Necati YILDIZ
www.habermaden.com dan alınmıştır.
________________________________
Ülke kaynaklarının kaynak kaybı olmadan, ülke menfaatleri
doğrultusunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği ilkeleri çerçevesinde
üretilmesi maden kanunun temel ilkesi olmalıdır.
Ülkemizde madencilik emek yoğun bir çalışmayı gerektirmektedir.
İşçinin yeteri kadar eğitim alamamış olması, üretim zorlaması, iş
yerindeki çalışma koşulları, teknik nezaretçilik sistemi, zor çalışma
koşulları, piyasalardaki dalgalanmalar iş kazalarını ve üretimde
kaynak kayıplarını gündeme getirmektedir. Ülkemizde emeğe saygılı,
duyarlı, çalışanının hakkını veren madenciler ile sorumluluğunun
bilincinde olan mühendisler her zaman ağırlıklı çoğunlukta olmasına
karşın iş kazalarının önlenmesi mümkün olamamaktadır. O zaman iş
kazlarını ve kaynak kaybını en alt seviyeye çekmek için bir şeyler
yapmamız gerektiği ortadadır.
İlki 1999 yılında Maden Mühendisleri Odası ile Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığınca ortaklaşa yapılan 1.Fenni Nezaretçilik Seminerin
yürütme kurulu başkanlığını yaptığımda fenni nezaretçilik; "devlet
adına madenciyi denetleyen, maaşını denetlediği işverenden alan,
işverenin seçtiği, devlete karşı her şeyden sorumlu, kamu görevi
üstlenmiş maden mühendisi" olarak tanımlamıştık. Bu tanımlama içinde
o kadar çok çelişki var ki bu çelişkiler çözülmedikçe maden
mühendisinin teknik nezaretçilik görevini hakkı ile yapabilmesi
mümkün görülmemektedir.
Öncelikle mühendislik eğitimlerine baktığınızda maden kanunun temel
ilkesi'ne uygun eğitim Maden Mühendisliği fakültelerinde verildiği
gerçeğini ifade etmekte yarar görmekteyim. Bu görevi başka bir
mühendislik eğitimi almış kişilerin üstlenebilmesi mümkün değildir.
5177 sayılı Kanun ile fenni nezaretçilik isminin "Teknik Nezaretçi"
olarak değiştirmesi sağlanmış, teknik nezaretçi olabilmek için
"eğitim" öngörülmüştür. Ülkemizde zannedersem 15'in üzerinde maden
mühendisi yetiştiren üniversite mevcuttur. Bu üniversitelerde maden
kanunu ve iş güvenliği ile ilgili temel eğitim verilmesine karşın
çoğunda bu konular mevzuat ile gerektiği şekilde
ilişkilendirilememiştir. Basit bir örnek vermem gerekirse; işverenle
anlaşarak ayrılmış bir meslektaşımız, bunu MİGEM'e bildirmediği için
birkaç yıl sonra o işyerinde meydana gelmiş bir kazadan sorumlu
olduğunu savcının karşısında öğrenmiştir. Bu eksikliklerin
giderilmesi için bazı kimseler tarafından eleştiriliyor da olsa bir
"eğitim" öngörülmüştür.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Alt Komisyonu'nda Maden Kanunu Tasarısı görüşülmektedir. Maden
Mühendisleri Odası Yönetimi adeta kanayan bir yaraya benzeyen "Teknik
Nezaretçi"lik sistemini doğru bir zemine oturtacak yasal bir çalışma
yapmış, her platformda bunu savunmaktadır. Odanın 13.000'ne yakın
üyesi vardır. Oda hiçbir zaman siyasi bir ayırım yapmadan, zaten
yapması da mümkün değildir, üyelerinin haklarını, sorun ve çözüm
önerilerini her platformda ortaya koyup savunmaktadır.
Meslektaşlarımızın haklarını alma ve teknik nezaretçiliğin doğru bir
zemine oturtulmasını her zaman savunan ve gelişmeleri yakından takip
eden biri olarak, Oda Başkanının yerine kendimi koyduğumda, bu
kadar çabayı ben de gösterebilir miyim demekten kendimi alamıyorum.
Maden Mühendisleri Odası madencilik konusunda en birikimli kişilerin
üyesi olduğu, yıllardan bu yana çağın ve teknolojilerin gerektirdiği
gelişmeler dışında, ülke kaynaklarının ülke yararına işletilmesi
konusunda çizgisini hiçbir zaman değiştirmemiş ve değiştirmeyecek bir
yapıya sahiptir. Bu konuda Odanın deneyimli kişilerin oluşturduğu
Çalışma Gruplarında, üye meslektaşlarımızın önerisi doğrultusunda
3213 sayılı Maden Kanunun 31 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası
ile ilgili aşağıdaki öneri hazırlanmış ve Maden kanunu Tasarılı ile
ilgili olarak Alt Komisyona sunulmuştur;
"Maden üretimi, maden mühendisi nezaretinde yapılır. En az on beş işçi
çalıştıran yeraltı üretim yöntemiyle çalışan işletmeler ile en az otuz
işçi çalıştıran işletmeler en az bir maden mühendisini daimi olarak
istihdam etmek zorundadır. Vardiyalı olarak çalışan maden
işletmelerinde her vardiyada en az bir maden mühendisi daimi olarak
istihdam edilir. Teknik nezaretçi ve daimi olarak istihdam edilen
maden mühendisinin görev, yetki, sorumlulukları ile atanma usul ve
esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."
