli yiyecek olması nedeni ile rüflü hastaları mide yanması ile baş ağrısı nedeni ile çok yememelidir. Mersin İçel Burak Canlı


------------------------------------------------------------------------------------------------


AYNI DUYGULARI ESKİ BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'NDA HİSSETTİM

Uzun ve sıkıcı anlatımlara gerek yok herhalde.

Gidip AK Partiye geçecek olsam bana kızacak kimse kalmadı.

Tasını tarağını alan AK Partiye gitmekte.

Bakmayın siz AK Partili yerel yöneticilerin neredeyse herhangi bir başarısı bulunmamakta.

Ama geçen geçene!

Yakında bir takım genel başkanlarda AK Partiye geçecek olursa şaşırmayın. Beklenen oldu der geçeriz.

Alıştık artık!

Ölüme alıştık.

Bombaya alıştık.

Zamlara ve küçücük maaşlara alıştık.

Bir o yana bir bu yana rüzgârda savrulan çiçekler gibi gidip gelmeye alıştık.

Lakin çiçekler rüzgârda yapraklarını kaybeder. Ve beklide kendilerini! Bir o yana bir bu yana gitmekten sarhoş oluverirler de vay halimize.

Ben Demokratım. Son Demokrat.

Adnan Menderes asılırken dünyam karardı. Ben yoktum bu dünyada. Aynı duyguları eski Başbakan Davutoğlu'nda hissettim.

Bir ses verseydi Davutoğlu sadece bir ses ölümüne yürürdük. Yürürdük de Demokrasi ve Demokratlık adına kaç kişi oluverirdik. Ve kesin de ölürdük. Asfaltlarda tonlarca bombalar. O olmasa kanaslar.

Vay halimize. Vay Demokratlığımıza.

Demokratlık bir ruhtur. Bir inançtır. Bir Erdemdir.

Allah yar ve yardımcımızdır deyip Adnan Menderes'in arkasından ve daha nicelerinin ardı sıra gitmek ve fakat Şehit Muhsin Yazıcıoğlu gibi bilinmezlerde kaybolmak. Yitmek.

Demokratlar son umuttur. Derhal Demokratlara çağrı yapılmalı ve son savaş verilmelidir. Yataklarımızda değil er ve savaş meydanlarında ve gerekirse darağaçlarında son Demokrat yıldızların altında kalmayıncaya kadar mücadele verilmelidir. Ne de olsa Amerika'da 50 yıldız bulunmakta. 26 kez değişmiş olan Amerikan Bayrağı'nın atlattığı badirelerinde haberi olsun Vatanımızın Bayrağı değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir. Yoksa… Mersin İçel Burak Canlı

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------


KARAKOLLARDA AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞU VE ARABULUCU MUHTARLAR

Bilirsiniz toplum emniyeti için canla başla çalışan polis teşkilatımız ile Jandarma Komutanlığımız bulunmakta.

İl emniyetinden tutun İlçe emniyetlerine kadar oradan da karakollara giden bir teşkilatlanma.

Can damarı olan bu yerler de vatandaşa uygulanan ve-veya uygulanması gereken hukuk kuralları bulunmakta.

Emniyet veya Jandarmadan bağımsız olarak, her birimde bulunması gereken bir Avukat görevlendirilmesi şarttır.

Gerek mağdurlar ve gerekse de şüpheli konumunda bulunan vatandaşlarımız için Avukatın bulunması ne kadar gerekliyse aynı gereklilik emniyet ve Jandarma personeli içinde geçerlidir.

Avukatlar bu birimler de 7-24 saatine esas olacak biçimde görevlendirilmelidir. Asayişten tutunda narkotiğine kadar görev alması gereken Avukat'lar bu birimlerden tamamıyla bağımsız hareket edebilmeli ve görevlerini yaparken Avukatlık Kanunun gerektirdiği disiplin dışında hiçbir bağımlılığı bulunmamalıdır.

Operasyonlardan tutunda tüm kararlar da Avukatın görev alması şarttır.

Böylece akıllara başka veya değişik soruların gelmesinin engellenmesinin yanı sıra vatandaş memnuniyeti ile sağlıklı biçimde insan hak ve özgürlüklerin korunması sağlanacaktır.

Ayrıca bilindiği gibi ülkemizde yeni bir hukuki müessese olarak yer alan Arabuluculuğun gelişmesi önem taşımaktadır.

Hızlı, etkin ve masrafsız biçimde hukuki ihtilafların adresi haline gelecek olan Arabuluculuk Adliyelerin iş yükünün azalmasında ciddi roller üstlenmektedir.

Bu açıdan Muhtar adaylarının Arabuluculardan seçilmesi önem arz etmektedir. Muhtarların mahallesinden tutunda köylerine kadar Arabuluculardan seçilmesi halinde yüz de yüze varan oran da hem husumetler ortadan kalkıp toplum huzura kavuşacak hem de hızlı, ekonomik, sıhhatli biçimde vatandaş sorunlarına çözüm bulabilecektir.  Mersin İçel Burak Canlı

 

 ---------------------------------------------------------------------------------------


SALATALIĞIN FAYDALARI

Salatalığın çekirdekleri dahil yenilebilir ince bir kabuğu bulunmaktadır. Salatalık yenilerek veya cilde doğrudan temas ettirilerek bazı yararlar sağlanabilir.

Salatalık A,C,E ve K vitaminleri ile protein diyetlikleri, niasin, folat,tiamin,soydum,pridoksin,potastum ile kinko,manganez,fosfor,kalsiyum,demir, magnezyum mineraller içermektedir.

Salatalık cilt ve deri sağlığında oldukça faydaları bulunmaktadır. Cildi canlandırır. Salatalığın içerisinde bulunan askorbik asit ve kafeik asit sayesinde Göz etrafındaki şişkinlikleri, koyu halkaları giderebilir. Cilt üzerinde meydana gelen güneş yanıklarının acısını dindirme yanında aynı zamanda giderilmesinde büyük rolü vardır. Cildi birkaç eklemeyle gençleştirdiği yönünde araştırmalar bulunmaktadır. Cilt gözeneklerini açmak için kullanılır. Selülit sorunları ile cilt nemlendirme konularında da etkilidir.

Salatalığın içeriğinde bulunan kükürt, soydum ve fosfor gidi pek çok maddeyi içermesinden dolayı saçları yumuşatıp ipeksi görünüm katmakla beraber kuru saça alternatif çözümleri ile birlikte saçların dökülmesine engel teşkil eder.

İçerdiği yüksek miktardaki lif ve düşük kalorisi sayesinde kronik kabızlık için oldukça yardımcıdır. Yüksek yani hipertansiyonu önleyici özellikleri bulunmaktadır.

Salata bol miktarda su içermesi sebebi ile idrarı teşvik eder. Bu açıdan böbrek ve idrar torbası sağlığı ile lifleri sayesinde mide iç duvarlarının güçlenmesine ve protein sayesinde de sindirimi kolaylaştırır. İçerdiği tohumlar bağırsak solucanlarının dökülmesi ile burun ve boğaz mukozalarının sağlığını korur.

İçeriğinde bulunan B karoten, A- karoten sayesinde yaşlanmayı durdurduğu iddia edilmektedir.

Ayrıca kan hücreleri için faydalıyken kanser hücrelerinin yayılma hızını düşürür. Pankreas, meme, yumurtalık, prostat, rahim, kolon kanserlerine yakalanma ihtimalini azaltır. Ağız sağlığı açısından ise diş sağlığını korurken diş etlerini güçlendirir ve kötü nefes kokusunu giderir. Baş ağrısı, kan basıncı sorunlarını giderebilir. İçerdiği K vitamini kemik sağlığı açısından önemlidir. Bakır açısından zengin olan salatalık Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltırken B vitamini sayesinde duygusal ve zihinsel zekâya yararları bulunmaktadır. Etkili bir antioksidan olmasından dolayı metabolizma ve savunma sistemini destekleyip hastalanma riskini azaltır. Gerginliği ve bitkinliği azaltır.

