8 Aralık 2010 Çarşamba

(MADENCİYİZTR) Maden Kazalarına Bakışımız Değişmeli

25-26-27. Dönem Oda Başkanlığımızı yapan Ömer YENEL' in Madencilik Türkiye Dergisinin 11. sayısında çıkan yazısı aşağıdadır.
( http://www.madencilik-turkiye.com/ )

MADEN KAZALARINA BAKIŞIMIZ DEĞİŞMELİ

Madencilik Sektöründe son günlerde artan kazalar konunun yeni bir yaklaşımla ve önemle ele alınmasını gerekli kılmaktadır.

Bakışımızı ve tanımları yeniden gözden geçirmeliyiz. Yıllardır sürdürdüğümüz bakış açısı ile ' Bizde bu kadar sık oluyor da gelişmiş ülkelerde neden az' sorusunun cevabını bulamayız

Oysa söylendiği gibi ne teknik seviyemiz ne de teknik olanaklarımız gelişmiş ülkelerin seviyesinin altında.

O nedenle geliniz sorunun cevabını konuya yaklaşımımızda arayalım ve bu yaklaşım farklılıklarını gözden geçirmeye çalışalım.

Bizde kavlak ( tavandan taş ) düşmesi olayı doğaldır. Hatta kavlak düşünce korkan kimse ile alay bile ederiz.

Eğer düşen taş 1- 2 kg. ise adı kavlak, 50- 100 kg. ya da tonlarca ise adı göçük olur. Bu taşlar yere düşerse göçük, adamın başına düşerse kaza olarak adlandırılır. Göçük sırasında adamın oradan geçiyor olmasını ise 'talihsizlik' diye yorumlamak zorunda kalırız, kavlak düşmesini doğal olarak kabul ettiğimiz sürece.

Kavlak madencilikte doğal bir olay değildir. İstatistikleri tutulmalı, sayıların artması bizi uyarmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Kavlak düşmesi boyutları ne olursa olsun olağan ve önemsiz kabul edilmemelidir. Kavlak düşmesi bir tahkimat, dolayısıyla nezaret veya proje, dolayısıyla mühendislik hatasıdır.

Kaza da ölüm varsa önemseriz. Ölümsüz kazalar aynı büyüklük ve şiddette bile olsalar önemsemeyiz. Hatta bir kişinin öldüğü kazalara çoğu kez savcı bile gelmez Karadon da olan kazanın aynısı aylar önce Kozlu da olmuş ama vardiya değişimine denk geldiği için herhangi can kaybına neden olmamış ve Karadon kazası kadar önemsenmemiş hatta haber bile olmamıştır. Kazaların nedeni ve şiddeti aynı veya farklı bile olsa kaza kazadır ve can kaybı sayısına göre sınıflandırılmamalıdır. Çok can kaybı olursa ' büyük kaza' az olursa ' küçük kaza' deriz. Bu şekildeki yaklaşımlar bizi daha az dikkatli olmaya sevk ediyor.

Yeraltında üretim yapılan her yerin kaçamağı ( başka bir çıkış yolu) olması gerekir. Üretim esnasında çalışanların göçüğün arkasında mahsur kalması proje hatasıdır. Buna rağmen yeraltındaki kazı faaliyetleri ( üretim ya da hazırlık) sırasında kaçamağı olamayan durumlarda olabilir. O zaman gerinin tahkimatını ona göre, göçüğe imkan vermeyecek şekilde yapmak zorundasınızdır.Metro tünellerinin kazıları sırasında aynanın
gerisinde göçük oluyor mu? Bu denli ağır bir tahkimatı, yaptığımız işletmenin ekonomisi kaldırmıyor diyorsanız o zaman o proje gerçekleşemez demektir.

Bu açıdan bakıldığında Şili'deki kaza, kurtarmadaki büyük başarı yanında oluşu itibariyle proje ve mühendislik hatasının daniskasıdır.

Havalandırmanın yetersizliği sonucu meydana gelen kazalar projelendirme hatasıdır.

Gazlı ocaklarda yeraltında kıvılcım, alev gibi tetikleyici ısı kaynakları olamaz.bu konu çok nettir ve tarifsizdir.

Yeraltında zaman zaman ani gaz çıkışı olsa bile hiçbir zaman patlama olmamalıdır. Eğer ani gaz çıkışışından sonra patlama meydana geliyor ise yeraltında sıklıkla tetikleyici bir kaynak vardır sonucu çıkar. Bu konu , yani yeraltında ki tetikleyici kaynaklar hususu ( sigara dahil ) şimdi yapılandan daha titizlikle denetlenmelidir. Yeraltına giren her cihaz Alev Sızdırmaz sertifikalı olmalıdır. Ama daha önemlisi bu cihazların yeraltındaki çalışması sırasında alev sızdırmasızlıkları sık sık ve mutlaka test edilmelidir.

İş güvenliği mühendisliği, gelişmiş ülkelerde en iyi yetişmiş mühendislerden oluşturulurken bizde ( kızak) yeridir.Bu yaklaşımda değişmelidir.

Mühendis için birincil konu iş güvenliği olmalıdır. Çünkü söz konusu olan insan hayatıdır. Mühendis iş güvenliği yoksa işçisini ocağa sokmamalıdır. Güvenlik nedeniyle işçisini ocağa indirmemek gibi bir olayı hiç duydunuz mu? Özel sektörde olursa işten atarlar da onun için yapamaz deniliyor, peki Devlet işletmesinde hiç duydunuz mu?

Çok önemli olan farklı bir diğer yaklaşım da , geçmişte ve hatta son günlere kadar hataları hep anonimleştirmemizdir.Kazanın sebebine 'sistem' veya ' yönetim' dedik, ödenek vermeyen ' devlet' veya' hazine' dedik. Bazen de bireyselleştirmeye kalktık o zaman da ' Bakan' dedik , ' Genel müdür' dedik.

Ama unutulmamalıdır ki eğer yeraltının teknik patronu biz isek sorumlusu da ( suçlusu demiyorum ) biz Mühendisleriz.

Yukarıda değindiğim konular farklı yaklaşımların sadece bazıları idi.

Maden kazalarını en aza indirmek için çözüm,en kısa zamanda ve vakit geçirmeden biz mühendisler olarak ( ama sadece biz kendi aramızda ) bir araya gelmek ( şura, çalıştay gibi ) ve bu konuları kendi aramızda ama bu güne kadarki yaklaşım ve değerlendirmelerden farklı olarak tartışmaktır.

Madencilikteki kazaları , yeni tanımları ve kazalar karşısında mühendislerin duruşunu ( duruşumuzu ) belirlemektir.

Ömer Yenel
Maden Yük.Müh.

--
www.madenilan.com (Aracısız ve ücretsiz madencilik ilan portalı)
Grubun sahibiyle iletişim:Maden Yük.Müh. Abdullah AKÖZEL. aakozel@gmail.com 0506 427 42 22
Bu mesajı Google Grupları "MADENCİYİZTR" grubu.na üye olduğunuzdan aldınız.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : madenciyiztr@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin:
madenciyiztr+unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com.tr/group/madenciyiztr?hl=tr adresinde bu grubu
ziyaret ediniz.