"Ruhsat sahibi tarafından teknik nezaretçiye ödenmesi gereken ücret,
Bakanlıkça oluşturulacak nezaretçilik hesabına yatırılır. Nezaretçi
ücretini bu hesaptan alır. Ruhsat sahibinin, ücreti yatırmaması
durumunda, ruhsat teminatı irad kaydedilerek faaliyet durdurulur.
Ücretin yatırılması ve teminatın yenilenmesi durumunda faaliyete izin
verilir. Nezaretçilik ücreti her sene Bakanlığın görüşü alınarak Maden
Mühendisleri Odasınca belirlenerek Resmi Gazete'de ilan edilir.
Nezaretçilik hesabına ücretlerin yatırılma tarihi, hesabın denetimi ve
yönetimi ile ilgili hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile
düzenlenir."
Bu öneri Oda üyelerinin siyasi erg'den talepleridir. Öneriye sıcak
bakılmayacak olursa başta Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı, öneriye olumsuz bakan milletvekilleri bundan
sonra ülke kaynaklarının heder edilmesinden, meydana gelecek iş
kazalarından "manevi olarak" sorumlu olacaklardır. Bu öneriye Maden
İşleri Genel Müdürü Sayın Hamdi Yıldırım'ın sıcak baktığını
biliyorum. Eğer fikrini değiştirirse Sayın Genel Müdür de bu "manevi
sorumluluğa" ortak olacaktır.
Çıkarılacak yönetmeliğe teknik nezaretçi ile ruhsat sahibi arasında
bir de "sözleşme yapılması" mutlaka konulmalıdır.
Maden Mühendisleri Odası, iş kazalarının önlenebilmesi için ithal
kömürden % 2 kesinti yapılarak oluşacak kaynaktan özellikle yer altı
işletmelerinde iş güvenliği ekipmanlarının alımı konusunda sektöre
teşvik verilmesi ile ilgili bir düzenlemeyi de Komisyon üyelerine
vermiştir. Yine Oda tarafından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
bünyesinde ve bağlı kamu kurumlarında çalışan personelin de özlük
haklarının iyileştirilmesine ilişkin bir çalışmayı ilgililere
iletmiştir.
Temennim bu öneri maddeleri yasalaşır da meslektaşlarımızın bir
sorunu çözülmüş olur. Unutulmamalıdır; Bu ülkede açılmış 15'in
üzerinde maden mühendisi yetiştiren üniversite mevcut. Sorun birkaç
kişinin özel sorunu değildir. Bu meslekten sağlanan gelir üzerine
kurulmuş "aileler" vardır. Ana ve babalar çoğu umutlarını
üniversitelerden diploma almış evlatlarına bağlamıştır. Bazıları
malını mülkünü satmış, bazıları da evladını okutmak amacı ile
borçlanmıştır. Bu ifadeler "acındırma" değil "ülkenin acı
gerçekleridir". Maden Mühendisleri ağırlıklı olarak "Devletin Hüküm
ve tasarrufu altında" olan madenlerde çalışmak zorundadır. Bu
zorunluluk maden mühendislerini diğer mühendislik disiplinlerinden
farklı kılmaktadır. İdari erg bu gerçeği unutmamalı ülkemiz
kaynaklarının işçi sağlığı ve iş güvenliği ilkeleri çerçevesinde
kaynak kaybı olmadan üretilmesi için "kamu görevi üslenmiş maden
mühendislerinin sorunlarının çözümüne yönelik bu düzenlemenin
yasalaşması için destek vermelidir.
--
Aracısız ve ücretsiz ilan portalı
(Maden Müh iş ilanları+Madencilikle ilgili tüm ilanlar)
www.madenilan.com.
Madencilerin internette buluşma noktası
www.madenciforum.com
Abdullah AKÖZEL
Maden Yük.Mühendisi
0506 427 42 22 aakozel@gmail.com
--
www.madenilan.com (Aracısız ve ücretsiz madencilik ilan portalı)
Grubun sahibiyle iletişim:Maden Yük.Müh. Abdullah AKÖZEL. aakozel@gmail.com 0506 427 42 22
Bu mesajı Google Grupları "MADENCİYİZTR" grubu.na üye olduğunuzdan aldınız.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : madenciyiztr@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin:
madenciyiztr+unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com.tr/group/madenciyiztr?hl=tr adresinde bu grubu
ziyaret ediniz.
To unsubscribe, reply using "remove me" as the subject.