Alerjiye neden olabilme ihtimali dışında bir de hazımsızlığa yardım ederken gastrit sorunu olan kişilerde gastriti tetikleyip ağrılara neden olabilir. Mersin İçel Burak Canlı

 

------------------------------------------------------------------------------------------------


HEPİMİZ YALNIZ VE HEPİMİZ UMUTLU…

İsterse toplum veya gurup içerisinde bulunalım…

İsterse çok kalabalık ailelere ait bireyler olalım…

Değişen ve modernleşen bir dünya…

Markalar…

Diziler…

Beklentiler…

Umutlar…

Ve…

Bitmeyen veler…

Hepimiz yalnız ve hepimiz umutlu…

Modern dünya, diye dayatılanın hikâyeden ibaret olduğunu…

İnsanın, yenidünya da insan olamayacağını…

Rekabet anlayışı ve sınırsız istekler arasında ezilenin insanlık olduğunu unutmak!

Ne savaşlar bizim!

Ne askerler bizim!

Ne köprüler bizim!

Ne Siyasiler bizim!

Ne bizim sandığımız şeyler…

Bizlere ait olmayan yığınların altında kalmadan nefes alabiliyorsak, ekmek bulabiliyorsak günün perişan kahramanlarıyız… Mersin İçel Burak Canlı

 

 

 ------------------------------------------------------------------------------


CUMHURİYET SAVCISI KENDİNİ CEZAEVİ TUVALETİNDE AŞMIŞ…

16.09.2016 Adliyeye gidip bir dilekçe vereyim oradan da birkaç dosyanın akıbetini sorayım dedim. Dilekçeyi zar zor verebildim de vermesine dosyaların akıbetini öğrenmek Pazartesiye kaldı. Teknik nedenlerden öğrenmek mümkün değil.

3 adet biberli ekmek aldım. Param değerli. Kıyamıyorum olmayan parayı harcamaya. Malum geçim derdi. Fakat büroda hazırlamam ve çalışmam gereken dosyalar var. Belki Türkiye bugün idari izinli ama benim çalışmam lazım.

Neyse 3 adet biberlinin yanında çay içmek lazım. Çayı şekersiz içerim. Benimkisi sallama çay. Kâğıt bardağın içine koydum sallamayı su sebilinden doldurdum sıcak suyu geçtim bir köşeye açtım üç biberlimi.

Biberli de yemiyeli çok uzun yıllar olmuştu. Ekmek peynir yemekten bıktım. Dedim ya İdari İzin Bayram mayram benim de hakkım biberli yemek dedim.

Elime sıcak sallama çayımı aldım. Tam içeceğim. Aslında haber izlemeyeli çok zaman oldu. İnsanın psikolojisi bozuluyor.

Bitmeyen kötü ve daha kötü haberler. Alt yazıda bir de ne geçsin "Cumhuriyet Başsavcısı kendisini Ceza evi tuvaletinde astı" Şok oldum. Ve elimde ki kâğıttan bardağı düşürüverdim yere. Geçenlerde gene buna benzer yanma tehlikesi atlatmıştım. Şimdi bir daha!

Her bir yerim yanacaktı. Ucuz kurtardım. Neye uğradığımı şaşırdım. Geçmiş zaman ve daha bir geçmiş zaman aklıma geliverdi. Geldi. Geldi. Durdu.

Bardağı gidip çöpe attım. Ardından yeni bir bardak aldım. Yeni bir sallama çay. Üç biberlim duruyordu öyle masumane masada. Alt yazıda şu kadar şehit falan yazmaktaydı. Ben kendini asan Savcı yazısına ufaktan bir göz attım. Doğrumu diye ardından hemen kanalı çevirdim. Üç biberlimi yiyecek bir Türk Filmi aradım gözümle reklam, reklam ve reklam. Düşe kalka bulduğun kanal da gene reklam çıkmakta.

Biberliler güzeldi. Parası da güzeldi. Yemeyelim mi? Aç ayı oynamaz dedim. İçimden. Yemen lazım dilekçe falan yazacaksın. Motiveyi sağlar dedim.

Aklım da binler de geçen sorular! Çokça ardı sırası kesilmeyen anılar?

 Ne üç biberlimi yemeden ne de yedikten sonra elimi yıkamadım. Öyle tatlı ballı yeyiverdim. Çayımı içtim. Koyuldum çalışmaya. Mersin İçel Burak Canlı

 

-------------------------------------------------------------------------------


TUTUKLANAN VE GÖZALTINA ALINLAR AVUKAT TUTUN 2016-09-20

15 Temmuzdan sonra Hükümet Milletinde destek verdiği Terörle mücadele konusunda kararlı ve istikrarlı biçim de mücadelesine hız kazandırdı.

Terörün her alanıyla devam eden mücadele de sapla samanın ayırt edilmesini dilemekten başka yapılacak tek şey mücadeleye tam destek vermektir.

Fakat masumsanız da Avukat tutun. Zira Avukat yardımı sayesinde Hukuki gerçeğe ulaşmak Adalet için daha kolay olacaktır.

Velev ki yanlışlıkla velev ki iftirayla ve velev ki maddi hata sonucu başınıza bir takım işler geldi Adaletin sizin masumluğunuz konusunda gerçeğe ulaşacağında şüpheniz de olmasın ve elinden geldiğince de hızlı olacaktır. Ve hatta hak etmediğiniz muamelelere tutulmanızdan dolayı da sonrasında tazminatta alabilirsiniz. Fakat geçecek zaman sizden tazminatlarla karşılanamayacak çok şeyleri alıp götürecektir.

Bu açıdan muhakkak Avukat tutun.

Avukatlar hukuki gerçeğe ulaşılmasında ve hızlı ulaşımında mühim ve paha biçilmez katkılarda bulunacaklardır.

Ayrıca bulunduğunuz Memleketin Barolarından zorunlu müdafilik kapsamında CMK Avukatlarından ayrıca ücretsiz yararlanmanız sağlanabilinecektir.

Avukatların aracılığı ile hak aramada bir adımdan da öte çokça adımlar öne geçeceğinizde şüphe yoktur.

Gözaltına alınan Avukatlar, Hâkimler, Savcılar ve Emniyet personelinde Avukat tuttuğu bu dönemler oldukça hassas dönemlerdir. Az kaynakla çok işler yapmaya çalışan Yargı çalışanlarından tutunda emniyet personeline kadar mağdur vatandaşların Avukat tutmamış olmasını anlamak mümkün değildir.

Bu açıdan gerekirse ve imkân bulunmaktaysa bir değil iki, iki değil üç Avukat tutulmasında oldukça faydalar görmek mümkündür.

Tabi konuya yaklaşım gösterirken her Avukatın her davayı almadığını gözlemlediğimizden dolayı Avukat tutma konusunda hızlı olmanızı tavsiye ederim. Zira bu tip davalara bakacak Avukatların azlığını düşünecek olunursa bir zamandan sonra maddi ve manevi imkân olsa dahi anlaşılabilecek Avukat kalmayabilir. Allah mağdurların yardımcısı ve Memleketimizin koruyucusu olsun. Tek bir mazlumun gözyaşı dökmeyeceği bir dünya dileğiyle Terörle Mücadeleye tam destek verdiğimizi beyan ederiz… Mersin İçel Burak Canlı


----------------------------------------------------------------------------------------------------


Sayın Ve Sevgili Cumhurumuza İnancımız Tamdır Fakat...

Biliyorsunuz 2009 yerel seçimlerin de DP Mersin Toroslar Belediye Başkan adayıydım...

Çok sayıda gazete,dergi mecmualarda köşe yazarlığı yaptım...
Yıllarca usanmadan yazdım. Yazmaya devam etmekteyim.

Ergenekon ve Balyoz Davalarında taraftım...
Mücadele ettim. Hukuksuzluklara karşı mücadele verdim.

Bugünün paralel yapısına 2009 yılında savaş açtım...

Bu tehlikeye karşı hayatımı ortaya koydum...

2014 yerel seçimlerin de DP Mersin Akdeniz Belediye Başkan Adayı oldum...

Aynı seçimde Amcam Yüksek Makina Mühendisi Mümtaz Canlı Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu...

2015 Haziran genel seçimlerin de Mersin DP Milletvekili Adayı oldum.
Eşim Emel Canlı Gümüşhane 2015 Kasım genel seçimlerin de Milletvekili Adayı oldu...

Azımsanmayacak sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yaptım. Ve Sayın ve Sevgili Cumhurumuza inancım tamdır. Fakat ben 2009 da gerçeği görüp paralele  savaş açmış birisi olarak bunca mücadeleden sonra Milletime hizmet etmeye hazır olduğumu düşünmekteyim... Bunun için de siyasi çalışmalarıma ara vermeden devam edeceğim. Yılmak yok.

Koltuk için değil, ün için değil, para için değil geriye öteki dünya için değer katacak bir takım eserler bırakmak dileğiyle Mersin İçel Burak Canlı

 ---------------------------------------------------------------------------------------


Avukatlık  ve Demokratlar 
Bir gün öleceğimizi bilerek mücadeleye devam ederiz ...
Oysa öleceğiz...
Hiç birimiz için kurtuluş olmayacağını biliriz...
Biliriz de bilmesine hiç ölmeyecek gibi çabalarız...
Bu döngü içerisinde yaşam mücadelemiz devam edip gider...
Bazen hayatta Savcı oluruz...
Bazen Hakim...
Bazı zaman Avukat...
Menfaatimiz doğrultusunda ne olacağımıza yaşam mücadelemiz karar verir...
Ben Burak Canlı Mersin İçel hep ve her zaman Avukat oldum...Bunun için Hukuk Fakültesini bitirmem gerekmiyordu ve hatta liseyi bile...
Gördünüz! Gözlemlediniz!
Bazıları Savcı oldu!
Bazıları Hakim oldu!
Ben her zaman Avukat...
Ben Demokrat bir insanım...
Her Demokrat Avukat tır...
Her Avukatın da Demokrat olması gerektigine inanmaktayım...
Bu açıdan Demokrasiye inanan bizlerin yaşam mücadelemizin yanın da muhakkak Avukat gözüyle olaylara yaklaşması mecburidir...
Bir gün sizleri Hakim ve Savcı olmayan kesin hükümlülerin eline Allah düşürmemesi dileğiyle Mersin İçel Burak Canlı


------------------------------------------------------------------------------------

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

26 Ekim 2016 Çarşamba

((slayt izle)) 4 Yanlış Bir Doğruyu Götürecek

Anadolu Üniversitesinde yapılan Sınavlarda 4 yanlış 1 doğruyu götürecek. Bence güzel bir  uygulama tebrik ederim. Ben Açık Öğretim Sosyoloji okuyorum. Dersler sitede pdf olarak yüklü pdf'i dönüştürüp sesli Programların okuması belki mümkün olabiliyor zaman zaman sıkıntılar çıkıyor. Birde dersler geç yükleniyor. Ben ders kaydı yapıldığında kitaplarımı E-kitap yâda  kabartma kitap olarak hangisini tercih ediyorsam o şekilde almak istiyorum tüm etkili ve yetkililerden destek istiyorum. Biz arkadaşlar aramızda şu kitap bu kitap varmı paylaşırmısın diye yazışmak istemiyoruz. Ders kaydına geldiğimiz zaman Kabartma sesli kitap ya da E-kitap  olarak kitaplarımızı istiyoruz. En azından kamu kurumları tüm yayınlarını tercih ettiğimiz şekilde bize sunsunlar  İmam Hatip ve İlahiyat bölümü kitaplarıma hala E-kitap sesli ya da kabartma kitap olarak sunulmuyor. Diyanet Açık Öğretim ve kamu adına yayıncılık yapanların önce bu işte örnek olması gerekir. Dernekler Sendikalar seçim zamanı Siyasiler süreli süresiz  yayınlarını tercih edebileceğimiz  şekilde bize sunmalı Belediyelerimizde bu konuda öncü olmalı. Tüm Kamu Kurumlarımızın Kamu Kurumu niteliğindeki kurumların İnternet sitelerine görmeyenlerin erişilebilirliğine uygun  olması gerekir. Daha biz Sosyal  Medya Watsap ve benzeri paylaşımlarda resim gönderdiğinizde lütfen altına resim içeriğini yazınız diyoruz bunu bile kültür olarak oturtamadık. Biz görmeyenler sizlerden farklı değiliz farklı şekillerde kitabımızı okuyor sesli betimlemeyle filmlerimizi seyrediyoruz ancak hepimiz  aynıyız. Salih ARIKAN; Tel:0506 514 96 93


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

24 Ekim 2016 Pazartesi

((slayt izle)) Sosyal Proje Önerileri‏

Üniversitelerde son Yıllarda Topluma Hizmet Dersleri verilmektedir. bu Derslerde Engelli yaşlı ve dezavantajlı kesimlere hizmet edilmesi farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor.bazı Öğrencilerimiz Mayıs  sonu gelmekte ve biz kapsayıcı etkinlikler yapamamaktayız. Kasım Ayında başlayabilmemiz gerekirki bir yıl boyunca etkinlikler yapabilelim. Türkiye Beyazay Derneğinin tüm projeleri birlikte yaşama kültürünü arttırıcı faliyetlerden oluşmaktadır. bu amaçla bizde faliyet önerilerimizi sıralayabiliriz.bu etkinlikler okullardaki engellilerle dayanışma kulüplerindede yapılabilir. 1. Birlikte kitap okuma etkinliği. görmeyenler kabartma kitaplardan diğer öğrencilerde mürekkep baskılı kitapalardan birlikte okuyabilirler. 2. belirlenen bir kitabı 1- 2 Hafta sonra okuyup tartışabilirler.Piknikler ve geziler.özellikle gezilerde birlikte yaşama kültürü artacakdır. çünkü sohbet etme imkanı doğacakdır. Sinama Tiyatro Konser etkinliklerine Engelli Engelsiz katılmak. haberlerde  duyarsınız. Engellilere şu yapıldı bu yapıldı bizde diyoruzki ne yapacaksak birlikte yapalım. görmeyenler sesli betimlemeyle film izler diğer öğrencilerde  izler ve filmi birlikte tartışırlar.Spor Etkinlikleri yüzme koşu  ve yürüyüş bir çok Spor etkinlikleri düzenlenebilir.kısa film ve belgesel tarzı çekimler yapılabilir. toplumun engelli'lik bilincinin artması için sosyal medya internet siteleri farklı Platformlar değerlendirilir. kısa film ve belgeseller çekilerek toplumun farklı bakış açıları kazanması sağlanır. engellilerle ilgili olumlu tutumların gelişmesi için şiir yarışmaları  kompozisyon yarışmaları düzenlenebilir. engelli çocuğu olan Aileler farklı Ailelerle tanışdırılarak birlikte yaşama kültürü arttırılabilir.Engellilerle ilgili Dernekler ziyaret edilebilir buna Aileleride ekleyebiliriz. Engellilerin kullandığı araç ve gereçler tanıtılır ve geliştirilmesi için yarışmalar açılabilir. görmeyenlerin kullandığı araç ve gereçler Beyaz Baston Ekran okuyucu Programlarla Bilgisayarlar.mevcut sesli Ekran okuyucuları Bilgisayar Bölümlerinde tanıtılabilir gelişmesi yada yeni ekran okuyucuların oluşturulmasıda sağlanabilir. Engelli istismarı anlatılır ve toplumun bu konuda dikkatli olması sağlanabilir. Engelliler adına Gazete Dergi satışlarının çoğu zaman Engellilere faydası olmadığı anlatılır. Engelliler adına satılan Tiyatro biletlerinin çoğu zaman oynanmadığı vurgulanabilir. Buroşürler bastırılıp dağıtılabilir. işaret dili kursları açılabilir. Kaldırım işgallerinin Engellilerin Yaşlıların Hamilelerin ve tüm İnsanların hayatını zora sokduğu anlatılabilir.hatta kaldırıma  park eden araçların tabelaların iş yeri işgallerinin fotoğrafları çekilir ve topluma ivşa edilip kınanabilir. kaldırım işgalleriyle ilgili kısa film belgesel çekilebilir.hatta kaldırım işgalleri fotoğraf sergisi açılabilir. Engelli kadınlarında yaşanılan sıkıntıları daha çok yaşadıkları hem kadın olarak hemde engelli olarak daha çok sıkıntılar yaşatıldığı anlatılmalı. birde çağrım var Ülkemizde Sivil Toplum gelişmeye başladı.lütfen yapdığınız tüm faliyetlere engellileride davet edin en azından Engellilerinde gelebileceğini hesap ederek düzenlemeler yapın. her insan bir Engelli adayıdır cümlesini sevmiyorum.geçici olarak ayağını kıran bir insanın yaşadığı sıkıntıları düşünün ve ömrü boyunca engelli olarak yaşayan bir kişiyi anlamaya çalışın. bu çalışmanız iki dakika gözünüzü kapatmak olarak değilde gerçekden bir anlama çabası olsun. Konferanslarınıza gezilerinize engellileride çağırın. onlardan ayrı yaşarsanız asla engellileri anlayamazsınız. bu amaçla biz İzmirde Dernekler Partiler Sendikalar farklı Kurum ve kuruluşlarda engelli'lik bilincinin oluşmasıyla ilgili seminerler vermek istiyoruz. ayrıntılı Bilgi: 0506 514 96 93 Salih ARIKAN


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

21 Ekim 2016 Cuma

((slayt izle)) İngilizlerin rolünü anlayamazsak, hiçbir sorunu çözemeyiz!

Yusuf Kaplan
İngilizleri anlamadan özelde Türkiye'nin niçin ve nasıl kuşatıldığını da, genelde bölgemizde yaşanan kaosun gerisinde hangi aktörlerin yattığını da anlayamayız.
Şunu iyi bileceksiniz: Neredeyse Tanzimat'tan bu yana İngilizler bizimle uğraşıyor!
Başka bir ifadeyle, İngilizler, küresel sistemin önündeki en büyük engel olarak bizi gördüler ve o yüzden bütün hesaplarını bizi önce Tanzimat'la başlayan süreçte etkisiz hâlâ getirmek, sonra da tarihten uzaklaştırmak üzerine kurdular.
Hedeflerini gerçekleştirme konusunda da çok büyük mesafe aldılar.
Ama biz, gerek şu an bölgemizde yaşanan kaosun gerçek nedenlerini gerekse bunun yaklaşık iki asırlık tarihî arkaplanını anlamakta zorlanıyoruz.
Ve İngilizlerin iki asırdır önce Osmanlı'nın tarihten silinmesinde, dolayısıyla İslâm dünyasının felâket üstüne felâkete sürüklenmesinde ve bölgemizin cehenneme çevrilmesinde oynadıkları ve hâlen de oynamakta oldukları rolü ıskalıyoruz.
İngilizleri çözmeden, Türkiye'nin temel tarihî sorunlarını da, bölgemizin temel sorunlarını da aslâ çözemeyeceğimizi bilemiyoruz bile!
Oysa Sultan Abdülhamid, ne demişti: "Hangi taşı kaldırdıysam, altından İngiliz parmağı çıktı."
AKADEMİZMİN SEFALETİ VE MEDENİYET PERSPEKTİFİ
Şimdi bu söylediklerimden ötürü birileri, "yaptığın şey, suçu başkalarına atmak, her şeyi dış güçlerle açıklamak" diye itiraz edecekler, biliyorum.
Bu itiraza karşı yalnızca şunu söylemekle yetiniyorum: İslâm dünyası, iki asırdır ikinci büyük medeniyet krizini yaşıyor. İki asırdır köle yani! Bağımsız değil.
Yaşadığımız medeniyet krizinin bizim hatalarımızdan kaynaklanan felsefî, siyasî boyutlarını konuşabiliriz.
Ama iki asırdır İslâm dünyasının bağımsız olmadığını, emperyalistlerin kölesi olduğunu gözardı edersek, yaşadığımız sorunları hem teşhis edemeyiz hem de çözemeyiz aslâ!
Bizi onyıllardır, "dış güçler paranoyası geliştirmeyin", diye uyuttular!
İslâm'sız dünyasının bağımsız olmadığı iki asırlık zaman diliminde yaşanan bütün büyük hâdiselerin gerisinde, emperyalistlerin parmağı olduğu gerçeğini unutturdular!
Akademizmin sığlığının ve ayartıcılığının faturası bu: Akademizmin zihni, konjonktürel işliyor ve yaşanan hâdiseleri, çok yönlü tarihî arkaplanlarını gözardı ederek anlamaya çalışıyor!
Akademizmin sefaleti bu!
Yaşanan hâdiseleri, bütün boyutlarıyla ve arkaplanlarıyla ele almadığımız sürece, hiç bir köklü sorunu anlayamayacağımızı aslâ gözardı edemeyiz.
Çok büyük, köklü ve tarihî sorunlarla karşı karşıya Türkiye de, bölgemiz de.
Köklü bir medeniyet perspektifine sahip olamazsak, yaşadığımız büyük sorunları anlamayız ve kalıcı olarak aşma konusunda hiç bir mesafe alamayız.
Çağımızın en parlak tarihçilerinden ve tarih felsefecilerinden Braudel de, ondan yüzyıllarca önce Braudel'i ve Annales Tarih Okulu'nun derinden etkileyen büyük tarih felsefecimiz İbn Haldun da, köklü tarihî sorunlara uzun ölçekli perspektiflerle nasıl bakılacağını gösterdiler bize.
Burada Braudel'in bir sözüyle yetiniyorum sadece: Bugünü anlayabilmek için tarihi seferber etmek gerekir, der parlak tarihçi.
KÜRESEL SİSTEMİ İNGİLİZLER KURDULAR!
Buradan geleceğim nokta önemli: Küresel sistemi İngilizler kurdular: Kapitalizmin temellerini atanlar, iki sanayi devrimini yapanlar, bölgemizin sorunlarını ve sınırlarını belirleyenler İngilizler!
Osmanlı'yı, önce içerden zihnen elitlerimizi esir alarak, sonra da fiilen -Yahudilerin desteğiyle- çökertenler İngilizler.
Müslüman Hindistan'ı parçalayanlar İngilizler!
Ortadoğu'nun haritalarını cetvellerle çizenler -Bakınız Suriye haritası!- İngilizler!
"Parçala, böl, yönet" stratejisiyle İslâm dünyasını paramparça edenler, yapay devletler ve sorunlar icat edenler de İngilizler!
O yüzden son çeyrek asırdır, DAEŞ, PKK-PYD gibi örgütleri icat edenler ve bu örgütleri kullanarak vekâlet savaşları verenler ve Şia'nın önünü açarak yapay bir mezhep savaşı çıkartmak için inanılmaz şeytanlıklar yapanlar da yine İngilizler!
İngilizler iki asırdır İslâm'la savaşıyorlar.
O yüzden Şark Meselesi stratejisini uyguluyorlar iki asırdır -hem de bizim üzerimizde/n!
Önce tarih yapan bir aktör olarak islâm'ı tarihten uzaklaştırmaya çalıştılar: Osmanlı'yı durdurarak bunu başardılar.
Sonra da Müslümanları İslâm'dan uzaklaştırmak için Hindistan'da Kadiyanilik, Arap Yarımadası'nda Vehhabilik, Türkiye'de FETÖ'yü icat ettiler: Amaç paralel dinler ihdas ederek İslâm'ı tanınamaz hâlâ getirmek ve tıpkı Budizm, Hinduizm, Taoizm gibi fosilleştirmek.
Şunu iyi bileceksiniz: İngilizlerin birincil hedefi petrol ve doğal gaz yataklarını kontrol etmek değil, İslâm'ı dönüştürmek, fosilleştirmek ve tarihten uzaklaştırmak.
O yüzden çeyrek asırdır, burayı yeniden karıştırıyorlar, mezhep savaşları icat ederek bizim bin yıldır kurduğumuz, İslâm dünyasını dimdik ayakta tutan Ehl-i Sünnet Omurgayı çökertmek için inanılmaz bir savaş veriyorlar!
IRAK'I, GERÇEKTEN IRAKLILAR MI YÖNETİYOR, İNGİLİZLER Mİ?
İngilizlerin sadece Irak'ta ne kadar etkin olduklarını görmek bile teorik olarak söylediklerimizi doğrulamaya yeter.
Sevgili Nevzat Çiçek, Irak'ı yöneten kadroların İngilizlerin bağlarını ve bağlantılarını çok iyi çözen bir işe imza attı.
Ortaya çıkan manzara ürpertici. Aşağıdaki listeyi okurken, Şiî İran'ın önünün İngilizler tarafından nasıl açıldığını da düşünün, derim
Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum, hiç de masum birine benzemiyor: 2014 yılına kadar İngiliz vatandaşıymış, şimdi Kanada vatandaşı!
Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve şimdiki danışmayı Ayada Allavi, "kallavi!" bir adammış: Hâlen İngiliz vatandaşı!
Türkiye'ye esip gürleyen Irak Başbakanı İbadi, Kraliçe'den 10 yıl "maaş almış; hâlihazırda İngiliz vatandaşı!
Şimdi anladınımız mı İbadi'nin niçin ve daha önemlisi de kim adına Türkiye'ye esip gürlediğini?
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi: İngiliz vatandaşı!
Irak eski Petrol Bakanı: İngiliz vatandaşı!
Irak Ticaret Bakanı Milas Abdülkerim Kesnezani: İngiliz vatandaşı!
Irak eski Maliye Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve şimdilerde İbadi'nin danışmanı Hoşyar Zebari: İngiliz vatandaşı!
Irak Başbakanı İbadi'nin bir diğer danışmanı Baha el-Araji: İngiliz vatandaşı!
Nevzat Çiçek, bu bilgileri aktardıktan sonra 35 bakandan oluşan Irak kabinesinin 18 bakanının İngiliz vatandaşı olduğunu söylüyor ve şu can alıcı cümleyi kuruyor: "Kiminle karşı karşıya olduğumuzu anlamak için başka söze gerek yok sanırım."
Sözün özü: İngilizlerin iki asırdır ülkemizde ve bölgemizde çevirdikleri tezgâhları derinlemesine kavrayamazsak, hiç bir köklü meseleyi kalıcı olarak çözemeyiz. Vesselâm.


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

20 Ekim 2016 Perşembe

((slayt izle)) Buz dağlarını eriten veli ziyareti

ali erkan kavaklı

Figen Hanım, yeni atanmış çiçeği burnunda bir öğretmendi. Fakir bir semtte öğretmenlik yapıyordu. Kocası Ferit Bey, ona kaşı pırıl pırıl parlayan bir yüzük almıştı. Figen Hanım yüzü parmağına takıp okula geldi. Sınıfta ders dışı konularla ilgilenme şampiyonu Altan, öğretmenin yüzüğünü epey bir süre süzdükten sonra ciddi bir ses tonuyla:

"Öğretmenim, yüzüğünüzdeki pırlanta göz kamaştırıyor. Okul çıkışı dikkat edin, çarpmasınlar. Buralar pek tekin yerler değildir."

Figen Hanım'ın yüzü kıpkırmızı oldu, yüreğini korku dağları bürüdü. Çocuğun terbiyesizliğine kızdı, bağırıp çağırdı. Bütün bunlar yürek çarpıntısını dindirmedi, teneffüste konuyu öğretmenler odasında arkadaşlarıyla paylaştı. İngilizceci Derya Hanım yangına körükle gider gibi:

"Altan çete, dışarıda kendisi gibi arkadaşları var, tehlikeli bir çocuk" deyiverdi.

Figen Hanım'ın yüreği yangın yerine döndü. Tehdidi Ferit Bey'e anlattı. Başlarını belaya sokmamak için soluğu müdür odasında aldılar.

Figen Hanım'ın alı al, moru mordu. Korku ve heyecanla tehdidi müdüre anlattı, çocuğu disipline vermek istediğini söyledi.

Müdür İsmail İlyas Bey tecrübeli biriydi, oturun dedi, misafirlerine çay ısmarladı. 

"Okula ben de yeni geldim, çevreyi pek tanımıyorum, panik yapmayalım. Veli ile tanışıp görüşelim. Bir çözüm yolu arayalım."

Çocuğun dosyasını getirtti. Velinin telefon numarasını buldu ve aradı.

-Beyefendi, fen bilgisi öğretmenimiz, sizinle tanışmak ve Altan ile ilgili sizinle görüşmek istiyor. Müsait bir zamanda size uğrayıp bir çayınızı içmek arzu eder, ne zaman olur?

-Şey, ben işten geç çıkıyorum, geç vakit eve dönerim.

-Saat kaç gibi olur?

-Şey, ne diyeyim, sekizden sonra.

-Tamam, sekiz buçuk diyelim. 

Telefonu kapattı. Figen Hanım'a döndü:

- Velimize uğrayıp bir çayını için. Çocuğun ailesini bir görün, problemi veli ile görüşün.

Ferit Bey bozuldu, yüzü kırmızıdan mora, mordan kırmızıya gidip geliyordu. 

- Şimdi ben, bizi tehdit eden çocuğun velisiyle mi görüşeceğim?

Müdür arkasına yaslandı. Genç meslektaşlarını süzdü. Tedirginliklerini anlıyordu. Mesleğe yeni başlamışlar, hiçbir veliyi evinde ziyaret etmemişlerdi. Akvaryumda balık gibiydiler. Okul çevresi denizdi, orada büyük balıklara yem olmaktan korkuyorlardı.

- Hocam, dedi. Ben bir çözüm ürettim, itiraz ediyorsunuz. Sizin çözümünüzü dinleyeyim.

- Şey, yani çocuğu çağırıp…

- Ağzını burnunu kırayım istiyorsanız güvendiğiniz dağlara kar yağar. Eğitim sacayağı üzerine oturur. Çocuk, veli, öğretmen. İki ayaklı sacayağı olmaz. Veli ile görüşmenizi tavsiye ederim. Sevgili Peygamberimize (sav) on yıl hizmet eden ve ondan eğitim alan Enes bin Malik der ki:

"Ne dövdü ne azarladı ne alay etti ne de yüzünü ekşitti."

"Peygamberimiz (sav) en sevilen öğretmendi. Onu tanıyan herkes onu canından çok sevdi, 23 sene öğretmenlik yaptı ve içinde bulunduğu toplumu a'dan z'ye değiştirdi. Öğretmenlik, gönüllere girme sanatıdır. Sevmediğimiz çocuğu eğitemeyiz. Gönlüne giremediğimiz öğrencinin kafasına da giremeyiz. Veli ile görüşmenizi tavsiyem ederim."

Figen Hanım ve Ferit Bey, hayal kırıklığına uğramışlardı. Gerekiyorsa müdür, veliyi çağırıp bir güzel nasihat etmeli veya fırçalamalı, sorunu çözmeliydi. Kendilerini tehlikeye atmamalıydı ama öyle yapmıyor, kendilerini ateşe atıyordu.

Çaresiz akşam vakti Reşit Bey'in evinin kapısını çaldılar. Endişeliydiler hatta korkuyorlardı. 

Reşit Bey, onları güler yüzle karşıladı. Çocuklarının öğretmeni gelecek diye hazırlanmışlardı. Ayşe Hanım evi süpürüp yeniden düzene koymuş, en iyi yaptığı yemekleri hazırlamıştı. Öğretmenin eve gelmesi sıradan bir şey değildi. Okula ne olmuştu da öğretmen kalkıp eve geliyordu? Bunu öğrenmek için Altan'ı sorgulamış ve çocuğun öğretmene saygısızlık yaptığını öğrenmişlerdi. 

Reşit Bey mahcup bir edayla misafirleri içeriye aldı, oturma odasına buyur etti. Hal hatır sorduktan sonra Ayşe Hanım sofra kurdu, misafirleri davet etti. 

Misafirler nazlandılar ve karnımız tok, dediler. 

Ev sahipleri o kadar ısrar etti ki sofraya oturmaya mecbur kaldılar. Yemekler de baya lezzetliydi.

Sofradan sonra çay içerken Reşit Bey, Altan'ın saygısızlığından dolayı özür dileyiverdi.

Altan hemen söze karıştı:

"Öğretmenim, özür dilerim, kötü niyetten değil, iyi kelime seçmeyi bilmediğimden. Aslında yüzük size çok yakışmış diyecektim…"

Buzlar çözülmüştü. Figen Hanım ve Ferit Bey, korku dağlarından inip huzurun cennet ovalarında gezintiye çıkmış gibi rahatladılar. Ertesi gün İsmail İlyas Bey'e uğrayıp gördükleri itibarı anlattılar. Eğitim sacayağı üzerine otururmuş, akşam onu gördük, dediler. 

Buzlar çözülmüş, karlar erimiş, sorunlu gönüllere bahar gelmişti.

Beyin Vitamini: Çalışkan yazar Vedat Sağlam, bir neslin öğretmeni Necip Fazıl Kısakürek'in hayatını Yalnız Adam isimli eriyle romanlaştırmış. Kitabın "Dedem Necip Fazıl" adıyla öğrenciler için yazılmış 160 sayfalık bir nüshası da var. Necip Fazıl bir dava adamı, İslam davasının çilesini çekmiş insan. Ayağa kalk Sakarya diyerek Anadolu'yu ayağa kaldırmak ve İslam medeniyetini yeniden inşa edecek nesiller yetiştirmek için ömrünü harcadı. Beyazıt yayınları arasında çıkan eser okunmaya değer. (İrtibat, [email protected] , 0530 037 38 58)


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

19 Ekim 2016 Çarşamba

((slayt izle)) Yolumuzdaki engeller

Mehmet Nuri Kaynar
"Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz."

Bernard Shaw

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturup seyre koyulmuş. Bakalım neler olacak?

Sabahın erken saatlerinden itibaren gelmeye başlayan ülkenin zengin tüccarları, kervancıları, saray görevlileri birer birer gelip hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girerler. Pek çoğu da krala "Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyor." demeyi de ihmal etmezler.

Öğleye doğru, saraya meyve ve sebze getiren bir köylü yolun ortasındaki kayayı fark eder etmez sırtındaki küfeyi yere indirir, iki eli ile kayaya sarılır ve ıkına sıkına kayayı itmeye başlar. Sonunda kan ter içinde kalır ama kayayı da yolun kenarına çekmeyi başarır.

Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereyken, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu fark eder. Kesenin içindeki altınları ve bir de kâğıdı görür. Notta "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir." yazıyordur.

Bu kısa hikâye de ne mesajlar var? Biraz düşünmenizi rica ediyorum.

Her engel, aslında bizi yeni fırsatlara hazırlıyor olabilir. Engel gibi görünen şeyler karşısında aldığımız tavırlar bizi olgunlaştırır. Bizi biz yapan olaylar karşısında aldığımız tavırlar değil midir? Sizce kayanın/engelin yanından gelip geçen sıradan insanlar mı değerli yoksa zayıf omuzlarıyla hiç düşünmeden kayaya omuz dayayıp kenara itmeye çalışan köylü mü?

"Bir noktaya ulaşmanın yirmi değişik yolu olabilir? Evet, ama bir an önce bunlardan birine başlamalısınız." Ralph Waldo Emerson

Düşünmek, planlamak elbette çok önemlidir. Ancak alternatifler içinde boğulup karar alamamaktansa en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Bu açıdan baktığımızda karar alıp zaman kaybetmeden başlamak ta önemlidir.

Hedefe giden yolda en büyük engel mazeretlerimizdir. Çoğu zamanda bu mazeretleri o kadar içselleştiririz ki, son derece mantıklı gelir bize. Oysa önümüze çıkan sorunun mutlaka bir çözümü olduğunu düşünüp çözümüne yönelik odaklana bilsek çoğu zaman çözüme kavuşturma gücü, sorunun içinde gizlidir. Çözüme giden yolu göze alabilmeli ve bedelini ödeme cesaret ve kararlılığını gösterebilmeliyiz. Mazeret üretmek ve vazgeçmek yerine gerçekten çabalamış olsak, engeli ortadan kaldırabilecek çözümü bulup ortaya çıkarabiliriz. Vazgeçip kenara çekilmenin oluşturduğu olumsuz havanın haletiruhiyesi bizi mutsuz ederken, kararlılıkla engeli ortadan kaldırma çabası bedenen yorsa da onurlu gayret ve emeğin oluşturduğu atmosfer insanı mutlu eder.

"İlk ve en büyük zafer, insanın kendi kendisini fethetmesidir."  Platon

 


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

18 Ekim 2016 Salı

((slayt izle)) Sende gördüğüm ben

tuba karacan
"Kişi, kendinden bilir işi", demiş atalarımız. Kendimizde var olmayanı başkasında göremez, kalbimizden geçmeyeni dilimize dökemeyiz. İnsanla, eşyayla, toprakla kurduğumuz ilişkilerin tümüne kendimizden gideriz. Kendimizden yola çıkar, kendimize yakın olanı algılar, kendimiz gibi olanda dururuz. En çok kendimizle didişir, en çok kendimize benzeyenle yarışırız. Sevmediğimiz ot niye burnumuzun dibinde biter sizce? Biz onu hemen fark edip, seçiverdiğimiz için şıp diye…
Hayata, olaylara, insanlara bakışımızı belirleyen pek çok faktör vardır. Algılarımızın bir kısmını mizacımız belirlerken, önemli bir kısmını öğreniriz. Çocukluk yıllarımızdan itibaren ebeveynlerimizden aldığımız her geribildirim zihinsel şemalarımızın ilk sınırlarını oluşturur. Anne babamızın "bak amca/teyze kızar sonra" uyarıları amcalar ve teyzeleri tehdit olarak tanımlamamızı sağlar. "Eğer yalan söylersen Allah yakar" cümlesi, yaratıcının zihinlerde, cezalandırıcı bir unsur olarak yerleşmesini kolaylaştırır. "Şuna bak nasıl uyumsuz giyinmiş" dediğimizde çocuğun hayatı boyunca giyim kuşamı ile uğraşmasına sebep oluruz. Herkesi eleştiren ebeveynler, eleştirilme korkusu yaşadıkları için mükemmel olmaya çalışan, bunun mümkün olamayacağını fark ettiğinde ise mutsuzluk içinde kıvranan çocuklar yetiştirirler. Otoriter bir babanın kızı, güç ve baskı oluşturmaya çalışan erkeklerden nefret ederken, kendisini babası gibi bir adamın yanında bulur. Her şeyi kontrol etmeye çalışan bir annenin elinde büyüyen bir erkek, kendisinin hâkim olamadığı her durumun çığırından çıkacağını düşünerek yorulur. Hâsılı algılarımız, sadece olduğumuz, öğrendiğimiz değil; gördüğümüz, geçirdiğimiz, tecrübe ettiğimiz şeylerin de toplamıdır ve ne olursa, biz büyürken olur.
Peki, kendimizle kavgamız nerede başlar?
Kendimizde olanı, karşımızdakinde gördüğümüzde başlar sorunlar. Bize kendi kusurlarımızı hatırlatan kişileri itina ile seçer, kendimizle yüzleşemediğimiz şeyleri onun yüzüne rahatça söyler dururuz. "Sana güvenmiyorum" derken, "kendime güvenmiyorum" demek ister ama güvenilmez biri olduğumuza dair inancımızı içimize gömer, saklı tutarız. "Neden sürekli şikâyet ediyorsun" dediğimiz kişinin, içimizdeki memnuniyetsiz tarafın sesi olduğunu hisseder, aslında kendi müşkülpesentliğimize kızarız. Karşımızdakinin cesaretsizliğini kendi korkaklığımızdan, çaresizliğini kendi zayıflığımızdan tanırız.
Bir de en yakınlarımıza benzettiklerimiz vardır. Yakın ilişkilerimizde çözemediğimiz sorunların acısını, üçüncü şahıslardan çıkarırız. "Aynı babam gibisin" der, kendi babamızla yaşadığımız sıkıntıları eşimize yansıtırız. Eski eşin davranışlarını hatırlatan her ayrıntıyı tanır, yeni hayatımızda aynı yanılgıları yaşamaktan korkarız. Çocuğumuz babaannesine benzerse diye tasalanırken, kendi kayınvalidemizde aslında kimi gördüğümüzü atlarız. Çünkü kendimizde olanı fark etmek bizi öfkeli, hırçın, kaygılı yapar; bu yüzden kaçar, küser, saklanırız.
Herkes kendi penceresinin genişliği, temizliği kadar görür güzellikleri. Binlerce insanın aynı şeye bakıp farklı şeyler görebildiği bir dünyada; bakışımızı, görüşümüzü, dilimizi ve düşünüşümüzü gözden geçirebileceğimiz ne kadar çok ayna var aslında. Olaylar ve insanlar karşısında yaptığımız her yorumun içimizdekileri yansıttığını fark ettiğimizde, kendimizi nasıl bir dünyaya hapsettiğimizi de görebiliriz. Bize kul olma özgürlüğü veren Yaratıcıya şükrümüz oranında mutlu, eksikliklerimizi kabul ettiğimiz oranda kendimiz olabiliriz.
Karşımızdakilerin bizi olduğumuzdan farklı görme, aklımızdan bile geçmeyen şeyleri bize isnat etme çabasına gelince; kendimize, "insanlar seni yanlış anladığında dert etme; duydukları senin sesin, akıllarından geçenler kendi düşünceleridir" der, geçeriz.


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

17 Ekim 2016 Pazartesi

((slayt izle)) Kamuoyuna Şikayet

1264 Sokak No: 2 Adresinde Kutucular iş Merkezinin Altında bir Otopark var sürekli Otopark girişi olan Kaldırıma Araba koyuyorlar ben oradan gelip geçerken zorlanıyorum.Bu gün yine Adamlarla tartışdık. bazende araba koyuyorlar ve ben gelirken çekiyorlar. birde Otoparkın hemen yanında Vitamin Fesbut Dükanı var. daha önce kaldırıma Araba koymuşlar ve ben sürekli elime ayağıma takıldığı için devirmek istemişdim. sonrada benim ellerimden kollarımdan tutarak dövmüşlerdi. buda yetmemiş gibi beni Salih Arıkan dövdü diye 3 kişi birden Savcılığa suç duyurusunda bulundular. bende savcılığa giden ifademde onlardan şikayetci oldum ve başıma bir şey gelirse onlardan bildiğimi ifademde belirttim. benim sağlığım için Dua etsinler yolda bir araba çarpmasın yada başka bir şey olmasın yoksa sorumlusu onlar olur. Vitamin Fesbut sürekli kaldırıma Masa Sandalye koyuyor bende her defasında Şikayet ediyorum. Vitamin Fesbutu ve Otoparkı şikayet etmekten yoruldum bu gün yine Masalarını devirdim. sürekli Otoparka Araba koyarlarsa ve Vitamin Fesbut sürekli Masa Sandalye koymaya devam ederse yine Şikayet edeceğim. amacımız tüm kaldırımların Masalardan Sandalyelerden iş yeri işgallerinden Arabalardan Tabelalardan arınmasını sağlamak.

Tel: 0506 514 96 93

 


--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

16 Ekim 2016 Pazar

((slayt izle)) Gençler neden evlenemiyor?

Evlilik, hayatımızda alabileceğimiz en önemli kararlardan biri, belki de en önemlisi. "Bir ömrü birlikte geçirebileceğimiz, heyecanı, aşkı, tutkuyu hiç kaybetmeden, ilk günkü duygularla yaşayabileceğimiz birini bulma" klişesi, karşılığı olmadığını bize defalarca kanıtladı. Aşkın ne kadar sürdüğü üzerine uzun uzun konuşuldu, yazıldı. Kimyasal açıklamalar, realistik yaklaşımlar aşka hiç yakışmadı ama sonunda ona da bir ömür biçildi. Hepi topu 1 – 2 yıl içinde en büyük aşkların bile biteceği belirlendi. Bu süreye evlilik öncesi tanışma ve flört de eklenince evlilikten geriye, cinsiyet rolleri, sorumluluklar, ailelerle ilişkiler, dengeler ve yine dengeler kaldı.
Bekâr gençlerin evli insanların hayatlarını ilgiyle gözlemlediklerine şahit oluyorum. Kendi anne-babalarının ve yeni nesil evli çiftlerin yaşam biçimleri arasındaki fark büyüdükçe, gençlerin evlilikten beklentileri konusunda kafalarının karışması şaşırtıcı değil. Onca soruna rağmen sürdürülen evliliklerin, yerini "anlaşamazsam, ayrılırım" mantığına bırakmış olması, doğrulayamadığımız ya da yanlışlayamadığımız bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Çiftlerin ilişkilerden beklentilerini hızla dönüştüren, ortak kültürün giderek yok olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Eş seçimlerinde gençler "karar verme kriterlerini" belirlemekte zorlanıyorlar. Ne aradığını bilen gençlerin gerçekçi olmayan beklentiler içinde olduğunu görüyoruz. Kimi çevre yoksunluğundan, elinden tutanı olmadığından evlenemiyor, kimi günün "popüler" özelliklerini taşımadığından tercih edilmiyor. Hayata dair önemli kararlar alırken zorlananlar var bir de. Yanlış bir evlilik yapma korkusu ya da mükemmel evlilik yapma kaygısı, gençlerin evlenmelerini geciktiriyor. "Aman yavrum Allah'tan korkan, kuldan utanan biri olsun" nasihati de havada kalıyor. Özellikle son yıllarda, muhafazakar aile yapısına sahip ailelerin çocuklarının bu nasihate uygun olup olmadığını görmek ve anlamak çok zor. Çağın yükselen değerleri, eş arayışında kalıcı olmayan bir belirleyiciliğe sahip ve sürekli değişiyor.
Gençlerin evlilik kararlarında, eş seçimlerinde kriter olamayacak bazı saplantılarla hareket ettiklerini de görmek mümkün. Sırf bu takıntıları yüzünden belki de çok sağlıklı evlilikler yapabilecekleri adayları eliyor olmaları evlenmelerini zorlaştıran bir etken oluyor. Fiziksel görünüm, meslek, kariyer, seçkin bir aileye sahip olmak tercihleri belirliyor. Herkes, kendisinin ya da çocuğunun ideal bir eş adayı olup olmadığına bakmaksızın "yüksek standartlar" peşinde koşuyor. Denklik, yani "küfuv", yalnızca ekonomik uyum olarak algılanıyor.
Gençlere ve Ailelerine Birkaç Tavsiye
Evlilik, kişinin kendini hazır hissedip hissetmediğini tarttıktan sonra alınması gereken bir karardır. Kendini tanımak, ne istediğini bildiğinden emin olmak, hangi durumlarla baş edip edemeyeceğinin farkında olmak, evliliğin olmazsa olmazlarındandır. Karşıdakini gerçek anlamda tanımak evlilik çatısı altına girmeden mümkün olamayacağından, eş adayını tanıyan yakın çevresinden objektif görüşler alabilmek gerekir. Evlilik öncesi görüşme/flört aşamasında kişinin size değil, ailesine nasıl davrandığına bakmak önemli ipuçları verir. Trafikte, yemekte, iş yerinde yani günlük hayatında nasıl biri olduğu ve çevreyle ilişkisi kişinin gerçekliğini yansıtır. Hepimiz ilişkilerimizin ilk dönemlerinde daha özenli, daha kibar, daha düşünceli oluruz. Bu, karşı tarafa kendimizi farklı gösterme çabası değildir. Hayatımıza yeni giren kişinin bizde uyandırdığı mutluluk ve iyi hissetme duygusuna karşı duyduğumuz derin minnettir. Samimidir, sahicidir ancak geçicidir. İlişkimiz normalleştiğinde, hayatımızın bir parçası haline gelip kanıksadığımızda daha normal, daha rahat, daha gerçek kendilik ortaya çıkar.
Hep söylenir "evlenen sadece gençler değildir, aileler de evlenir". Çok doğru bir sözdür. Burada kastedilen gençlerle birlikte iki ailenin de evlilik birliğiyle bir ilişki ve hısımlık sürecine başladığıdır. Gençlerin eş seçimlerinde kendi aile kültürlerine, değerlerine uygun tercihler yapması ileride hem kendilerini hem de ailelerini rahat ettirir.
Ancak ben farklı bir yöne dikkat çekmek istiyorum. Gençlerin evliliği, anne babalarının da içlerinde kalmış evlilik hayalleri ya da travmalarını canlandırır. Ben yaşayamadım çocuğum yaşasın kaygısı, döner dolaşır çocuğunun da aynı kaderi yaşamasına dönüşür. Belki genci yaşaması muhtemel sıkıntılardan koruma çabası, belki kaçınılan şeylerin kişiyi bumerang gibi gelip bulması, belki de alın yazısı. Bu yüzden ebeveynler kendi geçmişlerinde bıraktıkları acı izleri, çocuklarının evliliğiyle birlikte yeniden canlanmadan, çözmelidirler. Geçmişte bırakılmış yaralı bir duygu, yıllar sonra bile olsa, benzer durumlar yaşandığında yeniden ortaya çıkar ve ilk günkü gibi kanar. Kendi sorunlarımızın gençlerin ilişkilerine zarar vermemesi ebeveynler olarak sorumluluğumuz olmalıdır.
Yazımız, "mutlu evlilik için gerekli kriteler" konusuyla haftaya devam edecektir.tuba karacan

--
Salih ARIKAN
Skaype: saliharikan2
Tel: 0506 514 96 93
Face: saliharikan4

beyazay izmir çalışmalarımız

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

15 Ekim 2016 Cumartesi

((slayt izle)) Küfrün ve kâfirliğin farklı değerlendirilmesi

Küfrün ve kâfirliğin farklı değerlendirilmesi

Allah'ı Kutsak kitapları ve Peygamberleri inkar eden bir yazışma arkadaşına yazdığım cevabi bir yazıya verdiği cevapta. Ona göre olmayan onun gerçeklerini inkar ederek benim kafir olduğumu ve küfrün gerçeği inkar olmasına bağladığı yazısına verdiğim cevap.

Oraj Bey

İlahi din olan ve insanın başlangıcından beri gönderilen bütün dinler ilahi dinlerdir.

Bu dinleri Getiren Peygamberler ile kutsal kitapların insanlara getirdiği ilahi bilgilerde de esasta değişiklik yoktur.

Allah ilahiyatı nasıl Peygamberlerine nasıl öğretti ise kaç asır ara ile gelmiş olurlarsa olsunlar ilahi öğreti aynıdır.

Sadece geldiği zamanlarda ki uygulanacak şeriatlarda Allah'ın takdiri ile zaman ve zemine uygun şartlara göre bazı farklılıklar olmuştur. 

İnsanlar içinden o ilahi dinleri ve gönderen tek İlahı inkâr ile kafir olanlar olmuştur. Yalan söz zaten bir küfürdür.

Bilerek ve ısrar ile ilahi kaynakları inkâr edenlere de kafir denilir. Bilim ile ilim farklıdır. Bilim insandaki beş duyu ile idrak edilebilen algılanan alanların derinliğine doğru yapılan araştırmaların yoldaki rastladığı bilim konuları ile belli alanlar ile sınırlıdır. 

Hâlbuki ilim kalp ve ya gönül olarak ifade ettiğimiz sonsuz boyutlara açılan  Keşifleri yaşamak hali ile ulaşılan ve bu dünyada kelimeler ile ancak aynı ilimlere sahip olanlar ile anlaşa bileceğimiz ama buna dahi ihtiyaç kalmadan da anlaşabileceğimiz alanlardır. Bu ilim alanlarından kalbe gelen ilmi âlemlerdeki verilerin bu âlemde karşılığı olabilecek hiç bir nesne yoktur ki o nesnenin bir de bu âlemde adı da olsun ki şuna benzer diye diye her hangi birisi size anlata bilsin. Anlatamaz çünkü siz farkına varmadan kendinizde bu boyutlara açılan kalp kapılarını kapatmışsınız ki, beş duyunuzun da sadece bu alem frekansına açık tarafı kalmış ve sizi zaman zaman yoklaması gereken acaba ben mi yanılıyorum düşüncelerine olumlu tepki vermek yerine ben bildiğimi okurun. Allah varsa bile bana bir şey yapamaz havalarındasınız.

Bu yüzden sizin ile Kalp Gönül frekanslarında iletişim kurabilmemiz nerede ise imkânsızdır. Ama belki bu gibi sözlerimin ileri ki yıllarda başka bir yaşam kırıntısı ile size açılması da mümkün olabilir. Bu durumda Kâfirin tarifinin içinde onların gözleri vardır ama görmezler, Kulakları vardır duymazlar. Sen görmeyene gösteremezsin arkasını dönüp gidene de duyuramazsın ayetlerinde geçen, kişi inatla inkâr ettiği şeye kalbini kapatmak ile diğer azalarını da kapatmış olur. Bu sözlerin Kuranda geçen ayetlerden alınmış özetlerdir. İncillerde ise İsa As. Şöyle der. Tanrının melekûtuhu ne yerdedir ne göktedir. O sizin içinizdedir.  

Baba (Tanrı) bendedir. Bende ondayım. Ben sizdeyim, siz de bendesiniz. Bunlar size saçma şeyler gibi görünebilir.

Aslında aralarında Allah Hakkında tanrı baba gibi belki tercüme hatalarından da kaynaklana bilen farklı isimler kullanılsa da, doğru sözlerdir. Ancak sizin bu sözlerin manasını anlayabilmeniz için bilim dünyasının belki daha asırlarca çalışması gerekmektedir ki, buna da ömür yetmez. O zamanın kâfirleri de bunu bilmeyecek ne var. Zaten her şey bir şeyin, bir şeyde her şeyin içindedir, diyerek tasavvuf ehlinin bu sözler ile açıkladıkları cümleyi materyalist dünyanın materyallerinin gittikçe madde olmaktan tamamen uzaklaşacağını sadece sonsuz sayıda frekanslardan bir dalga boyunda sıkışmışlıklarını anlayacaklardır. Bunları Cami hocaları içinde ararsanız önce pek sık bulun mayan mutasavvıflar konusunda bilgi sahiplerine ya da Mutasavvıf Şeyh bulursanız ona danışmanız lazımdır. Artık pek bulunmasa da bu yedi milyarlık nüfusu aşmış dünyada, mutlaka bir yerlerde bir iki tane vardır.

Bana Gelince Bilim dünyasında gelişen hiç bir buluşu inkâr etmiyorum ki sizin benim alanımda kafir olduğunuz gibi bende sizin alanınızda kafir olayım.

Bunu söyleye bilmeniz için benimde sizin kendinizi sınırlandırıp, içine hapis olduğunuz kendinize göre algılayıp başkalarını da kendinizin ilim alanına kör ve sağır olduğunuz gibi benim gibileri de kendinizin olduğunu zannettiğiniz.

Hâlbuki çoğumuzun ilgi ile takip ettiğimiz bilim alanındaki konularda yeni ve ya eski buluşları inkâr ile bilim kâfir olayım.

Sanırım benden biraz daha genç-ce yaşlardasınız. Ömrünüzde sana yeni yıllarca ömür verir ise belki bu sözlerimi hatırlayacak zamanlara da ulaşırsınız..

Batı dünyası bilmem ne galaksisini köpeğin boynundaki madalyonun içinde ki atomlar evreninin içinde ararken, o galaksiye ulaşabilirler ise, mikro kozmosta da, makro kozmos da, da bulunan. Aynı galaksiye mikro kozmos kısa yolu ile internet hızında anında dönebilmeye çalışmakla aslında Felsefe ve Tasavvuf alanlarındaki bazı konuları bilimsellik ile sınırlı köreltilmiş bilim insanlarına da bilim yolu ile de henüz bulamadıkları ve belki de hiç bulamayacakları alanlardan haberdar etmeye çalışmaktadırlar.  

Bir yandan da Matrix filmleri yazıp çeviriyorlar. Dünya Robenson'un adası değil ki orada çocukları olsa idi sonsuza kadar aynı adanın deniz kıyısında kumla oynasınlar. Sözü Nasrettin Hocanın âleme verdiği şöyle bir ders ile özetleyeyim.

O zamanların sokak lambaları pek bulunmayan gecenin zifiri karanlığından sokak lambası olan bir lambanın altında aranmaya başlar.

Görenler hayrola hoca bir şey mi düşürdün de böyle acele, acele yerlere bakarak arayıp duruyorsun diye sorarlar. Hoca evet para kesemi düşürdüm der.

Diğerleri de biraz aradıktan sonra burada yok başka bir yerde düşürmüşsündür deyince. Evet arka sokaklardan birinde zifiri karanlık bir yerde düşürdüm der. Hoca öyle ise neden burada arayıp duruyorsun diye sorarlar. Hoca: Bu aydınlıkta bulunmayan şey o karanlıkta bulunur mu diye cevap verir.

İçinizdeki ortalığı aydınlatacak fişi bulup açmadan bu dünya frenkasının aydınlık sandığınız karanlığında ne aradığınızı bilemeyeceksiniz ki içerinizdeki aydınlığı yapacak lambanın fişini arayasınız.

Size hayırlı ve aydınlık günler dilerim.

Sağlıcakla kalınız.

Ahmet Doğan Şimşek

 

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "pınarslayt" grubu.
İlginc buldugunuz POWER-POİNT (SLAYT-PPS) yayinlandigi gruptur. Sizinde paylasacaginiz slaytlar varsa gonderin. mutlaka eki slayt olsun
*Herkese açık web sitesi*
http://groups.google.com/group/pnarslayt
*E-posta*
pnarslayt@googlegroups.com
 
 
 
kaliteli slayt grubu
 
 
 
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/pnarslayt?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "pınarslayt" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için pnarslayt+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.